Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYLAK B LG Tahir M. Ceylan tahirmceylan@gmail.com Sözler Güvercinlerin ve taksi şoförlerinin hipokampüsleri büyük olur, birisi yiyeceğin, diğeri şehrin haritasını çizer beynine çünkü Sıkıntı ergenliği erkene alır Uzun süreli işlere girişenlerde kendilerine karşı pozitif bakışta bir fazlalık olur Bir yazarın edebi gücü, bebekliğindeki fantastik materyali hafızaya kaydetme ve ileride geri çağırma yeteneğinden gelir. Bir insan kendini izlemezse asosyal kalır, kendini izlemeyi öğrenmek de bebekken anne tarafından izlenmekle başlar İnsan gün içinde kısa süreli gerilemeler yaşar, benlik rezervini güçlendirmek, yalnızlık potansiyelini arttırmak ve kendi büyüsüne inanmak için gereklidir bu Sürece hakim değilsen sıkıntı duyarsın, sıkıntı ya seni süreçten geri alır ya da ona hakimiyet için çalışmak zorunda bırakır İnsan alacakaranlık canlısıdır, şüpheci, fırsatçı, avcı... Eksikliğini fark eden ayrı biri olmaya başlar Zekân yaptığın işe yetmezse, farkı kurnazlıkla, fazla gelirse soylulukla kapatırsın Histeri çok beden kullanır belki ama, aslı bedenden öncedir İnsanda iki temel fark vardır: Cinsiyet ve kuşak farkı, diğer farklar bu ikisi üzerine bina edilir Büyük grup regresyona girerse küçük gruplar agresyona başlar Toplum dağılırsa kelimelerin arkadaki anlamlarla bağı kalmıyor, “kötüyüm” diyene “ben de kötüyüm” diye cevap veriliyor, “neden kötüsün” denilmiyor Kalp her attığında ölür, sonra bir daha canlanır; ölüm milyonlarca defa canlanmış kalbin bir kez daha canlanmamasıdır Ancak yaşamını öyküleştirebilenlerin benlik değeri yüksektir Huzur sabitlikte, heyecan değişimde, mutluluk küçüklükte, büyüklük aşkta vardır Suçluluk kişinin, yaptığı davranışların, etrafındaki olayların akışına ters olduğunu anlamasından, saldırganlıksa olayların akışını kendi davranışları istikâmetine çekme çabasından kaynaklanır Düşler geçmişten gürültülerdir, dünden kim gelse çünkü, gürültü ederek kabullenir bugünü İnsan saçmaladıkça hakikate ulaşır Ömür boyu kahramanlık yapan erkeklerde bitmez bir anne sevdası vardır Değil Freud bilgisi, “ruh” kelimesinin bile olmadığı ücra köyde ruhumu yararak analiz yapmış gibiyim kendime, kendine ameliyat az değildir ülkede Gece garip bir şeydir ve olmaması gerekir, o yüzden ışıkça yeniden ve yeniden yok edilir Hayat acele edilecek yer değildir Yalanların çoğu değer kaybetmemek içindir Başkasının ıstırabını anlamak konusunda engel kendimizdir, gövdesi, böylelikle de kendisi azalmış felçliler ıstıraptan ölür mesela Allah’ın hakikatinin hissedilen tarafı sonsuzluğunun olması, düşündüren tarafı ondan kurtuluşun bulunmamasıdır Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım Topluluk önünde yapılan tartışmanın ana hedefi, kişinin başkasına karşı yaptığı haksızlığı topluma, kendine yapılmış haksızlık olarak algılatmaktır Yapıcı olmak için yansızlaşmak gerekir Taklit, bütünleşme yanılsaması yaratarak varolmayanın varoluşunu destekler Güç tutkunları, güçsüzleştiklerinde ölüme kadar gerileyecekleri yanılsaması veren bir hastalığın sahibidirler Aşk, birinin ruhunun diğerinin yüreğine doğru hızlı metastazı ve hasta bedenin içe doğru yavaş infilakıdır. Türk bilim insanlarından aşınmaya dirençli kompozit malzeme Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden bilim insanları, hafiflik ve mukavemet açısından üstün özelliklere sahip kompozit bir malzeme geliştirdi. Bu malzemenin motor parçası üretiminde kullanılması planlanıyor. Şu anda laboratuvar aşamasında olan malzeme, aşınma testlerinden başarıyla geçmiş bulunuyor. Reyhan Oksay T ürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜB TAK) ve Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nün yürüttüğü ortak projede dayanıklılığı yüksek metal kompozit malzeme üretildi. Projeyi gerçekleştiren akademisyenlerin kaleme aldığı maC kale “Ceramics International” isimli bilim dergisine kapak oldu. SAÜ Teknoloji Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Adem Demir, Yrd. Doç. Dr. Uğur Soy ve araştırma görevlisi Dr. Fatih Çalışkan tarafından 3 yıllık çalışma sonucunda geliştirilen aşınma direnci yüksek, elastik ve işlenebilir malzemenin makine parçası üretiminde kullanılması düşünülüyor. Projenin yürütücüsü Prof. Demir dergimize yaptığı açıklamada, projelerine konu olan malzemenin henüz laboratuvar aşamasında olduğunu, aşınma testlerini başarıyla geçtiğini, çekme özelliklerinin sonuçlarını aldıklarını belirtiyor. Kompozit malzemelerin geleceğin malzemesi olarak görüldüğünü, özellikle havacılık ve uzay sanayisinde tercih edildiğini belirten Demir, şöyle konuşuyor: “Makine parçası üretiminde ağırlık çok önemli bir özelliktir. Hafif malzeme büyük ölçüde yakıt tasarrufu sağlar. Biz bu çalışmada seramik katkılarla alüminyumu çeliğe yaklaştırdık. Şu an da alüminyum kadar hafif, çelik kadar dayanıklı bir malzeme üzerinde çalışıyoruz. Sonuçta çeliğin dayanıklılığına sahip fakat üçte bir oranında hafif malzeme ürettik.” Halihazırda TÜB TAK projesi kapsamında doktora tezi olarak farklı kaplama teknikleri üzerinde çalıştıklarını açıklayan Demir, kaplama tekniklerine bağlı olarak malzemenin aşınma, kırılma, sertlik ve çekme özelliklerinin geliştirilebileceğine dikkat çekiyor. Çok sayıda araştırma merkezinin kompozit malzeme konusunda yoğun ARGE faaliyeti içinde bulunduğunu hatırlatan Demir, kendi üniversitelerinde sürdürdükleri çalışmaların dünyada sürdürülen çalışmalarla rekabet edebilecek düzeyde olduğunu belirtiyor. stanbul Uçurtmacılar Derneği, uçurtma meraklılarının hizmetinde U CBT 1252/8 18 Mart 2011 çurtma ülkemizde sokak oyunları kültürü içinde tek canlı oyuncak olarak anılıyor. Uçurtma meraklıları faaliyetlerini artık kurumsal bir çatı altında sürdürüyor. 1996 yılında kurulan STANBUL UÇURTMACILAR DERNEĞ , uçurtma yapma ve uçurma alışkanlığını, sevgisini yaygınlaştırmak, yerli ve yabancı uçurtma modellerini tanıtmak, bize özgü modelleri yaşatmak ve uluslararası alana taşımak gibi konularda faaliyet gösteriyor. Ülkemizin bu, ilk ve tek uçurtma derneği 1980 yılından itibaren Mehmet Naci Aköz tarafından sürdürülen uçurtmacılık faaliyetleri içinde doğdu. Başlıca iki alt kurum altında çalışmalarını yürütüyor: 1) UÇURTMA GÖNÜLLÜLER KULÜBÜ Özellikle okullar ve çocuklarla ilgili sivil toplum kuruluşlarına yönelik faaliyetleri sürdürüyor. Uçurtma atölyesi çalışmaları, uçurtma konferans panel ve söyleşileri, uçurtma etkinlikleri projelendirmeleri, uçurtma ile ilgili her türlü bilgi¸ belge¸ ar şiv çalışmalarının servis edilmesi gibi etkinliklerde bulunuyor. stanbul Uçurtmacılar Derneği uzman uçurtma eğitmenleri tarafından Uçurtma Atölyesi’nde tüm mesai günleri 10.00 – 17.00 arası malzemesini getirenlere ücretsiz olarak uçurtma eğitimleri veriyor. 2) MEHMET NAC AKÖZ UÇURTMA MÜZES Mehmet Naci Aköz tarafından 1980 yılından itibaren toplanan ve ilerleyen yıllarda, ulusal/ uluslararası pek çok kişi veya kurum tarafından da destek verilen bir çaba sonunda oluşturulan ülkemizin ilk ve tek uçurtma müzesidir. Müze, 2009 Mayıs ayı itibarıyla¸ 16 ülkeden getirilen 746 parçalık koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, Hürriyet gazetesinin düzenlediği ve jüri heyetinin yazar¸ müzeci¸ sanat tarihçisi ve gazetecilerden oluştuğu¸ “Kişisel ve Tematik Müzeler” konulu değerlendirme sonucunda 6.seçildi. Ayrıntılı bilgi için: www.ucurtmadunyası.com