02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÜRETİCİİTHALAT TEKNOLOJİPOLİTİK Baha Kuban [email protected] SIFIR İTHALAT VERGİSİ İLE ÜRETİCİ BATIYOR Pamuğun sahipliği üzerine aykırı görüşler! Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı; [email protected] Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), üç rapordan oluşan 5. Değerlendirme Raporlarını koordine eden üç bilim insanından biri olan Mali’li Youba Sokona, ortaya çıkan raporlar için şu ifadeyi kullanıyor, “...biz haritayı hazırlıyoruz ama dümen onlarda...” Geleneksel Ulusal Pamuk zirvelerinin üçüncüsü, 4 Mart 2014 tarihinde İzmir’de yapıldı. Ancak çoğumuz Türkiye açısından son derece önemli olan bu toplantıyı, yerel seçimlerin hızlı geçen ortamı içinde yeterince irdeleyemedik. Önce pamuk üzerine algılamamıza bir göz atalım. Kentlerdeki hanımlarımız pamuğa İngilizceden bozma “Koton” diyor. Oysa pamuk, başta çiftçilerimiz olmak üzere, tekstilden yem sektörüne değin her yerde kullanılan yerli bir ürün. Çok sorunu var. Türkiye neden pamuk ithalatçısı oldu? Son zirvede, pamuğun sorunları üzerine kanımca en ilginç konuşmayı, İzmir Ticaret Borsası adına Şerek İyiuyarlar yapmış. İyiuyarlar’ın önemli gördüğüm tespitleri şöyle; • “2000’li yılların başında Türkiye’de yaklaşık 130 bin olan pamuk üretici sayısı 75 bin seviyelerine geriledi. Aynı dönemde Ege Bölgesi’ndeki üretici sayısı ise 65 binlerden 15 bine düştü. Faal çırçır fabrikası 210’dan 2013 yılında 107’ye kadar geriledi. • Uzun yıllar dünya pamuk üretiminden yüzde 4,5 oranında pay alan ülkemizin son yıllardaki payı yüzde 3’ün altına indi. 2000 yılından 2013 yılının sonuna kadar pamuk ithalatı için ödenen döviz miktarı 15 milyar dolar oldu. • Bu dönemde ithalatın yüzde 87’sini 5 ülkeden, yüzde 55’ini ise tek başına Amerika’dan gerçekleştirdik. Sadece Amerika’ya pamuk ithalatı için ödenen döviz 8 milyar dolardan fazla. Komşumuz Yunanistan’ın ürettiği pamuğun yüzde 40’ını biz ithal ediyoruz . • Üreticimiz, sembolik üretim yapan Bulgaristan, İspanya ve Tayland gibi ülkeleri saymazsak dünyanın en yüksek maliyetli pamuğunu üretmektedir. 2012/13 sezonu verilerine göre 1 kilogram kütlü pamuk maliyeti; Amerika ve Yunanistan’da 88, Çin’de 73, Hindistan’da Sulanabilen Arazilerde 42, Pakistan’da 35 Cent. Türkiye’de ise 95 Cent/kg yani 1,71 liradır. Aynı sezonda ortalama kütlü pamuk satış fi yatı 1.29 TL/Kg oldu. • Sıfır gümrük vergisi ile istenildiği kadar pamuk ithal edilebilen, ancak alternatif ürünlerin gümrük vergileri ile korunduğu bir ortamda pamuk üreticisinin daha ne kadar üretime devam etmesini bekleyebiliriz. Üreticimizin pamuk üretiminden gerçekten para kazanması için 35 yılda bir ABD’de ya da Çin’de küresel fiyatları etkileyen bir gelişme olması mı gerekmektedir? • 2000 ve 2013 yılları arasında; önemli girdilerden mazot fiyatı reel olarak yüzde 74, gübre fiyatı yüzde 46 artmış kütlü pamuk fiyatları ise yüzde 13 gerilemiştir. Kısaca söylemek gerekirse pamuk üreticisinin en büyük sorunu maliyettir. Üreticimiz dünyanın en pahalı mazotu ile üretim yapmaktadır.” Sayın İyiuyarlar’ın pamuk tarımının gerilemesine neden olan iki tespitini ben de paylaşıyorum. Bunlardan birincisi, sıfır gümrükle pamuk ithal edilmesi, ikincisi ise pamuk maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı çiftçinin pamuk tarımını bırakması. Dünya Egemenlerine Gerçeği Söylemek ! Yeryüzünün egemenleri; Davos’da toplanan klik, gücü elinde tutanlar, gezegenin geleceğini bu raporlarda görüyor ve kaderini de ellerinde tutuyorlar! IPCC’nin ardarda çıkan son raporları, iklim değişikliğinin BUGÜN gerçekleşmekte olduğunu, başta tarımsal üretimin gerilemesi olmak üzere, insani ve ekonomik yıkımın ŞU ANDA yaşanmakta olduğunu, kontrol altına alınmadığı takdirde olacaklara ve sonuçlara pek çok bilim insanına göre ‘muhafazakâr’ bir yaklaşımla işaret ediyorlar. IPCC, Sanayi Devrimi sonrası küresel sıcaklık artışlarının 4 dereceyi bulmasının kabul edilemeyecek büyüklükte riskler ve tehlikeler taşıdığını belirtirken, artışları 2 derecede tutmak için ne yapılması gerektiğine de dikkat çekiyor. Ancak siyasetçilere yönelik hazırlanan son özet rapordan çıkarılan bölümler bile, bütün bu sürecin global siyasetle nasıl yüklü olduğunu ele veriyor. Çıkarılan ifadeler arasında, zengin ülkelerin gariban ülkelere yapmaları gereken milyarlarca dolarlık yardımların gerekli olduğuna dair bölümler ve küresel salımların %70’ine yakınından sorumlu olan yalnızca 10 ülkeye doğrudan adları ile referans verilen kısımlar da bulunuyor... Buna karşılık, 3 raporun sonuncusu, bugün hâlâ dünya enerji ihtiyacının büyük kısmını (%80’den fazla) sağlayan fosil yakıt rezervlerinin, kömür, petrol ve doğalgazın, önümüzdeki on yıllardan itibaren yeraltında kalmaları gerektiğine işaret ederken, 2050 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji tedariğinin 3 hatta 4 kat artması gerektiğini vurguluyor. Ancak Ulusal Pamuk Konseyi’nde yapılan tespitlere ve konuşmalara birkaç eleştirim var. Birincisi, anılan politikaya mesnet olan dışa bağımlı tarım politikaları üzerine bir irdeleme yok. Acaba uygulanan politikaların zaafları böylesi toplantılarda neden dile getirilmekten kaçınıyor? İkincisi ise şu; zirvede konuşma yapanların kimliklerine gelince, sanayici ve tüccarlar başat rollerde. Üreticiyi temsilen sayın İyiuyarlar gözüküyor. O da İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu adına konuşma yapmış. Aslında işin püf noktasıda burada başlıyor. Web sayfasına göre Ulusal Pamuk Konseyi’nin bileşenlerinde üreticilerin ağırlığı yüzde 24. Geri kalanlar ise sanayici, tüccar ve diğerlerinden oluşuyor. Bir başka deyişle üreticilerin konseyde ağırlığı sınırlı. Diğer tarım ürünlerinde olduğu üzere pamukta da, üretici kurduğu ve kuracağı örgütlerle aynı zamanda tüccar ve sanayici olmadığı sürece durum değişmeyecek. ÇÖZÜM İÇİN KİMİ TESPİTLER Kömür madeni ve termik santral, Grevenbroich, Almanya Bilim Akademisi popüler bilim konferanslarının 26.’sı 26 Nisan 2014 Cumartesi günü 17:00’da Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi D Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. Konferansta Cihan Saçlıoğlu “Çoklu Evrenler” başlıklı bir konuşma yapacak. Bilim Akademisi web sayfası: http://bilimakademisi.org/Cihan Saçlıoğlu’nun özgeçmişi: http:// myweb.sabanciuniv.edu/saclioglu/ CBT 1414 15 /25 Nisan 2014 Bilim Akademisi Konferansları 26 “Çoklu Evrenler” Güney Afrika’dan Nobel Barış Ödülü sahibi Rahip Desmond Tutu, iklim değişikliğine karşı apartheid karşıtı küresel kampanyalara benzer büyük tepkilerin örgütlenmesi için çağrısında bulunurken, dünya liderlerine fosil yakıtlara yapılan subvansiyonları durdurmaları çağrısı da yaptı. Bilindiği gibi fosil yakıtlara her yıl yarım trilyon ABD dolarına yakın bir subvansiyon veriliyor. Bu rakam tüm dünyada yenilenebilir enerji teknolojilerine verilen desteğin yaklaşık 6 katı ! IPCC ‘nin son raporu, iklim değişikliğini durdurmak için en makul yolun yenilenebilir enerji ile enerji verimliliği politikalarına desteğin artırılması olduğunun altını çizerken, bu seçeneğin maliyetinin dünya gayri safi milli hasılasının %12’si arasında olduğuna da dikkat çekiyor. İş işten geçtikten sonra ödenecek bedellerle karşılaştırılamayacak bir miktar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle