17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİKBİLİM Aykut Göker http://www.inovasyon.org; [email protected] EN İYİLER 2013’NİN EN TEPE TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ: ARGE’ye yeterince yönelmeyen ülkeler ARGE ve teknoloji muhtevası yüksek ürün ithaliyle aslında o ürünlerin geliştirildiği ülkelerdeki araştırmaları desteklemiş olurlar... Artan Yurtdışı ARGE Desteğimiz! McKinsey Global Institute’un “Manufacturing the Future: The next era of global growth and innovation” başlıklı raporunda (2012) yer alan imalat sanayii sınıflaması dikkatimi çekmişti. Bu sınıflamada imalat sanayii sektörleri beş grupta toplanmış. Bunlardan ikisi özellikle ARGE yoğunlukları açısından, daha ilk bakışta diğerlerinden ayırt edilebiliyor. İlk grup, imalat konuları “kimyasallar ve farmasötikler, motorlu araç ve parçaları, diğer ulaşım araçları ile her türlü makina, teçhizat ve alet” olan sanayi sektörlerinden oluşuyor. Rapora göre bu sektörlerin ortak özelliği, yerel pazarlardaki rekabetin sürekli yeniliğe ve sürekli model değişikliği ya da benzeri değişikliklere dayanması; ARGE yoğunluğunun epey yüksek olması ve üretim tesislerinin müşteriye yakın coğrafyalara dağılmasıdır. ARGE yoğunluğu bu sektörlerde yaratılan katma değerin %525’i arasında değişiyor. İkinci grupsa, “bilgisayar, büro makinası ve yarıiletkenler ile diğer elektronik teçhizat ve eşyanın, tıbbî cihaz ve diğer hassas aletler ile optik araç ve gereçlerin” imalatını yapan sektörleri kapsıyor. Rapora göre, çağımızı tanımlayan teknolojilerin ve yenilikçiliğin ağır bastığı bu sektörlerin ortak özelliği de bütünüyle küresel ölçekteki ARGE ve üretim ağlarına dayanmaları; ürünlerinde ARGE ve değer yoğunluklarının çok yüksek olmasıdır. Bu sektörlerdeki ARGE yoğunluğu ise %2535’tir... Rapordaki 2010 verilerine göre, imalat sanayiinde bütün dünyada yaratılan toplam katma değerin %34’ü ilk; %9’u da ikinci gruptakilere aittir ve her iki grupta da dış ticaret yoğunluğu yüksektir. Sanayi meseleleri ile ilgili olanlar kendi deneyimleriyle de bilirler ki, sanayideki yetkinlikleriyle önde koşan ve dünya nimetlerinin dağılımında aslan payını alan ülkelerin asıl üstünlükleri anılan sektörlerle ilgili teknolojilere ve o teknolojileri destekleyen bilim dallarına olan hâkimiyetlerinden kaynaklanır. Merak ettim, son on yılda, bu sanayi sektörlerinde, kapitalizmin dünya sistemi içindeki konumumuzda bir değişiklik olup olmadığını dış ticaret rakamlarımız üzerinden görmeye çalıştım. 2002’de imalat sanayii toplam ithalatının % 61’i anılan sektörlerin imalat konusu olan mallardan oluşmuş. 2012’de bu oranı ancak %55’e düşürebilmişiz. 2002’de imalat sanayii toplam ihracatımızın %31.3’ü anılan sektörlere ait... 2012’de ise bu oran %32.4! Demek ki, imalat sanayiinde toplam ihracatımızı ‘on yılda 4.3 katına çıkardık’ diye öğünürken ihracat (dolayısıyla sanayi) yeteneğimiz açısından asıl belirleyici olan bu sektörlerde oransal olarak yerimizde saymışız. Bunlarda hiç olmazsa ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranında bir iyileşme sağlayabilmiş miyiz? Eğer sizi mutlu edecekse söyleyeyim: 2002’de oran %41.9 iken 2012’de %47.7 olmuş... Oysa, imalat sanayimizin bütününü ele aldığımızda ihracatın ithalatı karşılama oranının %81 olduğunu görüyoruz. Demek ki, ARGE yoğunluğu yüksek sektörlerdeki dış ticaret açığımızı düşük teknolojili sanayi ürünleri ihracı ile bir ölçüde kapatıyoruz. Hemen belirteyim; son on yılda bu %81 oranında değişiklik olmamış! Bu şu demek: İhracatımız imalat sanayiinde 4.3 katına çıkarken ithalatımız da 4.3 katına çıkmış. İthalattaki bu katlanmanın ne anlama geldiğini ARGE’ye özgü terimlerle anlatayım: Biliyorsunuz, ithal ettiğimiz her ürün için ödediğimiz para o üründeki teknolojik gelişmeleri sağlayan yabancı araştırmacıların ücretlerini de içerir. Ürün kategorilerindeki ortalama ARGE maliyet oranlarına göre yaptığım hesaplamada gördüm ki, 2002’de imalat sanayiinde çalışan 11.380 yabancı araştırmacının ücretini biz ödemişiz. 2012’de de bu ‘sübvansiyonumuzu’ 48.464 araştırmacıya çıkarmışız! Aynı yıl, sanayide çalışan araştırmacı sayımızın 35.034 olduğunu anımsatayım... Cihaza ne yapması gerektiğini kullanıcı söylüyor 2013 yılı ileri teknoloji ürünleri piyasaları ele geçirdi. Bu ürünlerin ilk bakışta göze çarpan ortak özelliği, kullanıcı ile aralarında etkileşim kurması. Böylece edilgen kullanıcı devri kapanmış oluyor; yerine katılımcı ve etkin kullanıcı geliyor. pple’ın Android rakipleri, 2013’te yeni tabletleri ve akıllı telefonlarıyla günümüzün Y ve Z kuşağının teknolojiye duyduğu açlığı büyük ölçüde giderdi. Gelecek yıl akıllı saatlerin ortaya çıkmasıyla Apple’ın kendini daha da zorlu bir rekabetin içinde bulması bekleniyor. Samsung şimdiden Galaxy Gear kol saati/bilgisayar/iletişim cihazını piyasaya sürdü. Bunun en yakın rakibi Sony SmartWatch 2. Apple, bu piyasaya ne gibi yenilikler sunacağı yönünde daha resmi bir açıklama yapmadı. Büyük bir olasılıkla ürününü adı iWatch olacak. Apple tutkunları dört gözle yeni ürünü bekliyor. Scientific American bu yılın en cazip 10 cihazını seçti. A Akıllı banyo tartısı Bu vücut tartısı vücu dun kas, yağ ve su oranını, kalp atım hızını ve en nihayetinde kilomuzu ölçüyor. Bluetooth ve wifi donanımlı tartı, 8 farklı kullanıcının verilerini takip edebiliyor. İçinde bulunduğu ortamın hava sıcaklığını ve karbon dioksit miktarını ölçebiliyor. İstenirse ağırlığınızı tweet’leyebiliyor. Mobil cihazlara da bağlanabilen tartı, özel uygulaması yardımı ile bu ölçümlerin kişinin sağlığının bütünü açısından da değerlendirebiliyor. Fiyatı: 150 dolar. Kopenhag Tekerleği Bisiklet ile kendinizi fazla zorlamadan saatte 3248 km yol yapmak istemez misiniz? Superpedestrian Copenhagen Wheel adı verilen bu yeni bisiklet, Massachusetts Institute of Technology’nin (M.I.T.) SENSEable City Laboratuvarı’nda doğdu. Google Chromecast Bazı tüketiciler genellikle tanın mış markaların ürünlerini değil, daha az tanınan ürünleri tercih ederek, yeni şirketlere şans tanımak isterler. Ancak Google’ın Chromcast ürünü bu bağlamda bir istisna. Büyük bir USB belleği boyutundaki yeni akış cihazı, herhangi bir televizyonu HDMI üzerinden içerik merkezine dönüştürebiliyor. Cihaz, YouTube, Netflix, Pandora ve diğer Web sitelerinden HDTV’ye içerik indiriyor. Bunu yaparken, HDMI girişi üzerinden TV’ye takılıyor ve wifi üzerinden internete bağlanıyor. Daha sonra tablet, akıllı telefon veya bilgisayarı uzaktan kumanda olarak kullanarak web’e bağlanan TV’nizde sörf yapmanıza olanak tanıyor. Fiyatı 35 dolar. CBT 1397 8 /27 Aralık 2013 Arka tekerlek içine yerleştirilen lityum pil, sürücü pedala veya frene bastıkça açığa çıkan enerjiyi elektriğe çeviriyor. Sürücü yokuşta zorlandığında veya hız yapmak istediğinde pil devreye giriyor. Tekerleğin en önemli özelliği sürücünün özelliklerini öğrenmesi; başka bir deyişle sürücünün akıllı telefonuna yüklenen uygulama aracılığıyla arada ‘interaktif’ bir bağ kurması. Böylece sürücünün farklı arazi yapılarında hangi hızda pedal çevirdiğini ve sürücünün ne kadar elektrik desteğine ihtiyaç duyduğunu önceden öngörüyor. ‘Kopenhag Tekerleği’ bu yolla sürücü ne kadar yol kat ettiğini, ne kadar kalori yaktığını da hesaplayabiliyor. Ayrıca hava kirliliği, trafik durumu gibi verileri toplayıp diğer bisiklet sürücüleriyle paylaşıyor. Fiyatı: 700 dolar Hızlı yemek yiyenleri frenleyen akıllı çatal Hızlı yemek hazımsızlığa neden olur ve kilo aldırır. Slow Control’ün Bluetooth erişimli akıllı çatalı HAPIfork, yemek yeme hızınızı belirgin şe
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle