24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Son Araştırmalardan CBT 1453/30 Ocak 2015 Deniz seviyesi daha hızlı yükseliyor Yeni değerlendirmelere göre deniz seviyesi 1993 yılından itibaren daha önceki on yıllara kıyasla daha fazla yükselmiş (Nature). Küresel deniz seviyesindeki değişimler her şeyden önce gelgit seviyelerinin ölçüm verileriyle hesaplanır. Bazı ölçüm istasyonlarında 18.yy’dan bu yana seviyeler kaydediliyor. Ne var ki özellikle de sahil bölgelerinde ve kuzey yarımküredeki ölçüm istasyonlarının sayısı az. Kayıtlar eksik olduğu için de güvenilir sonuçlar elde edilemiyor. Uzmanlar eski hesaplamalarla deniz seviyesinin yılda ortalama olarak 1,6 1,9 mm yükseldiği sonucuna varmışlardı. Bu değerler, deniz seviyesinin yükselişiyle ilgili kaynakların (buzulların ve buz tabakalarının erimesi, suyun sıcağa bağlı olarak genleşmesi ve karada farklı olarak birikmesi) çok küçük bir yükselişi açıklayabileceği için yüksek bulunmuştu. Harvard Üniversitesi’nde Carling Hay ve ekibi, belli başlı olasılık varsayımlarında, mekânsal ve zamansal olarak eksik olan verileri analiz etmeye yarayan matematiksel bir yöntemle (Kalman yöntemi) ölçüm verilerini yeniden değerlendirdi. Yeni hesaplamalara göre 1901 ve 1990 yılları arasındaki ortalama (yıllık) yükseliş 1,2 mm kadar. Yeni hesaplara göre 1993 ve larında Beagle 2’nin iniş sırasında oldukça sağlam kaldığı görülüyor. Teknik bir arıza aletin dünyayla iletişime girmesini engellemiş diyor Beagle 2 projesini yürüten Mark Sims (Leicester Üniversitesi). “Hatta robot hala çalışıyor olabilir de, inişten sonra kaç tane güneş kolektörünün açıldığını bilemiyoruz. Fakat Beagle 2 ve verilerinin kurtarılması mümkün değil. “ Dünya yeni bir çağa giriyor gibi madde akımları da dünyamızın kapasitesini zorluyor. Dramatik değişimler 1950’den beri var diyor araştırmayı yöneten Will Steffen (Stockholm Üniversitesi). İnsanlığın büyük ekonomik değişimleri buna göre doğrudan doğruya yeryüzü sistemindeki değişimleri biçimlendiriyor. 1950’den bu yana artan kent nüfusu, taşıma mesafesi, enerji ve su sarfiyatına paralel olarak atmosferdeki kirlilik ve denizlerdeki asitleşme oranı artıyor ve istikrarlı, tür açısından zengin alanlardaki kayıp da büyüyor. İnsanoğlu sadece iki kuşakta “jeolojik bir güç” haline geldi diyor Steffen. Ve bu gelişme tüm gezegen üzerinde etkili oluyor. Doğa insanlık tarihinde bilinmeyen bir duruma ulaştı. Araştırmacı yeni bir çağdan söz ediyor: “11.700 yıldır devan eden holosenin yerini antroposen alacak.” Steffen bu görüşüyle yalnız değil. Birçok bilim insanı 16 Temmuz 1945 gününü yeni bir çağın başlangıcı olarak kabul ediyor. O gün ABD’de Trinity testi sırasında ilk atom bombası patlamıştı. O günden sonra 1988’e kadar dünyamızın herhangi bir yerinde ortalama olarak on günde bir başka bir atom bombası patladı. O tarihten sonra oluşan her yeni toprak tabakası, radyoaktif tortu içerecektir. Antroposen ve gezegensel limit değerleri güvenirli bir birim olarak kabul edilebilir. 2010 yılları arasındaki yıllık ortalama yükselme 3 mm. Bu sonuca göre deniz seviyesi 1993 yılından bu yana tahmin edilenden daha hızlı yükseliyor. Deniz seviyesinin yükselişi özellikle de genelde deniz seviyesinin sadece birkaç metre üzerinde bulunan ada devletler için tehdit oluşturmakta. Ayrıca daha yüksek deniz seviyesi yüzünden örneğin tropikal fırtınalar sonucunda daha fazla sel meydana geliyor. İnsanoğlunun çevre üzerindeki etkileri sonuçsuz kalmıyor. Bilim insanlarının tahminlerine göre gezegenimizin birçok doğal limiti şimdiden aşıldı bile (Science). Ve istikrarlı yaşam koşulları için yeni sınır değerleri açıklandı. Buna göre bunlardan dördü olan iklim değişimi, biyolojik çeşitlilik, arazi kullanımı ve biyokimyasal dolaşımlar aşılmış durumda; iklim değişimi ve biyolojik çeşitlilik/tür ölümleri limiti çok önemli. Ama arazi kullanımı ve insan kaynaklı azot ve fosfor Güneşimizin etrafında iki süper dünya dönüyor Plüton birkaç yıl önce gezegen sınıfından çıkarılmıştı, yeni hesaplamalar Plüton yörüngesinin dışında Güneşimizin etrafında iki karanlık, buzlu “süper dünyanın” dönüyor olma ihtimalini akla getirdi. Birkaç yıl önce güneş sistemimizin en dış kenarındaki cisim topluluğu olan Oort bulutsusunda en azından büyük bir gezegenin bulunabileceğiyle ilgili tahminler yapılmıştı. Bu tahminler, 2012 yılında keşfedilen cüce gezegeninin hareketlerine dayanıyordu. Anlaşıldığı üzere daha uzaktaki bir cimsin kütle çekimi, yörüngesini bozuyordu. Bu tezi kontrol eden Carlos de la Fuente Marcos (Madrid Complutense Üniversitesi) yönetimindeki ekip, en az iki gezegenin varlığıyla ilgili ipuçları buldu. Astrofizikçiler bu amaçta, Neptün’ün ötesindeki cisimlerin hareketlerini inceledi, Neptün ve Plüton’un ötesinde bilinmeyen başka gezegenler olabilir. Hesaplara göre güneş sistemimizin sınırları içine en az iki gezegen var. Dünyamızdan aşağı yukarı on misli büyük olabileceği düşünülen gezegenler bu yüzden “süper dünya” olmalı. Ama, üzerindeki koşullar yüzünden orada yaşam olamaz. Dünyamızdan daha büyük olan ama Satürn veya Jüpiter’den daha küçük olan gezegenlere “süper dünya “ deniyor. Eğer söz konusu gezegenler gerçekten de güneş sisteminde yer alıyorlarsa, Güneşin etrafında 200300 astronomik birim mesafede dönüyor olmalılar diyor uzmanlar. Bir astronomik birim, Dünya ve Güneşin arasındaki mesafe kadardır. Caretta’lar ve manyetik yol bulma Kuş veya balık gibi birçok hayvanın manyetik duyusu vardır. Deniz kaplumbağalarının da açık denizlerdeki kilometrelerce uzunluktaki yolculuklarında manyetik alanla yön buldukları bilinir. Kaplumbağalar manyetik Erken ölümü önlemenin 9 basit yolu Dünya Sağlık Organizasyonu WHO, kronik hastalıklar için son durum raporunu açıkladı: En basit sağlık kurallarına dikkat etmedikleri için hâlâ çok sayıda insan erken ölüyor. Dünya nüfusunun sağlığı en çabuk ne şekilde iyileştirilebilir? Dünya Sağlık Örgütü, kronik hastalıkların dağılımıyla ilgili son raporunda, insan sağlığını etkili bir şekilde iyileştirebilecek 9 noktaya değindi. Devletler insanları gönüllü olarak daha az alkol ve tuz kullanmaları ve daha az sigara içmeleri için özendirmeli. Yüksek tansiyon, diyabet ve şişmanlık için daha çok şeylerin yapılması gerekiyor. Kalp enfarktüsü ve inmelerin önlenmesi için de yapılacak çok şey var. Ayrıca kronik hastalıkların daha iyi tedavi edilmeleri gerekiyor. Erken ölümleri 2015’te yüzde 25 oranında azaltmak mümkün. 2012 yılında 38 milyon kişi yaşamını yitirdi, bu vakalarının yüzde 42’si (16 milyon) erken ölüm vakasıydı. Çoğu önlenebilir olan bu ölüm vakalarının üçte biri düşük veya orta gelirli ülkelerde meydana gelmiş. Kronik hastalıklardan git gide daha fazla insanın ölmesi, küreselleşmenin, hızlı kentleşmenin ve toplumun yaşlanmasının bir sonucu. Bunlar için bireyler pek bir şey yapamaz ama en azından kendi sağlıklarına dikkat etmeliler. Ve bunun gerçekleşebilmesi için de hükümetlerin yeterli aydınlatma çalışmaları yapmaları gerektiği gibi tıbbi imkânları herkese ulaşılabilir hale getirmeleri gerekiyor. Yani WHO özellikle ülkelerindeki erken ölümleri engelleyebilecek sağlık bakanlıklarına sesleniyor. Brezilya’da hastaların ilk tanı ve tedavi olanakları iyileştirildiği için kronik hastalıklar yüzünden yılda yüzde 1,8 oranında daha az insan ölüyor. Türkiye’de ise kamusal alanda sigara yasağı geldikten sonra 20082012 yılları arasında sigara içenlerin sayısı yüzde 13,4 oranında azaldı. Macaristan’da şeker, alkol veya tuz içeren sağlıksız içeceklere yapılan vergi artışından sonra içecek üreticileri, içerikleri değiştirdikleri gibi bu tür içecek satışlarında ise yüzde 35’lik bir azalma görülmüş. WHO bu tür girişimlerin yanında örneğin rahim ağzı kanserinin erken tanısı gibi hastalıklar için daha fazla tarama programlarının gerçekleştirilmesini de öneriyor. 11 yıldır kayıp olan Beagle 2 bulundu Avrupa’nın keşif robotu Beagle 2 on bir yılı aşkın bir süredir kayıptı. NASA’ya ait bir sonda şimdi kayıp robotun Kızıl Gezegen’deki görüntülerini gönderdi. Böylece Beagle 2 Mars’a inen ilk Avrupa sondası oldu – her ne kadar dünyaya hiçbir veri göndermemiş olsa da. ESA Mars misyonunun bir parçası olan “Beagle 2” 2013 yılında yılbaşına kısa bir süre önce kaybolmuştu. Uzmanlar 60 milyon Avro değerindeki robotun çok hızlı yolculuk yaptığını ve gezegenin üzerinde parçalandığını düşünmüşlerdi. 2013 ve 2014 yılına ait NASA fotoğraf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle