17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz Oysa uzun süredir, Amerika’nın kolonileştirilmesinden sonra Avrupa’dan getirilen köpeklerle, eski ırkların yok olduğu sanılıyordu. Ancak Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika’da yaşayan yaklaşık 2500 köpeğin genetik verilerine dayanan yeni çalışma bu tezi çürüttü. Araştırma grubu İnuitEskimo ve Grönland gibi eski Amerikan ırklarını, Alaska’dan Malamut, Meksika’dan Chihuahua, Peru’dan tüysüz Perro sin Pelo ve Meksika’dan Xolotzcuintle ırklarının mitokondri kalıtımlarını incelemiş. Diğer ırkların kalıtım malzemeleriyle gerçekleştirilen karşılaştırmada Arktik ırkların ataları arasında neredeyse hiç Avrupalı ırk bulunmadığını göstermiş. Amerikan köpek ırkları üzerindeki Avrupa etkisi şaşırtıcı derecede az. İncelenen köpeklerin dişi atalarının sadece yüzde 30’u Atlantik üzerinden gelmiş Amerika’ya. Özelliklede Kolomb dönemine ait köpek kalıntılarına ait kalıtım özelliklerinin Chihuahua ile karşılaştırılması sonucunda, bu ırkın genetik özelliklerini çok uzun zamandır koruduğu ortaya çıkmış. sınıflandırılanların soyları kısa bir süre içinde tükenebilir Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin açıklamasına göre aralarında en eski ve en büyük ağaçlar olarak bilinen bazı iğne yapraklı ağaçlar, koni kabuklu salyangozlar,, tatlı su karidesleri, Yangste domuz balinası gibi ender görülen memeliler ve pekariler (Tayassu pekari) önemli ölçüde azalmış. Yeni Kırmızı Liste’deki türlerin sayı 4807 artarak 70.294’e ulaşmış. Bunlardan 20.934’ün yani üçte birinin soyları tükenmek üzere. Dünya Doğayı Koruma Birliği genel tablo alarm verici diyor. Aralarında Cyprinodon arcuatus balığı ve Chionina coctei sürüngeni ve bir tür tatlı su karidesi de olmak üzere sekiz yüz türün soyu tükenmiş olarak sınıflandırılmış. Kırmızı listeye ilk kez tatlı su karidesleri de eklenmiş. [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com Gezi Park’lıma DüşündüşlerIV (*) • Bir cengelde yürüyormuş gibi kimi zaman ilişkiler. Ne hakla demeye bakmadan ayakta kalmaya bakar insan. Bu da bir haktır. • Yasalar yazıldığı gibi değil, okunduğu gibidir. • Biz insanız. Birbirimizin bacağından asılırız. • Her yüze hayranlık duyulabilir. • Düşündüğünden daha fazlasını oku, okuduğundan daha fazlasını düşün. • Halk arasında, yargıç peygamber postunda oturur derler. O lojmanda oturmayı yeğliyor. • Özgürlük cesaret ister; bilmek, bilgelik ister; gayret, özveri ister; vicdan ister. Özgürlük eşitlik, kardeşlik ister; umut, inanç ister. Sessiz, sedasız bir sevgi ister en durusundan, havamız, suyumuz gibi. Özgürlük adalet ister. Dayanışma ister tüm bunlar uğruna. • Özgürlüğün sınırlarını çizmeye pek hevesli olduğumuzu biliriz. Özgürlüğü, olanaklarını değil, sınırlarını düşünerek kavramaya çalışırız. Kulluğun, köleliğinse olanaklarını ararız, sınırlarını sormayız. Özgürlüğün insanı olmayı düşünmek, buzullar ülkesinde yapayalnız kalmak gibi titretir bizi, ürpertir içimizi. • Yargıç olmak özgür olmaktır: önce kendin özgür, eğer başkasına yargıç olmak istiyorsan. • Yargıç özgür değilse, bir cehennemdir o. • Niyetsiz düşünmek… • Kitapların arasında herkesin bir duruşu vardır. • İlk bakışta görünen sonradan belirsizleşiyorsa, bize kötü şeyler oluyor demektir. • Yaşamak inanmak değil mi? • Her yasa açık ya da gizli, az ya da çok onurumuza dokunur. • Köpek efendisini kendisi seçer. • Niyetsiz görmek… • Ethos olmadan ethik olmuyor. • Azınlık olamayan, çoğunluk olamaz. Sürünün içerisinde sürünür gider. • Herkes birbirinin üzerinden elini çeksin. Herkes başkalarının hakkını kendi görevi bilsin. Herkes kendini bilsin, başkalarını tanısın. İşimizi yapalım aşkla. Hiçe saymayalım hiçbir varlığı. Bunun yolu nedir? Açılma… • Bilgelik yüksek bir koni gibidir. İyi bir uzmanlık da bunun derinlemesine olanıdır. • Orman direnirse balta girmez olur. • En alttaki taş niçin ezilmiyor? • Rahibe, son çareler yasal değildir, diyordu filmin kahramanı. Çünkü yasaları, bu çareye zorlayanlar yapıyor. • İnanılmadığında tanrılar, inanmayınca insan ölüyor… • Emek hep sömürmek içindi… • Düşmanlık edene sen etmezsen, yarım düşman olur. • Anlam savaş alanı. • Bugüne net görebildiğin bir gelecekten bak. • İnsan vicdanıyla öğrenir. • Vicdanına göre eylemeye cesaret edemeyen vicdansızca eylemeye cüret eder. • Zor karşısında özgürlük bir zorunluluktur. • Adaletin fiyatı varsa, en pahalısı; insanın fiyatı varsa, en bayağısıdır her şeyin. • Bazı suçları işlemelidir. • Birikime bilinç, atılıma cesaret gerekir. • Doğru işleri kötü yapmak kurnazlığı karşısında, yanlış işleri iyi yapmak ahmaklığından da söz etmelidir. Kötülüklerini bile bile yasalara ve buyruklara itaat etmek böyle bir şeydir. Bu durum günümüzde pek çok örneğiyle gözler önündedir. Yanlış işleri iyi yapmamalıdır. Onlara karşı çıkmalıdır. (*) Bu sözleri “Düşündüşlem Deyişler” (Yeni İnsan Yayınevi, İstanbul 2008) ve “FLU(X) US – Bir Denizin Kıyısından Bir Avuç Çakıl Taşı” (http://okcesizhayrettin.blogspot.com) adlı yapıtlarımdan seçtim. Çocuklarda nezle, diyabet riskini yükseltiyor Tür çeşitliliğinde küresel kriz Dünya Doğayı Koruma Birliği uyarıyor: Günümüzde Kırmızı Liste’de “tehdit altında” olarak CBT 13757 / 26 Temmuz 2013 Genelde yaşlılıkta ortaya çıkan diyabet tip 2’nin aksine diyabet tip 1 doğuştan gelen bir otobağışıklık hastalığıdır. Bu hastalıkta pankreasın ensülin üreten hücrelerine karşı otoantikorlar oluşur. Adaotoimmünite olarak tanımlanan bu rahatsızlık en çok altı ay ve üç yaş arasında gelişir. Bu dönemde hastalığın neyin tetiklediğini bulmak isteyen Alman bilim insanları, BABYDIET araştırması çerçevesinde yakınlarında diyabet 1 hastalığı görülen 148 katılımcıyı incelemişler. Bu kişilerde diyabet 1 riski daha yüksektir. Bu çocukların anne babaları üç yaşına dek (90.450 iş gününde) 1.245 kez enfeksiyon geçirmişler. Bunlara midebağırsak enfeksiyonları ve diğer enfeksiyonlar dahil. Ayrıca ateş ve ilaçlar da dikkate alınmış. Araştırmacılar üç ayda bir küçük çocukların kanındaki otoantikor oluşumunu da kontrol etmişler. Bu şekilde yaşamın ilk yılında görülen solunum yolları hastalıkları ve otoantikor oluşumu arasında bir bağlantı saptanmış. Diyabet 1 semptomu gösteren çocuklar bir yaşına dek en az iki enfeksiyon geçirmişler ve daha çok nezle gibi solunum yolu enfeksiyonu. İlk aylarda bağışıklık sistemi daha tam olgunlaşmamıştır ve birkaç ay sonra da anneye bağlı pasif bağışıklık koruması da devre dışı kalıyor. Nitekim bu dönemde ilk otobağışıklık vakaları da ortaya çıkıyor. Bilim insanları bu nedenle erken çocukluk/bebeklik döneminde soğuk algınlığı hastalıklarını önlemenin, diyabet 1’den korunmak için ne kadar önemli olduğunu vurguluyorlar. Yapay tatlandırıcılı içecekler, kilo vermede yardımcı olmuyor İçeceklerdeki yapay tatlandırıcıların zayıflamakta yardımcı olmadığını söyleyen Amerikalı bilim insanlarına göre genel metabolizma göze alındığında, hiçbir kalori tasarrufu yapılamamaktadır. Ayrıca yapay tatlandırıcılı içecekler, sağlık için de şekerlilerden daha iyi değil. Son kırk yıl içinde gerçekleştirilen çalışmaları inceleyen bilim insanı, çok farklı ve çelişkili sonuçlara ulaşmış. Fakat genel olarak sakarin, aspertam ve sukraloz gibi tatlandırıcılı içeceklerin de sağlık üzerinde negatif etkileri olduğu ortaya çıkmış. Günde sadece tek bir içecek bile sağlığı olumsuz etkiliyor. Bu negatif etki, şekerli içeceklere göre daha düşük olan kalori miktarına değil, tüketicinin bedenindeki fizyolojik süreçlere uzanıyor. Düzenli olarak tatlandırıcılı içecek tüketenlerin beyinlerindeki zevk merkezlerinin tatlı tada karşı reaksiyonları değişiyor. Bu durum tatlandırıcı ürünlerin tatlı ihtiyacımızı karşılamıyor olmasıyla ilgili. Ayrıca kemirgenlerle gerçekleştirilen deneyler, kemirgenlerin tatlandırıcı yiyeceklerden sonra aralıksız olarak zengin kalorili ve tatlı yiyecekler yediklerini göstermiş. Hayvanlar bildik tatlı yiyecek tüketimini ayarlamaya unutuyorlar. Bu nedenle kilo aldıkları gibi şekerin fizyolojik işlemi de değişiyor. Benzer durumlar insanda da tespit edilmiş. Mesela organizma, tatlı yiyeceklerin kalori içeriğini tahmin etme yetisini yitiriyor. Bu da her şeyden önce ensülin gibi hormon üretimlerinin önemli ölçüde değişmesin neden oluyor. Swither tatlandırıcılı veya şekerli olsun tüm tatlı içeceklerden uzak durulmasını öneriyor. Nilgün Özbaşaran Dede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle