24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sosyoloji Psikopataloji CBT 1454/30Ocak 2015 9 BİLİMİN EN ÇOK TARTIŞILAN 13 TEMEL KAVRAMI Psikopatoloji ve insan davranışları Prof. Dr. Coşkun Özdemir prof.coskunozdemir@gmail.com 4. KAVRAM: BİLGİ İŞLEME P sikopatoloji doğaldır ki yalnız ruh (akıl) hastalıkları ile değil normal diye nitelediğimiz insanların davranışları ile de ilgilenir ve onları analiz etmeye ve bu davranışları açıklamaya çalışır. Çünkü ruh hastalıklarında görülen belirtiler, çok defa normal insanlarda akli vetirelerin (süreç) mübalağalı görüntüsü olarak kabul edilebilir niteliktedir. Histerik manifestasyonlar, kompleksler, paranoid kuşku ve düşünceler, projeksiyon ve rasyonalizasyon normallerde ender olmayarak ve hemen her gün örneklerine rastladığımız belirtilerdir. Psikopatolojide rol oynayan süreçlerden biri de dissosiasyondur. Düşüncelerimizde normalde bir yarılma yoktur bir süreklilik ve bütünlük içinde akıp giden bir bilinçlilik hali söz konusudur.. Patolojik durumlarda bilinç bir ayrışma gösterebilir. Bu durumda, koordine olmayan ve ayrı akıl süreçleri geçerli olacaktır. Bu durumu dissosiasyon olarak isimlendiriyoruz. Ruh hastalarında böyle bir süreç sıklıkla klinik tabloya egemen olabilir ve süreklilik kazanır. Şizofreni, dissosiyatif sendrom olarak anılır. Böyle bir ayrışma normal insanlarda da çeşitli etkiler altında büyük yorgunluklar, stres, zorlayıcı ve çözümsüz durumlar, çatışmalar ve içine düştükleri kompleksler, aşağılık duygusu gibi etkiler sonucu ortaya çıkabilir. İyi okur yazar ve birikimli bazı insanların şaşırtıcı davranış ve ifadelerini ancak psikopatolojiye başvurarak açıklayabiliriz (cep kitabı okuyacak kadar Fransızca bilirdi, Evren paşadan çok farklı sayılmazdı, 30 bin kişiyi öldürtmekten başka ne yapmıştır, bütün olumsuzlukların nedeni Kemalizmdir, gibi şaşırtıcı, söz sahiplerinin birikimi ile bağdaştıramadığınız Atatürk değerlendirmelerini, değişimci entelektüelerimizi hatırlayalım).. Bu durumda o kişi kendi yargılarının gerçek dışı olduğunun ve yanı sıra bu yersiz davranış ve yargıların bilincinde değildir. Beyinde ve bilinçte mantık geçmez kompartmanlar oluşmuştur. Boarderline (sınır) vakalarında buna daha sık rastlanır. Bilincin bir bölümü geri kalandan ayrılmış ve kontrolü kaybetmiştir. Bu olay politikacılarda ve kayıtsız şartsız taraf tutanlarda, fanatik kulüp yandaşlarında sıkça görülür. Onlar konumlarını ve iddialarını savunabilmek için bilincin bir bölümünü ignore (ihmal) etmek durumundadırlar. Politikacıları izleyenler ender olmayarak şaşırtıcı buldukları çelişkilere tanık olurlar. Namaz kılıp oruç tutan bir insanın satışta tartı hilekârlığı yapması bir dissosiasyonla açıklanabilir (Paydos Cevat Fehmi Başkut) Ülkemizde entelektüel birikimlere sahip bir grubun dincilerle dayanışmasında da bir çeşit rasyonalizasyon rol oynamıştır ve onların değişim adı verdikleri şeyi ayrışmanın bir sonucu kabul etmek yerinde olur. Yetmez ama evetçi birikimli sol geçmişe sahip entelektüellerin büyük çoğunlukla böyle dissosiasyon bağlantılı bir rasyonalizasyon (akla uydurma) durumuna düştüklerini ileri sürmek de bence yerinde olur... Tabii bu ayrışma (dissosiasyon) kökten dinciler için fazlası ile geçerlidir. Oradaki dissosiasyon çok defa bir süreklilik kazanmıştır. Güçlü ve sorgusuz sualsiz inanç ve dogmalar akılda mantık geçmez kompartmanlar yaratacak ve doğaldır ki onlar için keskin değiştirilemez yargılar egemen olacaktır. Rönesanstan geçmemiş, aydınlanmadan uzak bırakılmış yurdumuzda milyonlar için de geçerli olan bu çıkmazı, gerçekçi bir şekilde algılamak gerekiyor.. Tartışmalarla bu saplantılarda bir değişiklik sağlamak beklenemez. 60 yıldan beri politikacıların Türkiye’ye çok pahalıya mal olan yanlışlık ve yanılgılarına sıklıkla tanık olduk. Bugünkü iktidarın ağır topları bir yandan politikacılığın öte yandan güçlü dini inançların (çıkar unsurunu bir yana koyuyorum) yol açtığı bilinç ayrışması ile toplum için doğru olanları bulmakta zorluk çekiyorlar. Bir bakıma onların toplumu bölen, kutuplaştıran, din ağırlıklı, muhafazakârlaştıran kendi doğruları (gerçeklikleri) en az kısmen bu bilinç ayrışmasına dayanıyor. Tophane saldırıları ve benzeri olaylardaki halk egemenliği, basın özgürlüğü, demokrasi, konularındaki açıkca taraflı, inançlarla bağlantılı, mantıkla bağdaştıramadığımız yargı ve davranışlar, yine bu bilinç ayrışmasının yol açtığı sonuçlardır. Bu yazıda elbette psikopatoloji açısından ve o sınırlar içinde bir irdeleme yapmaya çalıştım. Toplumsal olaylarda, insan davranışlarında rol oynayan çok çeşitli etmenlerin varlığı elbette tartışma götürmez. Bilgisayarların Bilgi İşleme Kapasitesi Sonsuz Değil Günümüzde herkes bilgisayara aşina. Bilgisayarsız bir yaşam düşünülemez; masaların üzerinde, ceplerde her dakika bizimle olduğu gibi, çamaşır makinesi, otomobil gibi tüm modern araçları “akıllı” hale getirir. Bir kere bir bilgisayarlar temel olarak bilgiyi girdi olarak alır, önceden belirlenmiş kurallara göre farklı bir çıktıya dönüştürür. Dünyamızı yöneten dijital elektronik bilgisayarlar bunu yaparken çok küçük elektrik akım pulslarından yararlanır. Ancak bunun böyle olması şart değildir. “Bir abaküs yalnızca boncukları oynatarak işlem yapmamızı sağlar” diye konuşan University College London’dan Peter Bentley, “Eğer bunu yapabiliyorsanız, hesaplayamayacağınız hiçbir şeyin olmadığını düşünüyorum” diyor. Güneş saatleri gölgeleri zamana dönüştürür, karaciğer kimyasal çıktıları girdilere göre düzenler, hatta kayalar bile mineral içeriğini daha sonra parçalanması ve dışarı salınması için depolar. Bütün bunlar bilgisayarın geniş tanımına uyar. University of London’dan Mark Bishop, “Bilgi işleme kavramı halihazırda temellerinden kopmuş bir şekilde, tehlikeli bir biçimde ortalıklarda dolaşıyor” diyor. Bunu çözmenin yollarından biri bilgisayar makinelerinin bir hiyerarşiye göre sıralanmasıdır. Bu sıranın en altında “sonlu durum makineleri” yer alır. Bunlar sınırlı girdi ve çıktıları göz önüne alarak bir döngü çerçevesinde çalışan trafik ışıkları ve asansörler gibi makinelerdir. Dijital bilgisayarlar ise Turing makineleri kategorisine dahildir. 1930’lu yıllarda Alan Turing tarafından tasarlandığı gibi bunlar sonsuz uzunlukta girdi teyplerinden sembolleri okur ve bunları belirli kurallara göre ikame eder. Böylece akla uygun herhangi bir algoritmayı harekete geçmesi için uyarır. Bentley, bunun hâlâ bilgi işlemenin sınırlarını anlatabilen en iyi açıklama olduğunu söylüyor. Turing’in modeline göre hiçbir bilgisayarın yanıtlayamayacağı problemler de var. Örneğin “Bu program sonlanacak mı?” gibi Halting (Sonlandırma) problemleri....Hiçbir bilgisayar aslında programı çalıştırmadıkça “evet” veya “hayır” diyemez. Diğer problemler, kuramsal olarak hesaplanabilse bile, çözülmesi için sonsuz zamana ihtiyaç duyar. Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden Christos Papadimitriou, “Bilgisayar bilimi doğduğunda sınırlarının farkındaydı” diyor. Turing makinelerinden daha güçlü modeller şu anda var. Turing’in kendisi de bu konuda spekülasyonlarda bulunuyordu. Bazı insanlara göre biyolojik süreçler, böyle bir “süperTuring” hesaplamalarını hayata geçirebilir. Diğerleri ise süperTuring modellerinin yalnızca bildiğimiz fizik yasalarını ihlal ederek çalışabileceği kanısındadır. Eğer öyleyse, hesaplanabilirlik ile evrenin çalışabilirliği kavramları arasında şaşırtıcı ve değiştirilemez bir bağlantı olması gerekir. Eğer bu konuda işin içinden çıkamıyorsak, bunun nedeni en büyük bilgisayarın içinde oturduğumuz içindir. Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 13 Aralık 2014, Douglas Heaven Bitmedi, Elon Musk, geçtiğimiz 16 ocakta, SpaceX’in Seattle şubesinin açılışında, dev bir uzay iletişimi (Uzayda Internet) projesini başlattığını duyurdu. Sistem, Dünya‘dan yalnızca 1500 km yükseklikte, alçak yörüngede, bulunacak yüzlerce uydudan oluşacak. 36.000 km yükseklikteki, dünyaya göre sabit (jeosenkron) yörüngedeki, uydulara göre, çok daha güçlü, hızlı ve gecikmesiz iletişim yapabilecek, fiber 1500 KM UZAYDA İNTERNET AĞI optik kablolara rakip bir uydu şebekesi.. Yalnız yerküremizin tamamına internet ulaşımı sağlamakla kalmayacak, insan lık uzaya açıldığında, örneğin Mars‘a gittiğinde de kullanılacak bu sistem. Elon Musk, bu arada, kendi kurduğu vakfa ek olarak, servetinin büyük bir bölümünü, Bill Gates ve Warren Buffet‘in kurduğu hayır işleri vakfına bağışladı. Kurduğu şirketlerin ve onların yan sanayilerinin (ekosisteminin) on binlerce insana sağladığı işleri de unutmayalım. Bu, daha 43 yaşındaki, olağanüstü in sanın yaşamöyküsünden, girişim ve başarılarından bizler için çıkarılabilecek dersler ise çok açık. Böyle insanların yetişmesi için çocuklarımızı, gençlerimizi, geçmişe, dogmalara, ezberciliğe değil, geleceğe, yaratıcılığa, özgür ve bilimsel düşünceye dönük olarak eğitmekten başlayabiliriz .... Referanslar: 1.http://tr.m.wikipedia.org/wiki/ElonMusk 2. http://www.spacex.com 3. http://www.teslamotors.com 4.http://www.businessweek.com/articles/20150117/elonmuskandspacexplanaspaceinternet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle