24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Yanıklar YANIĞIN DERİNLİĞİ Yanık, dokunun kendi ısısından daha sıcak veya daha soğukla, yakıcı kimyasal maddelerle veya elektrik akımıyla ya da radyoaktif ışınlarla teması sonucu ortaya çıkan ve oldukça sık görülen bir yaralanmadır. Yanıkların çoğu genellikle çocuklarda görülmektedir. Sekiz yaş altı çocuklarda haşlanma yanıklarına sık rastlanırken, daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde alev yanıklarının sıklığı artmaktadır. Yanıkların % 90’ından fazlasının dikkatli ve tedbirli davranmakla önlenebilece YANIKTA YAPILMASI ği tahmin edilmektedir. GEREKENLER Prof. Dr. Rıfat Tokyay, VKV Amerikan Hastanesi Acil Servis Bölüm Şefi Birinci Derece Yanıklar: Sadece derinin yüzeysel tabakası hasarlanır. Yanık alanı başlangıçta kırmızı görünür. Kurudur, ağrılı olabilir, bül denilen içi sıvı dolu kabarcıklar yoktur, çok az ödem görülebilir. 7 gün içinde iz bırakmadan tam iyileşme olur. Yüzeysel İkinci Derece Yanıklar: Derideki canlı sinir uçlarının açığa çıkmasına bağlı olarak çok ağrılıdır. Rengi pembedir, bül sıklıkla vardır. 23 haftada iyileşir, hafif iz kalabilir. Erken dönemde, henüz bül oluşmamışken, 2. derece yanıklar birinci derece yanık zannedilebilir. Derin İkinci Derece Yanıklar: Rengi kirli beyazdır. Benekli görünümdedir. Sinir uçları yandığı için, ağrı yoktur. Bül olabilir. İyileşme 46 hafta sürebilir. Belirgin yara izi bırakır. Üçüncü Derece Yanıklar: Kahverengi, beyaz veya siyah görünümdedir. Yüzey kuru ve serttir. Sinir uçları da yandığından ağrı yoktur. Kendiliğinden iyileşme olmaz. YANIK TİPLERİ Haşlanma yanıkları: En sık karşılaşılan yanıklardandır. 44ºC gibi düşük bir sıcaklık bile, eğer temas süresi uzunsa, doku ölümüne yol açabilir. 60ºC sıcaklıktaki su, üç saniye içinde derin yanığa yol açar. 69ºC sıcaklıktaki su ise aynı derecede yanığı bir saniye içinde oluşturur. 70ºC üzeri sıcaklıklarda doku hasarı çok hızlı oluşur. Ocaktan yeni indirilmiş çayın/kahvenin sıcaklığı yaklaşık 80ºC’dir. Çocuk ve yaşlılarda deri daha ince olduğu için yanık derinliği de fazla olur. Alev yanıkları: İkinci en sık rastlanan yanık tipidir. Giysileri tutuşanlarda yanıklar daha derin olur. Parlama yanıkları: Daha az sıklıkta görülür. Yanıcı sıvıların alev alması veya bomba patlaması gibi durumlarda oluşur. Sıcaklık kısa bir süre içinde aşırı derecede yükselir. Tutuşmamış ise giysiler bu sıcaklık artışına karşı deriyi korur. Bu nedenle derinin çıplak kısımları daha çok etkilenir. Genellikle kendiliğinden iyileşen yüzeysel tipte yanıklardır. Temas yanıkları: Sıcak cisimlere dokunma sonucu oluşur. Genellikle sınırlı bir alan etkilenmiştir ama yanık derindir. Yanık tedavisi yanığın genişliği, derinliği, yanan vücut bölümünün özelliği ile yanan kişinin yaşı ve genel beden sağlığına göre, olay yerinde (ev, işyeri), acil serviste, polikliniklerde ya da hastanede yatarak yapılır. Hasta önce yanan ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Yanan kişi koşuyorsa hemen durdurulmalı, yere yatırılmalı, üstü örtülerek hava ile teması kesilmeli, eğer su varsa üzerine dökülmelidir. Üzerinde yanan elbiseleri varsa bunlar çıkarılmalıdır. Sonra, hemen yanık yarası soğutulmalıdır. Erken soğutma ile o bölgedeki sıcaklık düşürülerek yanık derinliği ve ağrı azaltılır, ödem oluşumu en aza indirilir. Yanan bölge soğuk su ya da buz ile soğutulmamalıdır. Soğuk travması, ödemin artmasına, yara iyileşmesinin gecikmesine ve yanığın daha derinleşmesine neden olur. Bundan dolayı soğutma, ılık su ile ve yanmayı takiben 5 dakika süreyle yapılmalıdır. Ilık su ile ıslatılmış bezlerin yara üzerine konulmasıyla yapılan soğutma şekli, etkili bir yöntemdir. Sonra yanan bölge üzerine temiz bir bez ya da havlu sarılır ve hava ile teması kesilerek ağrısı azaltılır. Hastanın üzerinde bulunan yüzük, saat, bilezik çıkarılmalıdır. Bunlar parmaklarda ve bilekte hem kan akımını azaltır, hem de ısınmış metal olarak yanığın derinleşmesine neden olurlar. Elektrik yanıklarında hasta ilk önce elektrik akımından kurtarılmalıdır. Kimyasal yanıklarda ise hastanın kimyasal madfarklı konformasyon gösteren proteine denir. Prion buluşu tıp dunyası için bir dönüm noktasıdır çünkü daha önceleri kalıtsal yapının hep gen düzeyinde olduğuna inanılıyordu; oysa bu buluşla proteinin de kalıtsal değişiklikler yaratabileceği görüldü. Bu müthiş buluş ilk 1982 yılında duyurulmuş ve o sırada Harvard ve MIT’deki çalışmalara da etkisi çok büyük olmuştur. de bulaşmış elbiseleri hemen çıkarılmalı ve hastanın ya nan kısmı bol su ile yıkanmalıdır. Kimyasal yanıklar 20 dakika süreyle bol su ile yıkanmalıdır. Nötrolize edici ajanlar kesinlik le kullanılmamalıdır. Çünkü bu nötralize edici ajanlar reaksiyona girerek ısı oluşturur ve yanık alanı ve derinliğinin artmasına neden olurlar. Birinci derece yanık alanlarına herhangi bir pansuman yapılmaz. Sadece deriyi nemli tutan kremler sürülebilir. İkinci derece yanıklar kapalı pansuman ile tedavi edilirler. Hastanın ağrısı için paracetamol veya benzeri ağrı kesiciler verilebilir. Tetanoz aşısı yoksa aşı (veya serum) yaptırılmalıdır. Ödemi azaltmak için yanan kol ve bacak kalp seviyesinin üzerinde tutulmalıdır. Yanık yarası kapansa bile yara iyileşmesi 1 yıl kadar devam eder. Bu süre içinde yara yerleri güneş ışınlarından korunmalıdır yoksa kalıcı lekeler oluşabilir. Bunun için en az 30 faktörlü güneş kremleri kullanılmalıdır. HASTANEDE TEDAVİSİ GEREKEN YANIKLAR • % 15 veya daha fazla 2. derece yanığı olan erişkin hastalar • % 10 veya daha fazla 2. derece yanığı olan 10 yaş altında ve 50 yaş üzerindeki hastalar • Herhangi bir yaşta, % 2 oranından daha fazla 3. derece yanığı olan hastalar • Yüz, el, ayak, genital bölge ve büyük eklemleri içine alan 2. ve 3. derece yanıklar • Kimyasal yanıklar • Elektrik yanıkları • Yanıkla birlikte hastada başka bir yaralanma olması • Duman zehirlenmesi/solunması • Daha önceden mevcut başka bir hastalığı (kalp, şeker, astım gibi) olan yanık hastaları. Onların içine girmenin tek şartı onlar gibi olmaktır. Prion olmayan protein aklı, fikri, vicdanı hür bir bireydir ve o hücre içindeki işini yapar ama prion olduğunda artık hür fikirli olmadığı gibi yapması gereken hücresel işi de yapamaz. Bundan sonra amacı diğer proteinleri de prion yapmak ve prion kütlesine katılmaktır. Prionun ikinci amacı ise yayılmaktır. Hücrenin her yerine ve bütün başka dokulara, tüm sisteme yayılmak... Bunun için özellikle eğitime yönelir ve ülkenin ve hatta dünyanın her yerinde okullar açar. Türkiye’nin sosyal yapısının içine sokulan prionun amacı Türkiye’de ve Müslüman ülkelerde aklı fikri ve vicdanı hür bireylerin sayısının bir an önce azaltılması ve onları manipüle edilmesi kolay kitlelere dönüştürülmesidir. Dünyanın 140 ülkesinde açtığı 800’den fazla okulla Gülen Bey belki de Amerika’nın şimdiye kadar geliştirdiği en başarılı sosyal deney kahramanıdır. Gezi olaylarıyla başlayan halk hareketi aslında herşeyin de göründüğü gibi olmadığı, ülkenin prionlaşma sürecine direnç gösterdiği ve hatta prionlara karşı alerjik bir reaksiyon oluştuğunu gözler önüne serdi. Fuller’in deneyi şu anda ALARM veriyor ve hücre prion olmamak için direniyor. Bakalım direniş iyi analiz edilip bu modelin uzun vadede herkese zarar veren bir model olduğu görülecek mi? Gülen, Amerikan yapımı bir prion mu? Doç. Dr. Pembe Hande Özdinler, Northwestern Üniversitesi Ken and Ruth Davee Nöroloji Bölümü CBT 1375 17 / 26 Temmuz 2013 Dünya zenginliklerinin önemli bir kısmı halkı Müslüman olan ülkelere ait ve Amerika bu zenginlikleri bir direniş olmadan, radikal İslam ile uğraşmadan ve Müslümanlarla savaşmadan sahiplenmek istiyor. Bu amaç için geliştirilen “Ilımlı İslam” modeli Amerika’nın sosyal deney platformunda yapmış olduğu en muhteşem buluşlardan biridir. Bu sosyal deneyin fikir babası Graham Fuller’e göre İslamın Amerikan çıkarları doğrulturusunda gelişmesi mümkün. Hipotezini doğrulamak üzere seçtiği kişi de Fetullah Gülen. Veriler onu gösteriyor ki, sosyal deney tasarının temeli de 1997 yılında Stanley Prusiner’e Nobel ödülü getiren Prion proteini üzerine kurulmuş. DNA, mRNA’yi, mRNA da proteinleri kodlar. Proteinler amino asid zincirlerinden oluşurken kıvrılıp 3 boyutlu bir şekil alırlar. Prion, amino asid dizini aynı olsa da BİZDEN BİRİ Fetullah Gülen yapı itibariyle bizden biridir, –genetik yapımız birbirine benzer ve aynı dili konuşuruz– ama onun çok ufak bir farklılığı vardır: o etrafındakileri öyle bir etkiler ki eğer konuşmalarını uzun süre dinlerseniz bir zaman sonra onun gibi düşünüp onun gibi algılamaya başlarsınız. Bu bir prion özelliğidir. Arkadaşı sonradan prion olanlar bilirler ki, o bildiğiniz arkadaşınız gider ve aynı görüntü içinde bambaşka birisi gelir. İşte bu prion değişimidir. Gülen Bey’de diğer cemaat liderlerinde olmayan bir güç vardır. Ona inananlar onunla ruh birliği içine girerler ve tıpkı onun gibi başkalarını etkilemeye başlarlar. Bu insanlar aynı prion proteinlerinin birbirlerine bağlandıkları gibi birbirlerine kenetlenirler. Sadece birbirleriyle iş yaparlar ve sadece birbirlerine güvenirler kendileri gibi olmayanı almazlar içlerine.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle