Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@Gmail.com) Bilimde öncü kadınlar Adnan Adıvar’ın 1945 yayımlanan ve gazete makalelerinden derlenmiş üç ciltlik çalışmasının ilk cildi, “bilgi cumhuriyeti” olgusu gündeme getiriyor. Kavram günümüzün “bilgi toplumu” olgusunun çekirdeğini oluşturması açısından güncelliğini koruyor. Başlık, A. Adnan Adıvar’ın 1945 yılında basılmış olan kitabının adı. Kitap, yazarın üç ciltte toplanmış gazete makalelerinin ilk cildi. Kitaptan, Haliç Üniversitesi’nde hocalık yapan değerli dostum Yrd. Doç. Dr. Nebi Önder vasıtasıyla haberdar oldum ve NadirKitap.com sitesi aracılığıyla bir tane temin ettim. Adıvar, “Bilgi Cumhuriyetinden Haber” adlı ilk makalesinde bu ismin nereden geldiğini anlatıyor ve Bierre Bayle’nin 17. yüzyılda bu isimle Amsterdam’da çıkardığı dergiyi anlatıyor. Altını çizdiği ise Türkçe’ye daha ziyade “edebiyat” olarak çevrilen “letters” kelimesi. Descartes’a da atıfta bulunarak bu kelimenin daha doğru tercümesinin “bilgi” olduğunu belirtiyor. Kitaptaki makaleler bir yanda çeşitli konularda yazarın gözlem ve görüşlerini yansıtırken diğer yanda da bu görüşler objektif enformasyon ya da referanslarla destekleniyor. Makaleleri okurken elimin altındaki internetten yazarın bahsettiği kişiler, kitaplar ya da tarihi olaylarla ilgili aramalar yaptım ve bir açıdan bilgilerin doğruluğunu teyid ettim. Bu aynı zamanda bahsedilen konuların hepsi olmasa da çoğunun zaman içinde bayatlamadığının da bir göstergesi. Adıvar’ın Bayle’den nakille “Bilgi Cumhuriyeti” diye adlandırdığı olgu günümüzdeki teknolojik gelişmelerle karşımıza çıkan ve halen idrak edilme sürecinde olan “bilgi toplumu” olgusuyla yakından ilgili. Bilgi Cumhuriyeti yazara göre bilgi üreten bilim insanlarının (ve zamanla herkesin) dili, dini, ırkı, milleti ne olursa olsun söz konusu olan şey “bilgi üretmek” olduğunda birlikte hareket edebilme refleksidir. Bilgi üretmek söz konusu olduğunda üreticiler sanki tek bir cumhuriyete aitmişcesine süreci karşılıklı etkileşimle gerçekleştirirler. Kitabın “İlk Söz”ünde bununla ilgili verdiği somut bir örnek de yer almakta. Örnekte ünlü Fransız oryantalist Henry Corbin’in (ki aynı zamanda Adıvar’ın “genç oryantalist dostu”dur) II. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da tasavvuf konusunda yaptığı araştırmalar sonucunda İranlı Şihabettin Suhreverdi’nin eserlerini inceleyip edit ettiği ve başına bir giriş yazarak bunu kitaplaştırdığı anlatılır. Kitap İstanbul’da Türk Maarif Matbaası’nda “Alman Şarkiyat Cemiyeti’nin finansal desteği ile bastırılır. Adıvar’a göre bir Fransızın, bir İranlı’nın Arapça yazılmış eserlerini eleştirel olarak ele aldığı bir kitabın Türkiye’de, Alman finansmanı ile bastırılması “bilgi cumhuriyeti”nin güzel bir örneğidir. Yazar, “Bilgi Cumhuriyeti” kavramının oturmasında en önemli unsurun bilimsel çevrelerde yapılan çalışmaların münferiden bilim insanlarında saklı kalması yerine bunların aynı bilim alanındaki meslektaşların erişiminde karşılıklı bir etkileşimle paylaşılması olduğunu belirtmektedir ki II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu olgu yaygın olarak tüm dünyada benimsenmiştir. Internet gibi iletişim ağlarının tüm dünyayı kaplamasıyla birlikte bu bilgiler ve daha fazlası sadece bilim çevrelerinde sınırlı kalmamakta artık dileyen herkesin erişimine açılmaktadır. Örneğin birkaç yıl önce İngiltere’de alınan bir kararla üniversitelerde yapılan tüm tez çalışmaları vatandaşların erişimine açılmıştır. Ek olarak bilimsel olmasa da gündelik bilgiden, sanat bilgisine, teknik bilgiden dini ya da felsefi bilgiye dek tüm bilgi hazinesi artık elektronik iletişim ağları sayesinde tüm dünya insanlarının erişimine açıktır. Bundan sonraki kritik husus bu bilgilerden yeni bilgiler üretme sürecinde her ülkenin, her bireyin aktif olarak sürece katkıda bulunmasıdır. Not: Bu kitapla ilgili Prof.Dr. Erdal İnönü’nün bir değerlendirmesi şu linkte bulunabilir: http://tinyurl.com/cnvq533 Jeanne VillepreuxPower Biyolog Richard Owen, deniz biyolojisinin öncülerinden olan Jeanne VillepreuxPower için, “O, akvaryum araştırmalarının anasıdır” demişti. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com 1839’da Jeanne’ın ilk kitabı olan eanne Villepreux, sıradan bir ayakDeniz ve Kara Hayvanları Üzerine kabıcının en büyük kızı olarak 25 Gözlemler ve Fiziksel Deneyler adlı Eylül 1794’te Fransa’nın Juillac kitabı yayımlandı. Bu kitapta çok saköyünde doğdu. Doğduğu günlerde yıdaki gözlem ve deneyinin sonuçFransa devrimin en karmaşık günleriları yer alıyordu. Üç yıl sonra ikinni yaşıyordu ve Robespierre’in yönetici kitabı çıktı; Sicilya Kılavuzu. Bu mi, binlerce insanı giyotine gönderikitap Sicilya bölgesinin doğal çevyordu. Bununla birlikte Jeanne Vilresinin ayrıntılı bir betimlemesini sulepreux, ülkenin ve devrimin merkenuyordu. Messina Tarih Derneği, zinden uzakta sakin bir çocukluk gemodern izleyicileri için bu eseri çirmişti. Okumak ve yazmaktan sade1995’te yeniden yayımladı. Jeanne VillepreuxPower ce biraz daha fazlasını içeren temel bir Jeanne, Sicilya’nın doğasını eğitim alabilmişti. betimlediği gibi, onun korunması için önerilerde de buJeanne, 18 yaşına gelince evi terk etti ve yürüyerek lunuyordu. O, Sicilya’da su yaşamı kültürünün temellerini köyünden 400 km.’den fazla bir mesafede bulunan Pa attı.Jeanne ve kocası, 1843’te Sicilya’yı terk ettiler ve onris’e gitti. Fransa’nın merkezine geldiğinde, bir kadın ter dan sonraki zamanlarını Paris ve Londra arasında gidip zisine yardımcılık yaptı. Jeanne, 1816’da Fransa kralının gelerek geçirdiler. Jeanne, koleksiyonlarının ve kayıtyeğeniyle evlenecek olan bir Sicilya prensesine özgün bir larının büyük çoğunluğunun bulunduğu geminin Londüğün kıyafeti yarattığında, düşük pozisyonundan kur dra’ya giderken batmasıyla büyük bir felaket yaşadı. Bu tularak ünlü olmayı başarmıştı. Bu çalışması aracılığıy olaydan sonra artık araştırma yapmadı, ancak yazmayı la, James Power isminde zengin bir İngiliz soylusuyla ta ve yayın yapmayı sürdürdü. nıştı ve onunla 1818’de Sicilya’da Messina’da evlendi. 187071 kışında dört ay boyunca Prusya ordusu PaJeanne, 20 yıldan fazla Sicilya’da yaşadı. ris’i açlıktan teslim almak amacıyla kuşattığında, JeanEvlenmesinden kısa bir süre sonra Jeanne doğa ta ne Paris’ten kaçtı ve Juillac’taki çocukluk evine döndü. rihine ilgi duymaya başladı. Tamamen kendi kendini eği Fakat kısa bir süre sonra orada öldü. terek Sicilya çevresinde dolaşmaya başladı ve özel miİngiliz biyoloğu Richard Owen, daha 1858’de Jeanne neraller, fosiller, kelebekler ve kabuklar toplayarak Si VillepreuxPower’ı, akvaryum çalışmalarının anası olacilya’nın florası ve faunası üzerine kayıt tuttu ve sınıf rak tanımlamıştı. Akvaryumu icadı onun belki deniz bilandırmalar yaptı. Bununla birlikte Jeanne ölü örnekler yolojisine en büyük mirasıdır, fakat araştırma matertoplamaktan hoşlanmıyordu, onu asıl ilgilendiren ve et yallerinin çoğu suya gömülmüş olsa bile, sualtı yaşamı kileyen şey canlı doğaydı. Özellikle de onu cezbeden su üzerine olan sistematik araştırmaları da elbette bilime canlılarını daha yakından incelemenin yollarını araştı önemli bir katkı niteliğindedir. rıyordu.Jeanne, çalışmalarını yumuşakçalar üzerine 1832’den başlayarak Jeanne, Catania Doğa Bilimodaklandırdı. leri Akademisi’nin tek kadın üyesi oldu. O aynı zamanda Özellikle ahtapot üzerine yaptığı çalışmalar ona bü aralarında Londra Zooloji Derneği’nin de bulunduğu 17 yük bir ün kazandırdı. Jeanne, kendi etrafında bir tür ka akademinin muhabir üyesiydi. Ölümünden sonra bir asırbuk oluşturan deniz canlılarının bunu nasıl yaptıkları dan daha fazla süre Jeanne VillepreuxPower büyük ölnı keşfeden ilk kişiydi. O su canlılarıyla ilgili araştırmaları çüde unutulmuş olarak kaldı. Fakat son yıllarda çalışsırasında en büyük atılımını yaptı ve akvaryumu icat etti. maları ve eserleri yeniden keşfedilmeye başlandı ve Su canlılarının yaşamını su içindeyken gözlemleyebil 1997’de ismi, Magellan sondası tarafından Venüs üzemek için çeşitli tiplerde akvaryumlar yapmıştı. rinde keşfedilmiş olan bir büyük kratere verildi. “Bilgi Cumhuriyeti Haberleri” J 37. İktisatçılar Haftası başlıyor İktisatçılar haftası 252627 Mart günleri 9.3017.30 saatleri arasında İstanbul Üniversitesi Beyazıt’taki Kongre Kültür Merkezi’nde “Cumhuriyetin 90. Yılında EkonomiToplum Siyaset” ana başlığı altında başlıyor. Prof. Dr. Toktamış Ateş anısına düzenlenen ilk günün “Cumhuriyetin 90.Yılında EkonomiSanayiFinanasİstikrar” başlıklı ilk oturumu Prof. Dr. Erinç Yeldan’in sunumuyla başlayacak. Bu oturumun panelinde Prof. Dr .Erdoğan Alkin, Doç, Dr. Ekrem Keskin, Tanıl Küçük, Süleyman Onatça konuşacaklar. “Sermayenin Değişen Yapısı” başlıklı ikinci oturumun sunumunu Prof. Dr. Bilsay Kuruç yapacak. Panele, Dr. Abdurrahman Arıman, Doç. Dr. Derya Gültekin Karakaş, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. Mehmet Türkay katılacak. Prof. Dr. İlter Turan’a armağan edilen ikinci günün “Cumhuriyeti 90. Yılında ToplumHakAdaletİktisat” CBT 1357/ 12 22 Mart 2013 başlıklı ilk oturumunda sunuşu Dr. Mehmet Genç yapacak. Panele, Doç. Dr. Murat Birdal, İhsan Eliaçık, Doç. Dr. İpek İlkkaracan, Doç. Dr. Metin Sarfati katılacak. “Eğitimdeki Dönüşüm” başlıklı ikinci oturumun sunuşunu ise, Prof. Dr. Zafer Toprak yapacak. Panele; Prof. Dr. Reşit Canbeyli, Prof. Dr. Şaban Çalış ,Yrd. Doç. Dr. Derya Keskin Demirer, Abbas Güçlü, Doç. Dr Seçkin Özsoy katılacak. Prof. Dr. İzzettin Önder’e Armağan edilen son günün “Cumhuriyetin 90.Yılında SiyasetAnayasaDemokrasiVatandaşlık” başlıklı ilk oturumunda sunuşu Dr. Gündüz Vassaf yapacak. Panele; Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Prof. Dr. Oktay Uygun, Doç. Dr. Levent Ürer katılacak. “90 Yılda İktidar ve Muhalefet” başlıklı son oturumda sunuşu Prof. Dr. Cemil Oktay yapacak. Panele; Doç. Dr. Mehmet Ö.Alkan, Doç. Dr. Gökhan Atılgan, Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Ayşe Hür, Altan Öymen katılacaklar.