Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TartışmaEditöre Mektup CBT 1492 /23 Ekim 2015 HOMO NALEDİ Mİ? AUSTRALOPİTHECUS NALEDİ Mİ? Oktay KaynakNilay Kaynak, oktaykaynak@hotmail.com Yeni bulunan fosil insan Naledi üzerine derin tartışmalar... ELLER NEDEN İNSAN BENZERİ? Değişimin bütün beden parçalarına yayılabilmesi için demek ki yaklaşık 4 milyon yıl daha zamana ihtiyacı var. M odern insana doğru yürüyüş ayağa kalkmakla başlamıştır. İki ayak üzerinde yürümekle en çok etkilenerek modern insana yürüyüşte ilk değiştirmeye başlayan beden parçası ayaklardır. İnsana doğru değişim ayaktan başlayıp yukarı doğru, kafatasına kadar gitmektedir. Ellerin ve dişlerin istisnai bir durumu var, çünkü ayağa kalkmaya neden olan ekolojik değişimler elleri kullanmaya ve değişime zorluyor. Yani su ürünleri toplamak, avlamak ve kabukluların kabuğunun açılması için kullanılıyor. Gıda rejiminin değişmesi de dişleri değişime zorluyor. Dolayısıyla elde ve dişte modern insana doğru ayakla eş zamanlı olarak değişim başlıyor. Dört ayaklı bir canlıyı iki ayak üzerinde yürümeye zorladığınızda ve o canlı iki ayak üzerine kalktığında, üzerine kalktığı ayaklarının taşıdığı yük hemen iki katına çıkar. Bir de ayak kemiklerinin taşıdığı yük ve kemikler arası yük dağılımı hemen değişir. Bu canlı 45 milyon yıl böyle yürürse ve bu duruma uyum sağlarsa, ayak ve bacak kemiklerinde değişim kaçınılmazdır. Bataklık ve sığ sularda yaklaşık 4 milyon yıldır elleriyle su bitkileri toplayan ve su ürünleri avlayan bu canlının, ayağa kalkma durumundan ayak ve bacaklardan sonra ikinci derecede etkilenen vücut parçası elleridir. Elleriyle su bitkileri toplar, kabukluların tümünü avlar ve kabuklarını açar, balığı yakalar, balığı kavramak zorundadır. Doğal olarak eller bu duruma uyum sağlamıştır. Eldeki metacarpal kemiğinin modern insana çok benzediği söylenmektedir. (1) Mardin’li midyecilerin metacarpal kemiklerinin normal insanlara göre daha kalın olduğunu ilgili bilim insanları bilirler. Bunun nedeni midye ve istiridye benzeri kabukluları açarken başparmağın kullanılma biçimidir. Su ürünlerinin omega3 ve omega6 açısından zengin olduğu ve beyin dokularının gelişmesinde önemli etkisi olduğu bilinir. Elbette akıllı canlı olmasının nedeni sadece omega3 ve omega6 değildir. Öyle olsaydı, deniz ürünleriyle beslenen tüm deniz canlıları dahi olurdu. Bazı çevreler et yedi, pişirdi yedi ve o nedenle akıllı canlı oldu savını ileri sürmektedirler. Akıllı olmakta ana faktör et olsaydı, aslanlar dahi olurdu. Naledinin kollarının uzun olması, omuz morfolojisinin tırmanmaya uygun olması ve parmak kemiklerinin içe bükük olması hala yaşamında ağacı kullandığını göstermektedir. Sonuç : Naledi semiarborialsemiaquatic bir australopihecustur. Naledi bize göstermiştir ki, vücut parçaları yaşamında kullanım şekline ve süresine bağlı olarak değişmektedir. Değişimin yönü de modern 34 milyon yıl öncesine dayanan Naledi’nin insandır. ayak el ve çene kemikleri, Naledinin göğüs kafesi primatınki gibi koniktir. N a l e İnsanın ki silindiriktir. Nedeni iki ayaklılık sonucu gövde dinin ayak dikleşmeye başlayınca, beden ağırlık aksını ayak taban kemiklerinin alanları içinde tutmak zorunluluğudur. Bunun için pelvis insan benze daralmış, leğen şeklini almış ve göğüs kafesi daralıp silindiri olmasının rikleşmiştir. Bu daralma sonucu karın boşluğu şempanzeye nedeni bu göre 1/3 oranında küçülmüş, embriyonun hareket alanı adaptasyon sınırlanmış, akıllı canlı olmanın ana koşulu olan akıl takladur. Naledi sına neden olmuştur. (2), (3) yaş tayini yapılmamasına rağmen 34 milyon yıl yaşında gözükmektedir. Buna kanıt olarak diğer bütün australopitNALEDİNİN DİŞ YAPISI: hecine benzeri yapılara ilaveten, alt çene kemiği (manPremolar diş kökleri hariç genel olarak insan benzeridibul) gösterilebilir. Çünkü naledinin alt çene kemiği tam dir. Ve dişlerin insan benzeri olmasının nedeni, yumuşak su bir U şeklindedir. Modern insana yaklaştıkça özellikle azı ürünleriyle uzun süre beslenmesidir. (yumuşakçalar, balık, dişlerde giderek küçülme olur. Ayrıca insana yaklaştıkça diğer su kabukluları ve su bitkileri). çene kemiği V şekli almaya başlar. Yani ağaççı primatın Naledi yorumlanırken Dmanisi fosilleri göz ardı edil810 milyon yıl önce ayağa kalktığını düşünürsek, naledi mektedir, hiç yokmuş gibi davranılmaktadır (4). Naledinin öldüğünde yaklaşık 4 milyon yıldır iki ayaklıydı. doğru analiz edilip anlaşılması için Dmanisi fosillerinin doğru anlaşılması gerekmektedir. Çünkü Dmanisi’de beş tane aynı dönemde yaşadıkları kesin olarak saptanmış (1,8 mio yıl önce) birbirinden oldukça farklı kafatasları (cranial) ve iskeletler (postcranial) bulunmuştur. Bu fosiller arasındaki farklılık kazı ekibini derinden düşündürmüş, neden bu kadar fark vardır diye araştırmaya zorlamıştır. Araştırma ekibi dünyanın çeşitli yörelerinden modern insan iskeletleri alarak karşılaştırma yapmışlar ve modern insanlar arasındaki kafatası ve iskelet farklılıklarının Dmanisi fosillerininkinden daha fazla olduğunu görmüşler. Bununla yetinmeyip günümüz şempanze ve hatta bonoboların kafatası ve iskeletlerini karşılaştırmışlar. Onların da arasındaki farkların Dmanisi fosillerinden daha fazla olduğunu görmüşler. Buradan çıkan sonuç; insan evriminin tek soy (one lineage) olarak geliştiğidir. Dmanisi fosilleri ve araştırma ekibinin Science dergisinde yayınlanan makaleleri bunu böyle ifade etmektedir.(5) Klasik antropoloji bulduğu her fosildeki diğer fosillerden olan küçük farklılıkları baz alarak, her fosili ayrı cins ya da tür olarak tanımlama eğilimindedir. O nedenle karmaşık bir soy ağacı vardır. Hiç kimse de sormamaktadır: “Neden bu kadar çok cins ve tür var? Neden bu cins ve türler yok oldu? Şimdi neden tek bir insan türü var?’’ Örneğin; bir australopithecineden gen örneği alınabilse, neandartellerde olduğu gibi ortak gen dizilimimizin olmayacağını kim iddia edebilir? Belki de ilerde bu yapılabilecek ve hep birlikte sonucunu göreceğiz. İnsan evrim sürecini: 1 İki ayaklılık öncesi: primat dönemi (810 myö) 2 İki ayaklılık sonrası: australopithecine dönemi (82 myö) 3 Homo dönemi (2 myö günümüz) olarak ele alabiliriz. Australopithecine, ağaççı primatın değişen olağanüstü yaşam koşullarından dolayı değişerek ve dönüşerek oluşturduğu bir canlı, homo da australopithecinenin değişerek ve dönüşerek oluşturduğu bir canlıdır. Yani baştan beri tek cins vardı ve bu cins değişe dönüşe modern insanı oluşturdu. İşte neden günümüzde tek insan türü var sorusunun yanıtı! Baştan beri tek tür vardı. Değişe dönüşe geldi. Şimdi de tek tür var. Lee Berger ve ekibinin Nature dergisine gönderdiği birden fazla makalenin hakemler tarafından reddedilmesi, Amerikalı antropolog Tim White tarafından eleştirilmiştir. Tim White The Times dergisinde makalenin yayınlandığı eLife dergisinin hakemlerinin tarihlendirme yapılmadan yayınlama isteğine itiraz ettiklerini söylemektedir. Tarihlendirmeme nedeni olarak fosillerin zarar görebileceği gibi bir gerekçe de bilim dünyası tarafından pek ciddiye alınmamaktadır. Cris Stringer naledi kafatasını Dmanisi5 fosiline çok yakın bulduğunu ve benzettiğini söylemektedir. Buluntuların mağaraya nasıl girdiğine ilişkin Richard Leakey “Jeolojik yapılar da sürekli değişime uğrarlar. O mağaranın o dönemde başka girişleri olması olasıdır, Berger henüz onları bulamadı” demiştir. 1 Berger L. et al. 2015 eLife,;4:e09560 2 Kaynak O. 2013 ‘’Processes and Mechanisms of Human’s Evolution Towards the Intelligent Living Being’’ Gordon Research Conferences 3 Kaynak O. 2013 ‘‘Doğal Seçilim İki Ayaklılığı ve Büyük Beyni Seçiyor mu?’’ V. Ulusal Biyolojik Antropoloji Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitapçığı s:17 4 Kaynak O. ‘’Akıl Taklası Bakış Açısıyla Dmanisi Fosillerinin Analizi’’ Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi s:1408/18, 14.03.2014 5 Lordkipanidze D., et al. 2013 Science, NALEDİNİN BİLİM DÜNYASINDAKİ YANKILARI Kaynakçalar: