24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

www.iku.edu.tr BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM İdealleri için yaşayan bir derginin öyküsü: Yaşadıkça Eğitim Nurgül Eryeşil İKÜ Kurumsal İletişim Birimi Y ıl 1986... Halley kuyruklu yıldızı Dünya’nın yakınından geçti. En büyük nükleer felaketlerden biri olan Çernobil Faciası meydana geldi. Yıl 1986… Futbolcu Maradona’nın üstün performansı ile Dünya Kupası Arjantin’in oldu. “İnternet” sisteminin temelleri sayılan, Amerikan Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan “ARPANET”, ülke genelinde birçok bilgisayar merkezini kapsamaya başladı. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün yapımı için ilk adım atıldı. Türkiye Haldun Taner’ini; Fransa Simon de Beauvoir’ını, Arjantin Louis Borges’ini sonsuzluğa uğurladı. Müzikte de sesler yükseliyordu bir yandan… Rock Grubu Queen en iyi albümlerinden biri olarak nitelendirilen a Kind of Magic’i yayınladı. Metallica üçüncü albümü Master of Puppets ile milyonlara ulaştı. Yıl 1986, aylardan Temmuz... Dünya ve Türkiye yılı yarılamış, kendi güncesine iyikötü notlarını düşmeye devam ederken Kültür Koleji’nin İncirli’deki binasında hummalı bir çalışma vardı. Okulun ışıkları bu kez 29 yılı devirecek bir derginin ilk sayısının hazırlıkları için yanıyordu. Derginin yazı işleri müdürü, bugün İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olan Dr. Bahar Akıngüç Günver. Akşam sofralarında bile eğitimin gündem olduğu bir ailede yetişen Dr. Günver, o yıllarda Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde öğrenci. Derginin ilk yayın yönetmeni ise Pedagog Yazar Sarp Bengü. Eğitim paydasında buluşan iki gencin belirledikleri hedef ise oldukça net: Yalnızca okulların değil evlerin kütüphanesinde de yer alabilecek bir dergi çıkarmak. Bir çocuğu yetiştirmek için sevgi ve ilgi kadar bilginin de gerekli olduğuna inanan annebabaların rehberlik gereksinimlerini karşılamak. Eğitimin, öğretimin hayata yayılan ve hiç bitmeyen bir süreç olduğuna inanan herkesi kucaklayacak uzun soluklu bir yayın sunabilmek. Ve sonuç! Yaşadıkça Eğitim, 1986 yılının Temmuz ayında “Daha mutlu bir gelecek için” sloganıyla 64 sayfa olarak okurlarıyla buluştu. İletişim, psikoloji, eğitim bilimleri gibi konular Yaşadıkça Eğitim’le birlikte üniversite amfilerinden ve konferans salonlarından oturma odalarına, annebabaların çantalarına girmeye başladı. Yaşadıkça Eğitim’in ilk sayılarındaki heyecanı, derginin hem fikir annesi hem de emekçisi olan İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver şöyle anlatıyor: “Yaşadıkça Eğitim benim ilk işim diyebilirim. Dergi, röportajlarından mizanpajına hatta baskı sürecine kadar bir Kültür seferberliğidir. İlk zamanlarımızda Cağaloğlu’nda matbaaya gidip beklediğimizi bilirim. Dergiyi ilk elimize aldığımız zamanlarda hissettiklerimizi de dün gibi hatırlıyorum. Biraz da gençliğin verdiği coşkuydu sanırım. Dünyanın en güzel işini yaptığımızı düşünürdüm. Yaşadıkça Eğitim bize o başarı duygusunu hissettirirdi. İlerleyen zamanlarda yeni sayılarımızı kütüphanelere, okullara gönderdik. Yola çıkarken amacımız annebabaların ya da annebaba adaylarının günlük yaşamlarında rahatça okuyabilecekleri bir destek yayın oluşturabilmekti. Bunun için de dergide ismi geçen herkes çok emek verdi, sabırla çalıştı.” YAŞADIKÇA EĞİTİM EMEK VE SABIR İSTER Emek ve sabır, Yaşadıkça Eğitim’i tanımlayan anahtar kavramlar. Dergi için “Vira” dendiği günden bu yana 122 sayı çıkmış. Her 3 ayda bir üzerinden hesaplarsak yaklaşık 5 bin sayfa demek. Yaşadıkça Eğitimi özel kılan ise binler ce sayfaya mürekkebi damlayan isimler. Örneğin Kültür Koleji Kurucusu, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç. Her sayıda “Yayıncıdan Okura” başlıklı sunuş bölümünü kaleme almış. İsmi derginin künyesinde “sahibi” ibaresiyle geçse de Fahamettin Akıngüç, kalemini “köşesinden seslenen dergi sahibi” gibi değil tebeşire ve tahtaya dokunmuş bir eğitim emekçisi olarak konuşturmuş. Yeri geldiğinde “Çocuklarımız için sağlıklı yetişkinler olalım” çağrısını yapmış, yeri geldiğinde yazısını “Sınav kaygısını artıran baskıcı yaklaşımlarda bulunulmamalıdır” önerisiyle noktalamış. Okul ve aile ilişkilerinin önemine de değinmiş, sosyoekonomik y a p ı n ı n eğitimdeki etkisine de. Fahamettin Akıngüç’ün imzasıyla açılan Yaşadıkça Eğitim’in sayfalarına 29 yıl içinde yüzlerce isim emek vermiş. Erdal Atabek, İlhami Fındıkçı, İrfan Erdoğan, Doğan Cüceloğlu, Üstün Dökmen, Acar Baltaş, Ömür Candaş, Kudret Güvenç… Yaşadıkça Eğitim bu anlamda öğretime, bilime, gençliğe önem veren farklı mesleklerden çok değerli isimleri buluşturan bir platform da olmuş. Zorunlu yaşanan birkaç gecikmeli sayı dışında Yaşadıkça Eğitim kaliteli içeriği, özgün ve yalın üslubu, etik yayın anlayışı ve objektif çizgisinden ödün vermeden yoluna devam etmiş. 2005 yılından bu yana derginin editörlüğünü yürüten Dr. Yüksel Yeşilbağ özellikle konu başlıkları ve çeviri metinlerde kaliteden asla taviz vermediklerinin altını çiziyor. Dr. Yeşilbağ, 10 yıllık editörlük dönemi içinde en güzel geribildirimleri ise Yaşadıkça Eğitim’in abonelik sistemiyle Türkiye’nin yedi bölgesine dağıtıldığı dönemde, özellikle öğretmenlerden aldıklarını belirtiyor. Dr. Yüksel Yeşilbağ, bu yansımaları şöyle anlatıyor: “2007 yılından itibaren 2 yıl süreyle Türkiye genelinde dağıtım yaptık. Hakkâri’ye, Kars’a, Erzincan’a ulaştık. Öğretmenlerimizin içeriğimizi takdir etmesi onur vericiydi. Yazar olarak katkıda bulunmak isteyenler de oldu. “Yaşadıkça Eğitim” sayesinde yaşam boyu öğretim felsefesini Türkiye’nin bir başka köşesindeki öğretmene ulaştırabilmek bizim için gerçekten büyük bir mutluluktu.” YAŞADIKÇA EĞİTİM OLGUNLUK ÇAĞINDA 29 yıl boyunca anne babaların ve öğretmenlerin dünyasına dokunan Yaşadıkça Eğitim’i İKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şimşek, yaşam boyu öğretim alanında örnek ve özgün bir yayın olarak değerlendiriyor. Derginin, eğitim alanında biraz geri planda kalan bir kitle olan ailelere odaklanarak fark yarattığını kaydeden Prof. Dr. Hasan Şimşek, çocuk ve gençlerin engin dünyalarını anlamak için böyle bir yayının her dönem önemli bir ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Çok disiplinli bir alan olan eğitimin mozaik yapısını, derginin başarıyla taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Hasan Şimşek’e göre Yaşadıkça Eğitim akademik yayıncılık kulvarında da parlak bir gelecek vaat ediyor. Değişen koşullar çerçevesinde derginin uluslararası alana açılarak; yeni yazarlar ve araştırmacılarla buluşmak için gereken olgunluğa eriştiğini ifade eden Dekan Prof. Dr. Hasan Şimşek bu noktada Yaşadıkça Eğitim’e akademik açıdan her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtiyor. SON NOT YERİNE... Yıl 2015... O arada dünya döndü, değişti, gelişti. Sayısız notlar düştü an be an kendi güncesine. Yıl 2015… 1986 yılından bu yana 29 yıl geçti. O gün doğan çocuklar annebabalarının, öğretmenlerinin olduğu kadar Yaşadıkça Eğitim’in de evladı, öğrencisi oldular. O gün doğan çocuklar şimdi birer yetişkin, şimdi anne veya babalar. Kim bilir kaç annebabaya yön verdi Yaşadıkça Eğitim? Kaç çocuk büyüdü sayfalarında? Kaç ebeveynin sesi ya da rehberi oldu. Yıl 2015… 1986 yılından bu yana 29 yıl geçti. Eğitimde nice araştırmalar yapıldı, politikalar geliştirildi. Bazıları eleştirildi, bazıları güncellendi, bazıları yenilerine ilham verdi. İşte Yaşadıkça Eğitim, bu alanlara tarihsel perspektiften bakmak isteyenlere, disiplinler arası çalışmalar yapmayı düşünenlere müthiş bir kronoloji sunuyor. Bu eğitim arşivinden yararlanmak isteyenler için derginin adresi: www. yasadikcaegitim.com. Ve elbette yayın kolleksiyonerleriyle, nostalji tutkunları… İlk iki sayının kapağında yer alan Kamil Masaracı imzalı naif karikatürler, 80’li ve 90’lı yılların aile resimleri, çocuk yüzleri, eski kitapların tanıtımları… Her sayı sizi geçmişe götüren bir zaman makinesi gibi. “ZAMANSIZ ZARAFET” Yasemin Aslan Bakiri Cam Sergisi 11 Mart 01 Nisan 2015 ATAKÖY YERLEŞKESİ www.iku.edu.tr / www.ikusag.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle