02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayna ayna söyle bana ben hasta mıyım? Aynalar ne çok şey söyler insana; sadece güzelliği değil, aynı zamanda sağlığı da görür, anlar ve inanır. İnanılan şey de gerçek olur, bilimsel deneylerle de kanıtlanan… Prof. Dr. Yelda Özsunar Dayanır, ADU Tıp Fakültesi Radyoloji AD, Doç. Dr. Yasemin Turan, ADU Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Kolunu veya bacağını kaybeyumruk yapmak, parmakları açıp kaden insanların olmayan uzvunda pamak gibi basit hareketler yapaağrı hissi, tıp literatüründe fantom rak felçli organın da aynı hareketveya hayalet ağrı olarak isimlenleri yaptığı illüzyonunu oluşturabildirilir. Ağrının var olmayan uzuvmektedir. Tekrarlayan ayna egzerdan değil de beyinden kaynaklansizleri ile hareket illüzyonunun algıdığını bilen araştırmacılar, var ollanması sonucu beyin ve omurilikte mayan elin üzerine normal elin götaşıyıcı nöronlar aktive olmaktadır. rüntüsünü yansıtarak hayalet ağrıyı Bu aktivasyon sonrası beynin hasar yok etmeye çalışırlar. 1999 yılında görmemiş kısmı, felçli uzuv kontrol Altschulur EL ve arkadaşları ay Resim 1: ADU Tıp Fakültesi Hastanesi Fizik Tedavi eder hale gelmekte; felçli organda isnı yöntemi inme nedeni ile kolu ve Rehabilitasyon AD’da Ayna Tedavisi Alan Has temli koordine hareketler ortaya çıkve bacağı felç olmuş hastalara da tanın Görüntüleri. Hastanın problemli elini (üst maktadır. Bu tedavi ile hızlandırılauygulamışlar. Normal olan elin sağ) normalmiş gibi algılamasını sağlayan ayna bilen ve “Plastisite’’ olarak tanımlagörüntüsünü felç nedeni ile iş gö tedavi kutucuğuna örnek (üst sol) ve alt resimler nan hasarlı beynin kendini kısmen remeyen ve bu nedenle hareketyenileyebilmesi, fonksiyonel Manyeleri ve şekli bozulmuş elin üzerine yansıtarak beynin ve ko tik Rezonans Görüntüleme (fMRG) yöntemleri ile de kanıtlun iyileşmesini hızlandırabilmişler. Diğer bir deyişle, felçli lanabilmektedir. (resim 2) kolu, normalmiş gibi gören beyin, ayna tedavisi uygulanmaYapılan çalışmalar, ayna tedavisi uygulanmış felçli hastayanlara oranla daha hızlı iyileşmiş. ların el ve kollarını, ayna tedavisi uygulanmayanlara oranla Hasta, ayna tedavisi düzeneğinde (resim 1), sağlıklı elin %36’dan daha fazla iyileştiğini göstermektedir (2). Diğer bir deyişle güzel ve sağlıklı olduğuna inanan beynin illüzyonu gerçeğe dönüşmekte… İşte size ‘sağlıklı ve mutlu olduğuna inan, gerçek olsun’ söylencesinin bilimsel bir kanıtı… Daha Resim 2: Sol beyin bölgesinde hasar olan bir hastada a) ne olsun? Siz Tedavi öncesi b) Ayna tedavisinden 8 hafta sonrasındaki de inanın ‘gü fonksiyonel MRG incelemesindeki renkli alanlarla belirtilen artmış beyinsel aktivite (Ref. 2) zel, sağlıklı ve mutlu’ olduğunuza ve inancınızın gerçeğe dönüşebileceğine… Altschuler EL, Wisdom SB, Stone L, Foster C, Galasko D, Llewellyn DM, Ramachandran VS. Rehabilitation of hemiparesis after stroke with a mirror. Lancet. 1999 12;353(9169):20356. Bhasin A, Padma Srivastava MV, Kumaran SS, Bhatia R, Mohanty S. Neural interface of mirror therapy in chronic stroke patients: a functional magnetic resonance imaging study. Neurol India. 2012;60(6):5706. Kaynaklar Her Derde Deva İlaç Yeni kuşak ilaçlar gizlilik, kesinlik, gözetim ve sağaltım gibi özellikleri tek pakette sunuyor G ünümüzün ilaçları farklı özellikleri uzlaştırması açısından etkileri köreltilmiş birer silah niteliğini taşıyorlar. Bunların tek yapmaları gereken şey, kendilerine bir hedef belirleyip onu vurmak. Ancak bu türlerinin en gelişkin örneği için bile neredeyse olanaksız bir durum. Bedenin bağışıklık sistemiyle atıkları giderici unsurları devinime geçmek için tetikte beklerken ilacın kana aktarılması oldukça zorlu bir iştir. İlaçların büyük bir çoğunluğu ister istemez bedenin her bir yanına yayılırken çeşitli olumsuzlukları da beraberlerinde getirirler. İlaç uygulaması kaçınılmaz olarak ilacın hastalık üzerindeki etkisiyle, onun bedende yarattığı etki arasındaki karşılıklı bir alışverişe dönüşür. Öyle ki, ağrı kesiciler acıyı yatıştırsalar bile sinir sisteminin başka bölümlerini etkileyerek kişide uyuşukluğa da neden olurlar; eklem yangısı ve multiplskleroz gibi otoimmün hastalıklara karşı etkili ilaçlar bağışıklık sistemini tümden ele geçirerek çok daha ciddi enfeksiyonlara yol açabilirler; kanser ilaçları urların yanı sıra sağlıklı hücreleri de yok ederler. Bu tür yan etkiler kimi ilaçların dozunu büyük ölçüde kısıtlarken kimilerinin kullanımının tümden önlenmesine neden olurlar. Ancak bu durum çok sürmeyebilir. Gelecekbilimciler sağlıkla ilgili tüm sorunların içten giderilmesini sağlayacak “nanobot” adlı minik robotlara bel bağlasalar da, işlevlerini gizlice yerine getiren çok işlevli minicik ilaçlardan oluşan yeni bir dizi ilaç bunu çok daha az karmaşık bir yapıyla gerçekleştiriyor. Bu “sinsi” ilaçlar kan dolaşımına karıştıklarında hem kendilerini bedenlerimizden nasıl koruyacaklarını hem de be denlerimizi onlardan nasıl koruyacaklarını biliyorlar. Toksik etkiyi bedenin yalnızca istenen noktasına aktarmak üzere programlanan bu ilaçlar, üzerlerinde biraz oynanması durumunda, hastalıklara tanı konması ve gelişimlerinin izlenmesine bile olanak sağlayabilirler. Kanser ve kimi başka hastalıklara bu tür akıllı ilaçlarla çözüm getirilmesi onlarca yıldır gündemde olmakla birlikte, bugüne dek kayda değer pek bir sonuç elde edilemedi. Görünürde tek ayrıksı durum, Doxil adlı ilaç oldu. Londra University College İlaç Araştırma Merkezi’nin başkanı kimya mühendisi Kostas Kostarelos’a göre, Doxil bir dönüm noktasıydı. Bu ilacın getirdiği yenilik etkin maddesinin lipozom adlı yağlı bir kapsülün içine yerleştirilmiş olmasıydı. Ne var ki, yan etkileri azaltmasına karşın, Doxil yine de kanserli hücreleri hedef alma konusunda kapsüllenmemişlerden daha seçici değildi. Tüm hücreler herhangi bir ayrım gözetilmeksizin hedef alınmaktaydı. Kuramda bunu değiştirmek son derece basit görünüyordu. Ancak araştırmacılar Doxil’in piyasaya sunulmasından bu yana kapsülleri yalnızca hedeflenen urlara ilişecek antikorlarla donatmanın yollarını bulmaya çalışıyorlar. Yeni ilaçların geliştirilmesi yolunda yaşanan bu zorlu süreçte, çoğu zaman olduğu gibi eskilere uzanan bir başka yaklaşım da göze çarpmaktaydı. 1970’lerde, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Robert Langer gibi araştırmacılar tıpta kullanılmak üzere salımı denetimli polimerler geliştirmeye başladı. Temelde tek bir madde içeren lipozomların tersine, bu polimerler karmaşık molekül bileşimlerinden oluşturulabiliyorlardı. Reçetenin üzerinde hafif bir oynama yapmak suretiyle farklı ilaç salım özelliklerine ulaşılabiliyordu. Bu polimerlerin belki de en umut verici olanı, glikolik asitle laktik asidi birleştiren PLGA adlı polimer. PLGA polimerinden yararlanılan implantlar 1990’ların ortalarından beri insanlara uygulanıyor. 2002 yılında, Langer ile Harvard Tıp Fakültesi’nden Omid Farokhzad ortaklaşa bir araştırma kapsamında hedeflenmiş, etkili bir ilaç aktarımı için gerekli tüm unsurların nano ölçekli tek bir pakette bir araya getirilmesine çalıştılar. Sonuçta, klinik öncesi deneylerden ve küçük ölçekli klinik deneylerden hızla geçirilen, iki ilaç elde edildi. Docetaxel adlı kanser ilacının polimer kapsüllü bir türü olan BIND014 adlı ur/tümör avcısıyla ilgili deneyleri sürdürürken, diğeri de insanların sigarayı bırakmalarına yardımcı olacak çok bileşenli bir aşı geliştirmeye çalışıyor. UFUKTAKİ YENİLİKLER SİGARA BIRAKTIRACAK AŞI SİNSİ İLAÇLAR GELİYOR Bu alanda çok daha aşırı uçlara vardırılan seçenekler de var. Bunlardan biri kanserli hücre düzeneğinde gezinerek içeriğini hücrenin içlerine taşıyacak parçacıkların tasarlanması. Tokyo Üniversitesi’nden Nobuhiro Nishiyama ile Kazunori Kataoka kısa bir süre önce DACHPt adlı kanser ilacıyla yüklü kapsüllere floresan ışığı yayan moleküller iliştirerek tam da bunu yaptılar. Işığın izini sürmek suretiyle ilacın DNA’nın saklı olduğu kanserli hücre çekirdeğinin tam da eşiğine nasıl aktarıldığını ve böylelikle ilaca dirençli kanser hücrelerini çevreleyen koruyucu proteinlerin nasıl ele geçirildiğini gözler önüne serdiler. Bu içten görüntüleme becerisi araştırmacıların büyük ödül olarak değerlendirdikleri teranostik (tedavi ve tanı) yönünde atılan önemli bir adım sayılıyor. Bu alan, sağaltıcı malzemelerin yanı sıra, hastaya özel tanısal veriler sunan görüntüleme verilerini de içeren kapsüllerden oluşuyor. “Kanseri iyileştirebildiğinizi ve hastaya uyguladığınız her dozla birlikte onu taramadan geçirip hastalığın ne denli gerilediğini izleyebildiğinizi düşünebiliyor musunuz?” diyen Farokhzad ve kimi başka araştırmacılar çoktandır bu düşü yaşama geçirmenin yollarını bulmaya çalışıyorlar. Rita Urgan, New Scientist, 27 Nisan 2013 CBT 13719 / 28 Haziran 2013 HABER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle