Katalog

SON ARAŞTIRMALAR En eski dinozor kalıntıları olduğu tahmin ediliyordu. Karmaşık mekanizmalar için oluşturulan ağ haritası, bugüne kadar ağrı duyarlılığı sisteminin içerikleri olarak bilinmeyen yüzlerce geni ve sinyal yollarını gösteriyor. Sirkesineği ve insan arasındaki benzerlik, sistemin evrim sürecinde uzun bir süredir korunduğunu kanıtlıyor. Sonuçta tüm canlılar hayatta kalabilmek için ağrı ve tehlike uyarılarını hissetmek zorunda. Sinyal aktarımı için belli başlı fosfolipitler uygun olabilir. Ayrıca bu proteinlerin oluşumunu tetikledikleri için iki enzim de önemli bir rol oynuyor. Farelerde bu enzimler baskılandığında, hayvanlar ağrılı/acılı sıcaklık/yanma uyarımlarına karşı aşırı duyarlı hale geliyor (PLOS Genetics). dakatsiz olduklarını düşünürken, kadınların seçiminde çekicilik ve sadakatsizlik arasında bir bağlantı söz konusu değil. Bir araştırma ekibi, dinozorların dünyadaki varlıklarını sanılandan on ila on beş milyon yıl daha önce sürdürmeye başladıkları sonucuna vardı. Fakat incelenen kemiklerin, dinozorlara yakın bir kardeş grubuna ait olması da mümkün (Biology Letters). Bilinen en eski dinozor fosili 230 milyon yıl öncesine ait. Washington Üniversitesi’nden Sterling Nesbitt ve ekibi, Nyasasaurus parringtoni olarak isimlendirilen bir dinozorun üst kol kemiğini ve çok sayıda omurunu incelemiş. Nyasasaurus yaşadığı zaman iki ila üç metre büyüklüğündeymiş, kemiklerde, dinozorlar için tipik olan özellikler saptamışlar. Mesela hızlı kemik büyümesi gibi. Bu kemikler 1930’lu yıllarda günümüz Tanzanya’sında bulunmuş. Bugünkü tüm kıtalar bir zamanlar tek bir kıta halindeydi (süper kıta Pangea). Dinozor kemiklerinin bulunduğu yer ise Pangea’nın güneyinde yani günümüzde Afrika, Güney Amerika, Antarktika ve Avustralya’yı içeren bölgeydi. En eski dinozor kemiği günümüz Arjantin topraklarında bulunmuştu. Bilim insanlarının görüşlerine göre dinozorlar ilk olarak orta Trias’ta ortaya çıktıktan sonra üst Trias’ta tüm dünyaya yayılmışlardı. Trias günümüzden 250 milyon yıl önce başlamış ve yaklaşık olarak 205 milyon yıl önce de son bulmuştur ve alt, orta ve üst Trias olarak üçe ayrılır. CBT 1344/ 6 21 Aralık 2012 Avustralyalı ve Avusturyalı bilim insanları, ağrı/acı hissiyle ilgili olan genleri saptadı. Sirkesineğinin kalıtımında sıcaklık hissinden sorumlu olan 580 sekans bulunurken insanda bu sayı 400. Garvan Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nden (Sydney) Greg Neely ve Viyana Bilimler Akademisi’nden Josef Penninger’in araştırmalarına göre, bu genetik ağ bir tür “ağrı haritasını” gösteriyor. Bilim insanları ilk önce sirkesineğinin 14.000 geninde sıcaklık hissiyle ilgili olanları aramış ve 580 genlik bir ağ bulmuşlar. Bu kalıtım bilgilerini Amerikan Biyoteknoloji Bilgileri Enstitüsü’ndeki verilerle karşılaştırınca insan için 400 genlik bir sonuca ulaşmışlar. Bunlardan %35’inin zaten “ağrı geni” Sirke sineği ve insan arasında ortaklık Ağrının haritası: Kadınlar yabancı bir erkeğin yüzüne bakarak onun sadık olup olmadığını anlayabiliyor. Araştırmaya katılan kadınlar özellikle erkeksi yüz hatlarını, çok eşli erkek özelliği olarak sınıflandırarak birçok durumda haklı çıktı, diyor Avustralyalı bilimciler (Biology Letters). Oysa erkekler, çekici ve feminen kadınları sadakatsiz olarak sınıflandırarak neredeyse her seferinde yanlış tahminlerde bulunmuş. Araştırmamız ilk kez bir insanın sadakatini yüzünden okumanın mümkün olduğunu gösterdi diy o r Batı Avustralya Üniversitesi’nden Gillian Rhodes. Bir kısmı en az bir kez aldatan, diğerleriyse her zaman sadık olan 101 erkeğin ve 88 kadının yüz fotoğrafı gösterilmiş katılımcılara. Kadınlar sadakatsiz erkekleri bulmakta %38 yanılmış, erkeklerde bu oran %77. Erkekler daha çok çekici ve feminen kadınların sa Kadın, sadakatsiz erkeği yüzünden anlıyor Güney Amerika’da yaşayan Copiphora çekirgesinin kulağı, dizinde yer almasına rağmen, insan kulağına şaşırtıcı bir derecede benziyor. İngilizler bu benzerliği en gelişkin kulağında bulunan içi sıvı dolu bir yapı insanın içkulağına benziyor ve tıpkı içkulağımız gibi havaya taşınan sesin sıvı titreşimlerine dönüştürülmesini ve güçlendirilmesini sağlıyor. Bu şekilde duyu hücreleri bu sinyalleri kaydedip, sinir uyarımlarına çeviriyor. Bilim insanları bu şekilde işleyen bir içkulağı şimdiye kadar sadece memelilerden biliyorduk diyorlar Science dergisinde. İnsan kulağı sesi üç adımda işliyor. Ses ilk önce kulak kepçesi tarafından yakalanır ve kulak zarına kadar iletilir. Burada ikinci adım başlar: kulak zarına bitişik olan minik kulak kemikçikleri ses titreşimlerini küçük bir diyaframa ve buradan da içkulağın sıvısına aktarır. Son adımı içkulaktaki duyu kılları üstlenir. Bunların her biri belli başlı titreşim frekansına tepki göstererek, çeşitli sesleri sinir uyarımlarına dönüştürüyor. Bulgunun diğer ilginç bir tarafı da çekirge kulağının hayvanlar dünyasındaki en küçükleri arasında yer alması. Yalnızca 600 mikrometre büyüklüğündeki çekirge kulağı, memelilerin kulağından yüz misli kadar daha küçük. Ama tıpkı insan kulağı gibi işlediği için, gelecekte daha küçük ve daha verimli çalışan işitme cihazlarının geliştirilmesinde bir model oluşturacak. Çekirge kulağı, yeni işitme cihazlarının esin kaynağı Bir insanın ilk bakışta bir kişinin neresine baktığı cinsiyete göre değişiyor. Erkekler insanların ve hayvanların yüzlerine baktıklarında ilk önce gözlerini görüyor. Oysa kadınlar daha çok burun veya ağza bakıyor. İngilizler, 52 erkeğe ve kadına farklı resimler göstererek kadın ve erkek arasındaki farklılıkları ortaya koydu. İnsanların bulunduğu bir resmi gören katılımcılar (erkek ve kadınlar) kadınlara uzun süre bakmışlar. Fakat erkeklerin bakışı daha çok yüzlerde takılı kalırken, kadınlar hemcinslerinin tüm bedenlerine bakıyorlar. Ayrıca yüzlere bakarken de kadının bakışı daha çok en önemli iletişim noktasının (gözlerden) aşağısına kayıyor. Bu farklılıklar kadın ve erkeğin dünyayı tamamen farklı bir şekilde gördükleri anlamına geliyor diyor Bristol Üniversitesi’nden Felix Mercer Moss. Bu durum iki cinsiyetin aynı çevrede yetişmiş olması halinde bile geçerliliğini koruyor. Karşıdaki kişinin gözlerine doğrudan bakış – hayvanlar dünyası için de geçerli sadece sosyal durumu tahmin etmek açısından önemli olmakla kalmayıp, saldırganlığa da işaret ediyor. “Niçin öyle bakıyorsun?” sorusunun anlamı genelde meydan okumadır diyen bilimcilere göre, erkekler meydan okuma riskine daha sık giriyor. Oysa kadınlar tanımadıkları kişinin gözlerine bakmadan kaçınıyor. Erkek ve kadının dünyaya bakışı farklı Clostridium difficile olarak bilinen dirençli hastane mikrobu on yıl kadar önce ABD’de önemli bir antibiyotik grubuna kar İshal mikrobu ABD’den dünyaya yayılmış BOZUK YİYECEKLERDEN SİNEKLER BİLE KAÇIYOR Sirkesinekleri, bozuk yiyecekler konusunda uyarıcı ilginç bir alarm sistemiyle küflenmiş veya çürümüş yiyeceklerden uzak duruyor. Sineklerin koku organları, belli başlı koku maddesinin varlığını haber veren bir beyin bağlantısına sahip. Bu koku molekülü, yalnızca sinekler için zehirli olan mikroorganizmalar tarafından üretiliyor. Bu nedenle böcekler için bu molekülün bulaşmış olduğu besin kaynaklarından uzaklaşmak yaşamsal önem taşıyor. Duyu algısı ve beyindeki gelişkin sinir merkezleri arasında bu tür doğrudan bağlantı bilinmiyordu diyor Jena MaxPlanck Kimya Ekolojisi Enstitüsü’nden Marcus Stemsmyr (Cell). Söz konusu koku maddesi insanlar için de yabancı olmayan geosmindir. Bu madde mesela yağmurdan sonraki toprak kokusundan sorumlu. Bu koku çok az mikroorganizma tarafından üretilir. Mesela Streptomyces cinsi küf mantarı veya toprak bakterileri gibi. Drosophila sineklerinin korunması gereken mikroplar da bunlardır. Çünkü sinekler olgunlaşmakta olan veya çürümeye başlayan meyvelerdeki maya mantarlarıyla (Candida albicans) beslenir. Küf mantarları ve bakteriler bu ortama yerleşmeyi seviyor. Fakat bakteriler sinekler için zehirli olduğu için, böcekler bir meyvenin hâlâ bir besin kaynağı özelliğini koruyup korumadığını anlamak zorunda. Süper duyarlı bir alarm sistemi sineklere onlara yardımcı oluyor. Bu alarm sistemi havada sadece bir parça geosmin bulunması halinde bile devreye giriyor. Sinekler geosmini algıladıkları anda besin arayışına ve yumurta bırakmaya son veriyor.