24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kısa haberler de özverili davranışlar izleniyor. Araştırmacılar on beş farklı primat türünden yirmi dört grupla spontane davranışın test edilmesine dayanan standartlaştırılmış bir deneyin sonuçlarını yayımladı. Deneysel düzenleme, primat türlerinin özgecil davranarak grubun diğer üyeleri için yiyecek bulmaya ne kadar hazır olduklarını göstermiş. Ayrıca yaşları dört ila yedi arasında olan çocuklara da aynı görev verilmiş. Araştırmaya Avusturya’daki hayvanat bahçesinden Siamang maymunları da dahil edilmiş. Küçük insansı maymun olarak kabul edilen Gibbon maymun türüdür. Bu maymun türünde yavruları bir yaşından sonra baba maymunlar yetiştirir. Siamang maymunları çok fazla fedakar değil ama son derece sosyal davrandı. Oysa çocuklar ve aslan başlı maymunlar çok daha özgecil davrandı. Çocuklar gruptaki diğer üyelere her zaman yiyeceklere ulaşmalarını sağlarken, şempanzeler bunu daha ender yapmış. Hatta çok yüksek bilişsel yetiye sahip bıyıklı makak maymunları hiçbir katkıda bulunmamışlar. Fedakâr davranan primatları ve insanları karşılaştıran bilim insanları, ortak nokta olarak çocukların/yavruların birlikte yetiştirilmesini görmüşler. Araştırmacılar ortak yetiştirmenin Doğu Afrika’daki ilk atalarımız tarafından savanlara indikleri zaman gelişmiş olabileceğini düşünüyor. Bu yaşam alanında yavrular için tek başına yiyecek bulmak daha zordu. Sadece birlikte davrananlar hayatta kalabilirdi. CBT 1437/3 Ekim 2014 7 Kitap Biyoloji Tarihi Prof. Dr. Orhan Küçüker Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul 2014, 536 sayfa. Bu ders kitabı, üniversitelerimizin fen fakültelerinin biyoloji bölümlerinde verilen biyoloji tarihi ve evrim; edebiyat fakültelerinin bilim tarihi ve felsefe bölümlerinin lisans ve lisansüstü programlarında yer alan doğa bilimleri tarihi ve biyoloji felsefesi; eğitim fakültelerinin fen bilgisi eğitimi programlarındaki biyoloji tarihi ve felsefesi derslerini alan öğrencilere yönelik olarak hazırlanmıştır. Biyolojinin tarihsel yolculuğu, bu süreçte emeği geçen bilim insanları, onların yaşam öyküleri ve çalışmaları ile büyük biyolojik olaylar, yer ve zaman bilgilerinin eşliğinde verilmiştir. Bölüm konuları prehistorik çağlardan itibaren ele alınmış ve 20. yüzyılın sonlarına kadar getirilmiştir. Kitapta son yıllarda Türkiye’de yapılmış araştırma ve yayınlara dayanılarak ilk kez geniş bir “Türkiye’de Biyoloji Tarihi” bölümüne yer verilmiş, Osmanlı, erken Cumhuriyet ve 1933 Üniversite Reformu dönemlerinde biyoloji konusundaki ilerlemeler anlatılmıştır. Bu kitapta öğrencilerin yanı sıra doğa bilimlerinin tarihi ile ilgilenen her kesimden okuyucunun da yararlanacağı düşünülerek, bölümlere biyoloji tarihi ile ilgili çok sayıda görsel öğe de yerleştirilmiştir. HIV, Mers ve Ebola birçok tehlikeli virüs hayvanlar dünyasından çıkıyor. Biyologlar şimdi de sürüngenlerde yeni bir hastalık etkeni buldu. Solunum yolları hastalıklarına yol açan virüsün insanlara bulaşıp bulaşmayacağı henüz bilinmiyor. Kaliforniya Üniversitesi biyologlarına göre, kral pitondaki (Python regius) virüs yaşamı tehdit eden solunum yolları hastalıklarına yol açıyor. Joseph DeRisi ve ekibi, iltihabı olan 8 yılanda nidovirüslere dahil olan hastalık etkenini saptadı (mBio dergisi). Bugüne kadar sürüngen Piton yılanında yeni bir virüs Samanyolu’nda 100 milyar yıldız lerde bu türde bir virüs görülmemiş. Hayvanat bahçelerinde yaşayan kral pitonlarındaki solunum yolları hastalıkları 1990’lı yıllardan bu yana biliniyorduysa da sebebi bulunamamıştı. Araştırmacılar yeni virüse “Ball Python Nidovirus” adını verdi. 33.500 baz çiftiyle bu bilinen en büyük nidovirüs kalıtımı diyor araştırmacılar. HIV, Mers ve Sars gibi virüsler de hayvanlar dünyasından çıktığı için bilim insanları sürüngenlerdeki hastalık etkenlerini daha yakından incelemek istiyor. Rubu Tahtası Yapım Kılavuzu Ahmed Ziya bin Rıza Hazırlayanlar: M. Şinasi AcarAtilla BirMustafa Kaçar Ofset Yapımevi Yayınları, Tel: 0212 295 86 01 Rubu Tahtası Yapım Kılavuzu, Ahmed Ziya Bey (18691938)’in yine aynı yazarlar tarafından yayımlanan Güneş Saatleri Yapım Kılavuzu ve Rubu Tahtası Kullanım Kılavuzu adlı kitaplarından sonra yayımlanan üçüncü kitabı. Rubu tahtasının nasıl kullanıldığı kuşkusuz daha çok merak uyandırmakta ve akademik çevrelerin dışında koleksiyoncular ve antikacılar tarafından da ilgiyle karşılanmaktadır. Bu kitapta, geçmişi 10. yüzyıla kadar uzanan ve Osmanlılarda 20. yüzyıl başlarına kadar sürekli ve çok yaygın olarak kullanılan bu aracın, yapımından kullanımına kadar bütün özellikleri en ayrıntılı biçimde sunulmaktadır. İlk kez İslam dünyasında kullanılmaya başlanan rubu tahtası yardımıyla Güneş’in ufuk yüksekliği ölçülerek namaz ve oruç vakitleri doğru olarak ve kolaylıkla saptanabilmektedir. Diğer yüzüyle de açıların trigonometrik fonksiyonları çözülebilmekte ve çeşitli aritmetik işlemler kolayca yapılabilmektedir. Batılı gökbilimciler rubu tahtası kullanmamışlar, bunun yerine daha çok usturlabı tercih etmişlerdir. Ahmed Ziya (Akbulut), asker kökenli bir bilim insanıdır. Matematikçi, gökbilimci ve güneş saatleri yapımcısıdır. Ama aynı zamanda öğretmen, muvakkit, haritacı, müzeci, hattat ve ressamdır. M. Şinasi Acar, Atilla Bir ve Mustafa Kaçar, bu çalışmalarıyla sadece bir aracı tanıtmakla kalmamakta, büyük bir kültür dünyasının bilimsel ve düşünsel detaylarına da ışık tutmaktadır. Osman Bahadır Uluslararası bir astronom ekibi yıllar süren gözlemlerin ardından Samanyolu’muzun en ayrıntılı haritasını çıkardı. Yeni harita bu dev yıldız diskinin yapısı hakkında da yeni bilgiler verdi. Hertfordshire Üniversitesi’nde Geert Barentsen ile çalışan ekibin konuyla ilgili araştırma yazısı Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayımlandı. Karanlık gökyüzünde parıltılı bir bant gibi görünen Samanyolu, yıldızlardan oluşan dev bir disktir aslında. Güneş sistemimiz de Samanyolu’nun bir parçası olduğu için diskin sadece kenarından bakabiliyoruz. Bu perspektiften ise çapı yaklaşık olarak 100.000 ışık yılı olan galaksimizin kesin yapısını görmek zordur. Astronomlar Samanyolu’nda en az 100 milyar yıldız bulunduğunu tahmin ediyor. Bunların sadece küçük bir kısmı dünyadan görülebiliyor. Kanarya Adaları’ndaki IsaacNewton teleskopuyla araştırmacılar, 20.boyutta olan yani çıplak gözle görülebilenlerden bir milyon misli daha zayıf ışıyanları haritalandırdı. Yeni harita Samanyolu’ndaki yıldızların yoğunluklarının nasıl değiştiğini göstererek, Samanyolu’nun yapısı hakkında bilgi veriyor. Avrupa Çekirdek Araştırma Merkezi Cern’de bilim insanları 2012 Temmuzunda yeni bir temel parçacığı inceledi. Araştırmacılar harıl harıl Tanrı parçacığı olarak da bilinen esrarengiz HiggsBoson’u arıyorlardı. Çünkü bu parçacık, parçacık fiziğine ait standart modeldeki boşluğu dolduracak hem de evrenle ilgili birçok bilmeceyi açıklayacaktı. Fakat ünlü astrofizikçi Stephen Hawking şimdi Tanrı parçacığı konusunda bir uyarı yaptı. Hawking, Higgs parçacıklarının çok yüksek enerji seviyesinde istikrarsız hale gelerek, bir vakum çöplüğüne neden olabileceklerine inanıyor. Bu da uzay ve zamanın aniden çökmesine, yani evrenimizin yıkılmasına yol açabilecek diyor Hawking “Starmus” adlı yeni kitabında. Ünlü astrofizikçi bu felaket senaryosuyla birlikte bir de teselli veriyor. “Bu tür bir felaketin meydana gelme olasılığı çok zayıf. Çünkü bir Higgsparçacığını bu kadar büyük bir enerji seviyesine getirebilecek bir parçacık hızlandırıcısı henüz bulunmuyor.” Nilgün Özbaşaran Dede nilodede@hotmail.com Hawking: Tanrı parçacığı evreni yıkabilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle