02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) BİLİM TARİHİ “Az bilgi çok fikir” sahibi olanlar, diğerlerini neden eleştirir? Sebep “çok bilgi az fikir” sahiplerinin, her fırsatta ne kadar çukurda olduklarını onlara hissettirmeleri olmasın? Bilgiyi paraya eşdeğer görmek bilgi toplumunun erdemi değil, sanayi toplumunun bıraktığı bir tortudur. Geçtiğimiz günlerde dinlediğim bir konuşmada, konuşmacı laf arasında şöyle bir tespitte bulundu: “Türkiye’de zaten herkes siyaset, ekonomi, din ve futboldan çok iyi anlar”. Bu tabii bana rahmetli Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” tespitini anımsattı. Doğal olarak her birey yaşamında önem verdiği ya da günlük yaşamında daha çok maruz kaldığı konularda fikir üretmek durumundadır. Üretilen fikirlerin geniş bir yelpazede olabilmesi onların ne kadar geniş bir bilgi okyanusundan beslendikleriyle doğru orantılıdır. Tek bir konu ile ilgili dahi olsa birey (daha spesifik konuşmak gerekirse düşünce yetisinin işlediği mekanizma olan beyin) ne kadar çok bilgi kaynağına başvurursa o bilgilerle o ana dek kazanmış olduğu bilgi/fikirler arasında o denli yoğun bir irtibat kuracaktır ki bu da sonuçta üreteceği fikirlerin daha sağlıklı, rafine olacağını temin edecektir. Kabaca “derin düşünce” diye ifade edilen “tefekkür” olgusunun özünde de mevcut birikimle ona yeni katılacak (bilinmeyen bilgi) arasında güçlü bir ilişki kurma refleksi yatar. Bu tıpkı arının bal yapmasına benzetilebilir. Arı ne kadar çok çeşitli çiçeğe konarsa sonuçta üreteceği bal da o denli tatlı olur. Bilgi edinme, bilgi sahibi olma, bilgiyi öğrenme sürecini birey çoğunlukla öğrenim hayatında edinir. Burada ayrımı yapılması gereken bir husus var. O da öğrenim hayatında bireye bu süreçler mi öğretilmektedir yoksa bu süreçlerin sonucunda ulaşılacak bilgilerden “uygun görülen” bir kısmı mı? Dikkat edilirse bu soru, yetişen beyinlerin “eleştirel, sorgulayıcı” mı yoksa “ezberci” mi olduğu sorusunun form değiştirmiş halidir. Sadece sonuçların bir kısmı öğretiliyorsa ve bunlar da yarım yamalak öğreniliyorsa karşımıza çıkan tabloda iki kritik nokta tespit edilebilir: Birincisi beyinler sorgulama, eleştirme, merak etme becerilerine sahip değildir. İkincisi beyinlerde kısmi yani sınırlı bir bilgi vardır. Bu formasyondaki beyinlerin, bireylerin kişisel yaşamına bakışı nasıl olacaktır? Öncelikle sorgulama, eleştirme, yoğunluklu bir sebepsonuç ilişkisi kurma becerileri olmayacağından ve elinin altında ancak bir miktar bilgi olacağından, çevresindeki herhangi bir konuyla ilgili fütursuzca fikirler üretebilecektir. Buraya kadar sorun kişinin şahsi sorunudur. Bunun toplumsal bir boyut kazanması bu kapasitedeki bireylerin eksikliklerini önce göz ardı etmesi, biraz palazlandıktan (kendisi gibi olanların çevresine girdikten) sonra ise bunu bir eksiklik olarak görmeme kibrine ulaşması ile olur. Bu yapıdaki kişilerden oluşan grup (ya da toplum) için örneğin o an karar verilen şey ne ise doğru odur. O şey az önce aynı konuda verilmiş bir önceki kararla taban tabana zıt olsa bile. Peki eleştirel, sorgulayıcı bir formasyona sahip olan bireylere düşen nedir? Aynı bilgi toplumunun bireyleri arasında “öğren de gel” türü küçümseyici bir tavır sergilemek sorunun çözümüne katkı sağlamaz. Sorulması, irdelenmesi gereken soru şudur: Amaç bu eksikliği olan bireyleri, kendilerine rağmen, doğru yola sevk edebilmek mi, yoksa kendisinin ne kadar doğru yolda olduğunu onlara göstermek mi? Çoğunlukla amaç ilki gibi gösterilse de günün sonunda ikincisi olduğu anlaşılmaktadır. Eğer tek vücutsak (ülke, evren ya da âlem olarak) o vücudun herhangi bir noktasındaki sorundan tüm vücut kendini sorumlu hissedebilmelidir. Lekeli Humma Ülkemiz İkinci Dünya Savaşı’nın büyük tehlikesi ve yoklukları ile boğuşurken bir yandan da kitlesel hastalıklarla mücadele ediyordu. Osman Bahadır [email protected] Az Bilgi Çok Fikir İ smet İnönü’nün İkinci Dünya Savaşı boyunca ülkeO halde: mizi savaş dışında tutmasında belirleyici bir rolü oldu. Lekeli hummadan korunmak ve bu tehlikeli hastalığı Savaşan tarafların hemen hepsinin Türkiye’yi savaşa etrafa yaymamak için yurddaşların ödevlerini kısaca sıçekme yönündeki baskılarına, abartmasız yüzlerce siyasi, ralayalım: diplomatik, ekonomik vb. manevrayla karşı koyan İnönü 1 Ateşli ve vücudunda kırmızı leke döken hastalarıhükümeti, bir yandan da çok zor koşullarda halkın bes nızı Sıhhat dairelerine, hükümet ve belediye tabiplerine lenmesi, eğitimi ve sağlığı ile ilgili sorunları çözmeye çalı hemen haber veriniz. şıyordu. Çok ilginçtir ki, İnönü’nün tek 2 Köylerde ateşli hastaları bir kavramla ifade edecek olursak, bu ayırınız. Vücudunda kırmızı be“ulusunu koruma” davranışı, birçokları nekler (lekeler) döken hastaları tarafından ya ülkelerinin tarihleri hakhükümete hemen haber veriniz. kındaki bilgisizliklerinden ya da doğruKüçük sıhhat memurları, sağlık dan doğruya kötü kasıtlı olarak gözden korucuları, köy ebeleri bu hastadüşürülmeye çalışılmaktadır. lıktan korunmak için size lazım İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin gelen bilgileri verirler. Bunlarla anlarında, 1943 yılında, Türkiye’de daima işbirliği yapınız. lekeli humma denilen ateşli hastalık 3 Hastalık ve salgın zamanbütün halkı kırıp geçiriyordu. Hükümet larında bitlenmemeye çok dikkat bu hastalıkla mücadele için yaygın bir ediniz. aydınlatıcı broşür hazırlamıştı. Fotoğ4 Evinizde, etrafınızda bitlirafta görülen, ikiye katlanmış dört sayler varsa onları temizleyiniz. falık (tek yaprak halinde) broşürün ön 5 Elbise, çamaşır, yatak tasayfasıdır. Bu tek yapraklık broşürden kımları ve eşyadaki bit ve sirkeleonbinlerce basılarak tüm ülkede dağıri öldürmek için en basit ve emin Broşürün ilk sayfasının resmi. tılmıştır. çare bunları bir kazanda ve kay“Lekeli Humma” başlıklı aydınlatnar suda 510 dakika kaynatmakma broşüründe şunlar yazılıdır: tır. Bundan başka şehir ve kasabalardaki sabit ve seyyar “Bu hastalık insandan insana yalnız ‘bit’le geçer. etüvler de bu işte kullanılır. Buğu sandıkları da bitleri ve Lekeli humma, bulaşıcı ve salgın yapan çok tehlikeli sirkeleri öldürürler. Bunlardan da faydalanınız. bir hastalıktır. 6 Vücut ve baş temizliğine çok önem verilmeli, sık Harp zamanlarında, darlık vakitlerinde, temizliği ih sık yıkanarak kirlenmemeğe ve bitlenmemeğe gayret edilmal edenler arasında çabucak çoğalır, salgın yapar. melidir. Bundan başka ev eşyasından ‘bit’e vasıta olanları Eski zamanlarda ve birinci dünya harbinde lekeli da temizlemeği ihmal etmeyiniz. humma hastalığı halk arasında ve ordularda çok tahribat Yurttaşlar: yapmış ve yüzbinlerce kurban vermiştir. Şu harp günlerinde yurdumuz bir lekeli humma tehBekar odaları, yolcu hanları, mahalle kahveleri, köy likesi ve tehdidi içinde bulunuyor. Hastalığın büyük salodaları, amele toplulukları, inşaat kampları, cezaevleri, gın yapmaması için el birliğiyle köyde ve şehirde hepimiz yatı mektepleri gibi toplulukla yaşayan insanlarda vücut çalışmalıyız. ve çamaşır temizliğine riayet edilmez ve ‘bit’ de olursa, bu Geçen umumi harpte ve Balkan harbinde ordumuzda hastalık pek çabuk ve bir ‘patlak’ halinde meydana çıkar. ve halkımız arasındaki binlerce lekeli humma kurbanının Milleti ve memleketi tehdit etmeye başlar. daima hatırlayınız ve bu hastalığı bize geçiren ‘bit’ten çok Lekeli Hummayı insandan insana bulaştıran ve etrafa korkunuz. yayan yalnız ‘bit’lerdir. Bitin düşmanı temizliktir. ‘Bit’ bulunmayan yerde lekeli humma da yoktur. Temizlik sağlığın temel taşıdır. Hastaların üzerindeki bitler, çamaşır, elbise ve yatak Parasız dağıtılır”. takımları vasıtasıyla sağlam insanlara geçerek mikroplu “Lekeli Humma” broşürü, sadece ulusal hükümetin bu hastalığı etrafa bulaştırırlar ve yayarlar. halkın sağlığıyla ilgili taşıdığı yüksek sorumluluğu gösBitler, çamaşırlara, elbiselere ve saça bıraktıkları yu termesi bakımından değil, fakat aynı zamanda 1943 Türmurtalarla ürerler. Bunlara dilimizde ‘sirke’ diyoruz. Şu kiye’sinin sosyal ve kültürel bazı özelliklerini yansıtması halde lekeli hummadan korunmak için yalnız ‘bit’i değil, bakımından da değerli bir tarihsel belge niteliğindedir. bu ‘sirke’ leri de öldürmek, yok etmek lazımdır. University), Shaun Gallagher (University of Memphis), Michael Tye (The University of Texas at Austin), Bill Wringe (Bilkent University), Daniel Hutto (University of Wollongong / University of Hertfordshire) katılacak. Assos’ta Felsefe Yaz Dönemi Prof.Dr. Örsan Öymen’in başkanlığını yürüttüğü Felsefe Sanat Bilim Derneği’nin (www.felsefesanatbilim.org) etkinliği olarak, Assos’ta Felsefe yaz dönemi “30 Haziran – 3 Temmuz 2014” günleri arasında “Zihin Felsefesi” bağlamında gerçekleşecek. Yaz dönemlerinde İngilizce olarak düzenlenen Assos’ta Felsefe’ye bu yıl konuşmacı olarak; Barry Smith (University of London / Birkbeck), David Papineau (King’s College London), Paul Boghossian (New York CBT 1423 12/ 27 Haziran 2014 Düzeltme: 1421. sayımızda Periyodik Tablo yazısına, Mehmet Emin Özel’in adresi olarak [email protected] yanlışlıkla kondu. Özel’in adresi: [email protected] veya [email protected] olacak, özür dileriz..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle