Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yeni Zelanda depreminin ardından: 40 milyon ton ağırlığında buzdağı göl sularına gömüldü Dünyadaki buzdağlarının (aysberg) giderek yok olmasının nedeni yalnızca iklim değişikliği değil. 22 Şubat’ta Yeni Zelanda’nın ikinci büyük kenti Christchurch’ü vuran 6.3 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 3040 milyon ton ağırlığındaki devasa bir buzdağı, Tasman Buzulu’ndan koparak Tasman Buzulu Terminal Gölü’nün sularına gömüldü. 3 büyüklüğünde bir deprem yerel saatle 12.51’de Christchurch kentini vurdu. 80 yılın bu en şiddetli depreminde ölü ve yaralı sayısı kesin olarak bilinmiyor. Bunun son 6 aydır bölgeyi sallayan seri depremlerin bir uzantısı olduğu düşünülüyor. 3 Eylül 2010 tarihindeki 7.0 büyüklüğündeki depremin neden olduğu hasar yaklaşık 1.4 milyar Yeni Zelanda dolarına (1 milyar ABD doları) dolayındaydı. Neyse ki bu depremde can kaybı olmadı. Nature dergisi bu depremlerin birbiri ile ilişkisi olup olmadığını ve nedenlerini araştırıyor. Şu ana kadar son depremde ölü sayısı 65 olarak belirtiliyor. Ancak arama ve kurtarma ekipleri enkaz altından canlı çıkma olasılığının yüksek olduğunu işaret ediyor. Bu nedenle Christchurch Valisi acil durum ilan etmiş durumda. Yeni Zelanda haber kanallarına göre depremin neden olduğu sarsıntıya bağlı olarak Tasman Buzulu’nun taban ve terminal yüzeyinden kopan 30 milyon tonluk buzul Terminal Gölü’ne gömüldü. Bu depremin, geçen eylül ayındaki depremin tetiklediği bir diğer artçı şok olduğu tahmin ediliyor. O depremden bu yana sonuncusunun da aralarında bulunduğu, büyüklüğü 5’in üzerinde altı artçı şok daha meydana gelmişti. Salı günkü deprem bugüne dek meydana gelen artçı şokların en büyüğü idi. neden oldu. McCloskey, bu depremin tetikleyicisinin Eylül 2010 depremi olmasına karşın enerjisinin başka yerden geldiğini ileri sürüyor. Enerji zaten birikmişti ve bir önceki deprem stresi artırmış ve depremi yaratmıştı. • Araştırma merkezleri etkilenmiş olabilir mi? Christchurch’teki Canterbury Üniversitesi bilinmeyen bir tarihe kadar kapatıldı, ancak ciddi bir hasar olduğu yönünde bir bildirim söz konusu değil. Lincoln Üniversitesi’nin hasar görmediği söyleniyor. • Türkiye’de olsaydı ölü sayısı ne olurdu? Scientific American dergisi Corvallis’teki Oregon State Üniversitesi’nden jeoloji profesörü Robert Yeats’e Yeni Zelanda’daki bu son depremden çıkartılacak en önemli dersin ne olduğunu sordu. Yeats, depremlerin yarattığı hasarları minimumda tutabilmek için önce imar yasalarının depremler göz önünde bulundurularak hazırlanmasını ve bina yapımında bu yasalara kesinlikle uyulmasını şart koşuyor. Yeats, bu bağlamda Türkiye ile ilgili de görüş bildiriyor: “Bilindiği üzere Yeni Zelanda dünyanın en sert imar yasalarından birine sahiptir ve insanlar bu yasalara kesinlikle uyarlar. Bu da şu anlama geliyor: Depremlerde can kaybı olabilir ancak bu sayı en fazla 100 ya da 200 civarında kalır. Eğer böyle bir deprem gelişmekte olan bir ülkede, aynı yoğunlukta bir kentte meydana gelmiş olsaydı can kaybı binlerle ölçülürdü. Örneğin Türkiye çok sıkı imar yasalarına sahip bir ülke. Ancak bu yasa, 1999 yılındaki 7.6 büyüklüğündeki zmit depreminde binlerce insanı kurtarmaya yetmedi, çünkü insanlar bina yaparken bu yasalara dikkat etmediler. Türkçesi: Reyhan Oksay Kaynak: Nature, online 6. hatları da bulunur. Hepsi birden Pasifik Ateş Halkası adı verilen çemberi oluşturur. Ülkenin Güney Adası’nın güneyine doğru başka bir dalmabatma zonu daha vardır. Burada Avustralya Levhası Pasifik Levhası’nın altına doğru kayar. Burada Güney Adası boyunca uzanan üçüncü ana faya Alpin Fayı adı verilir. Bu fay birbiri üzerine kayan iki levhadan oluşur. Bu olay doğrultuatımlı fayı olarak bilinir. Bu bölgenin her 200400 yılda bir yırtıldığı ve yaklaşık 8 büyüklüğünde depremler ürettiği düşünülüyor. Kuzey rlanda’daki Ulster Üniversitesi’nden jeofizikçi John McCloskey’ye göre geçen yılki deprem, dalmabatma zonunun doğrultuatımlı faya dönüşmüş olduğu bölgede meydana gelmişti. • 6.3 büyüklüğündeki bir artçı şokun 7.1 büyüklüğündeki depremden daha büyük bir yıkıma yol açmasının nedeni nedir? Bu depremin merkezi Güney Adası’ndaki Christchurch merkezine çok yakındı. Oysa bir önceki depremin merkezi kentin 45 kilometre batısındaydı. Liverpool Üniversitesi’nden sismolog Andreas Rietbrock merkeze yakınlığı şöyle açıklıyor: “Bir depremin ne kadar ölümcül olduğu insanların yoğun olarak yaşadığı bölgelere yakınlığına bağlıdır. Örnek olarak Haiti ve Şili’deki son depremleri gösterebiliriz. Şili’deki 8.8 büyüklüğündeki deprem 500 kişinin ölümüne yol açarken, Haiti’deki 7.0 büyüklüğündeki deprem 300 binden fazla can kaybına neden olmuştu.” Yeni Zelanda’daki son deprem Eylül’deki deprem gibi yüzeye yakındı, yüzeye uzaklığı 5 kilometreydi. McCloskey’ye göre bu olabilecek en sığ depremdi; yüzeye doğru doğrusal bir itiş yaratırken, merkezde hissedilen ivme, yerçekimi kuvvetinden yaklaşık 1.90 misli fazlaydı. Deprem ayrıca yerden suların fışkırmasına da yol açtı. McCloskey bunu, yüzey altındaki toprağın çok gevşek olmasına bağlıyor. Bu ayrıca sallantıyı da artıran bir etmendir. Depremin yıkıcılığının altında yatan nedenleri McCloskey şöyle özetliyor: “Deprem yüzeye çok yakındı, itme mekanizması vardı, gevşek toprağın altındaydı. Bütün bunlar sarsıntıyı artıran etmenler” • Bütün bunlar bölgede olabilecek depremler için ne anlama geliyor? Kimse depremlerin ne zaman olacağını tahmin edemez. Ancak uzmanlar artçı şokların olasılık dahilinde olduğunu söylüyor. Son deprem halihazırda 5’den büyük 4 artçı depreme DEPREM NE TET KLED ? Yeni Zelanda’nın bulunduğu bölge jeolojik olarak faaldir. Başlıca iki büyük (North Island ve South Island) ve birçok küçük adadan oluşur. Kuzey Adası’nın doğusundaki Pasifik Levhası’nın Avustralya Levhası’nın altına doğru kaydığı bölgeye dalmabatma zonu denir. Bu bölgede yanardağlar ve başka fay EYLÜL’DEK DEPREM TET KLEYEN NEYD ? Gökyüzü 1) 11 Haziran 2010 tarihinde stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde gerçekleş GÜNCEL GÖKB L M HABERLER CBT 1250 / 15 4 Mart 2011 Baştarafı 13. sayfada GEZEGEN VE PARLAK YILDIZLARIN AY TARAFINDAN ÖRTÜLMES 28 Mart 2011 tarihinde sabah saat 10’da (genel zaman 07:00’da) küçük gezegen Vesta Ay tarafından örtülecek. Olayın tamamı zlanda’dan gözlenecek. tirilen “Güneş ve Güneş Benzeri Yıldızlar” isimli sempozyum kitabının basımı tamamlandı, indirilebilir http://astronomi.istanbul.edu.tr/sempozyum2010). 2) Son günlerde akşam saatlerine doğru şehrin mevsimlik sakini (belki kar beyazı üstünde siyahlı yemlenen çocukluk kuş anılarımızda da yaşayan) binlerce sığırcık sürü halinde stanbul’un çeşitli semtlerinde özellikle Taksim Meydanı semalarında alçak uçuşta uzun süreli toplu uçuş gösterisi yaptıkları görülmekte. Doğal–artistik ani “koro” hareketleri izleyenleri büyülemeyi Mart ayında da sürdüreceğe benziyor (bir fotoğrafı yanda, video çekimleri www.istanbul.edu.tr/gocmenkusgozlemi adresinde).