24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör yapan grubun belli başlı beyin bölgesinde hücrelerin duvarlarındaki geçirgenliğin sadece dört hafta içinde azaldığı görülmüş. Fakat bilim insanları ayrıca sinir liflerinin de yoğunlaştığını düşünüyorlar. Araştırmacılar daha önce Amerikalı ve Çinli öğrenciler arasındaki kültürel farklılıklara bağlı değişimlerle ilgili tahminlerini kanıtlayamamışlar. gökcismidir. Fakat Titan’da suyun görevini sıvı metan üstleniyor. Metan yüzeyde buharlaştıktan sonra bulut oluşturuyor ve kutup bölgelerinde yağış şeklinde yere düşüyor. Bilim insanları kutup bölgesinde yüzlerce metan gölü buldularsa da ekvator bölgesi bugüne kadar kumullarla örtülü bir çöl olarak biliniyordu. Griffith ve arkadaşlarının enfraruj gözlemleriyle ekvatorun yakınında 60 x 40 km büyüklüğünde koyu bir leke saptandı. Bu lekenin ışın tayfı, yüzeyde sıvı metana işaret ediyor diyor bilim insanları. Bu kadar koyu olmayan diğer dört lekenin de bataklığa benzer sıvı birikimleri olduğu sanılıyor. Fakat ekvator bölgesinde yağış olmadığı için buradaki metan gölleri birkaç yıl içinde buharlaşabilir. Bu nedenle yeraltında sıvı rezervinin bulunduğunu tahmin ediyor Griffith. Yeraltından yüzeye çıkan ve burada buharlaşan metan, Titan’daki hava sistemini harekete geçiren güç olabilir. Kutuplara düşen metan yağmurunun nereden geldiği bugüne kadar bilinmiyordu. Aczin Tahakkümünün Yeni Tezahürü: Kemal Gürüz Tutuklandı Prof. Dr. Kemal Gürüz tutuklandı. Suçu gelen dedikodulara göre insanları (yani öğretim üyelerini) fişlemekmiş! Ama ne suç! Biz öğretim üyeleri, işimiz gereği, hem öğrencilerimizi, hem meslektaşlarımızı, hem de bilim dünyasının diğer üyelerini fişleriz. Nasıl mı? Bakın anlatayım: Öncelikle, öğrencilerimize imtihanlarındaki başarı veya başarısızlıklarını gösteren notlar verir ve bu notları, imtihanlarıyla birlikte arşivlere kaldırırız. Bu üstelik yasal mecburiyetimizdir. Bu arşivler en az on yıl gibi bir süreyle saklanır, korunur. Bunun da üstüne kanaat notumuz vardır. Bunu öğrencilerimiz için tavsiye mektubu yazarken, onların yüksek lisans, doktora, doçentlik, profesörlük gibi basamakları geçmeleri (veya geçememeleri) esnasında yazdığımız raporlarla belli ederiz. Bu da yasaldır ve biz bunları da arşivleriz. Ha, şimdi bir de yasanın gerektirmediği, ama bizden istenen mektuplar vardır. Bir kişi bir yere iş başvurusu yapmıştır. Mesela bir üniversitede bir kadroya başvurmuştur. Bu kişi hakkında başvurduğu kurum resmi olarak veya yanında çalışmayı arzu ettiği akademisyen şahsen gayri resmi bizden bilgi ister. Onu da bir mektup, bazan sadece bir eposta haline koyar göndeririz. Bazan bir şirket bizden bir öğrencimiz, bir meslektaşımız hakkında bilgi ister. Onu da bazan mektupla, bazan eposta ile, bazan sadece telefonda iletiriz. Bu bilgiler sırf bilimsel beceriyle veya âlimlik derecesiyle ilgili de değildir. Şöyle sorular sorulur: Bu zat güvenilir bir kişilik midir? Bu zat bir grup içinde çalışabilir mi? Psikolojisi nasıldır? Hakkında şu veya şu bilgiler alınmıştır, sizin kanaatiniz de bu yönde midir? Ben meslek hayatım boyunca bu tür belki yüzlerce mektuba, telefon aramasına cevap vermişimdir, hem de tüm dünyadan. Daha yeni ABD’de benden ders almış Amerikalı bir öğrencimin kadro başvurusu hakkında benden görüş istendi. Bu memlekette artık özel yaşama saygının sıfırlanmış olduğu ve herkes herkesin bilgisayarına rahatlıkla girebildiği için, isteyen benimkinde böyle bir mail’in olup olmadığını tetkik edebilir. Bir devlet kurumu diğer bir devlet kurumundan bilgi isteyebilir ve bu bilgiler tabii olarak verilir. Kemal Gürüz ile ben, 1990 senesinde, Turgut Özal’ın TÜBİTAK’a yeni bir çehre vermek istediği bir sırada yaptığı başkanlık ataması vasıtasıyla tanıştım. Kemal Gürüz başkan atanmıştı. Hiç tanımadığım bu zat, bir ortak dostun tavsiyesiyle (yeni jargonla, beni fişleyen bir dost sayesinde) benim de ekibinde olmamı arzulamıştı. Benimle beraber, Kemal’in tabiriyle İTÜ’nün tüm virtuozlarına da, benzer davetler gitmişti. Sağlığı nedeniyle katılamayan birimiz hariç hepimiz seve seve kabul etmiştik, çünkü şu açıktı: Kemal, dil, din, ırk, mezhep, siyasi düşünce vs’ye hiç bakmadan sadece ve sadece bilimsel liyakat ve tecrübe arıyordu. TÜBİTAK onun başkanlığı süresince tarihinin en yüksek bilimsel düzeyine tırmandı. Bu dönem, Erdal İnönü‘nün bilimle hiç ilgisi olmayan, partisindeki veya ona yakın, kendini bilim adamı olarak satan bazı güdük zevatın baskısıyla alınmış, tamamen partizanca bir kararıyla sona erdirildi. Ben bunu yakın tanıdığım Erdal Bey’e yazdığım bir mektupla protesto ettim. Kemal sonra YÖK başkanlığına atandı: Orada karşısına şu sorular geldi: Üniversitelerde öğretim ve araştırma kalitesini nasıl arttırabiliriz? Bunun için, içinde benim de olacağım bir değerlendirme komisyonu kurdu ,ama bu komisyon açıkça kaliteyi istemeyen üniversite öğretim üyelerinin baskısı yüzünden çalışamadı. Üniversite giriş imtihanı denen rezalete nasıl engel olup, lise mezunu gençlerin bu kâbusuna mani olunabilir? Bunun için bir model geliştirdi ama Mesut Yılmaz hükümetindeki bir bürokrat yüzünden, giriş imtihanı denen rezaleti kaldıracak muhteşem plan gerçekleşemedi. Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerini nasıl dünyaya entegre edebilirim? Bunun için başlattığı pek çok program yürümekte ve pek çok üniversitemiz dünyaya entegre olmuş olarak çalışmakta. Kemal tüm yaşamını ülkesinde bilimsel eğitim ve araştırmanın yükselmesine adamıştır. Yurtiçinde ve dışında yayımlanan bilimsel eserleri ve aldığı atıflar dahi buna şahittir. Bunun ötesinde kendisine yapıştırılan her yafta iftiradan ibarettir. YÖK Başkanı olarak ülkesinin güvenlik birimlerine karşı olan sorumlulukları ise yasayla belirtilmiştir. Bunların ne olduğunu biz bilemeyiz. Onları yerine getirmemek ise çalıştığı mevkilere atanmayı kabul ettikten sonra onun elinde olan bir şey değildi. Tüm bunları sakin bir kafayla düşündükten ve gözden geçirdikten sonra eğer Kemal’in tutuklanmasının nedeni konusundaki dedikodular doğruysa insanın şu kanaate varması neredeyse kaçınılmaz oluyor: «Kemal Gürüz’ü tutuklayan hukukçular tarafsız adli görevlerini yapıyor olamaz. Alınan karar uzun zamandan beri gazetelerimizde yazılan, başı dışarıda bir yeraltı örgütünün sözümona hukuk yoluyla modern Türkiye Cumhuriyetini hedefleyen bir intikam faaliyetinin menfur bir parçasıdır. Bu kararı alanlar alenen suç işlemişlerdir ve millet önünde bu işin hesabını vermek zorundalar. Bu hesap sorulmazsa, Türkiye’nin önümüzdeki yirmi yılı tek parça olarak çıkarması mümkün olmayacak. Hükümete düşen, eğer demokrasi ve hukuk devleti iddialarında samimiyse, ordumuzu da hedef aldığı gazetelerde ve televizyonlarda dile gelen ve Balyoz davasını izleyen her aklı başında insan tarafından dile getirilen bu düzene behemahal engel olmaktır.» Bu yazı benim vicdanımın gereğidir. Tüm milletime saygı ve içten sevgiyle duyurulur. Otel odasında en fazla mikrobu barındıranın, televizyonun uzaktan kumanda aleti ve gece lambasının açma kapama düğmesi olduğu tespit edildi. Beklenilenin aksine banyo kapısının kulpu ve yatağın baş kısmında çok daha az bakteri saptanmış. Sonuç üç eyaletteki otelleri inceleyen Amerikalı bilimcilere ait. San Francisco’da gerçekleştirilen Amerikan Mikrobiyoloji Birliği’nin konferansında konuşan araştırmacılar yüksek bakteri sayısının, bu tür yerlerdeki yetersiz hijyen için iyi bir ölçek olduğunu söyledi. Bilim insanları bekledikleri gibi lavabo ve klozette de çok sayıda bakteri saptamışlar. Fakat en fazla endişe verici olanlar, temizlik personelinin arabalarındaki malzemeler üzerindeki bakteriler. Mesela sünger, bez ve diğer temizlik malzemelerin üzerinde çok fazla bakteri saptanmış. Bu malzemeler çok sayıda odada kullanıldıkları için de taşıdıkları hastalık etkenlerini bir odadan diğerine bulaştırabilirler diyor araştırmacılar. Otel odalarının temizliği tamamen görünüşe göre değerlendiriliyor. Çünkü otel odalarının temizliğini kontrol edecek yöntemler ve standartlar bulunmuyor. Bu da otelde kalan misafirler için risk oluşturuyor. Özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar tehdit altında. Bir temizlik görevlisi sekiz saatlik bir vardiyada genelde 1416 oda temizliyor ve bir odanın temizliği için yalnızca otuz dakika zaman ayırabiliyor. Bu yüzden otel odasında hangi eşyaların en fazla mikrop taşıdığının bilinmesi önemli. Uzaktan kumandalar mikrop yuvası CBT 1319/ 7 29 Haziran 2012 Satürn uydusunun en büyük uydusu olan Titan’da 60 m. uzunluğunda, 40 m. genişliğinde ve en az bir metre derinliğinde bir metan gölü var. Sonuçlar, Amerikalı bilim insanlarının enfraruj alanda uzay sondası Cassini ile gerçekleştirdikleri ölçümlerle elde edilmiş. Sonuç bilim insanları için sürpriz olmuş, çünkü Titan’ın ekvator bölgesi, kutupsal bölgelere kıyasla oldukça kuraktır. Ayrıca ekvatorun yakınındaki bulunan yapılar, bataklığa benzer bölgelere işaret ediyor. Titan’nın ekvatorundaki göller ve bataklıklar yağışlarla değil gökcismin yeraltındaki metan rezervleriyle besleniyor (Nature). Kutuplardaki gölleri açıklamak kolaysa da tropikal bölgelerdekiler için aynı şeyi söyleyemeyiz diyor Arizona Üniversitesi’nden Caitlin Griffith. Titan, güneş sisteminde Dünyamız dışında bir sıvı döngüsüne sahip tek Titan’da metan gölleri Meme kanseri hücrelerinin tümörden ayrılarak kemik dokusunda çoğalabilmeleri için yeni özellikler kazanmaları gerekiyor. Bu süreçte NOG geni önemli bir rol oynamakta. İspanyol bilim insanları şimdi bu gendeki etkinliğin, kemikteki metastaz oluşumunu iki şekilde mümkün kıldığını gösterdiler. Etkinleşmiş gen, kemiğin indirgenmesini tetikleyerek yeni tümöre büyüme alanı açıyor. Bu arada meme kanseri hücreleri de sınırsız çoğalma için gerekli kök hücre özelliklerine sahip oluyorlar diyor bilim insanları Journal of Biological Chemistry dergisinde. Araştırmacılar, hücre kültürleri, fareler ve kanser hastalarının doku örneklerini inceleyerek, meme kanseri hücrelerinin, sadece NOG geninin etkinleşmesi halinde kemik dokusuna yerleşebildiklerini tespit etmişler. NOG geninin etkinleşmesiyle salgılanan protein, kemiği indirgeyen osteoklastların üretimini arttıran bir sinyal etkisi yapıyor. Akciğer, karaciğer veya beyindeki metastazların oluşumunda aynı genin hiçbir rolü bulunmuyor. Genin etkinliği sadece kemik dokusunun dağılmasına değil, kanser hücresinin değişmesini de sağlıyor. Bu şekilde hücre kanser kök hücresine dönüşerek yeni bir tümörün kaynağını oluşturuyor. Bu tür metastaz oluşumunu engelleyecek kanser tedavilerinin geliştirilebilmesi için ilk önce metastaz oluşum sürecinin ayrıntıda ne şekilde geliştiğinin kesin olarak anlaşılması gerekiyor. Nilgün Özbaşaran Dede Meme kanseri hücreleri, kemikte nasıl tümör üretiyor?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle