24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EĞİTİMDE YENİ UFUKLAR: Pozitif PsikolojiPozitif Eğitim İ Ruh Hastalıkları Paradigmasından Ruh Sağlığı Paradigmasına…. 46.380 makale depresyon; 36, 851 makale kaygı; 5099 makale öfke üzerine yazılmış, buna karşılık mutluluk, yaşam doyumu, umut, iyimserlik gibi konularda sadece 5.000 makale kaleme alınmış.. Prof.Dr. Tülay Bozkurt tirmek; sonuncusu ise bireylerin güçlü yönlerini ve var olan potansiyellerini ortaya çıkararak bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini daha iyi düzeylere getirebilmek 2 . Psikolojinin yıllarca ihmal edilen ve Maslow, Rogers, Fromm gibi hümanist düşünürlerden ilham alan bu üçüncü amacı Seligmanın, 1998 yılında başlattığı girişimleriyle hayat bulur. O dönem de Amerikan Psikologlar Derneği’nin başkanlığını da yapan Seligman, sağlıklı insanlar ve sağlıklı toplumların oluşmasında insanın güçlü ve olumlu yönleri üzerinde çalışılmasının önemini vurgulayan araştırmacı ve düşünürlerin bireysel çabalarını bir araya getirir. İlk pozitif psikoloji zirvesi 1999 da toplanır. Bunu 2002 yılında düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Konferansı ; 2006 yılında basılmaya başlanan Journal of Positive Psychology ; İlk defa Harvard Üniversitesi’nde açılarak üniversite öğrenimine giren Positive Psikoloji dersi ve nihayet 2009’ da dünyanın çok sayıda akademisyenini bir araya getiren bir dünya konferansı izler3. Tüm bu girişimler pozitif psikolojinin görgül araşırmalar ve sinir biliminin verilerine dayanan bir nitelik kazanmasının yapı taşlarını oluşturur. CBT 1375 13 / 26 Temmuz 2013 nsanlık tarihi kadar eski ancak bilimsel bir disipline dönüşmesi yaklaşık yüz yıl önce gerçekleşen psikolojinin, 21.ci yüzyıl başlarına değin insan doğasını tanımak konusundaki yaklaşımları, mental hastalıklar, yetersizlikler, duygu bozuklukları ve patolojilerin tedavisi üzerinde yoğunlaşıyordu. Eksik veya zayıf olanı düzeltme üzerine odaklanan medikal yaklaşım çeşitli uygulama alanlarında da etkisini hissettirdi. Klinikçiler anormal düşünce duygulanım ve davranışlar üzerinden tedavi yöntemleri geliştirdiler. Aile terapistleri ilişki ve cinsel fonksiyon bozuklukları üzerinde durdular. İşletmeler, stres, depresyon, çatışma, işten kaçma, yabancılaşma gibi olumsuz durumların neden ve sonuçlarını araştırdılar. Adli psikoloji, suç ve şiddeti ıslah edecek yöntemler araştırdı. Çevreciler fiziksel koşulların olumsuz sonuçları üzerine eğildi, eğitimde de sorunlu çocuklar üzerinden ‘iyileştirme’ modelleri geliştirildi. Çözüm yollarının çoğunda ise, pozitif düşünme, pozitif davranma, pozitif etkileşim ve pozitif sistemler geliştirme gibi öneriler bulunmaktaydı. Ne var ki bunlar uygulamaya başlandığında insan sistemi çoktan zarar görmüş oluyordu ve bazılarında da geri dönüş yoktu. Bu yaygın eğilimi, 1976 1994 yıllarında yayımlanan akademik makaleler üzerinde yapılan bir meta analiz çalışması çarpıcı bir şekilde sergiliyor. Bu geniş kapsamlı incelemenin sonuçları 46.380 makalenin depresyon; 36, 851 adedinin kaygı; 5099 makalenin öfke ile ilgili olduğunu, buna karşılık mutluluk, yaşam doyumu, umut, iyimserlik gibi konularda sadece 5.000 makalenin yazıldığını gösteriyor1. İnsan psikolojisinin patolojisine yönelik bu akım, “normal hayatı yaşamaya değer kılacak yeterince bilgi sağlayamadığı” eleştirisi ile 1990’lı yılların sonlarında yeniden biçimlendirilen bir paradigma ile artık yüzleşmek ve hatta rekabet etmek durumunda. Günümüzde, gitgide karmaşıklaşan toplumsal yapı ve ilişkiler, araştırmacıları ‘normal’ insanın ruh sağlığını (bir ruh hastalığına yakalanmadan önce) koruyabilecek tedbirlerin neler olabileceği konusunda düşünmeye itiyor. Bu bağlamda psikoloji disiplininin ruh hastalıklarının iyileştirilmesinin yanı sıra ruh sağlığının korunması ile ilgili bir bilimsel kulvarda da hatırı sayılır ilerleme kaydettiğini söylemek mümkün. Ruh sağlığı kavramı “İnsanın zayıf yanlarını giderme çabası kadar güçlü yönlerini keşfedip geliştirmenin mutlu insanlar ve mutlu toplumlar oluşturmaktaki önemine dikkat çekiyor. Pozitif Psikoloji çatısı altında toplanan bu tartışma ve yaklaşımların kökleri Sokrat, Plato ve Epikür’ün mutluluk tanımlarına kadar gitmekle birlikte aslında İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemde psikolojinin bilimsel platformlarda dile getirilen üç temel amacından sonuncusuna işaret ediyor: Bu amaçlardan ilki ruhsal hastalıkları tedavi etmek; ikincisi bireylerin hayatlarını göreceli olarak daha iyi duruma ge Bu açılardan pozitif psikolojinin öğreti ve becerileri bireylerde ileriki yıllarda ruh hastalıklarına yakalanabilme riskine karşı direnç oluşturuyor, bir tampon görevi yükleniyor. Çoğu zaman, terapilerde ve tıp bilminde olduğu gibi bir hastalığa yakalandıktan sonra onu iyileştirmek için gösterilen çaba ve maaliyet, hastalığı önleyici tedbirlerden çok daha yüksek olabiliyor. Pozitif psikoloji, yangın çıktıktan sonra onu söndürmekle değil önlemekle ilgili tedbirlere dikkat çekerek klinik ve rehberlik alanlarına da farklı bir bakış açısı sunuyor. Pozitif psikolojinin bir başka özelliği de insanlara iyi durumda olmanın “en iyi tek yolu”’nu göstermek yerine yapabileceği seçimlerin sonuçları hakkında bilgi sağlaması. Bir bireyin iyi gördüğü yaşam koşulu diğeri için iyi olmayabilir. İnsan psikolojisi ile ilgili bu temel fenemonolojik sorun pozitif psikoloji için de geçerli; ancak seçim yapanların, görgül araştırmaların süzgeçinden geçmiş sonuçlardan yararlanabilmeleri konusunda yönlendirici bir rol yüklenerek, bir yerde, ‘nihilismin’ tuzağından da uzaklaşıyor. POZİTİF PSİKOLOJİNİN KONULARI YANGINI SÖNDÜRMEK Mİ ÖNLEMEK Mİ  Pozitif psikolojinin erken tanımları mutluluk ve mutlu olmanın yolları üzerinde yoğunlaşır. Seligman daha sonraları, insanın güçlü özellikleri ile iyimserlik, umut, memnuniyet mutluluk gibi öznel deneyimlerini yaşamın çeşitli alanlarına aktarıp kendini ve çevresini olumlu yönde dönüştürebildiği ‘esenlik’ kavramını öne çıkarır. Genel olarak pozitif psikoloji ‘normal dağılımdaki’ insanın güçlü ve erdemli yanlarını tanıyıp geliştirerek, bireylerin, grup ve kurumların ve de toplumların esenliğini arttırmak amacına hizmet eden bir bilim dalı olarak tanımlanıyor4. PP (pozitif psikoloji) yaklaşımları insanda yanlış olanı düzeltmek yerine ‘iyi gideni’ bularak, olumlu olanı geliştirmek ve inşa etmek üzerine odaklanıyor. İnsan esenliği üzerinde yoğunlaşan bu bakış açısı, medikal psikolojinin ruh hastalıklarının etimolojisine sağladığı katkıyı reddetmiyor, ancak ruh sağlığını korumak için alınması gereken önleyici (proaktive) tedbirlerin ve yaşam stratejilerinin altını çiziyor. Böylelikle insanın olumlu ve olumsuz yönlerinin bütünleyici bir resmini çiziyor ve sahip olunan güçlü ve olumlu özelliklerinin zayıf ve hastalıklı yönlerin ortaya çıkmasını önleyici dinamiklerini ele alıyor. Örneğin erken yaşlarda iyimserlik, umut ve pozitif duygu geliştirebilme konusunda eğitim alanların veya bu tür yatkınlıkları olanların yetişkinlikte depresyona girme olasılıklarının düştüğünü gösteren araştırma bulguları mevcut5. Yine benzeri şekilde iyimser olanların ya da erken yaşlarda iyimser olmayı öğrenenlerin ileriki yıllarda kalp krizi gibi fiziksel risk faktörlerine maruz kalma oranları kötümselere oranla daha düşük5  Pozitif psikolojinin bir moda olmaktan öte kalıcı bir bilimsel gelenek geliştirebilmesi, psikoloji disiplinine bilgi birikimi sağlayan süreç ve yöntemleri PP kavramlarının ölçümüne de aynı titizlikle uyarlayabilmesi ile mümkün gözüküyor. Bu durumda akla gelen ilk soru PP’nin alanına giren konuların neler olabileceği? PP konuları kabaca öznel (subjective) bireysel ve toplumsal düzeyde ele alınabiliyor. Öznel düzeydeki bilgiler, esenlik (wellbeing),mutluluk, tatmin, iyimserlik, umut, deneyim akışı, yaratıcılık, öz yeterlilik, farkındalık, psikolojik dayanıklılık gibi bireysel duygu ve deneyimleri kapsıyor. Bireysel düzeyde PP, toplumsal ilişkilerde olumlu sonuçlara yol açtığı ampirik olarak da bulgulanan kişilik özellikleri (traits) üzerinde duruyor. Bunlar, akıl ve bilgi, cesaret, insancıllık, diğergamlık, adillik, uyumluluk ve esneklik gibi genetik temelleri de olmakla birlikte sosyalleşme sürecinde öğrenilip geliştirilebilecek özellikleri ve bunların alt açılımlarını kapsıyor. Bireylerin, kendileri ve başkaları ile ilişkilerinde pozitif sonuçlara yönlendirebilecek, güçlü yanlarına işaret eden bu özellikler; modern demokratik kodları olan hemen her kültürde olumlanıp onaylanan, ve evrensel insani değerlerle birlikte içselleştirildiğinde birey ve toplulukların esenlik ve mutluluklarına katkıda bulunan, tutum ve davranışlara işaret ediyor6. Bu bağlamda da sosyalleşme ve eğitim sürecinde insanlara aktarılan değerlerin içeriği toplumların gelişmişlik ve demokratikleşme düzeylerinin de bir göstergesi oluyor. (Haftaya: Eğitimde Yeni Umutlar: Pozitif Eğitim) 1.Luthans,F.(2002). The need for and the meaning of positive organizational behavior. Journal of Organizational Behavior,23, 695706. 2. Seligman, M.,“Building human strength: psychology’s forgotten mission,” in APA Monitor, January 1998, p. 2. 3.Wikipdia. Positive Psychology. http://en.wikipedia.org/wiki/Positivepsychology 4.. Seligman,M.E.P , Csikszentmihalyi,M. (2000). Positive Psychology: An Introduction. American Psychologist, 514. 5.Seligman, M.E.P., Ernst,R.M.,Gillham,J., Reivich,K.& Linkins,M. (2009). Positive education: positive psychology and classroom interventions. Okford Review of Education, 35 (3), June, 293311. 6. Peterson,C., Park,N.(2009). Classifying and measuring strengths of character. Oxford Handbook od positive Psychology. S.J.Lopez& J.R.Snyder (eds.). (2533), Oxford: Oxford University Press Kaynaklar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle