Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnşaat Sektörünün Türkiye Ekonomisindeki Payı ve Önemi Sene 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 1. Dönem 2013 2. Dönem 1 Dr. Ethem Tarhan CBT 1393 14 /29 Kasım 2013 980’li yıllarda hızlı büyüyen inşaat sektörü 1999 2001 yıllarında yaşanan iki ekonomik krizin etkisiyle % 17,4 düzeyinde daralmıştır. 2002 yılında uygulanmaya başlayan doğru kamu politikaları ile sektör ivmeyi yukarıya çevirmiş ve % 13.9 büyüme başarısını göstermiştir. Azalan faiz oranları ile döviz kuru ve uygulamaya konulan uzun vadeli kredi olanakları konut talebini tetiklenmiştir. İnşaat sektöründeki hareketlenme 2003, 2004, 2005 yıllarında da ortalama %10 gibi değerlerle istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmiştir. 2006 yılı ise inşaat endüstrisinin altın yıllarından biri olmuş, yıllık büyüme doruk noktasına ulaşarak % 18.5 e ulaşmıştır. 20022006 yıllarındaki büyüme, kamu politikalarının doğru uygulanması dış kaynaklarında ilgisini çekmiştir. Dünyadaki likidite bolluğunun yüksek faiz düşük kur politikası ile ülkemize çekilmesi, istikrarlı büyümenin oluşturduğu güven, yatırımcıları döviz yerine gayrimenkul yatırımlarına yönlendirmiştir. Ayrıca, bankaların sunduğu düşük faizli konut kredileri de büyümede katalizör etkisi göstermiştir. 2007’nin ikinci çeyreğinden itibaren inşaat sektöründe ki ivme azalmaya başlayarak yıllık büyüme oranı son beş yılın en düşük seviyesi olan % 5.7 gerilemiştir. 2007 yılında Amerika’da başlayan emlak krizi 2008 yılına gelindiğine küresel krize dönüşerek olumsuz etkilerini hissettirmeye başlamıştır. İnşaat sektörü 2008’in ilk çeyreğinden itibaren yüzde 8.1 küçülmüş, 2009 yılında ise resesyona sürüklenerek, daralma yüzde 16.3’e ulaşmıştır. Sektörün GSYH’deki payı bir önceki yıla göre 0.7 puan azalarak yüzde 5.2’ye gerilemiştir. Bu dönemde konut stokları büyümüş, birçok inşaat şirketleri faaliyetlerini durdurmuş, işten çıkarmalar olmuştur. İnşaat sektörü 2010 yılında süratli bir şekilde toparlanmaya başlamıştır. 2011 yılında rekor bir büyüme yaparak %11 gelişme hızı yakalamıştır. Bu veriler ışığında, son on yılın analizi yapıldığında Türkiye’de inşaat sektörünün istikrarlı bir şekilde büyüdüğü söylenemez. Bir sene büyük büyüme gösteren sektör, öbür sene küçülebilmektedir. Örneğin, 2012 yılının ikinci döneminde sabit fiyatlar ile %0.8 oranında küçülen inşaat sektörü, 2013 yılında aynı döneminde %7.6 oranında büyümüştür. Sektör 2013 yılının birinci çeyreğinde %5.9 oranında büyürken altı aylık dönemde %6.8 oranında büyüme kaydetmiştir. Bu veriler ile Sektörün Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla İçerisindeki payı altı aylık dönemde % 6.0 olmuştur. Bilindiği üzere ekonomik göstergeler günümüzde İnşaat sektörünün GSYH’nin yüzde 6’sını oluşturduğunu ve yaklaşık 1.4 milyon kişiye istihdam sağladığı yönündedir. Bu kadar büyük ve etkin olan sektörün daha istikrarlı bir şekilde büyümesi hem istihdamı hem de işsizlik oranlarındaki iniş çıkışları normal seviyelerde tutmasını sağlayabilir. İnşaat sektörünün bakış açısı sadece konut ihtiyacını karşılamak yönünde olmamalıdır. Hedef kitlelerin istek ve arzularına göre ürün tasarlamak, fiyatlandırmak ve satış sonrası hizmetlerinde müşteri memnuniyeti doğrultusunda hareket etmek, inşaat şirketlerinin dikkat etmesi gereken diğer hususlarıdır. Ayrıca, konut kredilerinin tüketicilerin beklentilerine göre hesaplanması gerekmektedir. Deprem bölgelerindeki yapılanmaların yetkililer tarafından periyodik olarak denetlenmesi, kaliteli malzeme ve işçilik faktörlerinin ön planda tutulması hem güvenlik açısından hem de iş etiği olarak önem taşımaktadır. Şehir merkezlerimizde oluşan gökdelenlerin tarihi ve kültürel yapıyı bozmamasına, konut kirliliği yaratmamasına, trafiği olumsuz yönde etkilememesine özen gösterilmelidir. Mimari açıdan da göz zevkini okşayan projelerin desteklenmesi, konutların renklerinden, zemin ve kot farklarına kadar bu yazıda belirtmediğimiz daha birçok faktörler özenle masaya yatırıldığı takdirde, ülkemizde inşaat sektörünün Türkiye ekonomisindeki payı önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. GENEL GELİŞME HIZI % 9.4 8.4 6,9 4,7 0,7 4,8 9,2 8,5 2,2 2,9 4,4 İNŞAAT SEKTÖRÜ GELİŞME HIZI (%) 14.1 9.3 18.5 5,7 8,1 16,1 18.3 11,2 0,6 5,9 7,6 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu adaylar 69’u devlet, 30’u vakıf ve 5’i de Kıbrıs üniversitesi olmak üzere 104 farklı üniversite içinden tercih yaptılar. Bu üniversitelerdeki toplam 10.800 kontenjanın %26’sı vakıf üniversitelerinde bulunuyordu. • Büyük şehirlerde inşaat mühendisliği kontenjanlarında vakıfların ağırlığı fazla. İstanbul’daki kontenjanların üçte ikisi, Ankara’dakilerinse üçte biri vakıf üniversitelerinde bulunuyor. • Kontenjanlardaki bir ayrıma dikkat çekmek gerekiyor. Devlet Üniversitelerinde bulunan 8.204 kontenjanın 621’i Teknoloji Fakültelerinde bulunuyor. Bu kontenjanların 189’u MTOK kontenjanı, bir diğer deyişle bu kontenjanları sadece meslek/teknik liselerin ilgili alanlarından mezun olanlar tercih edebiliyor. • Temmuz 2013’ün son haftasında açıklanan ilk ÖSYS yerleştirmelerinde devlet üniversitelerinde bulunan inşaat mühendisliği kontenjanlarında sadece 18 boşluk kaldı. Bunlar ODTÜ’nün Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda bulunuyordu. • Devlet kontenjanlarına kıyasla vakıf kontenjanlarına talep yoğun değil. 2013 ÖSYS’de vakıf üniversitelerinde 26 programın kontenjanı dolmadı ve bunların taban puanı oluşmadı. Bu programlar arasında %25 burslu kontenjanların da bulunması dikkat çekici. Önemli burs ve indirim olanaklarına rağmen adayların vakıf üniversitelerinde inşaat mühendisliği okumak yerine başka alternatiflere yöneldikleri anlaşılıyor. • Eldeki verilerden vakıf üniversitelerine yerleşen 1.751 kişiden 83’ünün daha sonra kesin kayıt yaptırmadığı anla İnşaat Mühendisliği Bölümleri Hakkında Kısa Kısa • 2013 ÖSYS’de İnşaat Mühendisliği tercihi yapan şılıyor. Devlet üniversitelerinde kesin kayıt yaptırmayan sayısı 170. • İnşaat mühendisliği bölümlerinin coğrafi dağılımına göre Türkiye’de 57 farklı şehirde eğitim almak mümkün. Vakıf üniversitelerindeki inşaat mühendisliği bölümleri Ankara, Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Samsun, Trabzon’da bulunuyor. Kıbrıs’ta Güzelyurt’taki ODTÜKuzey Kıbrıs Kampusu’nun yanı sıra, Gazimağusa, Girne, Lefke ve Lefkoşa’da yer alan KKTC üniversitelerinde de inşaat mühendisliği bölümleri var. • İnşaat mühendisliği okumak isteyen adaylar için ikinci öğretim seçenekleri de mevcut. İkinci öğretim bulunan üniversiteler Adana, Aksaray, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bitlis, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hatay, Isparta, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Kırıkkale, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Niğde, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Sıvas, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli, Yozgat, Zonguldak illerinde bulunuyor. İkinci öğretim kontenjanı (2.947) toplamın yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. • İnşaat Mühendisliği kontenjanlarının üniversitelere göre dağılımı incelendiğinde devlet üniversitelerinde listenin başında Fırat (342), Sakarya (318), Süleyman Demirel (310), Istanbul Teknik (282), Karadeniz Teknik (256) üniversiteleri yer alıyor. Vakıflarda 100 ve üzeri kontenjanı olan üniversiteler İstanbul Kültür (160), Işık (140), Maltepe (104) ve Fatih (100) Üniversiteleri. • Ülkemizde inşaat mühendisliği alanındaki akademik kadroya göz atacak olursak, üniversitelerimizde 252 profesör, 210 doçent ve 486 yardımcı doçentin görev yaptığını görüyoruz. Kariyer olarak akademik yaşamı seçmiş olan araştırma görevlilerinin sayısı 486. Cinsiyet dağılımına baktığımızda öğretim üyelerinde erkek ağırlığı her seviyede hissediliyor (%84).