02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör Sevgili okuyucularım, 11 Mart sabahı eşim tarafından «kalk Japonya’da 8,9 büyüklüğünde bir deprem olmuş, tsunami de var» sözleriyle uyandırıldım. Hemen yerimden fırladım, USGS Earthquake Hazards (ABD Jeoloji Servisi, Deprem Tehlikesi) sitesine girerek durumu öğrenmeye çalıştım. Ürünler Uç koşulların kamerası Bu kamerayı kırmak neredeyse imkânsız. Olympus’un yeni TG810 kamerası 100kg’lık darbelere dayanıklı. 10 derecelik dondurucu soğukta, suyun 10m derinliğinde, hatta 2 metre yükseklikten düşürüldüğünde bile bozulmuyor. Yeni kameranın ayrıca üç sensorlu bir GPS’si, elektronik pusulası ve dahili manometresi var. Olympus 14Mp sensoru ile 720 piksellik HD video çekiyor. Video görüntüleri 7,62cm’lik ekranda izlenebiliyor. Fiyatı: 329 Avro. 10m’den daha derine dalmak isteyenler 269 Avro’ya özel sualtı kılıfını edinebilir. Bilgi için: http://www.olympuseuropa.com/corporate/169614298.htm ceki modelden üçte bir oranında daha ince. Apple firması tarafından geliştirilen retina LCD ekranın çözünürlüğü 1024x768 piksel. Aletin 720p video çekebilen arka kamerası ve video görüşmeleri için ön kamerası var. Fiyatı: 500 dolardan başlıyor. Bilgi için: http://store.apple.com/us/browse/home/shopipad/family/ipad/ start?mco=MTcyMTgwNjM Japonya’daki Muazzam Doğa Olayına Türkiye’den Bakış Filhakika 8,8 moment büyüklüğüne sahip (11 Mart 2011 akşam üzeri bilgisi) muazzam bir deprem Honşu adasının kuzey kesimini etkilemiş ve arkasından gelen tsunami, Sendai ve mücavir alanlarında sel afetleri yaratmıştı. Depremin merkez üssü 38,222°K ve 142,369°D olarak veriliyor, fay mekanizması çözümüyle de kuzeykuzeydoğu doğrultulu ve batıkuzeybatıya yüksek bir açıyla eğimli bir bindirme fayının felakete neden oduğu belirtiliyordu. Bölgedeki sahillerin genç (NeojenKuaterner) kayaç ve çökellerinden oluşan alçak sahiller olması, tsunaminin çok içerlere kadar nüfuz edebilmesine neden olmuştu. Ölü sayısının epey artacağı ise kesin gibi. Ancak televizyonlarda Japonya’dan verilen görüntüler halktaki ve yöneticilerdeki sükuneti de gözler önüne seriyordu. Belli ki depremlerle yaşamaya yüzyıllardır alışkın olan Japon halkı, bu alışkanlığını «yakın tanışıklık» düzeyine taşıyabilmişti. Yani Japon halkı depremi sadece beklemiyor, deprem olduğu zaman tam olarak ne olduğunu biliyor ve neleri bekleyebileceğini kestirebiliyordu. Ben Japon jeolojisi hakkındaki ilk bilgilerimi kendisiyle dağ oluşumu üzerine bir kitap yazmış olduğum büyük hocam Akiho Miyaşiro‘dan almıştım. Yaşantım boyunca üç kez Japonya’ya gittim. İkisinde Japon meslektaşlarımın davetlisiydim, diğerinde de Uluslararası Jeologlar Kongresine katıldım. İkinci seyahatimde bir konferans turu düzenlenmişti benim için. Honşu ve Şikoku adalarını ToyamaKobe arasında kestim; oradan da Japon Jeoloji Servisinin olduğu Tsukuba üzerinden Tokyo’ya gittim. Yolda aralarında Kyoto gibi çok önemli jeoloji bölümlerini içeren üniversitelerde de konferanslar verdim, oralardaki meslektaşlarım sayesinde güzergâh üzerindeki Japon jeolojisini de kendi gözlerimle görme imkânına kavuştum. Her üç seyahatimde de muhtelif yerlerde halk ve bilhassa çocuklar için yapılan «jeolojik bilgilendirme ve bilinçlendirme» merkezleri gördüm. Buralarda ilkokul çağından başlayarak pek çok çocuk ülkelerinin jeolojisini dev haritamodeller üzerinde öğreniyor, taş örneklerini bizzat tutup ülklerinin ülkenin yapı malzemesini tanıyorlardı. Yapay deprem makineleri istedikleri büyüklükte depremlerin etkilerini onlara gösteriyor, öğretmenlerle sıvılaşma, volkan patlamaları gibi konularda bizzat deneyler yapıyorlardı. Okullarda okutulan kitapların coğrafya ve jeolojiye ayırdıkarı yer çok ciddiydi. Halk, üzerinde yaşadığı toprağın tüm özelliklerini, iyisiyle, kötüsüyle öğrenerek o doğanın içinde en mesut, en verimli ve en güzel nasıl yaşayabileceğini anlıyordu. Bütün bunlar, 11 Mart’ta Japonya’yı vuran dev depremin halk üzerindeki etkisinin niçin bu kadar yumuşak olduğunu fazlasıyla izah ediyor. Bir televizyon kanalının misafiriyken, saat üç haberlerinde konuşmam istendi dostum ve meslektaşım Sinan Özeren ile beraber. Sandık ki ilk haber herhalde Japonya depremi olur! Ne gezer!! İlk haber Sayın Başbakanımızın Cumhuriyet Halk Partisi içindeki bir skandaldan bahseden alaycı sözleriydi! Konuyu tam bilmediğim için sordum, neden bahsediyor diye. Öğrenince de, aziz yurttaşlarım, inanın gördüklerimden ve duyduklarımdan hicap duydum. Dünya’da yüzyılda biriki kere olan muzzam bir doğa olayı olmuş. Bu olay öğle bir olay ki, bizim ülkemizi de tehdit etmekle kalmıyor, İstanbul için «eli kulağında» bir tehlike arzediyor. Bu durumda ne beklerdik? Başbakanımız, ülkesinin bu konudaki uzmanlarını etrafına toplasın, bilgi ve fikir edinsin ve vatandaşlarını aydınlatsın. Bu konuda çalışan kurumlarını en iyi uzmanlarla donatsın. Bizi bekleyen felâketin zarar ve acılarını azaltmak için neler yapalım sorusunu bir kez daha ortaya atsın ve bu konuda gerçekten birşeyler yapabilecek bilgili ve mahir insanları göreve çağırsın, onlar için ülkesinin imkânlarını seferber etsin. Bizimki ne yapıyor? O meşhur külhanbeyi tavrıyla, ne olduğu aslında belli olmayan bir kadın tacizi meselesini kullanıp, siyasi rakiplerine pislik atmaya çabalıyor. Bu mudur böyle bir günde ülkemizi yöneten sorumluluk sahibinden beklenen? Bu mudur doğanın her an bir tehdidiyle karşı karşıya bulunan vatandaşlarına hizmet etmesi beklenen kişinin söylemesi, uyarması, haykırması gereken? Bu zat doğayı Avrupa Parlamentosu mu sanmaktadır ki «o ne derse desin biz bildiğimizi okuruz» dercesine onu gözardı etmek cüretini göstermektedir. Gidin partisine ve bu zata gene oy verin ki, ülkemiz kafamıza yıkıldığı zaman, o harabenin altından kafasını çıkartıp, siyasi rakiplerinin rakı içip kadın oynattığını, onun için bunların başımıza geldiğini söyleyecek bir yöneticimiz olsun; felâketimize bütün dünyayı güldürsün. Buyrun tepe tepe kullanın. USB 3.0 standardında taşınabilir SSD Transcend SSD ailesinin yeni üyesi SSD18C3 taşınabilir SSD’sini tanıttı. Yeni Transcend USB 3.0 SSD18C3, kurulumdan sonra SSD Turbo moduna geçtiğinde veri transfer hızı USB 3.0 girişi üzerinden 260MB/s’ye kadar ulaşabiliyor. Özellikle okuma amaçlı uygulamalar için çok kullanışlı. Yeni taşınabilir SSD USB 2.0 ile de uyumlu olduğu için USB 3.0 girişine sahip olmayan kullanıcılar da USB 2.0 üzerinden veri transferi yapabiliyor. SSD18C3’ün 64GB ve 128GB modelleri bulunuyor. Fiyatı: 224448 dolar arasında değişmekte. Bilgi için: http://www.techgadgets.in/storage/2011/07/transcendrollsoutssd18c3solidstatedrive/ Üçboyutlu içerikler için dijital çerçeve AIPTEK firması CeBIT 2011 fuarında üçboyutlu ekranıyla üçboyutlu içerikleri gösteren AIPTEK P8 dijital çerçevesini tanıttı. Parallax Barrier tekniğiyle üretilen 20,32cm ekranın çözünürlüğü 800x600 piksel. Görüntüyü en iyi izleme mesafesi 6080cm. Çerçevenin dahili hoparlörü ve 1GB’lik dahili belleği var. Bellek SD/SDHC/MMC kartlarıyla 32GB’ ye kadar büyültülebiliyor. MP3 dosyalarını da okuyan çerçeve USB 2.0 girişine sahip. Bilgi için: http://www.aiptek.eu/index.php?option=comproduct&task=view&productid=242&lang=en Xerox’un yeni LED yazıcıları Xerox firması, HiQ LED baskı teknolojisine sahip yeni renkli yazıcılarını Türkiye pazarına sunuyor. Xerox Phaser 6000 ve Xerox Phaser 6010N, sınıfının en küçük ve en performanslı LED yazıcıları. İki yazıcı da ayda 30.000 sayfaya ulaşan yüksek baskı kapasitesiyle kitapçık, poster, Nup baskı gibi farklı uygulamaları yapabiliyor. Phaser 6000 dakikada 10 sayfa renkli, 12 sayfa siyah beyaz, Phaser 6010N ise dakikada 12 sayfa renkli, 15 sayfa siyah beyaz baskı yapabiliyor. Phaser 6000’in 192 MHz işlemcisi ve 64MB standart belleği, Phaser 6010N’nin 384 MHz işlemcisi ve 128MB standart belleği var. Yazıcıların renkli tonerleri bittiğinde baskıya siyah beyaz olarak devam edebiliyor. Bilgi için: www.xerox.com.tr ve [email protected] Dünyanın ilk kablosuz ekranı Fujitsu’nun CeBIT fuarında tanıttığı dünyanın ilk kablosuz ekranının tasarım çalışmaları halen devam ediyor. Fujitsu SUPA teknolojili (Smart Universal Power AccessAkıllı Evrensel Güç Erişimi) kablosuz modellerinin seri üretimine önümüzdeki yıl başlayacak. Hem elektriği hem de sinyalini kablosuz alan ekran, rahat taşınabildiği gibi kablo karmaşasına da son veriyor. 55.88cm büyüklüğündeki ekran akıllı güç anteni sayesinde de tıpkı endüksiyonlu ocaklar veya elektrikli diş fırçası şarj ünitelerinde olduğu gibi son derece güvenli bir kullanım ortamı sunuyor. Yeni ekran on metrelik bir alan içindeki görüntüleri dizüstü veya masaüstü PC’lerden kablosuz USB üzerinden alabiliyor. Bilgi için: http://www.gizmag.com/fujitsuunveilswirelesspcmonitoratcebit/18017/ Hepsi bir arada İlk bakışta dev bir uzaktan kumanda aleti gibi görünse de “Mimi”, fare, klavye ve oyun konsolundan oluşan bir kombinasyon. Özellikle de çoklu medya PC’leriyle kullanılmak üzere geliştirilmiş. Aletin üzerinde ayrıca iki joystick de bulunuyor. Mimi USB bağlantısıyla PC veya Mac’e bağlanıyor ve menzili 10m. Alet bir seferlik şarj ile 20 saat çalışıyor. Fiyatı: 145 dolar. Bilgi için: http://www.firebox.com/product/3184/MimiWirelessGamingKeyboard?currencyconversion=1 Nilgün Özbaşaran Dede 11 Mart’ta Amerika’da satışa sunulan iPad2, 25 Mart’tan itibaren diğer ülkelerde piyasaya verilecek. Çift çekirdekli Apple A5 işlemciye sahip iPad2, bir ön CBT 1252/ 5 18 Mart 2011 ipad2: Daha ince, daha hafif, daha hızlı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle