Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÜNYA GÖSTERGELERİ Bu hastalığın gelişiminde B tipi lenfositlerin anormal ve kontrolsüz çoğalmasının rolü olduğu biliniyor. B hücrelerinin üzerindeki alıcılar (reseptörler) bu anormal hücrelerin yaşamı ve çoğalması için kritik. Kronik lenfositik lösemide son yılların en uğraşılan konularından biri B hücre reseptörlerinin aktive olmasını sağlayan yolların (yolakların) baskılanmasını sağlamak. Bu yolaklarda rol alan kimi moleküllerin baskılanması sağlanırsa teorik olarak hücre alıcılarına “çoğal” sinyalinin iletimi de engellenebilir. Kongrede bu etkiye sahip ilaçlar da konuşuldu. Bunlar arasında Fostamatinib ve GS1101 sayılabilir. Bu ilaçlardan “Ibrutinib (PCIO32765)” için ayrı bir paragraf açmak gerekir. Ağızdan alınan bu ilacın tedavi yanıt oranları %6073 arasında. Dahası da var, ilaç kronik lenfositik lösemide her zaman çok ciddi bir sorun olan ve hastalığın kötü seyrinden sorumlu p17 genini taşıyan hastalarda bile etkili. Çalışmalar, Ibritunib’in tedavisi sorunlu bir lenfoma türü olan “mantle hücreli lenfomada” da önemli bir tedavi seçeneği olacağını gösteriyor. KRONİK LENFOSİTİK LÖSEMİ TEDAVİSİNDE YENİ UMUTLAR… Bu grup lenfomalar en sık rastlanan lenfoma alt grubu. Tedavi yanıtı olarak da iyi sonuçlar alabildiğimiz bir tür. Ancak nüks sıklığının beklediğimizden daha çok ortaya çıkması ile başlayan süreçte yeni seçeneklere gereksinim olduğu da açık. Özellikle hastalığın nüks ettiği genç yaş grubunda ve kök hücre nakli şansı olmayan yaşlı hastalarda tedavi yıllardır büyük sorun oluyor. Yukarıda sözü edilen ibrutinib bu hasta grubunda da bir umut olabilir. Kongrede ABD’den Wilson ve arkadaşlarının sunduğu çalışma ibrutinib kullanan dirençli ve nüks hastalarda patolojik alt grubuna göre % 2341 arasında değişen toplam yanıt oranları olduğunu gösterdi. İbrutinib bu grup hasta için de ileride yeni bir umut olabilir. YAYGIN BÜYÜK BHÜCRELİ LENFOMA; BEKLENTİLER BÜYÜK... CBT 1357/ 15 22 Mart 2013 Yavaş seyirli lenfomalar yavaş ilerleyen ama tedavisi hematolojik kanserler ile uğraşan hekimler için her zaman sorun olan hastalıklardır. Yavaş seyirli lenfomalar ile ilgili Amerikan Ulusal Kanser Kongresi’nde önemli çalışmalar sunuldu. Çalışma sonuçlarına baktığımızda yavaş seyirli lenfomalarda uzun yıllardır etkinliğini bildiğimiz Rituksimab ile Multipl Miyelom tedavisinde etkinliği bilinen lenalidomide isimli ilacın birlikte kullanımı oldukça etkili görünüyor. Toplam tedavi yanıt oranları %80’leri aşıyor. Aslında kendisi eski ama lenfoma tedavisindeki ünü yeni olan Bendamustin ile hedefe yönelik tedavilerin birlikte kullanımı da etkili olacakmış gibi görünüyor. (Rituksimab ve Bendamustin) Lenfoma alt grupları arasında en çok sorun yaratanlardan biri hiç kuşkusuz “Mantle Hücreli Lenfoma. MD Anderson Kanser merkezinden Dr Wang’ın sunduğu bir başka çalışma, “Mantle hücreli lenfoma” tedavisinde yeni bir dönemin müjdecisi gibiydi. Mantle hücreli lenfoma başta olmak üzere yavaş seyirli lenfomaların ortaya çıkmasında esas rol alan ve hücrelerinin anormal çoğalmasını sağlayan hücre içi sinyal artışları. Bu sinyal artışları hücrelere “çoğal” komutu veriyor. Geçtiğimiz yıllarda B lenfositlerin çoğalma sinyalini durduran ajanların B lenfosit aşırı ve kontrolsüz çoğalması ile giden hastalıklarda önemine değinilmişti. Bu yıl sözünü ettiğimiz sinyal artışını durduran “ibrutinib” isimli ilaç ile yapılan çalışmalar çok dikkat çekiciydi. MD Anderson kanser merkezinden Dr. Wang ve arkadaşlarının sunduğu çalışma tedavi yanıtı olmayan hastalar için bir umut ışığı gibi duruyor. Üstelik ibrutinib kemoterapi ilaçları ile karşılaştırıldığında oldukça kabul edilebilir bir yan etki profiline sahip. YAVAŞ SEYİRLİ LENFOMALAR, İBRUTİNİB SAHNEDE... Erken evre (evre III, tümör yükü düşük) Hodgkin lenfoma hastalarında güncel tedavi yaklaşımı 24 kez kemoterapi ve izleyen süreçte radyoterapi uygulanmasıdır. Ancak Hodgkin lenfomada yaşam sürelerinin ve kür oranlarının yükselmesi tedavi yan etkilerinin önemsenmesine neden oluyor. Bu durum tedavi yoğunluğunun derecesinin sorgulanması sonucunu doğuruyor. Acaba daha az tedavi ile aynı başarılı sonuçları alabilir miyiz? Son dönemde tek başına kemoterapinin yeterli olabileceği, radyoterapiye gerek olmadığı konuşulmaya başladı. Böylece hem sağkalım süreleri değişmeyecek hem de toksisite daha az olacaktı. Kongrede konu ile ilişkili olarak iki farklı bildiri sunuldu. Bu bildirilerden ilki Alman ve Kanada Kanser Enstitüsü’nün birlikte yürüttüğü bir çalışmaydı. Çalışma erken dönem hastalarda 4 kür kimyasal tedavi ve izleyen dönemde radyoterapi yaklaşımıyla radyoterapisiz 46 kür kemoterapi yaklaşımını karşılaştırmıştı. Sonuçlar 8 yıllık takip sonrasında % 86 ve % 89 bulunmuş. Yani iki tedavi yaklaşımı arasında fark yok. Ancak çalışma 24 kür sonrası tümörün tam kaybolmadığı durumlarda tedaviye eklenen radyoterapinin hastalıksız sağkalım oranlarının arttığını da gösteriyor. Kongrede sunulan bir diğer önemli çalışma RAPID çalışması idi. Bu çalışma yine evre III (erken evre) Hodgkin hastalarında 3. kürden sonra çekilen PET BT’nin önemine işaret ediyordu. Çalışma sonucunda 3. kür sonu PET BT değerlendirmesinde tümör izine rastlanmayan hastalarda tedavi devamına gerek olmadığı sonucu çıkmaktaydı. HODGKIN LENFOMADA GELİŞMELER, DAHA AZ TEDAVİ DE ETKİLİ Mİ?... Çalışan bir kadınsanız göç edeceğiniz ülke kesinlikle Yeni Zelanda olmalı. Eğer Yeni Zelanda’nın çok uzak olduğunu düşünüyorsanız, Kuzey Avrupa ülkelerini de deneyebilirsiniz. The Economist dergisi, Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle kadınların hangi ülkede erkeklerde eşit koşullarda çalışabileceğini gösteren “CamTavanEndeksi” hazırladı. OECD’nin verilerine dayanarak hazırlanan listede 26 ülke şu göstergeler çerçevesinde birbiri ile karşılaştırılıyor: • Yüksekokul eğitimi alan kadın ve erkek popülasyonları • Kadın emekçilerin katkısı • Tamgün çalışan personelin kadın ve erkek ortalama kazanç farkı. • Üst düzey yönetici toplamında kadınların yüzdesi, • Çocuk bakımı maliyetinin ortalama ücret içindeki yüzdesi, İlk dört göstergeye eşit ağırlık verilirken, beşinciye daha azı tanındı, çünkü çalışan kadınların hepsi çocuk sahibi değil. Yeni Zelanda bütün bu göstergeler çerçevesinde en yüksek puanı almış bulunuyor. Finlandiya eğitimde birinci; İsveç kadın emekçi katkısının en yüksek (% 78) olduğu ülke; İspanya ise kadın erkek ücret farkının (%6) en düşük olduğu yer. Güney Kore ve Japonya kadın emekçiler için pek de cazip yerler değil. Bunun nedenlerinden biri, üst düzey çalışanlarının çok küçük bir oranının kadın olması. (Buna rağmen bugün Güney Kore Devlet Başkanı bir kadın) Kadınlar eşit ücret için hangi ülkelerde çalışmalı? Büyük Matematikçiler Euler’den von Neumann’a Ioan James Çeviren: Cumhur Öztürk Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Ocak 2013 611 sayfa. Bu kitap, 18. ve 19. yüzyıllarda ve 20. yüzyılın ilk yıllarında doğmuş 60 büyük matematikçinin hayat hikâyeleriyle ilgilidir. Kitapta bu matematikçilerin bilimsel başarıları kadar yaşam öyküleri üzerinde de duruluyor. Matematikçilerin yaşamöyküleri onların doğum tarihlerine göre sıralandığı için matematiğin yıllar içindeki gelişiminin toplumsal koşulları da ortaya çıkıyor. Böylece 60 büyük matematikçinin yaşam öyküleri aracılığıyla aynı zamanda yaklaşık son üç asrın genel matematik tarihi de anlatılmış oluyor. Euler, Laplace, Cauchy, Galois, Riemann, Poincare, Hardy, Birkhoff, Kolmogorov ve Von Neumann, kitapta ele alınan büyük matematikçilerden bazılarıdır. Ayrıca Sophie Germain, Sonya Kovalevskaya ve Emmy Noether gibi kadın matematikçilerin yaşam öyküleri ve bilimsel çalışmaları da kitapta yer almaktadır. Kitabın yazarı Ioan James, Oxford Üniversitesi’nden emekli bir matematik profesörüdür. 1968’de Kraliyet Bilimler Akademisi’ne seçilen James, matematik çalışmalarını günümüzde de sürdürmektedir. Büyük Matematikçiler, matematik tarihiyle ilgili eserlerin az olduğu ülkemizde değerli bir kaynak eser niteliğindedir. SON SÖZ: Kan kanserleri ile ilgili özellikle son 10 yıllık süreçteki başdöndürücü gelişmeler, bu hastalık grubunda başarı oranlarını belirgin olarak arttırıyor. Gelişmeler önümüzdeki süreç için de çok büyük bir umut vaat ediyor. Hastalar, hekimler, hasta yakınları başta olmak üzere herkes gelecek için şimdi daha umutlu.