Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Paleoantropoloji CBT 1481/7 Ağustos 2015 11 GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner dr.m.cetiner@gmail.com Homo sapiens dünyayı nasıl istilâ etti? Dünyada bugüne dek çok sayıda insan türü yaşadı. Ancak bunların vanlarla karşılaştılar. Bu karşılaşmadan kısa bir süre sonra bu arkaik insanların yok olduğu göiçinde yalnızca bizim türümüz olan Homo sapiens gezegeni bütünüyle rülüyor; ancak DNA’ları gruplararası eşleşmeye bağlı olarak içimizde yaşıyor. ele geçirdi ve diğer türleri ortadan kaldırdı. Yeni bir varsayıma göre bunun iki nedeni vardı: İşbirliğine yatkınlık geni, Düşmanla yakın KITALAR NASIL İSTİLA EDİLDİ? plan mücadeleye gerek bırakmayan fırlatılabilen silahların icadı Güneydoğu Asya’ya kadar gelebilenler, 7 0.000 yıl önce bizim türümüz olan Homo sapiens’ler Afrika’yı terk ederek dünyada yayılmaya başladı. Diğer insan türleri de Avrupa ve Asya’da kendilerine yerleşim alanları kurmuşlardı. Fakat yalnızca bizim türümüz olan H. sapiens’ler tüm kıtaları ve pek çok ada zincirini istila etme başarısını gösterdi. Paleoantropologlar H. Sapiens’lerin yayılışını sıradan bir olay olarak ele almıyor. H. Sapiens’ler gittikleri her yerde ekolojik sistemlerde çok ciddi değişiklikler yarattı; karşılaştıkları arkaik insanları ve çok sayıda iri hayvan türünü de ortadan kaldırdı. HOMO SAPİENS NİÇİN BU KADAR BAŞARILI? Paleoantropologlar uzun zamandır modern insanların istilacı göçlerinin altında yatan nedenleri araştırıyor. Bugüne dek bu konuda çeşitli ku ramlar ortaya atıldı. Bazı uzmanlar daha büyük veya daha gelişmiş bir beynin evrimi sayesinde modern insanların gittikleri yerlerde daha önce hiç karşılaşmadıkları güçlükleri alt ederek uyum sağlayabildiğini ileri sürüyor. Başkaları ise yeni teknoloji sayesinde türümüzün Afrika’dan çıkarak avlanabildiklerine ve düşmanlarını yendiklerine inanıyor. Üçüncü senaryoya göre ise Afrika’nın dışında yaşamakta olan Neanderthal ve diğer arkaik insan türü popülasyonları iklim değişikliğine bağlı olarak zayıfladı ve modern insan bunu fırsat bilip tümünü ortadan kaldırdı. Ancak bunların hiçbiri H. sapiens’in niçin bu kadar başarılı olduğu gerçeğini tam olarak açıklayamıyor; yalnızca Batı Avrupa gibi belirli bölgelerde H. sapiens’lerin faaliyetlerine kısmî açıklama getirebiliyor. Ancak bu açıklamaları yetersiz bulan bilim insanları, son yıllarda bu BÜYÜK İNSAN DİYASPORASININ birden fazla evreleri olan tek bir olay olarak ele alınmasının daha doğru bir yaklaşım olduğuna karar verdi. burada sonsuza dek uzanan denizlerle karşılaştılar. Ancak bu engel de onları durduramadı; suya dayanıklı teknelerle aşarak, bundan 45.000 yıl önce Avustralya kıyılarına vardılar. Yıllarca insan türünün bulunmadığı bu topraklarda yaşayabilen iri gövdeli hayvanlar kısa zaman içinde yok edildiler. Bu öncüler Tasmanya’ya kadar ilerleyebilse de, güney denizlerinin güçlü dalgaları Antarktika’ya geçmelerine izin vermedi. Ekvatorun diğer tarafında kalan H. sapiens popülasyonu Sibiryaya’ya kadar ilerleyerek Kuzey Kutbu bölgesini kuşatan topraklara ayakbastılar. Buzullar bunların Amerika kıtalarına girmelerini bir süre engelledi, ancak 14.000 yıl önce bugün bile hala nasıl olduğunu bilemediğimiz bir şekilde insanlar bu kıtanın insan yüzü görmemiş vahşi doğasına adım attılar. Birkaç bin yıl içinde Güney Amerika’nın en uç noktasına ulaştılar. Bu süreçte bütün iri gövdeli hayvanlar yok edildi. özellikler bulunmakla birlikte, modern insandaki tamamen farklı. H. sapiens bu özelliğe nasıl sahip olmuş olabilir? Toplumsal evrimin matematiksel modeli bu soruyu kısmen yanıtlayabiliyor. Santa Fe Enstitüsü’nden ekonomist Sam Bowles, birbirleriyle çatışma halinde bulunan grupların bulunduğu koşullarda bu özelliğin ortaya çıktığını ileri sürüyor. Bowles’e göre bir grubun içindeki üyeler ne kadar sosyal ise, o grup daha verimli bir yaşam sürüyor ve rakiplerini daha kolay alt edebiliyor. Bu durumda hayatta kalmayı ve üremeyi kolaylaştıran işbirliği genleri bir sonraki nesle geçiyor ve işbirliği yatkınlığı kuşaktan kuşağa yayılıyor. Bazı biyologlara göre bu davranışın yayılması için popülasyon boyutlarının küçük olması gerekiyor. Kaldı ki Afrika’daki orijinal H. sapiens’ler de küçük gruplardan oluşuyordu. daha şiddetli ve acımasız bir yol izliyordu. Bugün de aynı kural geçerlidir. Etnik gruplar ve ulus devletler, petrol, su ve zengin tarım toprakları gibi bol ve öngörülebilir kaynakları tehlikeye girdiğinde çatışmaya girmekten çekinmezler. Avcıtoplayıcı topluluklarla ilgili arkeolojik ve etnografik kayıtlar da en şiddetli çalışmaların yiyeceklerin en bol ve sürdürülebilir olduğu bölgelerde gerçekleştiğini gösteriyor. derin ve ölümcül olduğunu keşfettiler. Zaman ilerledikçe fırlatılan silahların daha uzağa gitmesi için hafifletilmesi gerekti. Pinnacle Point kazıları bu konuda çok zengin bir birikime sahip. İşte bu silahlar ve işbirliği sayesinde H. sapiens Afrika’nın kapılarını açarak dünyaya yayıldı. Mızrak fırlatamayan ve işbirliği yapamayan Neanderthaller de bu yeni modern insanın karşısında dayanamadı. Karabük Üniversitesi Tıp Mühendisliği Bölümü ne oldu? Geçtiğimiz günlerde okurlarımdan biri bana bir elektronik posta gönderdi. Virgülüne dokunmadan yayınlıyorum. “Ben Karabük Üniversitesi tıp mühendisliği öğrencisiyim. Bizim bölümümüz 2013 yılında ilk defa Karabük üniversitesinde açıldı. Tercih ederken çok isteyerek tercih ettim . Ama bu sene vizeler bittikten sonra YÖK’ten bölümümüz ile ilgili kapatılma kararı alındı. Tekrar bölümümüz açıldı. 300 olan kontenjanımız 15’e düşürüldü. Bütün öğrencilerin kafasında çok soru işaretleri var. Umudumuz kalmadı bu bölümü okuma hevesimiz gitti. Ben şuan hemşireliğe geçmek istiyorum. Geçenlerde internette dolaşırken sizin tıp mühendisliği ile ilgili yazınızı gördükten sonra bu bölümün geleceği ile ilgili sizden bilgi almak istedim. Bana cevap verirseniz çok memnun olurum.” Rektör Burhanettin Uysal, 201312014 öğretim yılı başında öğrenci alınacağı müjdesini veriyor ve okurumun sözünü ettiği Karabük Üniversitesi Tıp Mühendisliği Bölümü ile ilgili olarak şunları söylüyordu. ‘’Karabük Üniversitesi ilklerin üniversitesi. Daha önce de ülkemizde hiç olmayan Raylı Sistemler Mühendisliğini açmıştık. Şimdi yine bir ilki gerçekleştireceğiz. Türkiye’de daha önce olmayan tıp mühendislerini yetiştireceğiz. YÖK’e başvurduk ve onay aldık. Bu bölümde tıp malzemelerinin üretimi konusunda eğitim verilecek. Bir yıl İngilizce hazırlık olmak üzere dört yıl akademik eğitim aldıktan sonra mezun olacaklar.’’ Bakın Sayın Cumhurbaşkanı o yıllarda müjdeyi nasıl vermişti. “Üç Katrilyon Karabük’e yatırım yaptık. Türkiye’deki ilk Tıp Mühendisliği bölümünü Karabük Üniversitesi’nde hayata geçirdik.” 27 Haziran 2013 tarihinde Hürriyet gazetesi bölümü şu cümlelerle duyurmuştu. “Bu yıl ilk kez açılan tıp mühendisliği bölümü Karabük Üniversitesi’nde açıldı. Tıp mühendisliği, tıp malzemelerinin üretimi konusunda eğitim verecek. Malzeme mühendisleri, makine mühendisleri, bilgisayar ve elektrikelektronik mühendisleri disiplinler arası bir çalışma yapacak. Bu bölümü tercih edecek adaylar, bir yıl İngilizce hazırlık olmak üzere 4 yıl eğitim alacaklar.” Peki şimdi ne oldu? Sayın Cumhurbaşkanının açılış müjdesini meydanlardan verdiği bölümde öğrenciler neden hemşireliğe geçmek istiyorlar. Ne oldu Türkiye’nin ilk Tıp Mühendislerine? Aradan iki yıl geçti ve Karabük Net Haber, Nisan 2015 tarihinde şu haberi yayınladı. “YÖK tarafından Karabük Üniversitesi Rektörlüğüne gönderilen yazıda, Tıp Mühendisliği bölümünün zayıf kaldığı, bu nedenle Tıp Mühendisliği bölümüne öğrenci kaydı artık yapılmayacağı, mevcut öğrencilerin statülerini koruyarak, Biyomedikal Mühendisliği bünyesinde eğitime devam edileceği belirtildi.“ Tıp malzemeleri üretimi amacıyla açılan bu bölüme öğretim üyeleri de atandı bu iki yıl içinde. İki yıl önceki Sözcü gazetesi bu atamaları şöyle duyurdu. “Fakültede geçen yıl açılan Tıp Mühendisliği Bölümüne beyin cerrahı Doç. Dr. Orhan Şen ile ürolog Doç. Dr. Fatih Yalçınkaya atandı. Şen ve Yalçınkaya bu atama ile doçentlikten profesörlüğe yükselmiş oldu.” Tıp malzemeleri yapmak için açılan ve bunun eğitiminin verileceği bölüme atanan bir ürolog ve bir beyin cerrahı şaşkınlık yarattı tabii! Tabip Odası atamalara tepki gösterdi. Gazeteler bu atamaları haber yaptı. Anlaşılan bölüm halen aktif. Nitekim Dekan Dr. Orhan Şen’in de yer aldığı tanıtım sayfası halen Üniversitenin web sayfasında yer alıyor. İnanıyorum ki, Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal ve Dekan Orhan Şen, bölümün aktif ve üretken olabilmesi için gerekli girişimleri yapıyordur. Kendilerine gelecek arayan gençlerimize verilecek bir yanıtımız, onlara sunacağımız bir gelecek olmalı. Onların umutlarını ve beklentilerini olmayacak hayallere boğma hakkımız yok. Bu çocuklara ne yapılabilir, yanıt bulmalıyız. Katkılarınızı bekliyorum. Ön yargısız tıp mühendisliği dalı ve Karabük Üniversitesi’nde yaşananlar ile ilişkili olarak tüm bilgilendirme ve tartışmalara bu sayfanın açık olduğunu belirtmek isterim, virgülüne dokunmadan yayınlayacağım, yanıt haklarına da saygı duyarak elbette. SOYKIRIMLARIN NEDENİ Modern insan zekasının ve işbirliğinin ilk kurbanı olan Neanderthaller bugün dünyayı kana bulayan soykırımların nasıl oluştuğuna ışık tutuyor. Yiyecek ve toprak kıtlığı belirdiğinde bize benzemeyen veya bizim gibi konuşmayan insanlari “diğerleri” olarak nitelendirme eğilimi güçlenir. Ve onları ortadan kaldırma gerekçesi de yalnızca bu farklılıklardır. Bilim, insanlarda kendi dışındakileri “diğerleri” olarak görme ve onlara kötü muamele etme geninin ne kadar güçlü olduğunu son yıllarda anlamış bulunuyor. Ancak H. sapiens’in kıtlık dönemlerinde bu kadar acımasız davranışlar sergilemesi, bizim de onların devamı olarak aynı acımasızlığı göstereceğimiz anlamına gelmez. Kültür, en güçlü biyolojik dürtünün bile üstesinden gelebilir. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak: Scientific American, Ağustos 2015 http://www.nature.com/nature/journal/ v491/n7425/full/nature11660.html http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0047248414002292 GRUPLAR ARASI ÇATIŞMALAR Ortalama 25 kişiden oluşan bu küçük gruplar sıklıkla birbiriyle çatışıyorlardı. Çatışmaların nedeni genellikle ekonomikti; başka bir deyişle yiyecek stoklarını yabancılara karşı korumaktı. Burada da kural şöyle işliyordu: Bol ve sürdürülebilir bir miktara sahip kaynakların söz konusu olduğu durumlarda, gruplar arası çatışmalar BİRLEŞTİRİCİ AÇIKLAMA Afrika’nın güney sahillerindeki Pinnacle Point bölgesindeki 16 yıl önce başlatılan arkeolojik kazılardan elde edilen bulguları biyolojik ve sosyal bilimlerdeki ilerlemelerle birlikte ele alan Arizona Eyalet Üniversitesi’nden Profesör Curtis W. Marean, yepyeni bir varsayım ile bu bütünleştirici adımı atmış oldu. Bu yeni görüşe göre diyasporayı tetikleyen yepyeni bir sosyal davranışın ortaya çıkmasıydı. Akrabalık ilişkisi bulunmayan bireylerle işbirliği yapmaya yönelik genetik bir eğilim ile ortaya çıkan bu davranış, yeni ortamlara uyum sağlama becerisini de beraberinde getirdi. İşbirliğinin gelişmesi teknolojik yeniliklerin de yolunu açtı. Mızrak ve ok gibi uzağa fırlatılabilen silahların üretimi sayesinde atalarımız, göğüs göğüse savaşmaya gerek kalmadan, uzaktaki düşmanı bertaraf etme şansına kavuştular. OLAĞANÜSTÜ İŞBİRLİĞİ EĞİLİMİ Büyük İnsan Diyasporası’nın başlangıç nedenleriyle ilişkin ortaya atılan kuram iki temel olguya dayandırılıyor: Göçün başlangıç dönemiyle ilgili açıklamalar Hızlı yayılmacılığın altındaki mekanizma ile ilgili açıklamalar Bir kere modern insan olağanüstü bir işbirliği yeteneğine sahip. Ve işbirliği yaptığımız insanlarla akrabalık ilişkimizin bulunması gerekmiyor. Hatta bu insanlar bizlere tamamen yabancı bile olabilir. Öyle ki akrabamız bile olmayan insanlarla el ele verip, başka gruplara savaş açabiliyoruz ve düşman bellediğimiz yabancıları acımasızca öldürüyoruz. Bilim insanları bu özelliğin öğrenilmiş bir eğilim olmadığını; yalnızca H. sapiens’lere özgü genetik bir özellik olduğunu söylüyor. Bazı hayvanlarda da buna benzer Yiyecek stoğunu düşmanlarından korumak için grup içi işbirliğini oluşturan H. sapiens, çatışmalarda kullanmak üzere yepyeni silahlar geliştirmek zorundaydı. Yakın plan çatışmalarda yaralanma ve ölme riskinin yüksek olması, uzaktan çatışmaya uygun silahlar ve pusu kurma becerisi gerektiriyordu. Bütün bu gereksinimlerin sonucunda mızrak ve ok gibi fırlatılabilir silahları geliştirdiler. Zaman içinde silah teknolojisi giderek daha ölümcül bir nitelik kazanmaya başladı. Ucu inceltilmiş tahta sopalardan yapılmış mızraklar hemen öldürmüyor, yaralı hayvanın daha büyük bir tehlike oluşturmasına yol açıyordu. Mızrağın ucuna kenarı keskinleştirilmiş taş parçası bağladıklarında ise açılan yaraların daha Yaklaşık 35.000 yıl önce Kuzey Kutbu’na geçiş ÇATIŞMALAR İÇİN GEREKLİ OLAN SİLAHLAR SON GELEN KAZANIR KABINA SIĞAMAMA DÜRTÜSÜ H. sapiens’in gezegeni istila etmesinin ne denli olağanüstü bir başarı olduğunu anlamak için 200.000 yıl önce türümüzün Afrika’da ortaya çıkışına bir göz atalım. Anatomik olarak modern bir yapıya sahip olan bu insanlar, on binlerce yıl boyunca Afrika kıtasının dışına adım atmadılar. 100.000 önce ise içlerinden bir grup Ortadoğu’ya kadar uzanabildi ama daha ileriye gidemedi. Çünkü bunun için gerekli olan donanımdan yoksundular. Daha sonra 70.000 yıl önce küçük bir öncü popülasyon daha başarılı bir strateji ile Afrika’dan çıkarak Avrasya’ya kadar gidebildi. Bunlar biraz daha ilerleyip, Batı Avrupa’da Nearderthallerle, Asya’da Deniso Küçük taş bıçaklar: Güney Afrika’daki Pinnacle Point bölgesinde yapılan kazılardan çıkan silahlar (üstte), insanların uzağa fırlatılan silahları 71.000 yıl önce icat etmiş olduğunu ortaya çıkartıyor. Taştan yapılmış bu küçük mızrak uçları, tahta sopaların ucuna bağlanıyor ve yırtıcı hayvan ve düşmana karşı H. sapiens’lere büyük avantaj sağlıyordu (altta). Homo sapiens kendinden öncekilerin ayak Yaklaşık izlerini takip etmek yerine, yeni topraklara açıldı 45.000 yıl önce ve gittiği her yerde ekosistemi dönüştürdü. Bizim Batı Avrupa’ya varış türümüz olan Homo’nun Afrika’da (mor) ortaya çıkıve Neanderthallerin şından hemen sonra atalarımız iki milyon yıl önceyokoluşu sinden başlayarak ana kıtalarından çıkıp dünyaya yayılmaya başladılar. Avrasya’nın farklı bölgelerine girdiler ve zaman içinde Homo erectus’a, Neandert55.000 yıl hale ve Denisovanlara (yeşil) evrildiler. önce 200.000 yıl öncesine gelindiğinde anatomik Güneydoğu olarak modern H.sapiens evrildi. 160.000 yıl önce Asya’ya varış ve iklim koşulları bozulduğunda Afrika’nın pek çok Denisovanların 70.000 bölgesi yaşanamayacak hale geldi. Bunun üzerine yokoluşu –55.000 yıl önce H.sapiens’in bazı üyeleri güney kıyılarına göç ettiler Modern insanların ve deniz kabukluları yönünden zengin bir beslenme Afrika’dan tarzını benimsediler. Bazı bilim insanlarına göre çıkışı yaşam tarzlarındaki bu değişiklik, akrabalık ilişkisi bulunmayan kişilerle işbirliğine yatkınlığa yol açan genetik kayıtların evrilmesine neden oldu. Böylece Yaklaşık dışarıdan gelip besin kaynaklarına göz diken 71.000 yıl önce Fırlatma yabancılara karşı bir savunma hattı oluşturabildiler. silahları Toplumsal işbirliği atalarımızın yaratıcılıklarını gelişGrup içi ve Yaklaşık gruplar arası tirdi. Sonuçta yeni silahlar icat edildi ve bu gelişme 45.000 yıl önce işbirliği temel bir dönüşüm başlattı.Bu iki özelliğin ortaya Toplumsal Avustralya’ya çıkmasıyla ileri işbirliği ve yeni silahlar H. sapiens davranışlarda varış ve büyük Bulunduseçilim Afrika’dan çıkıp dünyayı fethetmeye hazır hale ğu bölgeye hayvanların sahip çıkma ve geldi (kırmızı oklar). Bu insanlar yokoluşu çatışmalarda Avrupa’nın ve Asya’nın dışında, 160.000artış 120.000 yıl önce EKOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER daha önce hiçbir insan türünün Türümüzün yayılmasıyla birlikte ekosistemlerde belirgin değişiklikler meydana Deniz kıyılarındaki yaşamadığı kaynakları kullanmayı geldi. Avrupa ve Asya’da modern insanların gelişi, bölgenin yerlisi olan arkaik diğer kıtalara 200.000öğreniyor insanların sonunu hazırladı. Daha önce herhangi bir insan türünün yaşamadığı 160.000 yıl önce ve ada zintopraklara modern insanın girmesi, iri gövdeli hayvanların (veya megafauna) Homo sapiens’in cirlerine de avlanma sonucu yok olmasına neden oldu. Avrasya’da megafauna, H. Sapiens’in kökeni ve Afrika’da yayıldılar. karmaşık yerleşme gelişinden çok fazla etkilenmedi çünkü burada daha önce varolan arkaik insanlar, yırtıcı hayvanlar ile avları arasında bir dengenin oluşumuna yol açmıştı. Yaklaşık 14.000 yıl önce Kuzey Amerika’ya varış ve iri hayvanların Homo cinsinin kökeni Aralarında H. Erectus’un da bulunduğu erken arkaik Homo türü Aralarında Neanderthallerin ve Denisovanların bulunduğu ileri arkaik Homo türü Çevre kısımlardaki arkaik Homo türü H. sapiens H. sapiens’in yayılması İlk gelenler modern insanlar değildi, homininlerin yokoluşu Modern insanlar ilk gelenlerdi, büyük hayvanların yokoluşu Yaklaşık 13.500 yıl önce Güney Amerika’ya varış ve iri hayvanların yokoluşu Büyük memeli türlerinin yokoluş hızı %0 %78 Veri yok