Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kitap dar kendi bağırsaklarından veya ciltlerinden elde edilen vajina aktarılırdu. Fakat bilim insanları bu uygulamada enfeksiyon sorunları yaşandığı gibi aktarılan dokunun büzüşebildiğini de söylüyorlar. karbondioksit ve hidrojeni ayrıştıracak bir teknoloji geliştirerek çok önemli bir gelişmeye imza attıklarına değinen kimyacı Heather Willauer, hedef, yakıtı endüstriyel miktarlarda üretmek diyor. Gelecekte sadece savaş gemileri değil uçakların da bu yakıtla çalışması umuluyor. Ergun Türkcan/Destek Yayınları/2013/ ss.464. Türkiye’de teknoloji üzerine üreten çok az sayıda (hiç kuşkusuz burada Orhan Bursalı’yı, Erol Taymaz’ı, Hacer Ansal’ı ve genel olarak Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinin yazarlarını zikretmek gerekir) aydınlardan/iktisatçılardan biridir Ergun Türkcan. Yazarın teknoloji üzerine çok sayıda çalışması bulunmaktadır. Türkcan’ın teknoloji üzerine yazdığı en son eserlerinden birisi de Destek yayınlarından çıkan “Tarihten Teknolojiye” isimli yapıttır. Kitap “Tarih ve Teknoloji” ve “İktisattan Teknolojiye” ana başlıkları altında çok sayıda derleme makaleden oluşuyor ve yazarın elli yılı aşan nitelikli birikimini yansıtıyor. Yazar “Tarih ve Teknoloji” ana başlığı altında okuyucuyu, Osmanlı’dan günümüze oldukça farklı konulardan oluşan düşünsel bir yolculuğa (sorgulamaya) davet ediyor: “Atilla İlhan’la Arkadaşlık” tan, “Milliyetçiliğin Ortaya Çıkışı” na uzanan bir yolculuğa… Yazarın hem uygulamadan (DPT ve TÜBİTAK’taki görevleri nedeniyle) hem de akademisyenlikten gelmesi (uzun yıllar Gazi Üniversitesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde çalışması) nedeniyle, kitabın ikinci bölümünde yer alan “İktisattan Teknolojiye” isimli bölümü giderek daha fazla iktisat, planlama ve teknoloji makalelerinin yer aldığı kuramsal ve pratik çözümlemelerden oluşuyor. Bu bölümde petrol krizleri, şehir rantlarının oluşumu, krizler vb. oldukça farklı temalar üzerinde de durulmakta, özgün çözümlemeler getirilmektedir. Kitapta iktisat, teknoloji ve planlama üzerine yapılan analizlerin (ki bu temalar etrafında yazarın çok sayıda bilimsel çalışması bulunmaktadır) kimi yönleriyle sosyal bilimlere katkı niteliğinde olduğunu belirtmek gerekir. Bu bağlamda zikredilebilecek makalelerin bazıları şunlardır: “Plan ve Köylü”(s.372), “İktisadi Plana Teknolojik Yenilikler Nasıl İçerilir”(s.375), “Güney Kore ve Planlaması”(s.378), “Türk Planlaması ve Bilim Politikası”(s.381), “Kuruluş yıllarında Birinci Sanayi Planı’na:19231933”(s.421), “Birinci Sanayi Planı’ndan Marshall Planı’na”(s.422); “Tek Yol Teknolojik İlerleme”(s.333), “Bilim ve Teknoloji Politikası”(s.369), “Üçüncü Teknoloji Devrimi Karşısında Sosyalizm”(s.407), “Birinci ve İkinci Sanayi Devrimlerinin Teknolojik Nitelikleri”(s.407), “Üçüncü Sanayi Devriminin Temel Karakteristikleri” (s.410412), “Schumpeter’gil Kapitalizm Yorumu”(s.394), “İktisatta 50 Yıllık Paradigma Değişikliği”, (s.365), “Sanayi Ötesi Toplumda Değer Yasası, Mülkiyet ve Devlet Üzerine Notlar”(s.291), “Sanayi Ötesi Toplumda Para, Emek ve Devlet Üzerine Kısa Bir Deneme”(s.281)… XXI. yüzyılın yaşayan en önemli iktisatçılarından, Türkcan’ın “elli yılı geçen”(s.17) arkadaşı, Korkut Boratav’ın kitap için yazdığı “önsöz” çarpıcıdır: “İktisat düşüncesinin iki rakip akımına baktığımızda, değeri ister ‘nedret’ ile ister “içerilen emek’ ile ölçünüz, Ergun Türkcan’ın bu derlemede yer alan yapıtları iki ölçüte göre de değerlidir…”(s.18). Kanımızca kitapta yer alan derleme makaleler belli bir tema etrafında (teknoloji, iktisat, planlama, sanayileşme, tarih…) toplulaştırılsa idi, okuyucu açısından daha ilginç olabilirdi. Ancak bu eksikliğine karşın son derece zengin ve ufuk açıcı bir yapıt var karşımızda. Teknoloji, planlama, kalkınma, iktisat, tarih başta olmak üzere, Türkiye ve dünya sorunlarına ilgi duyan okurlar için “Tarih ve Teknoloji” kitabı şiddetle önerilir. Bayram Ali Eşiyok TARİHTEN TEKNOLOJİYE/ Bir buçuk yıldır Arap Yarımadası’nda yayılmaya devam eden tehlikeli MERS virüsü daha fazla can almaya başladı. Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri’nde meydana gelen onlarca vakadan sonra virüs artık Yemen’e kadar ulaştı. Sağlık Bakanlığının yerel medyalara bildirdiği gibi genç bir uçak mühendisine yeni tür corona virüs bulaşmış. Virüs, grip benzeri semptomlar, akciğer iltihabı ve böbrek bozukluğuna neden olabiliyor. Dünya Sağlık Organizasyonu’nun (WHO) bölgede saptadığı 212 vakadan 88’i ölümle sonuçlanmış. MERS’in açılımı olan “Middle East Respiratory Syndrome” Türkçede aşağı yukarı “Orta Doğu Solunum Yolları Sendromu” anlamına geliyor. WHO, virüsü ‘çok tehlikeli’ olarak sınıflandırdı. Virüs, on yıl kadar önce sekiz yüz kişinin ölümüne neden olan Sars virüsüne benziyor. MERS virüsü son olarak Abu Dabi’deki yardımcı sağlık hizmetlilerinde görülmüştü. Bu hastalardan biri yaşamını yitirmiş. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da virüs birkaç gün önce dört kişide tespit edilmişti. Bu hastalardan biri de hayatını kaybetmiş. Geçen hafta ise Cidde’deki on bir hastadan ikisi ölmüş. 68 vakayla Suudi Arabistan başı çekiyor. Anlaşıldığı üzere virüs insandan insana değil, tahminlere göre yarasalardan develere ve develerden de insanlara bulaşıyor. MERS salgını Yemen’e kadar ulaştı Amerikan Donanması karmaşık kimyasal yöntemlerle, deniz suyundan yakıt üretti. Hidrokarbürden elde edilen sıvı yakıt, savaş gemilerinde devrim yaratarak ABD’ye önemli bir stratejik avantaj sağlayabilir. Bu gelişme bizim için bir dönüm noktası diyor, Koramiral Philip Cullom. Amerikan Donanması savaş gemilerine yakıt ikmali yapabilmek için on beş tanklık filosundan yararlanıyor. Gemiler yakıt alabilmek için misyonlarına saatlerce ara vermek zorunda. Ayrıca ikmal yolunda düşmana yakalanma riski de söz konusu. Sadece uçak gemileri ve bazı denizaltılar atom enerjisiyle çalışıyor. Son altmış yılda donanmada düşünülmeden çok fazla enerji tükeldi. Amerikalı bilim insanları tuzlu sudan ne şekilde karbon ve hidrojen elde edilebileceğini öğrendi. Çünkü deniz suyundaki CO2 yoğunluğu havadakinden 140 misli fazladır. Bu iki gaz bir katalizörle sıvı yakıta dönüştürülüyor. Bu karışımın bildik dizelden neredeyse hiçbir farkı yok. İlk kez deniz suyundan aynı anda Deniz suyundan yakıt üretiyor Memelilerin kafatası anne karnındaki embriyoda yavaş ve ayrı birimler halinde gelişiyor. Zürih Üniversitesi paleontologları, 134 hayvana ait embriyoyu analiz ederek, kafatası kemiklerinin belirlenmiş bir programa göre geliştiğini buldu. Memelilerin evrim süreci içinde büyüyen beyinleri, bu gelişim planının da değişmesine yol açmış. Marcelo Sanchez Villagra ve ekibi, özellikle de kafatası oluşumunu analiz ederek, her kafatası kemiğinin, her hayvan türü için karakteristik olan çeşitli evrelerde geliştiğini görmüş. Kafatasının biçimlenişi memeli hayvanın beyin büyüklüğüne de bağlı. Yetişkin hayvanların kafatasları çok sayıda birbirine kaynamış kemikten oluşur. Burada iki kemik tipi söz konusu: dermal ve endokondral kemik. Kıkırdak dokusundan gelişen ikinci tip, yaşam süresince kemikleşiyor. Oysa dermal kemikler alt deride gelişir. Bu kemik türü kafatasının büyük bir bölümünü oluşturur. Kafatasının iç kısmı, temporal kemik ve şakak kemiklerinin bir kısmı endokondral kemikten gelişmektedir. Çeşitli kemik tiplerinin eşzamanlı olarak gelişmedikleri görüldü. Dermal kafatası kemikleri, endokrondallerden önce oluşuyor. Sırayla gelişim, kemiklerin, her hayvan türü için karakteristik olan ve soy geçmişi hakkında bilgi veren belli bir programın işlediğini göstermekte. Ayrıca artkafa kemikleri de evrim sürecinde farklı gelişiyor. Beynin, kafatası kemikleri üzerindeki etkisi Nilgün Özbaşaran Dede nilodede@hotmail.com CBT 14147 / 25 Nisan 2014 Kloroplastlardan yansıyan sinyal, hücre çekirdeğindeki genetik yapıtaşlarının okunmasından sonra ne şekilde birleştirilecekleri üzerinde etkili oluyor. Kloroplastlar, bitki hücrelerinde yer alan ve ışığı biyokimyasal enerjiye dönüştüren organellerdir. Uluslararası bir ekip şimdi kloroplastların başka bir görevleri bulunduğunu keşfetti: Bir sinyal yardımıyla, hücre çekirdeğindeki belli başlı genetik yapıtaşlarının görünüşünü kontrol ediyorlar. Bu da bitkilere, farklı ışık durumlarına hemen reaksiyon göstermelerine yardımcı oluyor. Tere bitkisindeki AtRS31 genindeki parçaların, bitkilerin karanlıkta veya aydınlıkta bulunmalarına bağlı olarak, farklı bir şekilde bir araya getirildikleri saptandı. Buenos Aires Üniversitesi’nden Alberto Kornblihtt ve ekibine göre, ürün değişiminden, kloroplastaki bir molekül olan plastokinon önemli bir rol oynamakta. Kloroplastların önemli kontrol fonksiyonları MOD TERAPİSİ Diğer Yollardan Gitmek Psikonet Yayınları tarafından Bilişsel ve Davranışçı Terapiler Serisi içinde yayımlanan “Mod TerapisiDiğer Yollardan Gitmek” içsel yanlar ve duyguları tanıyıp dönüştürmeniz için hazırlanmış bir kişisel yardım kitabı… Vicdan, evham, utanç, panik, hüzün, reddedilme ve dışlanmışlık duyguları… Bu duygular size tanıdık geliyor mu? Sık sık belirli duygulara kapılıyor, inatçı kalıplardan kolay kolay kurtulamıyor musunuz? Bu kitap, Şema Terapi Yaklaşımı ve Mod Modeli’ni temel alan bir kendine yardım kitabı... Bu yaklaşımın hedefi hayat kalitenizi düşüren ancak bir türlü kurtulamadığınız bu inatçı örüntülerin kökenlerini anlamak, bunların günlük yaşantınız üzerindeki etkilerini incelemek, değişiminizi ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamaktır.Gitta Jacob, Hannie van Genderen, Laura Seebauer’in kaleme aldığı Mod Terapisi yaşam örüntülerini anlamak ve değiştirmek için Şema Modu kavramını konuyla ilgili kişilere anlaşılır kılmayı amaçlıyor. Tel: (0212) 231 84 43 Fax: (0212) 231 22 77 Email: info@psikonet.com