02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mağaradan sanala, mekânın sıkıştırılmış öyküsü (1) Araş. Gör. Ürün Anıl Özdemir (İstanbul Kültür Üniversitesi) “Katı olan her şey buharlaşıyor” K.Marx İ ster bir varmış bir yokmuş diyelim, ister evvel zaman içinde.... insanın öyküsünde 100 bin yıldan da öncesinden bugüne; Homo Sapiens’ten biz çağdaş insanlar Homo Sapiens Sapiens’e dünya gezegeni evimiz, barkımız olagelmiştir. İnsanın yaşam alanı olan ya da başka bir anlatımla insan tarafından insan için tasarlanan mekânın içeriğini, yine insanın yaşam biçimi, ait olduğu topluluk, çevresiyle ilişkileri, değer yargıları, inançları, gelir düzeyi ve elbette kültürü gibi etkenler belirler.... Barınmak, çalışmak, yaşamak, eğlenmek, dinlenmek ya da sosyalleşmek, eğitim, sanat izlemek ya da üretmek, dini inançlarını yerine getirmek, savunma vb. amaçlara yönelik oluşturulan mekânlar, bu eylemlerin yaşandığı topluluk ya da toplumların kültürü dışında ayrıca ekonomipolitik durumu ve küresel kültürün etkileri çerçevesinde örgütlenir. Tarihsel süreç içinde, mekân ve insan ilişkisinin devinimi yine bu ikilinin ilişki dinamikleriyle belirlenmiştir. Neandertallerin barındığıyaşadığı mekân olan mağara ve çağdaş insanın yaşadığı, ‘gelişmiş teknoloji sonucu iletişim ağına sıkıştırılmış mekâna’ değin kırılma noktaları ve katalizörleri anlamak geçmişimiz, bugünümüz ve yarınımızı kavramak için gösterilmesi gereken bir çaba değil midir? CBT 1371 15 / 28 Haziran 2013 Homo Sapiens; bilen insan, Homo Sapiens Sapiens ise bildiğini bilen insan demektir. Bilen insan mağarada barınırken engin tavan ya da dar girişi taş ve ilkel aletlerle kullanıma daha uygun hale getirebilmek için yeniden biçimlendirmiştir. Ağaç dallarından barınağının iskeletini oluşturmuş, kimi zaman da hayvan iskeletlerinin üzerini postlarla kapatarak kendi mekânını yaratmıştır. Burada evbarınak yerine mekân kavramını kullandık çünkü mekân ve ev kavram olarak kardeş sayılabilirler; Türkçe sözlükte mekân; yer, yurt, EV, uzay, bir yere yerleşmek ve var olanların içinde yer aldığı sınırlı büyüklükleri içine alan büyüklük, yer kaplama olarak tanımlanır (Püsküllüoğlu, 1995). Felsefe terminolojisindeyse mekân kavramına 3 temel yaklaşım vardır; birincisi; mekân bir haznedir, içinde bir şey olsun ya da olmasın var olabilmesi için ihtiyacı olan tek şey o yerin varlığıdır. İkinci yaklaşımda mekânın varlığı içerdiği şeye bağlıdır, şeyler varsa (insannesne) mekân da vardır, içinde şeyler yoksa yoktur. Son yaklaşım kendisinden önceki iki savın sentezidir ve mekânı bağıntısal olarak tanımlar; mekân çok yönlüdür, mekân ve şeyler bir arada birbirinin varlığını tamamlartanımlar. Homo Sapiens*’in yaşamak için seçtiği mekân, ürettiği alet ve ürettiği aleti doğa üzerinde kullanması, yine BİLGE İNSANDAN BİLDİĞİNİ BİLEN İNSANA MEKÂN KAVRAMI kendisinden önce yaşayan Australopithecus Africanus**, Homo Habilis***, Homo Erectus****’tan miras kalan kültür üzerine ekledikleri öğrenilmiş insan davranışlarının geliştirilmesi üzerine mümkün olabilmişir. İnsanın tarihinde attığı somut ve soyut anlamdaki her adım ancak kendisinden önce atılmış adımların varlığı üzerinde yükselebilir. İlkel toplumların inancına göre gökyüzü yani güneşin ve tanrıların mekânı kutsaldır, yeryüzüyse bereket. Mekân kutsallaştırılırken bir taraftan da hem iyi hem de kötü güçlerden arınarak toplumun sürekliliği sağlanır. İlkel kabilelerin tanrılar için yaptıkları törenler ve ritüeller her zaman bu amaç için yapılmış bir yapı ya da kapalı bir alan içerisinde gerçekleştirilmese de yaşadıkları yerleşim yerinin belir Neandertal aile www.nytimes.com/2013/05/23/science/fromli bir noktasında yapılmıştır. Bu törenler için her za neanderthalmolarscientistsinferearlyweaning.html man kapalı bir mekân oluşturulmayabilir ancak eylemin sürekliliği ve varlığı o yere mekân niteliklecakbu soruların cevabı bir sonraki sayıda sıkıştırılmış şekrini kazandırmıştır. likde yayınlanacak olan çalışmada, edüstrileşme, devrimler, Sonuç olarak törenler için kullanılan mekân bir süre göçler ve yabancılaşma kavramları ile sosyolojik yaklaşımsonra eylemiyle ayrılmaz hale gelmiş, mekân ve eylem bir lar üzerinden sorgulanmaya çalışılacaktır. birlerinin şeklini ve içeriğini etkilemiştir. Artık bilinir ki yılın belirli zamanında yapılan belirli ritüellerin mekânı yi*Homo sapiens: Modern insana çok büyük benzerlikler ne belirli ve değişmez bir konumdadır. gösteren ilkel insan. Burada ilkel insan yaşamı da dahil inanç ve değerler diz**Australopithecus Africanus: Yaklaşık 160 cm boyungesinin mekân üzerindeki nicelnitel etkisi görünmektedir. da ve 60 kg ağırlığındadır, ilkel taş aletler ve avcılık yapmışYaşadığımız yüzyılda geçmişten miras kalan, farklı kültürlere tır, çok büyük bir ihtimalle konuşma yeteneği de kazanmıştı. ait birçok inanç ve ritüel kutsal mekânlarda gerçekleştiril***Homo Habilis : Alet yapabildiği ve kullanabildiği mektedir. Bu mekânlar zaman içerisinde ait oldukları inan bilinen ilk hominiddir cı taşıyan insanlar tarafından sürekli aynı eylemin gerçek****Homo Erectus: Pekin veya Java adamlarını da içeleşmesi ile kutsal adledilirler, Müslümanlık, Hıristiyanlık, ren bu tür, 1,5 milyon yıl önce Homo habilis’den evrimleşYahudilik, Budizm ve diğer inançlar için; Mekke’de Kâbe, miştir. H. erectus ateş yakabiliyor, avcılık yapıyor ve barıCemevleri, Ganj Nehri kıyısındaki varanasi, camiler, kili naklarda yaşıyordu. İlkel sayılan Java adamlarında yamyamse ve sinagoglar, Kudüs’te Ağlama Duvarı, Mısır’da Luksor lık da görülüyordu. Yaklaşık 1000 ml’lik bir beyine sahipti Tapınağı vb. kutsal mekânlardır.d (modern insanda beyin yaklaşık 1375 ml’dir). Lefebvre’e göre mekân tasarımı, insanların ilk aleti üreKaynak: http://biltek.tubitak.gov.tr tip doğayı tahrip etmeye başladıklarından hemen sonra onu yeniden düzenlemeleri ile başlamıştır. Bu tahrip ve düzenleKaynakça me eşzamanlıdır. Mağara ve insan kelimeleri bir arada kullaCevizci, A. (1996). Paradigma Felsefe Sözlüğü. İstannıldığında çoğu zaman ilkelliği çağrıştırır çünkü insanın ta bul: Paradigma Yayınları. rihçesinde ilk kullandığı barınakların mağaralar ve ağaç koDemirkan, M. (2005). “Ütopik Bilincin Kutsaldan Provukları olduğu çoğumuzun kulağına çalınmıştır bir şekilde. fana Önlenemez Özgürleşmesi”, Journal Of İstanbul Kültür Örneğin mağarada yaşayan bir Neandertal, içimizden Üniversity, 1, 4153. birinin atası, belki mağaranın girişinin darlığı, belki de maHarvey, D. (2003). Postmodernliğin Durumu. İstanğaranın tavanının kısalığı nedeniyle, hareket alanını daha bul: Metis Yayınları. rahat hale getirmek için taş ya da benzeri bir nesneyi araçJohn, U. (1999). Mekânları Tüketmek. İstanbul: Aygereç haline getirerek mekânını düzenlemiştir. Her toplum rıntı Yayınlar. kendi toplumsal mekânını ve bu arada toplumsal zamanını Lefebvre, H. (1991). The Production of Space. Uniüretir. Bu üretim sadece kültüre bağlı ve herhangi bir nes ted Kingdom: Blackwell Publishing. ne ve “şeydeki” gibi değil, toplumların “ham doğa” üzerinMarshall, G. (2003). Sosyoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim deki etkilerinin sonucu olmuştur. (Demirkan, 2005: 47). ve Sanat Yayınları. Öyleyse hangi olaylar sonucu toplumlar birbirine bağlı Püsküllüoğlu, A. (1995). Türkçe Sözlük. İstanbul: Doolan kültür mekân pratiklerini deneyimlemişlerdir? Bu de ğan Kitapçılık. ğişiklikler hangi kırılma noktalarından doğmuş ya da besYırtcı, H. (2009). Çağdaş Kapitalizmin Mekânsal Örlenmiştir. gütlenmesi. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. Mekânın tarihi birçok açıdan ele alınıp anlatılabilir, an
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle