Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Prof. Hasan Yazıcı’yı haklı buldu Prof. Dr.Hasan Yazıcı’nın Doğramacı –Yazıcı davası ile ilgili başvurusunu değerlendiren AİHM, Yazıcı’yı haklı buldu. AİHM, ifade özgürlüğünün haksız bir saldırıyla kısıtlandığına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin ihlal edildiğine inanan Yazıcı’yı haklı buldu. AİHM’in 15 Nisan’da açıkladığı kararda, altı yıl gibi uzun bir süre alan yargı sürecini de uzun buldu; adil yargılanma hakkına dair AİHS’nin 6. maddesinden de ihlal tespit etti. Türkiye, Yazıcı’ya 6 bin 500 Avro manevi tazminat ve bin 500 Avro da mahkeme gideri ödeyecek. Prof. Yazıcı’nın Basın Açıklaması şöyle: Prof. Hasan Yazıcı 2000 yılı Kasım ayında Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan “Önce Doğramacı’yı Kınamak Lazım” başlıklı yazısında “örnekleri ülkemizde çok sık görülen aşırma (intihal) olaylarının üzerine gitmekte en etkili yolun, her şeyden evvel esas büyük aşırmaları olanların kamuoyundan özür dilemeleri olduğunu” söylemiş ve bu bağlamda eski YÖK başkanı Prof. İhsan Doğramacı’nın Prof. Benjamin Spock’tan yaptığı aşırmayı örnek göstermişti. Söz konusu aşırma ilk kez 1981 yılında ünlü gazeteci Uğur Mumcu tarafından, alaycı bir üslupla, Türk kamuoyuna açıklanmıştı. Aynı aşırmayı Prof. Hasan Yazıcı Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Bilim Ahlakı Komitesi başkanı olarak da resmi bir komite raporu ve çarpıcı örnekleriyle 1997 yılında TÜBA’ya bildirmiş ancak TÜBA konunun üzerine gitmemiş ve bu nedenle de Prof. Hasan Yazıcı ve komite arkadaşları TÜBA Bilim Ahlakı Komitesi’nden istifa etmişler, söz konusu komite dağılmıştı. Prof. İhsan Doğramacı 2000 yılında söz konusu gazete yayını nedeniyle Prof. Hasan Yazıcı aleyhine manevi tazminat davası açtı. Dava 2006 yılında Yargıtay Hukuk dığından olası bir kuraklığın yeni orman ekosistemi oluşturma çalışmalarını (ağaçlandırma ve gençleştirme) ne denli ve nasıl etkileyebileceği de tüm boyutlarıyla ortaya konamıyor ne yazık ki. Ancak, şöyle bir değerlendirme yapılabilir: Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 20002012 döneminde ülkemizde; 425 bin hektar ağaçlandırma, 381 bin hektar orman ekosistemi gençleştirme ve 93 bin hektar da “özel ağaçlandırma” çalışması yapılmıştır. Henüz yetişme, bulundukları yerlerin ekolojik koşullarına uyum sağlama evresinde olan gençlik olası bir kuraklıktan, deyim yerindeyse “fena halde” etkilenebilecektir. Kuraklık, özellikle de 20102012 döneminde “ağaçlandırılan” ve gençleştirilen toplam 242 bin hektar alanda dikilen/ ekilen su gereksinmesi göreceli olarak daha fazla olan fidanlarda yaygın kurumalara, böcek ve mantar salgınlarına yol açabilecektir. Kuraklığın yabanıl yaşam üzerindeki olası etkilerini ise, sözün gelişi, “bir bilen varsa, beri gelsin!” Orman Genel Kurulu’nun kararıyla Prof. Hasan Yazıcı aleyhine sonlandı ve Prof. Yazıcı, Prof. İhsan Doğramacı’ya manevi tazminat ödedi. Prof. Yazıcı söz konusu yargı kararını 2007 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. AİHM 15 Nisan 2014’te açıkladığı kararda ise Yargıtay’ın 2006 yılında Yazıcı aleyhine verdiği kararın yanlış olduğunu, söz konusu kararın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti. Bu durumda Prof. Yazıcı’nın 2006 yılında Prof. Doğramacı’ya ödediği manevi tazminat bu kez Türkiye tarafından Prof. Yazıcı’ya, yasal faiziyle birlikte, geri ödenecek. AİHM’nin ifade özgürlüğü ve akademik ahlak açısından değerlendirmeye aldığı bu önemli kararda özellikle aşağıdaki noktalar belirtiliyor: 1. İfade özgürlüğü demokratik düzenin ayrılmaz parçasıdır. 2. Birey zaman zaman çevresine aykırı düşecek, şok edici açıklamalar da yapabilir. Böyle açıklamalar özellikle söz konusu açıklamaların hedefi toplumun önde gelen isimlerindense, toplum çıkarı açısından, daha büyük bir hoşgörüyle karşılanmalıdır. 3. Prof. Yazıcı, Prof. Doğramacı’yı suçladığı konu hakkında kapsamlı bir rapor hazırlayan bilimsel komiteye başkanlık etmiş bir akademisyendir. O nedenle hem konuyu iyi bilmektedir hem de akademik özgürlük açısından böyle bir açıklama yapması hiç de haksız ve dayanaksız değildir. 4. Öte yandan gerçeklerin açık olduğu durumlarda değer yargıları ikinci planda kalır. İfade özgürlüğünün temelinde ise gerçekleri dile getirmek yatar. Yargıtay Hukuk Genel Kararı yanlış bulduğumuz kararında Prof. Yazıcı’nın gerçeği söyleyip söylemediğine gerekli önemi vermemiştir. Genel Müdürlüğü yabanıl hayvanların besin gereksinmesini karşılamak amacıyla 20142018 döneminde uygulanacak “Yabanıl Meyveli Türler Eylem Planı”nı hazırlamıştır. Ancak; üzerinde göreceli olarak en fazla durulan kuş türlerinin çoğu için yaşamsal öneme sahip olan ve çoğu koruma altına alınmış sulak alanların bile kuraklıklardan ne düzeyde etkilenebilecekleri gerektiğince bilinmemektedir. Öyle ki, ülkemizde çeşitli amaçlarla yaklaşık 5.5 milyon hektar alan koruma altına alınmıştır ama kuraklıkların bu alanlardaki yabanıl yaşama verebileceği zararların en aza indirilmesine yönelik önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasına yönelik etkin bir düzenek kurulamamıştır. Ülkemizde 20132017 döneminde uygulanacak Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmıştır. Ancak, kuraklıkların yol açabileceği yıkımlar çok boyutludur ve bu boyutların sektörler, bölgeler, ekosistemler özelinde ayrıştırılması, etkin ve kalıcı sonuçların alınmasını olanaksızlaştırmaktadır. Bilim ve Teknoloji Haftası’ndan Rahmi M. Koç Müzesi; güneş sistemi modellerinden mikroskoplara, barograftan hesap makinelerine, gök kürelerinden rubu tahtalarına ve teleskoplara kadar uzayan geniş koleksiyonuyla 8 14 Mart tarihleri arasında kutlanan Bilim ve Teknoloji Haftası’nda bilim, teknoloji ve tarih tutkunlarına güzel anlar yaşattı. Karayolu ulaşımı, raylı sistemler, havacılık, denizcilik, buhar makinelerinden jet motorlarına kadar her çeşit makine, iletişim, model ve oyuncak, yaşayan geçmiş ve eğitim bölümleri yanı sıra bilimsel aletlere ilişkin benzersiz bir koleksiyonu tanıttı. Bilim en temel tanımıyla insanoğlunun yaşadığı çevreyi, dünyayı ve ötesinde evreni anlama, keşfetme çabasının merkezindeki merakının fark edilmesi, ya da bu meraktan beslenen bir keşif ve ilerleme durumunu tarif eder. Rahmi M. Koç Müzesi kadim kültürler tarafından dahi hayatın ve evrenin merkezine oturtulan matematik astronomi ve tıp gibi bilim dallarına ilişkin sergilediği eski ve yeni aletlerle ziyaretçilerine adeta geçmişten günümüze bir bilim almanağı sunuyor. Müze koleksiyonu içerisinde sergilenen bu objeler, çalışma prensiplerinin dahi rahatça incelenebileceği ortamlarında bilim ve teknoloji tutkunlarının meraklarını gidermesi, aynı zamanda ‘öğrenmesi’ için fırsatlar sunuyor. Gök Küresi 13831384 yıllarında Cafer İbni Ömer İbn Devletşah elKirmani tarafından yaptırılmıştır. Bilinen en eski gök kürelerden biridir. Bu gök küresinde yaklaşık 1025 yıldız içeren takımyıldızların şekilleri, her birinin merkezine kakılmış gümüş noktalarla gösterilmiştir. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından süreli olarak Rahmi M. Koç Müzesi’ne verilmiştir. Fuller Sürgülü Cetvel Fuller silindirik sürgülü hesap cetveli, 1940’larda kullanılan, çok uzun olduğu için oldukça hassas ölçüm yapabilen bir sürgülü cetveldir. Ölçekleri silindir etrafında çevrilip sarılarak daha küçük bir hale getirilebilmektedir. Cary Cep Mikroskobu William Cary (17591825), döneminin ileri gelen bilimsel alet üreticilerinden biridir. Bu küçük mikroskop, çıraklarından Charles Gould tarafından 1840’larda İngiltere, Londra’da yapılmıştır. Rahmi M. Koç Müzesi hakkında: Rahmi M. Koç Müzesi Türkiye’de Ulaşım, Endüstri ve İletişim tarihine adanmış ilk önemli müzedir. Lengerhane binası ve Hasköy Tersanesi olmak üzere iki tarihi bina ile hali hazırda 11 bin 250 m2’lik kapalı alana sahiptir. Müze, 1991 yılında alınan Lengerhane binasında kurulmuş ve üç yıl süren bir restorasyon görmüştür. Aralık 1994’te açılan müzenin ilk bölümünün süratle büyümesi ile 1996 yılında Haliç’in kıyısında, Hasköy Tersanesi alınmıştır. 14 terk edilmiş bina ve tarihi kızak orijinaline sadık kalınarak restore edilmiş, müzenin ikinci kısmı Temmuz 2001’de açılmıştır. Müzenin koleksiyonu, gramofon iğnesinden gerçek boyutlarda gemilere ve uçaklara kadar uzanan binlerce objeyi içermektedir. Rahmi M. Koç Müzesi, pazartesi hariç her gün, hafta içi 10.0017.00, hafta sonu ve resmi tatillerde ise (1 Ekim 31 Mart) 10.0018.00 (1 Nisan 30 Eylül) 10.0020.00 saatlerinde ziyaret edilebilir. Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 12.5 TL, öğrenciler için ise 6 TL’dır. Bilgi İçin: Sibel Şentürk, (212) 438 63 50 / 115 ssenturk@ mpr.com.tr Bilim tutkunları Rahmi M. Koç Müzesi’ne CBT 1414 9 /25 Nisan 2014 MÜZELER