24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİKBİLİM Aykut Göker http://www.inovasyon.org; harunaykutgoker@gmail.com ARALIK AYI GÖKYÜZÜ Siyasî iktidar İslâm’ı referans alarak üniversite öğrencileriyle ilgili kararlar üretiyor. Üniversitelerden kurumsal bazda yine ses yok. Not edip başka konuya geçiyorum. Bilimi Niçin Ekonomik Faydaya Dönüştüremiyoruz? İson kuyruklu yıldızı teleskobun ucunda Hasan H. Esenoğlu İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü esenoglu@istanbul.edu.tr CBT 1393 8 / 29 Kasım 2013 Farkındasınızdır; bir süredir bilim ve teknolojiyi ekonomik faydaya dönüştürme meselesinden pek fazla söz etmiyorum. Çünkü bu köşede artık, bu konunun iki yetkin uzmanı var: Bilim ve teknolojiden kalkarak yeni ürüne, yeni yöntem ve sistemlere doğru giden yaratıcı sürecin farklı aşamalarının bilgi ve deneyimine sahip olan Ali Akurgal... Ve bu sürecin yaygınlaşmasını, ülke ekonomisi açısından sürdürülebilirliğini sağlamanın olmazsa olmaz koşulu olan kamu destek mekanizmalarının, uygun etkileşim ortam ve araçlarının tasarım ve uygulamalarında bilgi ve deneyim sahibi olan Müfit Akyos… Ülkemizin bu konuda pek de iç açıcı olmayan durumunu çok iyi yansıtabilmenin ötesinde bu durumdan çıkışın yollarını gösterebilecek; bunun somut örneklerini verebilecek yetkinlikte iki uzman... Yine de, eski alışkanlık, konuyla ilgili bir makale ya da rapor, kitap gözüme çarptığında içine göz atmadan edemiyorum. “2013’te Dünya Biliminin Durumu” başlıklı özel bir raporun yer aldığı Scientific American’ın Ekim sayısında da böyle bir makaleye rastladım. Başlık: “Meksika Bilimden Niçin Fayda Sağlayamaz?”. Diyeceksiniz ki, Türkiye’yi bitirdin de sıra Meksika’ya mı geldi? Öyle değil; konu Türkiye ile de yakından ilgili; anlatayım. Raporda Meksika’yı ele alan bu makaleye yer verilmesinin nedeni şu: Meksika dünyanın 10’uncu büyük ekonomisiymiş ama GSYİH’dan ARGE’ye ayrılan pay açısından 34’üncü sırada! Bu dikkat çekici, dengesiz durum merak edilmiş ve konuyu bilim yazarı Erik Vance incelemiş. Yazarın tespitlerine göre, Meksika’nın iyi üniversiteleri; ses getirecek bir bilimsel araştırma topluluğu; geçmişte renkli televizyonun ilk örneklerinden birini, doğum kontrol haplarını icat etmiş; ozon deliğinin tanımlanmasına yardımcı olmuş bilimcileri var. Bugün de örneğin, kurdukları bir ‘startup’ şirketinde, ülkenin biyoteknoloji geleneğine dayanarak teknolojinin uç noktalarında yeni ürünler ortaya koyabilmiş yetkin genetikçilere; bu tür girişimlere para sağlayan kamu destek mekanizmalarına sahipler. Ama Meksika buna rağmen anılan ‘startup’ı ve benzerlerini sürdürememiş; ülkenin knowhow’ını ve yeteneklerini yerel ürünlere, teknolojiye, kısacası ekonomik bir faydaya dönüştürmeyi becerememiş. Meksikalılar, sadece alın terine dayanan üretim kısır döngüsünden ve servet dağılımındaki büyük eşitsizliklerden kurtulmaya çalışan, orta gelir grubuna dâhil tek millet değil, muhakkak... Ama yeni yükselen ekonomilerin belki de hepsinden daha fazla enformasyon ekonomisine girip sıçrama yapacak durumdayken bunu yapmayı inatla reddeden bir millet var ortada… Bunun nedenleri üzerinde de duran yazara göre, Meksikalı iş adamları, teknoloji gibi riskli alanlara yatırım yapma kültüründen, ‘risk sermayesi’ kültüründen yoksunlar. Karşılaştıkları bir sorunu çözmek için araştırmaya ya da bir teknolojiye mi gereksinim duydular; gözler çözüm için ABD’ye ya da Avrupalı şirketlere çevriliyor; ülkenin kendi yeteneklerine değil. Yazar bir uzmanın şu gözlemini aktarmış: “Ülkede, kimyasal proseslere ya da yapay zekâya dayanan son derece yenilikçi teknolojilerin varlığına tanık olduk. Ve Meksikalı işadamlarından aldığımız ilk tepki, pek çok kez, ‘Gerçekten mi? Bunu Meksika’da mı yapıyoruz? Bu mümkün mü?’ oldu.” Durum bu olunca, ülkenin bir zamanlar seçkinlikleriyle öne çıkmış bilim kuruluşları da, başka ülkelerin onları geçip gitmesine durmuş bakıyorlar; ülke ekonomisiyle, üretimle bağları kopuk; sanayi ile işbirliği deneyimleri yok… Peki kardeşim, yerin bitti; sadede gel, dediğinizi duyar gibiyim. Efendim, hani yukarda Meksika’nın dünyanın 10’uncu büyük ekonomisiyken ARGE harcamaları açısından 34’üncü sırada olduğunu yazmıştım ya; bu verinin yer aldığı grafikte Türkiye de dünyanın 16’ncı büyük ekonomisiyken, GSYİH’ye kıyasla verilen ARGE harcamaları sıralamasında 29’uncu sırada! Galiba Meksika’yla aramızda önemli benzerlikler var diyecektim de... GÜNEŞ Güneş’in Kış başlangıcında olacağı tarih: 21 Aralık 2013 saat 19:11 21 Aralık yıl içerisinde gece süresinin en fazlaya (14 saat: 22 dakika) ve günün en kısaya (9 saat 38 dakika) ulaşacağı tarihtir. Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya ve günler de uzamaya başlayacak. Gecelerin uzaması ile geçen aya göre bu ay 39 dakika daha fazla karanlıkta kalacağız/elektrik kullanımımız artacak. Resimde 1, 21 ve 31 Aralık 2013 tarihlerinde sol(sağ)dan sırasıyla: gece (14 saat 37 dakika), astronomik tan (33 dakika), deniz tanı (34 dakika), günlük tan (31 dakika) ve gündüz (9 saat 23 dakika) ortalama Güneş ve Ay En Tepede Gün 1 8 15 21 29 Gün 15 16 17 18 19 Güneş en tepede saat:dakika derece:dakika 11:48 31:21 11:51 30:28 11:54 30:00 11:57 29:46 12:01 30:00 Ay en tepede saat derece 23 72 24 72 24 70 24 72 01 71 saatlerinde verildi. Gündüzün beyazlığından gecenin karanlığına veya tersine geçişlerin yaklaşık 1 saat 38 dakikayı bulduğunu söyleyebiliriz. Ay boyunca gece, gündüz ve tan süreleri resim ve çizelgede verildi. Ayrıca, gecenin bittiği “imsak vakti” olarak sabah astronomik tan başlangıcı, “akşam vakti” olarak Güneş’in batış saati ve akşamın bittiği “yatsı vakti” olarak da akşam astronomik tan bitişi üstteki çizelgede belirtildi. Aralık ayı boyunca Güneş en yüksekte olduğunda “tam öğle vakti” yada günün ortası çizelgede birer hafta aralıkla verildi. Ayrıca, akşamları gökyüzünü aydınlatan dolunay ve dolunaya yakın evrelerdeki Ay’ın en yüksek olduğu tarih ve saatler de çizelgede verildi. 21 Aralık’a kadar Güneş yaklaşık 1.5 derece alçalırken ay boyunca tam öğle saati 13 dakika ilerliyor. Tam öğle ile akşam Güneş batışı arasındaki ikiye paylaşım orta/ara değerdir (ikindi vakti). Şehir parklarında, üniversite yerleşkelerinde ve tarihi binalardaki Güneş saatlerinden pratik yapılabilir: çizelgedeki tam öğle vaktinde Güneş saati çubuğunun boyu en kısadır, aynı miktarda veya iki katına çubuk gölgesi uzadığında ikindi GÖK ATLASI 15 Aralık 2013 akşam saat 21 için verildi. Baskıya en uygun sadelikte ve kolay görülebileceği +2.5 kadire kadar parlak yıldızı olan takım yıldızlar özetlenerek belirtildi. Gök atlasına gökyüzüne bakar şekilde doğru yönlerde yukarıya kaldırarak eşleştirmek yeterli olacaktır. Ayrıca, geniş ekranlı cep telefonlarına yüklenen elektronik gök atlasları ile de birebir örtüştürerek gök cisimlerin tanı ve bilgileri öğrenilebilinir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle