24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Beyninin İzin verdiği Yere Kadar Gidersin! ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1308 13 Nisan 2012 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul CBT 1308/ 2 13 Nisan 2012 Üç günlük Fethiye Kalkan gezisi ve belki de 30 yıl önce gittiğim Ksantos’u yeniden ziyaret. Ve derin bir hayal kırıklığı... 30 yıl önce çektiğim fotoğraflar yanımda değil, bu nedenle bakıp bir kıyaslama yapamam. Ama 30 yıl içinde Ksantos zamanın yıpratıcı etkisi altında sanki biraz daha yokolmuş, erimiş.. 100 yıl sonra, Ksantos diye bir yer vardı, denebilir ve günümüzdeki bilgilerden ve fotoğraflardan yararlanılarak bu antik kent anılabilir! Veya artık kimsenin uğramadığı bir yere dönüşebilir.. İç kısımlarını patika yollardan gezmeye çalıştık. Bazı yapı duvarları daha çökmüş ve küçülmüş. Bazı heykel mezar yapılarının devrildiğini, toprağın derinliğine doğru yolculuğa çıktığını gördük. Fotoğrafını buraya koyamıyorum, çünkü, makinenin kablo bağlantısını unutmuşuz! Ksantos, biliyorsunuz, tarihi 10 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Likya’lı 6 kentten oluşan birliğin başkenti aynı zamanda. Büyük bir kahramanlık destanına sahip. Herodot, Perslerin saldırılarına karşılık, Ksantos’luların nasıl savaştıklarını anlatır: Bitmez tükenmez Pers saldırılarına karşı az sayıda Ksantoslular yiğitlikleriyle nam saldılar, ama yenildiler.. Ama birbirlerine sarılarak ve yeminler ederek yeniden saldırdılar, kentlerini geri almak için.. Ksantos’da oturanların tümü savaşarak öldü... Büyük coğrafyacımız Strabon da Ksantos ve Likya’yı anlatır. Başkanları Sarpedon ile Troya savaşına da katılmışlar. Rodos yönetimine verilmişler, onlara da başkaldırmışlar, Brütüs bile işgal etmiş burayı. Ksantoslular yine intihar eylemlerine kalkışırlar: Ya özgürlük ve bağımsızlık ya ölüm... Anadolu’nun en eski halklarından olan Ksantos’tan, Bizanslılar zamanına kadar sürmüş bir uygarlıktan bahsediyoruz!! Ksantos’un başkent olduğu Likya Birliği (Federasyonu) için, tarihte ilk “federe devlet” tanımına örnek olarak gösterilir. İngiliz arkeolog Fellow 1840’da Ksantos’a gelmiş, kazılar yapmış ve bu sayfada fotoğrafını gördüğünüz, kentin en özgün anıtı Nereidler’i (ve daha neleri!) söküp götürmüş. Şimdi British Museum’da, kısmi tamir görerek, sergileniyor. Bu ay sonu Londra’ya gidiyorum, anıtı alıp getireceğim!! Götürülen diğer bir anıtı da burada görüyorsunuz. *** Ksantos’u gezerken, insan sahip olduğu beyni kadar ileri gidebilir, diye düşündüm. Evet bu cümle, Türkiye’yi ve Türkiye’nin yönetimini anlatıyor. Bu sayımızda Baha Kuban’ın Danimarka yazısını okuyunca da, bu kanım iyice pekişti. Danimarka’yı başka bir yazı yapacağım! Ülkemizdeki arkeolojik çalışmaların iki yönü Ksantosdan ingiltere’ye götürülen anıt İngiliz arkeolog Fellow 1840’da Ksantos’a gelmiş, kazılar yapmış ve yukarıda fotoğrafını gördüğünüz, kentin en özgün anıtı Nereidler’i (ve daha neleri!) söküp götürmüş var. Birincisi bilgi amaçlı. Bu arkeologların en temel merakı ile ilgilidir ve en doğrusudur. Ne, nasıl, kimler, ne zaman, ne yapmışlar, nasıl yaşamışlar, kökleri nereden geliyor nereye uzanıyor... İkincisi ise antik kenti yaşatma amaçlı. Bunun en önemli yeri Efes’tir. Orada hem temel bilgiler toplanıyor araştırılıyor, hem de kent yer yer ayağa kaldırılarak görkemli yapısı hakkında gezenleri büyüleyici özelliği ortaya konuyor.. Ama Efes bu bakışın ülkemizde pek görülmeyen belki de en iyi (tek gibi) örneğidir. Ksantos’un müthiş bir öyküsü vardır. Hele Likya ile birlikte düşününce.. Bu nedenle, Ksantos, Efesimsi bir bakışla, bağlı olduğu yakın kentlerle ilişkisi de kurularak büyük bir arkeolojik turizm projesi olarak ele alınabilir. Aklımızın bizi daha ileri götürmesini istiyoruz... Gelecek cuma yeniden birlikte olmak üzere... obursali@cumhuriyet.com.tr http://orhanbursali.blogspot.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle