26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTALIK BULMACA 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 SOLDAN SAĞA 1. “William …” (15781657 yılları arasında yaşayan, kan dolaşımını keşfeden İngiliz hekimi) – Küçük ispirto ocağı. 2. John Macuhy ve John Eckert’in geliştirdiği Amerika’nın ilk elektronik bilgisayarı – Sürgün – Mikroskop camı. 3. Radyumun simgesi – Uzunkafalı. 4. Yatay serenleri iki yana devindirmek için seren uçlarına takılan palanga – Bir doku türü – Bir uyarı aracı. 5. İnek antilobu – Müstahkem yer – Derisi yüzülerek öldürülen tasavvuf şairi. 6. Uyuşturucu bir madde – Cömert – Domuz yavrusu. 7. Ekin biçme aracı – Bazı çeşitlerinden kitre adı verilen zamk çıkarılan dikenli bir çalı – Arjantin’in plaka işareti. 8. Nesnelerin biçimlerini zihinde tasarlayabilme yetisi, muhayyile – Odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. 9. Soluk borusu – Sayıboncuğu – ABD’de, kolay boşanma yasalarıyla tanınan kent. 10. Osmiyumun simgesi – Doğuştan meme ucu yokluğu – Sayma, sayılma – Bir çoğul eki. 11. Öküz yemliği – Birleşmiş Milletler (kısa) – Kalıtımsal öğe. 12. Cennet – Küçükçe. 13. Doğa yıkımı – Bolero yapıtının bestecisi – Borudan kol almakta kullanılan bağlantı parçası. 14. Kulağın duyabildiği titreşim – İskambilde karonun diğer adı – Gözün renkli bölümü. 15. Gümüşbalığı – Hamur teknelerini kazıma 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 aracı. ilginç SORULAR Soru: Dik oturmak sırt ağrılarını engellediği gibi, kaykılarak oturmaya göre duruş açısından da daha sağlıklıdır. Oysa kaykılarak, yayılarak oturmak daha rahattır. Biyolojik olarak daha rahat olan oturuş tarzı niçin zararlıdır? Yanıt: New Scientist, 18 Ocak 2014 Bizim gibi dört ayaklıların vücudu tek parçadan oluşmaz; birbirine eklenmiş parçalardan oluşur. Bu yapı, insan morfolojisinin gerekliliğidir. Bunun kaçınılmaz sonuçlarından biri omurgamızın, sert ve tek parça olması yerine esnek ve mafsallı bir yapıya sahip olmasıdır. Görsel olarak bu yapı en iyi yılan ve balıklarda görülür. İnsanlarda da belirgindir. Omurga, her yöne rahatlıkla hareket edebilmemiz için güçlü bir kaldıraç gibi çalışır. Bunun yanı sıra kas ve bağların sıkıca tutunabilmesini sağlayan bir yapıya sahiptir. Ancak bu yapının ne kadar benzersiz olduğunu sırtınız ağrıdığı zaman anlayabilirsiniz. Sırt, normal hareket edebilmek için liflerle sabit bir şekilde desteklenirken, kaslardan da dinamik bir destek ve kontrol sağlar. Dolayısıyla sırt bükülmez ve kendi üzerine çökmez. Bunun dışında, aralarında insanların da olduğu sağlıkla hayvanlar, genel olarak gereksiz kas zorlamalarından kaçınırlar. Avının peşine düşen bir çita, tüm kaslarını harekete geçirerek büyük bir süratle koşarken, yürüdüğü zaman kaslarını serbest bırakır ve yayıla yayıla yürür. Duruş şeklimiz de buna benzer. Sağlıklı bir insan yürürken veya koşarken kas tonusunu (düşük seviyedeki gerginlik) korur. Ancak istirahat ederken kaslarını rahat bırakır. Bu konumda iskeletinin deri örtüsünün içinde birbirinden ayrılmaması için bağ dokularına güvenir. YANLIŞ MOBİLYA TASARIMI Dik oturmamızın nedenlerinden biri de kötü mobilya tasarımıdır. Oturma kısımları derin ve arkaya doğru eğimli mobilyalar bele zarar verir. Ayaktayken kalçaları esneten ve uzatan kaslar birbiriyle denge halindedir. Bunun sayesinde vücut doğal dik duruşunu korur. Yerçekimi, kalçalar ve diz eklemleri üzerinden etkili olduğu için bu pozisyonu korumak için çok az bir gayret yeterlidir. Oturma durumuna geçtiğimiz zaman kalçalar esner ve pelvisi arkaya doğru eğimli bir hale getirir. Bunun sonucunda lumbar eğrisi (tıp biliminde L2 olarak numaralandıran ve ayrıca “İkinci Bel” olarak da bilinen vücut bölgesi) düzleşir ve hatta eğrinin tam ters yöne doğru eğilmesine yol açar. Sorunu daha da büyüten, gövdenin tüm ağırlığının kalçaların arkasından geçerek pelvisi daha da arkaya doğru eğmesidir. Bu oturuş tarzı rahat olmakla birlikte, rahatlık kısa sürelidir ve bu pozisyonu korumak için fazla bir gayret gerekmez. Bu pozisyondan sırtın dik durduğu bir pozisyona geçmek, yerçekimine karşı olduğu için çok büyük gayret gerektirir. Gövdenin alt kısımlarındaki kaslar pelvisi dik konumuna getirirken, sırttaki kaslar omurgayı kaykılmış pozisyondan kurtararak dikleştirir. Ne var ki bu kaslar bir süre sonra yorulur ve yeniden yayılma pozisyonuna geri döner. Dik oturmak soluk alma, sindirim ve genel iyilik halleri için yararlıdır. Bazı mobilya tasarımcıları, oturma kısımları öne doğru eğimli sandalyeler yardımıyla pelvisin arkaya doğru kayma eğilimini azaltarak kişinin dik oturmasını sağlarlar. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. “Aynı dereye iki kez girmek mümkün değildir” diyen, Socrates öncesi Efesli filozof – Bir fotoğraf terimi. 2. Tırmanıcı balık – “… Robinson” (Simon and Garfunkel şarkısı) – Çok güzel kadın. 3. Endonezya’nın plaka işareti – Rusya’da bir göl – Mercek. 4. “Roger …” (sinema yönetmeni) – Kekemelik. 5. “Gülün Adı” romanının yazarı – Bir görevde temelli olarak – “İki” anlamında önek. 6. “… Corbusier” (mimar) – Baş çoban – Koca – Bir gramlık bir kitleye uygulanınca onun hızını saniyede bir santimetre artıran güç birimi. 7. Yağ uru – Aktör Buster Keaton’ın lakabı – Sodyumun simgesi. 8. Yerfıstığı – Bizmutun simgesi – Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz. 9. Pozitif elektrot – Boşa gitme – Ele avuca sığmayan. 10. Sanatçıları ve bilim adamlarını koruyan, onlara para yardımında bulunan kimse – Osmanlı tarihçisi. 11. Sürekli itmek – Kuzu sesi. 12. Deniz içinde ses veren şeylerin yerine belirlemeye yarayan aygıt – İrat. 13. Elazığ’ın eski adı – İstanbul’a su veren bir çay – Eski Mısır’da güneş tanrısı. 14. Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme – Ekmek – Ruh. 15. Kemiklerin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 toparlak ucu 1 H E N R Y F O R D OY OD – Bulgarlardan 2 E T ANOL HOF FMAN oluşturulan 3 İ N T A N İ Y E A R İ T M İ Voynuk örgü 4 N A R T T S A T İ R A F 5 OLU LUPUS OKR tündeki subay 6 R İ KNA KES İ R KT A 7 lara verilen ad CA M İ SK KATAL İ Z H İ RAM EKO ORADA – Hidroelekt 8 9 HM RHON E AKAME T rik Santralı. 10 E İ CAT MEN ŞAN Hazırlayan: İlker Mumcuoğlu 11 12 13 14 15 Dik oturmak mı, yayılmak mı? R İ SK TR İ Z E L İ N İ K BAKA İ HATA ATAN L Ş Z EM İ İ TA E Z LORYA L İ N A C I NY E N İ ES T S İ T KO N T E düşün BUL Düzenleyen: Necah Büyükdura – necah26@gmail.com Hem kendileri hem de tersleri asal olan (37, 337, 1249 gibi) sayılara, “ASALLASA” sayılar diyorum. Dört basamaklı ASALLASA sayıları kullanarak bir sihirli kare oluşturmak istedim; başaramadım. Fakat, “EFSUNLU KARE” dediğim aşağıdaki kareyi oluşturdum. Rakamları (A’dan P’ye kadar olan) harflerle simgelenen dörder basamaklı birer ASALLASA sayısı olan 10 sayı, karenin dört satırında, dört sütununda ve iki ana köşegeninde yer almaktadır. Dört köşedeki rakamların oluşturduğu MDAP, APDM ile NOBC ve EILH rakamlarının oluşturduğu sayılar da birer ASALLASA sayıdır. SORU: Karedeki ilk satırı (ABCD’yi) ve ilk sütunu (AEIM’yi) oluşturan iki sayının her biri 2000’den küçük ise, ASALLASA bir sayı olmayan fakat asal çarpanlarından birisi iki basamaklı bir ASALLASA sayısı olan FGJK sayısı kaçtır. İLGİNÇ BİR KARE 1404. sayıdaki “USTA HIRSIZ KAPTI” isimli bilmecenin yanıtı: KASA, KASA, PIRASA ve KUTU, KUTU, PARA Bilmeceyi doğru çözen okuyucularımız: Ender Aktulgaİstanbul, Naim Uygunİstan bul, Necah BüyükduraAnkara, Hasan AksuAntalya CBT 1406 16 /28 Şubat 2014
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle