22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Otuz yaşının altındaki Y Kuşağı mensupları Forbes Dergisi’nin zenginler listesinde. Kişisel servetleriyle global iş dünyasının pek çok tanınmış simalarını geride bırakmış durumdalar. Türkiye’den listeye girenler de dahil! Aysima Altınok lk kadın beyin cerrahı Nöroşirurji dalında kadın bilimcilerimizin sayısı çok azdır. Dr. Aysima Altınok, ülkemizin bu alandaki ilk uzmanıdır. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Y Kuşağı Forbes Listelerinde 1980 ile 2000 arasında doğanların oluşturduğu Y kuşağı için, II. Dünya Savaşı ertesinde doğan (babyboom, 68) kuşağından sonra dünyayı etkileyecek en önemli kuşak olma gizilgücüne sahip olduğu ifade edilmekte. Bunun en temel sebebi ise ilk defa bu kuşağın bilgisayar, internet ve cep telefonunun olduğu bir dünyada doğmuş ve yetişmiş olmaları. Kısaca bilgi iletişim teknolojileri (BIT) denilen bu imkânların olmadığı bir dünyayı ve o dünyanın paradigmalarını zihinlerinde canlandırmaları Y kuşağı mensupları için oldukça zor; hatta imkânsız. Bu özelliklerinden dolayı “dijital yerli” olarak da adlandırılan bu kuşağın mensupları dünya üzerinde kendilerini göstermeye başladı. Geçtiğimiz günlerde Forbes Dergisi’nin açıkladığı geleneksel yıllık dünyanın en zenginleri listesinde Y Kuşağına mensup dört kişi de yer almakta. Bu dört kişi de Facebook sayesinde milyarlarca dolar düzeyinde kişisel servete ulaşmış durumdalar. Mark Zuckerberg ve Dustin Moskovitz bu dörtlü içinde en küçük olanları. Yaşları 26. Hatta Moskovitz’in Zuckerberg’den birkaç gün daha küçük olduğu söyleniyor. Listede 420. sırada bulunan Moskovitz’in serveti 2.7 milyar dolar. 52. sırada yer alan Zuckerberg’in servetini artık herkes öğrendi gibi. 13,5 milyar dolar. Facebook sayesinde listeye giren diğer iki Y Kuşağı mensubu dijital yerli ise 28 yaşındaki Eduardo Severin ile 31 yaşındaki Sean Parker. Her ikisi de 1.6 milyar dolarlık kişisel serveti ile 782. sırayı paylaşıyorlar. Aynı listeye giren Türklere baktığımızda öncelikle Y Kuşağı’ndan herhangi birisinin olmadığı görüyoruz. En genç Türk olarak Sn. Serra Sabancı listede yer almakta. 37 yaşında ve bir milyar dolar ile bin 140. sırada. En zengin Türk olarak görülen Sn. Mehmet Emin Karamehmet’in serveti 4 milyar dolar olarak belirtildiğine göre Türkiye’de 26 yaşındaki Zuckerberg’i değil geçen, ona yaklaşan bile birisinin olmadığını tespit etmek gerekir. Zuckerberg’i bir kenara koyarsak, diğer üç Y Kuşağı üyesi ile listeye giren Türkleri kıyaslamak mümkün. Mesela 26 yaşında 2,7 milyar dolar serveti olan en genç Y Kuşağı üyesi Moskovitz’e karşılık ülkemizde Sn. Ferid Şahenk ile Sn. Şarık Tara aynı rakam ve sırada yer almakta. Fark şurada ki Sn. Şahenk 46, Sn. Tara ise 80 yaşında. Diğer iki Y Kuşağı üyesi olan Severin ile Parker’in 1.6 milyar dolarlık servetine karşılık örneğin Bülent Eczacıbaşı (yaşı 61) ve Sn Tuncay Özilhan (63) 1.4 milyar dolardalar. 66 yaşındaki Sn. Ahmet Nazif Zorlu ise 1.8 milyar dolar ile Y kuşağının bu ikilisini geçmiş durumda. Değerlendirmeyi sadece kişisel servete göre yapmak tam sağlıklı olmayacaktır. Forbes’in bir başka listesinde ise dünyanın en güçlü insanları listelenmiş. Y kuşağından bu listeye sadece Zuckerberg girebilmiş durumda. Zuckerbeg 40. sırada yer alıyor. En zenginler listesinde yer alan diğer Y Kuşağı mensubu dijital yerlilerin de Zuckerberg gibi Facebook menşeili olması onların listeye girmesini engellemiş olabilir. Her ne kadar yaş olarak Y Kuşağı’na dahil olmasalar da en güçlüler listesine giren teknoloji kökenli kişilerin sayısı da artma göstermekte. Çin Devlet Başkanı’nın başı çektiği listede Bill Gates (Microsoft) 10., Steve Jobs (Apple) 17., Larry Page ve Sergey Brin (Google) 22. sıradalar. (Bu listede Türkiye’den kimsenin olmadığını da belirtmek gerek!) Ü şirurji asistanlığı eğitimi gördü. 1956 yılkemiz tıbbında cerrah olarak gölında da Haydarpaşa Numune Hastarev yapan kadın doktorlarımızın nesi’nde Op. Dr. Hami Dilek ve Op. Dr. sayısı çok azdır. Örneğin 2006 yıErtuğrul Saltuk’un yanında eğitimini talı için genel cerrahi anabilim dalında çamamlayarak 1959 yılında nöroşirurji uzlışan kadın öğretim üyelerinin genel topmanı oldu ve Bakırköy Ruh ve Sinir lama oranı, stanbul Üniversitesi Çapa Hastalıkları Hastanesi’nde uzman olaTıp Fakültesi’nde % 3.7, stanbul Ünirak göreve başladı. versitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde ise Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları % 4.3’tür. Göğüs cerrahisi, Ortopedi ve Hastanesi nöroşirurji klinik şefi olan Dr. Travmatoloji, Kalp Damar Cerrahisi, Hüsamettin Gökay’ın 1968’de üniverNöroşirurji (Beyin Cerrahisi) vb. dallarda siteye geçmesi üzerine, Dr. Aysima Alise kadın öğretim üyesi oranı çok daha dütınok, onun yerine klinik şefi oldu ve Dr. Aysima Altınok şüktür. Yine 2006 yılında Cerrahpaşa Tıp 1992’deki ayrılışına kadar bu görevini Fakültesi’nde iki kadın nöroşirurji öğresürdürdü. tim üyesi vardı (Prof. Dr. Tülay Kuday ve Doç. Dr. NurDr. Aysima Altınok, Prof. Dr. Feyyaz Berkay ve Prof. peri Gazioğlu) ve Çapa Tıp Fakültesi’nde nöroşirurji uz Dr. Bülent Tarcan ile birlikte, 1968 yılında Türkiye’de ilk manı kadın öğretim üyesi bulunmuyordu. Nöroşirurji Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Ayşte Dr. Aysima Altınok, kadın öğretim üyelerinin bu rıca Bakırköy Akıl Hastanesi Vakfı kurucu üyesi, Türk Cerkadar az görev yaptığı bir tıp dalında ilk kadın uzmandır. rahi Derneği üyesi, Türk Nöropsikiyatri Derneği üyesi, Aysima Altınok, 1929’da Erzincan’da doğdu. lkokulu Türk Nöroşirurji Derneği üyesi ve Sinir Sistemi Cerrahisi Erzincan’da, ortaöğrenimini ise stanbul Kız Lisesi’nde ta Derneği’nin de onursal üyesidir. mamladı. stanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1952’de Nöroşirurji alanında çok sayıda makalesi ve bildiribitirdi. si bulunan Dr. Aysima Altınok, Sağlık Bakanlığı taraMezuniyetinden sonra bir yıl boyunca Cerrahpaşa 3. fından 1990 yılında en başarılı uzman hekimlik unvanıyla Kliniği’nde genel cerrahi asistanlığı yapan Dr. Aysima Al onurlandırılmıştır. tınok, Nöroşirurji Bölümü’nün kuruluşundan itibaren de, Dr. Aysima Altınok ile ilgili bilgilere ulaşmamızı sağDoç Dr. Feyyaz Berkay ile birlikte üç yıl boyunca nöro layan Sayın Elif Yorulmaz’a çok teşekkür ederiz. Juhani Pallasmaa’dan mimarlık dersi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi(MSGSÜ) işbirliğiyle gerçekleştirilen Yunus Aran Konferansları’nın 41. konuğu Helsinki Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde görev yapmakta olan kuramcı mimar Prof. Juhani Pallasmaa’ydı. Pallasmaa; “Sanatsal Cömertlik, Alçak Gönüllülük ve fade: Mimarlıkta Gerçeklik Duygusu ve dealleştirme” temalı konuşmasında Günümüzde moda gibi sanatında tüketildiğini, sanat eserinin şaşaa içinde değil, çoğunlukla tek başına, sessizlik içinde yaratılabileceğini vurguladı. Konferansı MSGSÜ’nin yanı sıra TÜ, YTÜ, Bahçeşehir üniversitelerinden çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci dikkatle izledi. Juhani Pallasmaa’ya "Mimarlık/Kuram/Eleştiri" dizisinin ilk kitabı olarak YEM yayınları tarafından konferansla aynı zamanda dağıtıma giren "Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular" kitabı da imzalatıldı. Dinleyiciler arasında ünlü mimar Doğan Tekeli’de vardı. Tekeli konferansın önemini şu sözlerle özetledi; “Mimarlığın nitelikleri hakkında derinlemesine bir analiz yaptı. Mimarlığın nasıl bir derin düşünceye dayandığını, acele iş olmadığını, felsefesini, sanatla ilişkisinin gayet derin hassas bir tahlilini yaptı. Bunun içinde tevazu olduğunu, derin düşünce olduğunu ve otantisite yani mimarın bağımsızlığı, yapıyı ve işvereni tanıyıp benimsedikten sonra yapması bir nevi kendi için yapması gibi bir derinlik içeriyor. Juhani Pallasmaa YEM Yayın tarafından Mart 2011’de yayımlanan “Mimarlık/Kuram/Eleştiri” dizisinin ilk kitabı “Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular”, Finlandiya’nın önde gelen mimar ve mimarlık kuramcılarından Juhani Pallasmaa’nın imzasını taşıyor. Aziz Ufuk Kılıç’ın çevirisiyle Türkçe’ye kazandırılan kitap ilk yayımlandığı 1996 yılından bu yana akademik çevrelerin şiddetle tavsiye ettiği mimarlık kuramı klasiğine dönüştü. Kitaba önsöz yazan ünlü mimar Steven Holl’ün altını çizdiği gibi; “Bütün dünyada abartılı reklamcılık teknikleriyle ortaya sürülen tüketici ürünleri, bilincimizin yerini almaya ve üzerine düşünme yeteneğimizi dağıtmaya hizmet ediyor. Mimarlıktaki yeni bir takım aşırı dijital teknikler de şu sıralarda bu abartıya katılmakta. Bu gürültülü fonda Pallasmaa’nın eseri düşünceli yalnızlığı ve kararlılığı, “sessizliğin mimarlığı” dediği şeyi çağırıyor.” Temelde iki uzun makaleden oluşan kitabın ilk makalesinde, Batı kültüründeki görsel paradigmanın nasıl geliştiği, mimarlığın doğası üzerindeki etkileri ele alınıyor. kinci makalede ise, sahici mimarlık deneyiminde diğer duyuların rolü incelenerek, aidiyet ve bütünleşme duygusunu olanaklı kılan çokduyulu bir mimarlığın yolu gösteriliyor. www.yem.net Tenin Gözleri / Mimarlık ve Duyular CBT 1252/ 12 18 Mart 2011 Gülçin Gülan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle