Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tartışma cunun uzaktaki bir yıldızıyla yakındaki bir yıldızını yan yanaymış gibi algılıyorlardı. Ayrıca yıldızların Dünya’ya uzaklıkları farklı olduğu için her birinin ışığı farklı sürelerde ulaşır bize. Gökyüzündeki bir yıldıza baktığınızda, o yıldızın şimdi orada olduğunu zannedersiniz, aslında siz o yıldızın yıllarca önceki halini görüyor olursunuz. Bir anlamda gökyüzü bir ışık fosilidir. Sümerliler, Yunanlılar bunu bilmiyordu. 2. Burç adları hiçbir temele dayanmayan yakıştırmalardır. Burç adları tesadüfen konmuş isimlerdir. Niçin bir tane de penguen ya da bilgisayar burcu yok? Astroloji uzmanları yedi yıldızı birleştirip ‘Avcı’ olduğunu iddia ettiler. Aynı yedi yıldızı ben birleştirince ütü masası çıkıyor ortaya. Hangisi doğru? Bugün sözde uzmanlar burçların insanların karakterlerini ve kaderlerini etkilediğini iddia eder. Peki kişinin genetik yapısı, yetiştiği kültür ortamı, ülkesi, ailesi, aldığı eğitimler etkisiz değişkenler mi? Burçların, bebeklerin beyin yapılarını, büyüdüklerinde karakterlerini nasıl etkiledikleri konusunda bir tane bile bilimsel araştırma yoktur. Bugün sözde uzmanlar, burçların, yükselen burçların, insanların kaderlerini belirlediğini de ileri sürüyor. Bu görüş, Eski Yunanlılara ait bir inançtan kaynaklanır. Onlar, burçlarda oturan Yunan tanrılarının insanların kaderlerini belirlediğine inanıyorlardı. Bu durumda, bugün bir kişi Tek Tanrılı dinlerden birisine inanıyorsa astrolojiye inanmamalıdır, pozitif bilime inanıyorsa astrolojiye yine inanmamalıdır; eğer kişi hem tek Tanrı’ya hem pozitif bilime inanıyorsa astrolojiye iki kere inanmamalıdır. 3. Bildiğim kadarıyla, içinde bulunduğumuz galaksinin çapı yüz milyon ışık yılıdır, içinde milyonlarca güneş vardır. Evrenimizde ise, henüz tam olarak ölçülememiştir ancak ikiyüz milyarın üzerinde galaksi, on üzeri 2025 tane güneş var. Bu kadar galaksinin ve güneşin, dünyalılardan balık burcundan Hatice’nin veya yengeç burcundan Peter’ın aşk hayatıyla ilgileneceklerini sanmak, ciddi bir yanılgıdır. 4. Astroloji kitaplarında, “Neptün varken doğanların karakterleri böyle olur, Ay dolunayken doğanların karakterleri şöyle olur” şeklinde bilimsel araştırmaya dayanmayan iddialar var. Astronominin duayenlerinden sayın Prof. Dr. Ethem Derman şöyle der: “Gezegenlerin ve yıldızların kütle çekim güçleri vardır; ancak doğduğunuz gece ebenizin kütle çekim gücü hepsinden milyon defa fazladır.” Gerçekten de iki milyar kilometre uzaklıktaki Neptün’ün çekim gücüyle bazı insanların karakterlerini hayat boyu etkilemesi mantığa ve bilime aykırıdır. Burçlarla ilgili yazılarda her bir burcun insanların karakterlerini nasıl etkilediği anlatılır. Bunları okuyanlar ise, “Ben aynen öyleyim” diye iddiaları doğrular. Oysa burada bir toplumsal illüzyon söz konusudur. Diyelim ki bir burca mensup erkeklerin parayı sevdiği söyleniyor. Bu erkekler kendileriyle ilgili tahminin doğruluğunu düşünebilirler; ancak geri kalan onbir burcun kadınları ve erkekleri de parayı seviyorlardır. Bu durumda, “Şu burcun erkekleri paraya düşkündür” dendiğinde ayırt edici bir şey söylenmemiş olur. CBT 1465/17 Nisan 2015 19 En başarılı 10 öğrenme tekniği Baştarafı 1011’den devam mak konuyu daha iyi anlamanızı sağlıyor. McGuire ve Hoffman çalışma gruplarında iki anahtar unsura öncelik tanınmasını öneriyor. Bunlardan biri tartışma, diğeri problem çözme. Grup üyelerinin birbirleri için küçük testler hazırlamaları, sınav için hazırlıklı olmalarını sağlar. Ancak konuyu aranızda tartıştıktan, anlamadığınız noktalara açıklık kazandırdıktan ve küçük testlerle birbirinizi sınadıktan sonra geri dönüp problemleri tek başına çözebiliyorsanız büyük sınava hazırsınız demektir. • Belleğinizdeki bilgilerin büyük bir kısmına erişirsiniz • Düşüncelerinizi daha iyi organize edersiniz •Bilgi açıklarını fark edip kapatma şansını yakalarsınız Toronto Üniversitesi’nden Jay Pratt, Call of Duty gibi aksiyon içeren video oyunlarını günde en az 68 saat oynayan insanların laboratuvar tipi görevleri daha kolay öğrendiklerini ortaya çıkarttı. Laboratuvar tipi görevlerde elgöz koordinasyonu önemlidir. Oyun oynamanın insan beyninde elgöz koordinasyonunu geliştirdiğini ileri süren Pratt, “Aksiyon oyunları, oyun ilerledikçe zorlaşır. Böylece görsel, bilişsel ve duyusalmotor sistemlerinin daha verimli çalışması için baskı artar. İşte bu nedenle aksiyon içeren oyunları oynayanlar, duyusalmotor sistemlerini kullanacakları işlerde daha başarılıdırlar” diyor. Diğer oyunların gerçek hayattaki performansı nasıl etkilediği konusunda bir belirsizliğin hüküm sürdüğüne dikkat çeken Pratt, “Ancak bir insanın yeni atandığı iş, duyusalmotor yeteneği gerektiriyorsa, o zaman her hafta birkaç saat aksiyon oyunları oynamak doğru bir yatırımdır” diyor. 6 VİDEO OYUNLARININ YARARI San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Hal Pashler ve ekibi ilk öğrenme süreci ile bu bilgileri anımsamak istediğiniz zaman arasındaki sürenin çok iyi ayarlanması gerektiğini söylüyor. Ekibe göre kullanılacak en iyi ara, o bilgileri ne kadar süre belleğinizde tutmak istemenize bağlı. Örneğin bir bilgiyi bir hafta sonra kullanacaksanız, bilgiyi öğrendikten iki veya üç gün içinde revize etmeniz gerekiyor. Pasher daha uzun süreler için şu önerilerde bulunuyor: “Eğer bilgiyi uzun süre belleğinizde tutmak isterseniz öğrenme ile anımsama arasındaki arayı iyice açmalısınız. Bir bilgiyi bir yıl sonra kullanacaksanız, öğrendikten bir ay sonra revize etmelisiniz. Daha sonra da her ay gözden geçirmelisiniz. 10 yıl sonda kullanacağınız bir bilginin her yıl bir kere üzerinden geçmelisiniz. Kimse bu olguyla ilgili beyin mekanizmasının nasıl işlediğini tam olarak bilmiyor. Ancak öğrenme ve hatırlama arasına uzun aralar koyarsanız, beyninize bu bilginin uzun süre saklanması gerektiği yolunda mesaj iletmiş olursunuz.” Ne var ki öğrenme ve bilgiyi değerlendirme arasındaki sürenin uzunluğu kişiden kişiye değişiyor. 9 ÖĞRENME VE ANIMSAMA ARASINI DEĞERLENDİRMEK Ülkemizde, eğitim sisteminden tıbba, bazı alanlarda geriye gitme, pozitif bilimden uzaklaşma gözleniyor. Sülükle kan almanın, şişe çekmenin, hacamatın uygulandığı yerler resmi izinle açılmaktadır. Oysa bütün bu tedavi yöntemleri, penisilinin, aspirinin bulunmadığı dönemlerde hekimlerin çaresizlikle denedikleri, tarihte kalmış tedavi yöntemleridir. (Sülükle kan aldırırsanız, hesapta olmayan bir çok enfeksiyon kapabilirsiniz.) Sülükle kan alma merkezlerine astrolojinin eklenmesi, olası bir bilimdışı zincire ikinci halkanın eklendiği anlamına gelir. Bu durumda ufukta yeni halkaların belirmesi an meselesidir. Az sonra sınıkçılar, ortopediye, fizik tedaviye alternatif olarak üniversitelerde YÖK onaylı Sınıkçı Sertifikası verilmesini, isim analistleri, (‘İsim analizi’ denen şey de tamamen bilim ve akıl dışıdır) İsim Analizi Sertifikası verilmesini isterlerse ne yapacağız? Vatandaş istiyor, kayıt da oluyor, popüler de oluyor diye açacak mıyız? Büyük bir olasılıkla astroloji sertifikası bu tür yeni sertifikaların önünü açacaktır. Bu ise hem bilimin hem de ticaretin etiğine aykırı olur. ÜNİVERSİTEYE GİRMESİ NİÇİN SAKINCALI? Uyku belleği hizaya sokuyorsa, çalışmaya ara vermek de benzer etkiyi yaratır mı? New York Üniversitesi’nden Lila Davachi yaptığı bir deneyde çalışma arası dinlenmenin belleği daha etkin hale getirdiğini keşfetti. “Eğer yabancı dilde bazı sözcükleri veya tarih dersinde bazı antlaşma maddelerini ezberlemeye çalışıyorsanız uygun bir zamanda ara vermek işe yarar” diye konuşan Davachi, “Bu fırsatı günümüzde yeterince değerlendiremiyoruz; özellikle bilgi teknolojileri bizleri ara vermeden çalışmaya zorluyor” diyor. Peki “uygun bir ara” ne anlama geliyor? Davachi şimdi bu konu üzerinde de araştırmalar yapıyor. Davachi’ye göre dinlenme, belleğin bilgileri daha iyi toparlamasına yol açar. Ancak bunun için beynin, aktif öğrenme nöronlarının dışındaki farklı nöron popülasyonlarını aktif hale getirmesi gerekir. 7 MOLA VERMEK BEYNİ RESETLER Bir insan öğrendiklerini bir başkasına anlatmaya kalkışırsa öğrendikleri belleğinde daha iyi organize olur.Daha da iyisi, öğrenilen bilgiyi hayali olarak başkalarına anlatmaya çalışmaktır. Kornell’e göre öğrenilen bilgilerin gerçek yaşamda veya hayali olarak başkalarına öğretilmeye kalkışılması aynı sonucu doğurur. Öğrendiklerinizi kendi sözcüklerinizle anlatmanın bilişsel yararları uzun zamandır biliniyor. Kornell bu tekniğin yararları şöyle sıralıyor: 8 ÖĞRETMENLİĞE SOYUNMAK Her şeyin kaybolup gittiğini sanmayın. Oturup çalışmakta zorlanıyorsanız, sınavlarda kötü notlar alıyorsanız yine de bir şeyler biliyorsunuz demektir. Ottowa’daki Carleton Üniversitesi’nden Michael Wohl ve ekibi, tembel olmasını ve işi ağırdan almasını anlayışla karşılayan öğrencilerin bir sonraki sınavlarda daha iyi notlar aldığını ortaya çıkartmış. Wohl’e göre bir insanın kendi kendisini affetmesi olumsuz duygularını üzerinden atmasına ve gelecekte daha iyi performans çıkartmasına yol açıyor. Ancak Wohl’e göre bu yaklaşım kronik tembellerde işe yaramıyor. Öğrenmek irade ve özdenetim gerektirir. Florida Eyalet Üniversitesi’nden Roy Baumeister’a göre irade bir kas gibidir. Dolayısıyla ne kadar çok kullanırsanız o kadar güçlenir. Baumeister iradenin bir konuda güçlendirilmesinin, başka bir alanda da güçlenebileceği anlamına geldiğini söylüyor. Evinizi derli toplu tutmak veya dik oturmaya çalışmak gibi özdenetim gerektiren çabalara masa başına oturup çalışmayı dahil edebilirsiniz. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 28 Mart 2015 10 ÖĞRENDİĞİNİZ HİÇBİR ŞEY SİLİNİP GİTMEZ http://www.evolllution.com/programplanning/whatisthesecretbehindsuccessfulstudents/ http://www.psychologicalscience.org/index.php/publications/journals/pspi/learningtechniques.html http://slc.berkeley.edu/studyandsuccessstrategies