16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık CBT 1454/30 Ocak 2015 17 Bel Ağrısı Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar Yapılan çalışmalar insanlarının %90’ının hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşayacağını göstermiştir. Bel ağrısı görülme sıklığı yaşlanma ile artar. Özellikle 40 yaşından sonra hem kadınlarda hem erkeklerde görülme sıklığı artış gösterir. Bu nedenle bel koruma prensiplerini yaşamın bir parçası haline getirmek son derece önemlidir. Doç. Dr. Nazan Canbulat VKV Amerikan Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü İ nsanların %90 ı yaşamlarının bir döneminde bel ağrısı geçirir. Akut bel ağrıları birkaç gün ile birkaç hafta arasında süren ağrılardır ve yapılan tedavinin türüne bağlı olmaksızın birkaç haftada tamamen iyileşmektedir. Bel ağrısı ataklarının sıklaşması, akut bel ağrılarının iyileşme dönemlerinin uzaması özellikle de bel ağrısının 3 aydan daha uzun süreli olmasına kronik bel ağrısı adı verilir. Bel ağrısının tekrarında en güçlü ön belirleyici, önceden bel ağrısı geçirmektir. Tekrarlar sonucu veya ağrının devamı ile kronik bel ağrısı tüm vakaların %5’inde görülür. Bel ağrısı yaşayan bir kişide ağrının tam kaynağını belirlemek mümkün olmayabilir. Bel ağrısı gelişiminde genetik faktörler ve doğal yaşlanma tek önemli katkı sağlayıcı olarak gözükmektedir. Bel ağrısının gelişimindeki risk faktörleri ise işle ilgili ve hastaya bağlı risk faktörleri olarak iki ana başlıkta incelenebilir. yal faktörler (psikolojik stres, işten tatmin olmama depresyon, anksiyete, alkolizm, boşanma) ve davranışsal faktörlerdir. Davranışsal risk faktörlerin en önemlileri bel ağrısı hakkındaki inançlar, ağrı ile ilgili önyargılar, yakınların yardımı, işini kolaylaştırma davranışları, ağrı ve sakatlığın sebep sonuç olarak algılanması, sakatlık nedeniyle tazminat, erken emeklilik olasılıklarıdır. Bu risk faktörlerinin varlığında bel ağrısı ve tekrarlayan bel ağrısı riski artmaktadır. Bel ağrısında tedavinin amacı semptomları kontrol altına almak, tekrarlamayı ve kronikleşmeyi önlemek, mümkün olan en erken zamanda aktif yaşama ve işe dönüşü sağlamaktır. Bel ağrısı hakkındaki bazı yanlış inançlar aşağıda sıralanmıştır. 4. Bel çektirmek ağrıyı azaltır: ri, en ağrısız pozisyonda yatmaları gerekir. Yan yatarak anne karnındaki gibi bacakların gövdeye doğru çekilmesi belden çıkan ve bacaklara doğru ilerleyen sinir köklerini rahatlatabilir ve ağrının daha az hissedilmesini sağlayabilir. Yatılan yatak çok sert ve gömülürcesine çok yumuşak olmamalıdır. Yarı ortopedik yataklar önerilmektedir. Bel ağrısı omurgada diskler, eklemler, kaslar, sinirler ve diğer bölgelerden yansıyan ağrılar gibi pek çok farklı nedenden kaynaklanabilir. Omurga üzerinde bilinçsizce uygulanan bel çektirmek gibi yöntemler sakatlıklara varan sonuçlar doğurabilir. 5. Doktor bir neden bulamadıysa bel ağrısını kafandan uyduruyorsun: Bel ağrısının tam olarak neden kaynaklandığı röntgen ve MR gibi görüntüleme teknikleri ile bile bulunamayabilir. Yapısal bir hasar gösterilemese bile bel ağrısı yaşam kalitesini ciddi şekilde bozan boyutlara ulaşabilir. Omurga stabilizasyonuna katkıda bulunan kaslardaki kondisyon kaybı, bel koruma prensiplerine uyulmaması ve omurgaya yanlış yüklenmeler ağrı kaynağı olabilir. yöntemleri ve gelişen cerrahi teknikler sonucu son derece başarılı bel cerrahisi uygulamaları yapılmaktadır. Cerrahi başarıyı etkileyen en önemli unsur doğru hasta seçimidir. Uygulanan diğer tedavilere cevap vermeyen yaşam kalitesini çok düşüren bel ağrısında hasta ve cerrah beraber cerrahiye karar verebilir. İlerleyici kuvvet kaybının ve dayanılmaz bel ağrısının varlığında ağrının kaynağı net olarak gösterilebiliyorsa cerrahi tedavi önceliklidir. 1 Benim belim ağrımaz: Ağır yaşam koşulları, vücudun yanlış kullanımı, ağır bedensel iş, dönme, dönerek kaldırma, uzun süreli oturma, araç kullanma, bel koruma prensiplerine uyulmaması işle ilgili risk faktörleridir. Mesleklerini sıkıcı, tekrarlayıcı olarak tanımlayan, yaptıkları işten tatmin olmayan kişilerde bel ağrısı oranları artmaktadır. Hastaya bağlı risk faktörleri ise genetik yatkınlık, yaşlanma, kondisyonun iyi olmaması, kas gücü azalması, sigara, psikosos İŞLE İLGİLİ VE HASTAYA BAĞLI RİSK FAKTÖRLERİ Yapılan çalışmalar insanlarının %90’ının hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşayacağını göstermiştir. Bel ağrısı görülme sıklığı yaşlanma ile artar. Özellikle 40 yaşından sonra hem kadınlarda hem erkeklerde görülme sıklığı artış gösterir. Bu nedenle bel koruma prensiplerini yaşamın bir parçası haline getirmek son derece önemlidir. 6. Egzersiz bel ağrısına neden olur: Yanlış ve aşırı yüklenmeler, dönerek ağır kaldırma egzersizleri bel ağrısını tetikleyebilir. Ancak düzenli egzersiz yapan kondisyonu iyi olan bel ve karın kasları güçlü kişilerde bel ağrısı görülme sıklığı daha azdır. 9. Sadece sırtüstü yüzmek bel ağrısına iyi gelir: Vücut kasları bağ dokuları aracılığıyla bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olarak çalışır. Kolunuz ya da bacağınızla yaptığınız bir hareket sırasında bile bel bölgesindeki kaslar kasılır. Dolayısıyla her stilde yüzme ve su içi egzersizler bel kasları için yararlıdır. 2 Bel ağrısının tılsımlı tedavisi uzun 7. Sıcak uygulama ve masajla iyileşmek mümkün olabilir: yatak istirahatıdır: Bel ağrısında 4872 saatten daha uzun süreli yatak istirahatı önerilmemektedir. Uzun süren yatak istirahatı bel ve karın kaslarında zayıflığa eklemlerde sertleşmeye ve genel kondisyon kaybına yol açarak bel ağrısını arttırır. Masaj ve sıcak size kendinizi iyi hissettirebilir ancak uzun dönem için bir sonuç vermez. Altta yatan nedene yönelik önlemleri almak ve egzersiz yaparak omurgayı güçlendirmek daha doğrudur. 10. Bel ağrısının standart bir tedavisi olmalıdır: Bel ağrısı başta genetik faktörler ve yaşa bağlı olmak üzere pek çok farklı etkene bağlı gelişebileceği için tedavisi de kişiden kişiye değişir. Tıptaki diğer hastalıklarla karşılaştırıldığında standart yaklaşımlar daha azdır. ilaca bağımlılık gibi nedenlerden ötürü hastaların %50’si ilaç kullanmayı bırakmaktadır. Ayrıca LSWT tedavisinin, ilaçlara yanıt vermeyen iğne ve protez tedavisine yönlendirilmiş olan ağır sertleşme problemi olan hastaları da ilaçlara cevap verir hale getirdiği gösterilmiştir. Düşük Yoğunluklu Şok Dalga Tedavisi (LSWT) 2000 yılından beri kardiyoloji alanında iskemik doku tedavisinde başarı ile kullanılmakta, kalpte az kanlanan iskemik dokuda kanlanmayı artırmakta, erkek cinsel organında da ince yeni damarların oluşumuna yol açarak, organda kanlanmayı artırmakta ve böylelikle başarılı sertleşme yeniden sağlanmakta. Ayrıca, özellikle şeker hastalarında diyabetik ayak ve iyileşmeyen yaralara da yine aynı yöntemle tedavi uygulanmakta” . 8. Bel bölgesi ameliyatları çok teh3. Bel ağrısı olunca sırtüstü sert bir likelidir: yere yatılmalıdır: Bu görüş doğru değildir. Günümüzde Bel ağrısı olan kişilerin en rahat ettiklekullanılan ileri teknoloji ürünü görüntüleme Sertleşme sorunu veya tıptaki ismiyle ‘erektil disfonksiyon’un, yaşam boyu her 2 erkekten birini etkileyen yaygın bir problem olduğunu belirten Ürolojik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Alıcı şunları söyledi: “Cinsellik ile ilgili yaşanan sorunlar sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu konu  ara sıra karşılaşılan sertleşme sorunundan tamamıyla yitirilen sertleşme fonksiyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Çoğu erkek hayatının belli bir döneminde, özellikle stres altındayken veya ciddi bir hasta ‘Sertleşme’ sorunu yeni damar oluşumuyla yok oluyor lık geçirdiği zamanlarda sertleşmeyle ilgili sorunlar yaşar. Bu sorun uzun süre devam ettiği takdirde tıbbi yardım aranmalıdır. Türkiye’de 40 yaş üzeri  erkeklerin yarısından fazlasında hafif, orta veya şiddetli biçimde sertleşme sorunlarının olduğu bilinmekte. İlerleyen yaşla beraber sertleşme sorununun görülme sıklığı ve şiddeti artış gösterir, ancak genellikle yaş ile ortaya çıkan normal bir olay gibi kabul edilerek veya utanma nedeni ile tedavi yolu aranmamaktadır. Sigara ve alkol tüketimi, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında yükseklik, kalp hastalığı, depresyon ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar sertleşme sorunu açısından risk faktörü oluşturur” Vücut dışından uygulanan düşük yoğunluklu şok dalgası (LSW) Tedavisi, vücudun doğal iyileşme mekanizmalarını harekete geçirmektedir. Hücre düzeyinde uyarılarla dokuda yeni damar oluşumunu sağlayarak kanlanmayı arttırmakta. Bu yeni yöntemle erkeklerin korkulu rüyası olan sertleşme problemi kısa sürede, yan etkisiz tedavi edilebilmekte. Damarsal nedenli sertleşme problemi önemli bir hasta grubunda görülmektedir ve bunlar arasında en büyük grup şeker hastaları ve koroner damar hastalarıdır. İlaç tedavisinin bilinen yan etkileri ve ters etkilerine ilaveten koroner kalp hastalarındaki riskleri, önceden planlama gereği ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle