24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Evrenin Geometrik Şifresi Bu hafta konumuz, belki ortaya koyduğu sonuçlar hoşunuza gitmeyecek ama, incelerseniz, son derece dikkate değer bulacağınız bir çalışma... Altın Oran Kaos Fraktal Simetri “Türkiye İmalat Sanayiinin Analizi” TKB) Ekonomik ve Benzer bir başlığı, Türkiye Kalkınma Bankası (T ESAM) yapılan bir çalışmayı taSosyal Araştırmalar Müdürlüğü’nce (E nıttığım, 13 Temmuz 2007 tarihli CBT’de yayımlanan yazımda da kullanmıştım. O başlık, ESAM’ın bu konudaki ilk analiz çalışmasının, bu ise, 20052010 dönemini kapsayan ve içeriğini de zenginleştirerek yaptıkları ikinci çalışmanın başlığı... İmalat sanayiinin yine 22 alt sektörü, ‘çalışan sayısı, üretim değeri, katma değer, çalışan başına üretim ve katma değer, kapasite kullanım oranı, dış ticaret dengesi, ihracatın ithalâtı karşılama oranı, açıklanmış karşılaştırmalı üstünlük’ gibi kriterler esas alınarak analiz edilmiş. Buradan hareketle imalat sanayiimizin profili ortaya konmuş. 1076 sayfalık, büyük emek ürünü bir çalışma... Genel değerlendirmeyi ESAM Müdürü Oktay Küçükkiremitçi yapmış; ama her sektör ayrı bir uzman tarafından incelenmiş... Bu çalışmadan, Küçükkiremitçi’nin ortaya koyduğu, imalat sanayiinin geneline ilişkin değerlendirme sonuçlarından, çarpıcı birkaç tanesini aktarmakla yetineceğim; ama bir yanlış anlama olmasın, bu aktarmadaki ifade biçimi bana ait olacak: İmalât sanayiinde, 20032008 yılları arasında üretim değeri %57 artmış. Ama biliyorsunuz, asıl marifet yaratılan katma değeri arttırmaktır. Katma değerdeki artışsa, ne yazık ki, %23’te kalmış... Üretimimizi arttırmışız; ama bizim katkımız aynı oranda artmamış... Sanayimizin katma değer yaratma yeteneği konusunda biraz daha fikir edinilebilmesi için bir değerlendirme sonucu daha aktarayım: 2003’te yaratılan katma değerin üretim değerindeki payı %25,1 iken, bu pay, 2008’de %19,7’ye gerilemiş... Yani, katma değerin üretimdeki payı %22 gerilemiş... Peki, biz üretimimizi nasıl oluyor da arttırabiliyoruz? Sorunun yanıtını aşağıda aktaracağım değerlendirme sonucunda bulabilirsiniz. Malum, ihracatımız artıyor: 20052010 döneminde ihracatta % 54 artış kaydetmişiz. İthalâtımız da artıyor; ithalâtta da %57 artış kaydetmişiz. Olabilir... Ama, ihracatımızın GSYİH içindeki payı söz konusu dönemde %14’te sabit kalırken ithalatımızın payı hem %14’ün üzerinde hem de 2005’te %20 iken, 2010’da %21’e yükselmiş. Daha da kötüsü, hepimizin bildiği gerçeği bu çalışma da doğruluyor, ihracatın ithalatı karşılama oranı da dönem başında %71 iken dönem sonunda %69’a gerilemiş... Sonuç: İhraç ettiğinden çok ithal eden; üretimini, kendi yarattığı katma değeri yükselterek değil, ithalatını artırarak yükselten bir imalat sanayiimiz var. ‘Asıl marifet yaratılan katma değeri artırmaktır.’ demiştim ya; tabii, gösterilmesi gereken kritik bir marifet daha var; o da, sanayimizin rekabet gücünün artmasıdır. Oysa, 20052010 döneminde rekabet yeteneğimiz (açıklanmış karşılaştırmalı üstünlük) aynı kalmış. Hiç olmazsa aynı kalmış diye düşünüyorsanız; mesele yok... Bir aktarımda daha bulunayım. Bunu Küçükkiremitçi’den aynen alıyorum: “20052010 döneminde en düşük performansı gösteren sektörler ise son sırada yer alan ‘Radyo, TV vb. Cihazlar’ sektörü ile sondan ikinci sırada yer alan ‘Büro, Muhasebe ve Bilgi İşlem Makineleri’ sektörleri olmuştur. Bu iki sektör 22 sektör içinde en yüksek teknoloji düzeyine sahip olanlardır.” Bu tespite bir yorum eklemek gerektiğini sanmıyorum... Anladığım kadarıyla TKBESEM bu analiz çalışmasını dönemsel olarak yineleyecek. Bilmiyorum, dikkate alınır mı ama, benim önerim, bundan sonraki çalışmalarına, sanayimizin ARGE ve yenilikçilik yeteneğini doğrudan gözler önüne serecek kriterleri de değerlendirme kriterleri arasına katmalarıdır. Eğer, sen de artık çok oldun demeyeceklerse, bir diğer önerim, sanayimizin sermaye bileşimini de (yerli/yabancı) kriter olarak ele alıp bu yapının, sanayinin performansını hangi yönde etkilediğini yapacakları analize dahil etmeleridir... Prof. M. Suat Çakmak Evreni onun oluşumunu ve niçin onun bir parçası olan Dünya adlı gezegende yaşadığımızı insanlık tarihi boyunca hep merak etmişiz. Çok basit ve kısa bir cümleyle anlatmaya çalıştığımız şey aslında çok derin, bu anlamdaki sorular da sonsuzdur. İnsanlığın bu merakına bilim adamları ve bilim yanıt vermeye çalışmış. Bu bilimler arasında matematik var ki gerçekten bilimlerin çimentosu... matematikte öyle sayılar ve kavramlar tanımlanmış ki bizi ihtişamıyla etkileyen ve binyıllara meydan okuyarak hem güzelliğini hem gizemini koruyan Mısır piramitleri özel bir sayının, Altın Oran harikası bir anıttır. Altın Oran ve Fibonacci sayıları sadece insan yapımı eserlerde değil, doğanın mimarlığını yaptığı birçok canlıda gözlemlenebiliyor. Yine ünlü Matematikçi, Benoit Mandelbrot tarafından isimlendirilen Fraktal’lere doğanın mimarlığın yaptığı pek çok eserde rastlabiliyor. Bu kitapta 86 yıllık ömrü bilime ve öğrenmeye adamış Yıldız Teknik Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Suat Çakmak’la matematiğin muhteşem yönünü, nasıl da hayatımızın tam ortasında durduğunu birlikte keşfediyoruz. Sadece matematikteki muhteşem sayıların yanı başımızdaki yansımalarını değil, aynı zamanda yaşamı ve yaşadığımız evrene dair de pek çok şeyi keşfedeceğiz. Metni zengilleştiren görseller M. Suat Çakmak’ın kaleminden. Simetrinin müzikte, resimde, doğada hepimize yaşattığı keyfi, bu kitabı okuyanlar da bulabilir. ve temel insan gereksinimlerinin karşılanmasına odaklanan tüm hemşirelik uygulamaları yer alıyor. Çağdaş bilgiler ışığında kanıta dayalı uygulamaları ortak bir dille anlatan kitap, sağlık hizmetlerinin tüm alanlarında çalışan hemşirelerin, hemşire eğitimcilerinin, hemşirelik öğrencilerinin yararlanabilecekleri bir kaynaktır Sağlık için Spor ve Sağlıklı Spor Hayri Özmeriç 1950 yılında İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’ndan mezun olan Hayri Özmeriç, 1997 yılında İzmir Masterler Atletizm Kulübü Başkanlığına seçildi. İlk hedefi kulüp üyeleri arasında iletişimi sağlayacak bir spor bülteni çıkartmak oldu. Uluslararası spor otoriteleri ve antrenörlerinin yazılarını dikkatle takip eden Özmeriç, bu çalışmaları sonucu altı yıl boyunca yayımladığı makaleleri bu kitapta topladı. Kitap, bugüne dek hiç spor yapmamış olmasına rağmen genel sağlığı için spor yapmaya karar verenlerden, atletizm koşu branşında etkili çalışma yapmak isteyen sporculara kadar geniş bir yelpazeye hitap eriyor. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Emekli öğretim Üyesi Dr.Hikmet Kandeydi kitap ile ilgili görüşlerini şöyle açıklıyor: “Sporcu sağlığı ve bilinçli antrenman ile sakatlıklardan korunma konusunda teknik temel bilgileri özet ve pratik bir tarzda sporcuya sunan çok yararlı bir çalışma. Gerek sağlıklı yaşam sporuna gönül verenler, gerekse yarışan atletler için örnek bilgi kaynağı bir el kitabıdır.” Nisan sayısında Kapak konusu: İntegral III’e ayrılmış. Bu bölümde İntegral formülleri, Taylor Sayıları, Liouville Sayıları, Arzelá Ascoli Teoremleri gibi konulara yer verilmiş. Aramızdan ayrılanlar bölümünde Selma Soysal, Mümtaz Soysal Cumhuriyetle alışveriş, Can Dündar’ın “Erdal İnönü’yü Özledik” yazısı, Matematik ve İstanbul Rum azınlığı,, Eğitim bölümünde ise Mategrafi yazısı yer alıyor. Derginin karikatürleri ise Tayfun Akgül imzasını taşıyor. Matematik Dünyası Öğretmenimiz Hüseyin Hüsnü Cırıtlı’nın Eğitim Görüşleri ve Anılarımız Hemşirelik Esasları Hemşirelik Bilimi ve Sanatı Editörler: Prof.Dr.Türkinaz Atabek Aştı, Prof. Dr. Ayişe Karadağ Hemşirelik Esasları, hemşireliğin özünü, temel öğelerini oluşturan, kavram, kuram, ilke, yöntem ve tekniklere odaklanan çağdaş bir kitap. Bu kitap, kitabın başlığını oluşturan “hemşirelik” ve “esas” kelimelerinin tek tek ifade ettikleri anlamların toplamından daha kapsamlı bir anlam ifade ediyor. Kitapta 48 bölüm bulunuyor. Kitapta, hemşireliğin tarihsel gelişim süreci, hemşirelik eğitimi, temel kavramlar, kuramlar, hemşirelik felsefesi, kanıt temelli hemşirelik, eleştirel düşünme, etik ve değerler gibi hemşireliğin özünü oluşturan kuramsal bölümlerin yanı sıra günlük yaşam aktiviteleri CBT 1308/8 13 Nisan 2012 Hazırlayan: Hüseyin H üs nü Tek ı ş ı k Çağdaş Eğitim Dergisi Yayınları: 3, Ankara 2011. Öyle bir öğretmen ki! Eğitimin hızla değişen dünyasındaki bilimsel, ekonomik, toplumsal ve felsefi temelleri doğrultusunda kendisini yetiştirip uygulayabilen; Öğrencilerine öğreten değil, öğrenmelerine neden ve rehber olabilen; Öğrenen öğrenci ve öğrenme merkezi olan okul ilkelerine inanan; Bilgi, davranış ve öğrencilerine karşı tutumuyla öğrencilerini seven ve sevilen; Sağlam bir ilköğretim, kamu eğitimi ve kamu yönetimiyle, demokratik bir yaşam biçimiyle, özgürlüklerin gelişmesine, dolayısıyla insanın değerli bir varlık olduğuna inanan; Soran, soruşturan, eleştirebilen, gerektiğinde uzlaşabilen, sorun çözme yeteneğine sahip, milli eğitime hizmet sevdalısı öğretmenler yetiştiren; Ve öğrencilerin gönlünde taht kuran, kolay kolay unutulmayan bir öğretmenimizdi Hüseyin Hüsnü Cırıtlı!...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle