Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Çağın aydınlanması olan dijital devrimi kör topal idrak etmeye çalışıyoruz. Böyle bir gidiş sonucun ne şekilde olacağı konusunda da bize ipuçları veriyor. Cumhuriyetin istatistik devrimi Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılın sonlarına kadar istatistiksel bilgi ve bilimsel bir disiplin olarak istatistik önem kazanmadı. İstatistiğin ülkemizde süreklilik, kurumsallık gibi nitelikler kazanması ve bir bilim dalı olarak gelişmesi cumhuriyet döneminde olmuştur. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Twitter Suçları! Geçtiğimiz günlerde Twitter yine medya gündemindeydi. Her ne kadar haberlerde yer alan kişiler birbiriyle ilgili değildiyse de haberlerin işaret ettiği mesaj aynı idi. Twitter ortamında kişi bir başkasına aklına geleni söyleyebilir mi? Başka bir ortamda (örneğin yüzyüze iletişim ya da anaakım medya) hakaret sayılacak türden ifadeler Twitter ortamında kullanıldığında buna karşı yapılabilecek bir şey yok mu? Bunlar aslında cevapları basit sorular. Evet herkes aklına geleni söyleyemez. Ve evet yapılabilecek bir şey var! Yüzyüze iletişimde kullanılsaydı ne yapılırdıysa, Twitter ya da başka bir sosyal medya ya da dijital kültür ortamından yapılan ve hakaret ögeleri içeren mesajlar için benzer şeyler yapılabilir. Tam da bu noktada reaksiyonun ne şekilde ele alındığını inceleyelim. Yüzyüze iletişimde ya da anaakım medyada (ör. gazete, TV) bu türden hakeret ögeleri içeren bir açıklamaya yapıldığında, bunu yapan kişi ve yayın organı hakkında (maruz kalan tarafından) yasal süreç devreye sokulabilir. Ancak böyle bir süreçte kimsenin aklına sanırım o yayın kuruluşunu bütünüyle kapatmak gibi bir ceza gelmez; istisnai durumlar hariç yasalarda da böyle bir ceza yoktur. Oysa işin içine dijital ortamlar girdiğinde kişiler bir anda o ortamı komple kapatma arzusuyla yanmaya başlamakta. Twitter ortamından bir hakaret mesajı mı yayınlandı, o halde twitter kapatılsın! Facebook’ta doğru olmayan bir bilgi mi paylaşıldı, Facebook’un tamamı tüm ülkede yasaklansın! Bunu talep edenlerin aklına başka bir çözüm gelmemesi doğal. Çünkü kullanıcı durumundaki pek çok birey bu tür dijital ortamların teknik yapılarını, içerik ve erişim standardlarını vb. bilmiyorlar. Hâl böyleyken de yüzyıllar öncesinin “asalım, keselim” modeline başvuruyorlar. Beş duyu organımızla algıladığımız suç neyse cezası da yine benzer şekilde algılayacağımız biçimde hayata geçirilsin. Twitter ortamından hakaret mi edildi? O halde Twitter kapatılsın! İfade özgürlüğü mü; o ne ki? Ancak bu dijital imkânların detaylarını öğrenirsek, talep edeceğimiz ceza mekanizmaları ile işlenen suç ya da kabahat arasında bir denge kurulabilir. Dijital dünyanın bu ögelerinin detaylarını bireylere kim öğretecek? Medya mı? Hayır ! Medyanın varlık nedeni bireyleri ve toplumu eğitmek değil ki! Medya kazancını böyle bir hizmeti ne kadar başarıyla gerçekleştirdiğiyle doğru orantılı olarak mı sağlıyor? Hayır. Medyanın merkezinde “reyting” var. Okunurluluğunu, izlenirliliğini ne artırırsa medyanın o yönde gitmesi doğal. Kamu kurumları, devlet mi? Kısmen evet. Ama tamamen değil. Çünkü artık 21. yüzyılın dünyasında kamu kadar ön plana çıkan bir müessese daha var; o da sivil toplum kuruluşları. Peki kamu kurumları ile STK’lar bu konuda ne yapıyor? Kamu kurumları bugüne dek daha ziyade kırmızı çizgileri yasak, filtre vb. mekanizmalarıyla çizmekten başka kayda değer bir şey yapmış görünmüyor. STK’lar ise bu tür girişimlere karşı reaksiyon göstermenin ötesine geçebilmiş değil. Çağın aydınlanmasını işte bu şekilde kör topal idrak etmeye çalışıyoruz. Bu gidiş; sonucun ne şekilde olacağı konusunda da bize ipuçları veriyor. O CBT 1304/ 12 16 Mart 2012 smanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılın sonlarında istatistiğin önemi fark edilmeye başlanmakla beraber, tarih sahnesinden çekilişine kadar imparatorluğun insan ve doğa kaynaklarının bütünsel ve sistematik bilgisine hiçbir zaman ulaşılamadı. (*) Bilim, objektif gözlem bilgilerine ve verilerine dayanır. Bir ülkenin yönetiminin bilimsel esaslara dayalı olarak sürdürülmesi ise, her şeyden önce o ülke canlı ve cansız Başvekalet Merkezi İstatistik Umum Müdürü Camille Jacquart (başkan), Birinci Muavin Celal Bey ve çalışma arkadaşları ile. varlıklarının, bu varlıkların birbirleriyle olan ilişkilerinin ve Jacquard şöyle cevap veriyor; çeşitli koşullara bağlı olarak bu ilişkilerde gerçekle“Her şeyden evvel halk istatistiğini hazırlamak isşen değişimlerin bilimsel biçimde elde edilmiş veritiyoruz. Ve bu diğerlerine esas olacaktır. Bunun için lere bağlı olarak bilinmesini ve izlenmesini gerektiDahiliye Vekaleti bu sene bütçesine üç vilayetin bir rir. tecrübe istatistiği tutulmak üzere bir meblağ koydu ve Bu, hiç şüphe yok ki aynı zamanda bir bilimsel zihbu, Büyük Meclis tarafından kabul edildi. Şimdi Nüniyet meselesidir ve işte cumhuriyet yönetimi daha fus Umumi Müdürü Abdülmuttalib Bey ile bu husus ilk yıllarından itibaren istatistiğe önem ve değer veiçin uğraşıyoruz. Bu üç şehir büyük ihtimalle Ankarerek, kendisiyle imparatorluk yönetimi arasındaki bu ra, Sivas ve Samsun’dur. Gelecek aydan itibaren faazihniyet farkını ortaya koymuştur. liyete başlayacağımızı zannederim. Bu, yukarıda söylediğim gibi bir tecrübeden ibaret olacaktır.” İLK ADIM 2 Haziran 1926’da Nüfus Sayımı Kanunu çıkarıldı Yeni cumhuriyet yönetimi, 1926 yılının başında ve İstatistik Umum Müdürlüğü’nün öncülüğünde 1927 İstatistik Umum Müdürlüğü’nü kurarak bu yoldaki ilk yılında ülkemizde ilk kez modern metotlarla genel nüadımı attı. Bu kurumun başına da Avrupa’nın alafus sayımı yapıldı. Bu sayımdan sonra da her yurttanındaki önde gelen uzmanlarından biri olan Belçika’lı şa nüfus cüzdanı verildi. Camille Jacquart’ı atadı. (Yeni cumhuriyet yönetiTürkiye’de ilk milli gelir hesaplaması denemesi de minin modernleşme adımlarındaki en temel ilkele1929 yılında Camille Jacquart tarafından yapılmıştır. rinden biri, gereken her konuda sadece Avrupa’nın İstatistik Umum Müdürlüğü, daha sonraki yıllarda üldeğil, dünyanın en iyi uzmanlarına danışma veya onkemizin planlı kalkınma hamlelerinde çok büyük bir ları bizzat işbaşına getirme ilkesiydi.) rol oynamış ve önemli katkılarda bulunmuştur. İstatistik Umum Müdürü olarak Ankara’ya ge tirtilen Camille Jacquard, 12 Nisan 1926 tarihli (*) Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı 1831’de Cumhuriyet gazetesinde şu açıklamalarda bulunyapıldı. Fakat bu sayımın amacı sadece vergi ve asker muştur; yükümlülerini belirlemekle sınırlıydı. Ayrıca nüfusun “Belçika’nın İstatistik Umum Müdürü idim. Azatamamına da ulaşılamamıştı. 1881’de başlayan ve yılsı bulunduğum 150 kişiden ibaret olan Enternasyolarca süren (1893’e kadar) nüfus sayımı öncekilere gönal İstatistik Enstitüsü’ne, Türkiye’de bir istatistik umure daha iyi düzenlenmişti. Kadınlar ilk defa bu yıllarda mi müdüriyeti küşad olunacağı (açılacağı) bildirildi. “sayıldılar”. Fakat bu sayımlar da yeterli olmaktan uzakBen bu müessesenin tavsiyesiyle Türkiye’ye geldim. tı. Osmanlıların nüfus cüzdanı olmadı. Gerçi daha İstatistik içtimai (sosyal) hayata pek büyük hiz1860’lı yıllarda “Osmanlı Tezkiresi” adıyla bir tür nümeti olan tetkik ve araştırma organıdır. Yani toplu kitfus cüzdanı işlevi gören belgeler verilmeye başlanmıştı. lelerin sayılarak tespiti ve zaptıdır. Asri bir memleFakat bu belgeler hiçbir zaman genellik kazanmadı. kette tahmini istatistik rakamlar kafi değildir. Hakiİlk kez olmak üzere 1913 ve 1915 gibi çok geç tarihki olmayan istatistikler bir memleketi yükseltmeye ve lerde kısmi sanayi sayımları yapıldı. Ticaret ve Ziratenvir etmeye (aydınlatmaya) faydalı olamazlar. at Nezareti, 1913 ve 1915 yıllarına ilişkin olarak, İsElhasıl istatistik, hükümetin iş idaresini her hutanbul, İzmir, Manisa, Bursa, İzmit, Karamürsel, susta kolaylaştırır ve bu mühim vazifeyi istatistik müBandırma ve Uşak’ta bir sanayi sayımı düzenlemişti. düriyeti görür. Öyle zannederim ki, hükümet riyaseBu sayım Osmanlı sanayisi hakkında genel bir fikir vetinde (başkanlığında) bulunan İsmet Paşa hazretlerebilmesi bakımından önemli olmakla birlikte, yeterli ri, Ankara’da bir İstatistik Umum Müdürlüğü tesis etkesinlik ve güvenlikten yoksundu. Osmanlı Devlemekle büyük bir terakki (ilerleme) adımı daha atti’nde 1892’de bir istatistik bürosu kurulmuştu. Fakat mıştır.” bu büro hem düzeyini ve etkinliğini geliştiremedi, hem Evvela hanCumhuriyet gazetesi muhabirinin, “E de sürekliliğini koruyamadı. gi işleri görmek istiyorsunuz?” şeklindeki sorusuna da