Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık CBT 1501/25 Aralık 2015 17 Yılbaşı sofrasındaki püf noktalar Yılbaşı denince akla ilk gelen şey çoğunlukla yılbaşı yemeği olur. Sofrada ne olmalı, ne pişirilmeli çok önceden düşünülmüştür. Eğer bugün özel bir gün istediğim gibi yemek yiyeceğim diyenlerdenseniz, yılbaşı menüsü planlanırken seçimlerinizi doğru yapmanız bile yeterli olacaktır. Uzm. Diyetisyen Nilay Topçam VKV Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Ünitesi yerine hafifletilmiş ama sıklığı arttırılmış öğünler yaratmak daha anlamlı olacaktır. Bu vücudunuzu yormamak ve bir sağlık problemi yaratmamak adına sizi bir adım öne geçirecektir. Özellikle de sofraya oturmadan 1.5 2 saat önce yapacağınız küçük bir atıştırma akşam yemek seçimlerinizi daha iyi ayarlamanızı da sağlamış olur. Ceviz, badem, fındık, antep fıstığı gibi kuruyemişler güzel bir ara öğün olabilir. Küçük bir avuç kadar yediğiniz kuruyemiş sizi tok tutacağı için akşam yemeğine saldırmanızı önler. Benzer şekilde meyve veya küçük bir tost da aynı işi görebilir. caktır. Çok fazla uğraş vermeden kendinizi iyi hissetmek için sabah kahvaltısına biraz peynir, biraz zeytin ve yeşillikler eklemek, yemek aralarında aç kalmak yerine meyve yemek, ana öğünlerinizi salatalarla zenginleştirip sebze ağırlıklı yapmak yeterli olacaktır. Yine yılbaşından sonraki gün hafif bir yürüyüş vücudun rahatlamasını sağlayacaktır. Sağlıklı beslenmenin sadece yılbaşında değil ömür boyunca vücudunuza iyi geleceğini unutmamanız dilekleriyle iyi yıllar. V ücudu yormamak veya bir sağlık probleminiz varsa bu yönde sıkıntı oluşturmamak için yılbaşı menüsünde bazı püf noktalara dikkat etmekte fayda var. Öncelikle mezelerin yağ içeriğini azaltmakla işe başlanabilir. Kızartılarak yapılan meze seçeneklerini fırınlayarak yapmak ya da aşırı yağlı soslar yerine zeytinyağı ve baharatlardan oluşan soslar kullanmak daha sağlıklı bir alternatif olacaktır. Yoğurtlu mezeler biraz daha ön plana çıkabilir. Yoğurdu sebzelerle, kuru baklagillerle veya tahıllarla birleştirerek sağlıklı ve lezzetli bir çok meze ile sofranızı donatabilirsiniz. Tek çeşit salata yerine bir kaç çeşit salata hazırlayabilir ve kuru baklagillerden de salata yaparken faydalanabilirsiniz. Tatlı menünüzde bir kaç çeşit olacak ise en azından meyve tatlısı veya sütlü bir tatlı da bulunabilir. Yılbaşında akşam aşırı yemek yeniyor ise gün boyunca bir şey yememek doğru olmayacaktır. Gün boyunca “ akşam çok yiyeceğim zaten ” deyip hiçbir şey yememek 1.52 SAAT ÖNCE KÜÇÜK BİR ATIŞTIRMA Yılbaşı akşamı sofraya oturduğunuzda ise yemeğe salata ve çok yağlı olmayan hafif mezelerle başlamak en doğru seçim olacaktır. Böylece tokluk hissini yaratmaya yardımcı olurken lezzetten de ödün verilmemiş olur. Yemeğin devamında sofradaki diğer yemeklerle beraber salata da yenilirse aşırı yemek yemenin önüne geçilebilir. Yemekten hemen sonra tatlı veya meyve yemek yerine yemeğe biraz ara verip ihtiyaç hissediliyorsa meyve veya hafif bir tatlı ile devam edilebilir. Eğer alkol alınıyorsa bir kaç noktaya dikkat etmekte fayda var. Rahatsızlıklara yol açmamak için alkolü aç AŞIRI YEMENİN ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR? karnına almak yerine yemek ile beraber almak ve mümkün olduğunca aşırıya kaçmamak gerekiyor. Alkol alındığında sıvı alımının da arttırılması gerektiği unutulmamalıdır. Sabah: Kepekli tost Çay veya 1 kupa süt Meyve veya Müsli Süt/yoğurt Öğle : Zeytinyağlı veya etli sebze yemeği Tam tahıllı ekmek yoğurt veya 1 tabak çorba 1 büyük kase yoğurtBol salata Ara : 1 bardak süt / yoğurt / ayran Ara : 1 avuç kuruyemiş Akşam: Et/tavuk/balık Zeytinyağlı sebze Salata çeşitleri Yoğurtlu meze çeşitleri Tam tahıllı ekmek/pilav/börek Ara: meyve/meyve tatlısı/sütlü tatlı YILBAŞI MENÜSÜ YILBAŞINDAN SONRA VÜCUDU DİNLENDİRMEK Yılbaşından sonraki gün vücudu biraz dinlendirmekte fayda var. Özellikle gün boyunca bol sıvı alımını sağlamak gereklidir. Gün içerisinde içeceğiniz ıhlamur, karanfil, zencefil, kuşburnu gibi çaylar sıvı alımınıza yardımcı olacaktır. Beslenmenizde yapılacak en iyi şey ise sebze meyve tüketiminizi arttırmak ve uzun süre aç kalmamak ola Sabah: Peynir Bol yeşillik Tam tahıllı ekmek Zeytin Ara: Taze meyve Öğle: Zeytinyağlı sebze yemeğiTam tahıllı ekmek yoğurt Ara: 1 bardak süt veya yoğurt Akşam: Zeytinyağlı sebze yemeği Tam tahıllı ekmek Yoğurt veya Izgara Balık Salata Tam tahıllı ekmek Ara: Taze meyve YENİ YILIN İLK GÜNÜ Prof. Buğra’ya 2015 Dünya Bilim Akademisi Ödülü Antibiyotik direncine karşı katran araştırması Anadolu topraklarında asırlardır antibakteriyel, antifungal ve yara iyileştirme özelliği dolayısı ile kullanılan katran bir Akdeniz Projesi’ne dönüşüyor. Türkiye, Fransa ve Fas’tan üç üniversitenin yürüteceği “Geçmişte ve Günümüzde Akdeniz’de Tıbbi Ağaç Katranı” isimli projede Üsküdar Üniversitesi de önemli bir görev üstlenecek. Prof.Dr. Muhsin Konuk, “Bu proje, antibiyotik direncinin pik yaptığı ve yeni ilaçların olmadığı bir süreçte, kapanmayan yaraların tedavisi ile antibiyotik direnci yüksek mikroorganizmaların ortadan kaldırılması açısından ‘geleneğe dönmenin’ bir yolunu açabilir” dedi. Projenin Türkiye yürütücüsü, Yrd. Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu ise araştırmacı olarak yer alacak. Prof. Dr. Konuk, “Katran, ağaç, kömür, kemik ve öteki organik maddelerin damıtılmasıyla elde edilen koyu renkli ağır bir yağdır. Ağaç katranı ise yapışkan, viskoz, koyu kahvesilah renkte, kuvvetli kokulu ve keskin tatlı yarı sıvı bir maddedir. Geleneksel olarak ardıç, çam ve sedirden elde ediliyor. Özellikle Anadolu’da çok yaygın olan bu türlerden halkımız katran eldesini gerçekleştiriyor. Katran geleneksel olarak antihistaminik, antiseptik ve antimikrobiyal işlevleri ile hayvanların yaralanan yerlerinin tedavisi, haşarıların kovulması, yılan akrep gibi sürüngenler ile kene vb hayvanların uzak tutulması amacıyla kullanılıyor.” dedi. Proje kapsamında Akdeniz’de üç bölgede yetişen katranların inceleneceğini belirten Prof. Dr. Konuk, proje kapsamında yapılacak çalışmaları da şöyle özetledi: “Ocak ayında başlayacak süreç dâhilinde Avrupa, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sağlanacak katranların çıkarılma yöntemleri, halk tarafından kullanılma yolları ve amaçları belirlenecek. Arkasından değişik ağaç ve coğrafyadaki katranların kimyasal analizleri yapılacak. Daha sora da genel bir değerlendirme yapılacak.” Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra The World Academy of Sciences (TWAS) 2015 Dünya Bilim Akademisi Ödülü’nün sahibi oldu. Gelişmekte olan ülkelerdeki bilimsel faaliyetleri desteklemek amacıyla kurulan Academy of Sciences for the Developing World (TWAS Gelişmekte Olan Dünya için Bilimler Akademisi) 2015 yılı Dünya Bilim Akademisi Ödülü, bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi ve Sosyal Politika Forumu Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşe Buğra’ya verildi. Prof. Dr. Ayşe Buğra’ya, gelişmekte olan ekonomilerde ve küresel düzeyde sosyal politikalar konusundaki araştırmalara katkısı nedeniyle verilen ödül Celso Furtado Ödülü olarak da biliniyor. Ayşe Buğra, karşılaştırmalı sosyal politika ve gelişme iktisadı başlıklarındaki birikimi ile alanının ‘uzmanı’ olarak tanınıyor. Karl Polanyi’nin Büyük Dönüşüm adlı eserini Türkçe’ye çevirmiş olan Ayşe Buğra’nın akademik dergilerde ve derleme kitaplarda yayımlanmış çok sayıda makalesi var.