24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bilkent Evrimde Yeni Ufuklar Sempozyumu Bilkent Genetik Topluluğu’nu (BilGenT) düzenlediği Bilkent Evrimde Yeni Ufuklar Sempozyumu 22 Mart Cumartesi 2014 – 23 Mart Pazar 2014 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Etkinliğe konularında uzman 8 değerli bilim insanı katılacak. Evrim kavramına gerek doğa bilimleri, felsefe, tıp ve antropoloji gibi çeşitli disiplinlerin, gerekse popüler bilimin perspektifinden bakacağımız bu ulusal sempozyumda amaç, genel olarak ülkemizce üzerinde birçok bilgi eksikliği ve yanılgılar olan “Evrim Teorisi”ni BilGenT olarak bilimsel metot ve gerçeklere dayandırarak bütünüyle ve başarılı bir şekilde sunmaktır. Bu iki günlük etkinlik tüm Türkiye çapında ilgilenen herkese açıktır. Program şöyledir: CUMARTESİ 1. Oturum: 10.0011.00 Konuk: Prof. Dr. Aslı Tolun  Konu: Evrimin Genetik Temeli 2.Oturum: 11.1512.30 Konuk: Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy  Konu: Biyolojik Değişkenlik ve Evrimsel Biyoloji 3.Oturum: 13.3014.30 Konuk: Doç. Dr. Ömür Dilek Erdal Konu: Ana Hatlarıyla İnsan Evrimi 4.Oturum: 14.4515.45 Konuk: Doç. Dr. Hasan Aydın Konu: Evrim Karşıtı Düşüncelerin Epistemolojik Kökeni PAZAR 1. Oturum: 10.0011.00 Konuk: Doç. Dr. Münire Özlem Çevik Konu: Basit Bir Sinek Dikkat Edebilir mi? Duyuların ve Dikkatin Evrimi 2.Oturum: 11.1512.30 Konuk: Prof. Dr. Namık Kemal Pak Konu: Büyük Patlama ve Evrenin Evrimi3.Oturum: 13.3014.30 Konuk: Prof. Dr. H. Tuğrul Atasoy Konu: Dilin Evrimi4.Oturum: 14.4515.45 Konuk: Op. Dr. Metin Berberoğlu Konu: Evrimsel Tıp Web sitesi: http://bilgent,net KÜRESELLEŞME: Artan eşitsizlik ve düşen büyüme II lik artışlarına ve bu verimlilik artışlarının da çalışanlar ile . Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve 1970’li yıl işverenler arasındaki paylaşımına dayanmıştır. ların ortalarına kadar sürecek olan ve kapitalizmin Kapitalizmin bu çeyrek yüzyıllık genişleme evresi “altın çağ”ı olarak nitelendirilen dönem, 1970’li (Kondratieff DalgaKondratieff Wave), dünya ekonomisiyılların sonlarında sistemik bir krizle karşı karşıya kalmış, nin tarihsel perspektifte en güçlü büyüme ve refah dönekrize karşı neoliberal yeniden yapılanma politikaları uy mi olarak öne çıkıyor. Bu dönemde dünya ölçeğinde kişi gulanmaya konmuştur. Başka bir ifadeyle, II. Dünya Sa başına gelirin ortalama büyüme hızı yılda %3’e yaklaşıyor. vaşı sonrasında uygulanan kalkınma politikalarının Kaynak: OECD. yerini, 1980’li yıllar ile birlikte müdahale karşıtlığına ve “serbest piyasa” söylemine dayalı, kalkınma karşıtı politikalar alıyor. Neoliberal küreselleşmeye dayalı politikaların 1980’li yıllar ile birlikte hakim paradigmaya dönüşmesi sonucunda gerek ülkeler arasında ve gerekse de ulusal ekonominin içerisindeki eşitsizlikler artıyor ve dünya ekonomisinde ortalama büyüme oranları düşüyor. B. Ali Eşiyok Türkiye Kalkınma Bankası’nda kıdemli uzman iktisat birikim rejimi ve Keynezyen uzlaşma temelinde, verimli Bilim Akademisi Konferansları23 Kamuoyu Araştırmaları ve Seçimler: Etik Sorunlar ve Metodoloji 23. Bilim Akademisi Konferansı 15 Mart 2014 tarihinde Teşvikiye Milli Reasürans Salonu’nda saat 17:00’de yapılacak. Konferansın konusu Kamuoyu Araştırmaları ve Seçimler: Etik Sorunlar ve Metodoloji. Konuşmacı Prof. Dr. Yılmaz Esmer. olarak söylediği gibi: “Bu yeni yüzyıl çok eskimeden, geçmişimizdeki bütün karanlık çağları solda sıfır bırakan bir kaos ve çöküş çağına gireceğiz.” (Wright, 2012). Girdik bile. Yine Ronald Wright’ın dediği gibi, “zenginlik kaosa karşı bir zırh olamaz”. Yalnızca, zenginlik değil, eleştirel olmayan bir akıllılık da bizi kaostan koruyamayacak ve çözüm bulamayacaktır. Uzun erimdeki çevresel ve toplumsal etkilerini irdelemeksizin, yalnızca üretimin ve servetin artmasına katkıda bulunacak bir “yeşil enerji”nin peşine düşmenin; konutları, okulları, çarşıpazarı bir arada olan kentler yerine, surlara benzer duvarlarla çevrelenmiş “site”lerde yaşamanın; yüzeyleri camla kaplanmış, konfor ortamı sağlayan cihazlarla iklimlendirilen alışveriş merkezlerinden, dünyanın diğer ucunda çocuk emeği sömürülerek imal edilmiş ve tonlarca fosil yakıt harcanarak yaşadığımız yere getirilmiş giysileri satın almanın ve daha bir yığın “azgelişmiş kültür” sarmalındaki “sürekli kalkınma modeli”nin enerji sorununun kendisine katkısı vardır, yalnızca; çözümüne değil. Öyle görünüyor ki, yirmibirinci yüzyılın aydınlanması bu politikaların ekonomi ve teknoloji alanında aşılması ile olacaktır: “Sürekli kalkınma” hedefli değil; doğayla uyumlu, eşitlikçi bir ekonomik model ve “daha fazla konfora, daha fazla kâra” değil, insan türünün doğa ile tümleşik sürdürülebilirliğini sağlayacak, “enerji verimliliği”ni hedefleyen, yenileşimciliğe yönelik “eleştirel” mühendislik… Çok geç olmadan… KAYNAKLAR • Jaccard M., Sustainable Fossil Fuels The Unusual Suspect in the Quest for Clean and Enduring Energy, Cambridge University Press, New York, 2005. • Rifkin J. ve Howard T., Entropi Dünyaya Yeni Bir Bakış, Çev. Hakan Okay, Ağaç Yayıncılık, İstanbul, 1992. •Wright R., İlerlemenin Kısa Tarihi, Çev. Ebru Kılıç, Aylak Kitap, İstanbul, 2012. II. Dünya Savası sonrasında başlayan ve 1970’li yılların ortasına kadar sürecek olan kapitalizmin altın çağında, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyüme esas olarak Fordist BÜYÜME ORANLARI DÜŞÜYOR gular, Yorumlarla Bir Ülke Fotoğrafı…, İstanbul: Cumhuriyet Kitapları. OECD (2013), Crisis Squeezes Income and Puts Pressure on Inequality and Poverty. World Economic Forum (2013), Global Risks 2014, Cenevre. CBT 1408 9 /14 Mart 2014 OECD’nin 2013 yılında hazırladığı Crisis Squeezes Income and Puts Pressure on Inequality and Küreselleşme Sonrasında OECD Ülkelerinde Artan Gelir Eşitsizliği (Gini Katsayısı) Poverty isimli çalışmada gelir dağılımında yaşanan eşitsizlik ortaya konuyor: OECD ülkelerinde (1985:100) Bölüşüm ilişkilerinin siyasi tercihler tarafından belirlendiği kabül edildiğinde, Gini kaysayısının zaman içerisinde yük bu dönemde refah devleti uygulamaları sistemin temelini selerek 2010 yılında 110’u aştığı tespit ediliyor (bkz. Grafik oluşturuyor ve kapitalizm önceki (ve sonraki) hiçbir dö). Başka bir ifadeyle, 2010 yılında 1980 yılına göre OECD nemle kıyaslanmayacak biçimde sosyalize oluyor. ülkelerinde gelir dağılımının daha da eşitsiz bir yapı sergiKapitalizmin 1970’li yılların ortalarında karşılaştığı lediği görülüyor. sistemik kriz ve sonrasında uygulamaya konan neoliberal Bu bulgu, küreselleşme sürecinin derinleşmesi ile ge küreselleşme politikaları, dünyanın ortalama ekonomik lirin dağılımındaki eşitsizliğin artışı arasında yakın bir büyüme oranını önemli ölçüde aşındırıyor. Buna göre küreilişkinin varlığını ortaya konuyor. Diğer yandan World selleşme öncesi Keynesyen dönemin 19611979 kesitinde, Economic Forum tarafından hazırlanan Global Risks 2014 dünya ekonomisi yıllık ortalama %4.7 oranında büyürken, raporunda dünyanın karşıya karşıya bulunduğu 10 risk sıra neoliberal karşı devrim ya da düzenlenmiş küreselleşme lanıyor ve bu riskler arasında şiddetli gelir eşitsizliği (severe döneminde büyüme oranı önemli ölçüde aşınarak %2.8 income disparity) 10 gösterge arasında 4. sırada bulunuyor. oranına geriliyor. Raporda gelir eşitsizliğinin endişe verici boyutlarda Keynesyen döneme göre küreselleşme döneminde aşıolduğu belirtilerek küreselleşme sürecinin yükselen ve nan büyüKüreselleşme Döneminde Büyüme Oranları Düşüyor gelişmekte olan ülkelerde kutuplaşmaya neden olduğu me oranlabelirtiliyor. Raporda küresel varlık dağılımındaki artan rının arkaPeriyod Büyüme Oranı eşitsizliklere dikkat çekiliyor. Dünya’da ve Türkiye’de ar sında; ka Keynesyen Dönem 19611979 4.7 tan sosyoekonomik eşitsizlikler Orhan Bursalı’nın “Hey pitalizmin Küreselleşme Dönemi 19802012 2.8 Türkiye Nasılsın?”isimli kitabında etraflıca inceleniyor 1 9 7 0 ’ l i ve Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu riskler konusunda y ı l l a r ı n Kaynak ve Notlar: World Bank veri tabanından hareketle kendi hesaplamamız. önemli uyarılar yapılıyor. ortasında Kısaca, düzenlenmiş küreselleşme sürecinin insanlık yaşadığı krize karşı 1980’li yıllarda gündeme gelen istikrar için bilaçosunun ağır olduğu görülüyor: Dünya nüfusunun ve yapısal uyum programları, mal ticaretini izleyen finansal %50’si günde 2.50 dolardan daha az gelirle yaşamak zorun liberalizasyon politikaları ve bu politikalar sonucunda günda kalıyor. Bu sonuç 3 milyar nüfusun günde 2.50 dolardan deme gelen krizler gibi bir dizi gelişmenin etkili olduğunu az bir gelirle yaşaması anlamına geliyor. Yoksulluktan do belirtmek gerekiyor. layı her gün 22.000 çocuk hayatını kaybediyor. Dünyada 1 Sonuç olarak, 1970’li yılların ortasında başlayan krize milyar çocuk fakirlikle karşı karşıya bulunuyor. karşı uygulamaya konan düzenlenmiş küreselleşme süreci Başka bir ifadeyle, kapitalizmin eşitsiz gelişme dinami yaşamın her alanında eşitsizlikler üretiyor. Küreselleşme, ği küreselleşme döneminde daha da derinleşiyor, ülkeler, Keynesyen sosyal refah uygulamalarının aksine, ülkeler, bölgeler ve kıtalar arasındaki eşitsizlikler daha da artıyor. toplumsal sınıf ve katmanlar arasında giderek artan eşitBugün artık birçok çevre ekonomisi işsizlik, yoksulluk, böl sizliklere neden oluyor ve dünya ekonomisinin ortalama geler arasındaki gelişmişlik farklılıkları, sağlık, eğitim, te büyüme oranını da aşağı çekiyor. miz suya erişim gibi birçok sosyoekonomik göstergeye göre Kaynakça daha kötü bir konumda bulunuyor. Orhan Bursalı (2013), Hey Türkiye Nasılsın?, Sayılar, Ol KÜRESELLEŞME: ARTAN EŞİTSİZLİKLER EKONOMİ VE KALKINMA DUYURU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle