Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yağ Konusunda Bilmediklerimiz Araştırmalara göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık %15’i aşırı kilolu, ya da obez sınıfına giriyor. ABD’de ise bu oran %66’lara ulaşmış durumda. Sorunun kökeni nerede mi yatıyor? Uzmanlar bir erişkinin günlük kalori tüketiminin, kişinin cinsiyetine ve yaşam biçiminin etkinliğine göre, 2000 ile 3000 kalori arasında değiştiğine dikkat çekiyorlar. Türkiye’de kişi başına alınan günlük kalori miktarı ortalama 33003500 arasında değişiyor. Kahvaltı ve akşam yemeklerinin sürekli lokantalarda yenmesi aşırı kilolanma riskini iki katına çıkartıyor. 12 Marmara Denizi’nde Köpüklenme Olgusunda Form Değişikliği oranı ameliyatı izleyen iki yıl içinde yeniden eski düzeyine ulaşıyor. Bunun yerine vakum yöntemini deneyebilirsiniz. Liposuction adıyla bilinen yağ aldırma yöntemi karın bölgesindeki yağ hücrelerini köklü biçimde azaltmanın tek yolu. 12 Marmara Denizi’nde kaldırabileceği yükün üzerine çıkmış olan kirlilik olgusu tür çeşitliliğinin hızla azalmasına ve dolayısı ile de mevcut türlerin fert adetlerinde patlamalar şeklinde ifade edilebilecek anormalliklere yol açıyor1. Son dönemlerde yaşadığımız ve balıkçıların farklı isimler ile niteledikleri ardışık gelişen balıkçılık ekonomisini sarsacak boyutlardaki bu zincirleme oluşumların sebebi budur. M. Levent Artüz, Hidrobiyolog lk defa EylülEkim 2007 tarihleri arasında Marmara Denizi genelinde meydana gelen ve balıkçılar tarafından “salya”, basın tarafından da “deniz yüzeyinde görülen beyaz tabaka” olarak nitelendirilen alg patlaması biçimindeki olgu, günümüze değin fasılalar ile sürdü. Karışık alg patlaması olarak nitelendirebileceğimiz olguyu yaratan türlerin Rhizosolenia calcaravis ve Dinophysis caudata, Dinophysis tripos olduğunu rapor ve yayınlar aracılığıyla açıkladık.2 Geçtiğimiz dönem Marmara Denizi’nin problem oluşturan bölgeleri, ağırlıkla Heliozoonlardan Actinophrys sol ve Phaeocystis globosa etkisi altında kaldılar. Bu iki tür de, beslenme ve savunma amaçlı olarak yoğun sümüksü yapı üretebilme özelliğine sahipler. Günümüzde de bu oluşum, kaynak bakıRhizomonas setigera mından değişime uğrayarak sürüyor. Oluşan bu atak halinde yapı, ortamı sümüksü yapıyı seven organizmalar için uygun bir hale getirdi ve etkitepki mekanizması ile bu ortamdan faydalanacak fırsatçı türlerin fert adetlerinde ciddi bir artış yaşandı. 2009 yaz döneminden beri Marmara Denizi ortamında Rhizomonas setigera türünde ciddi Actinophrys sol artışlar kaydedilmeye başlanması buna en son örnektir. Fitoplankton dağılım verileri geçmiş seneler ile kıyaslandığında, Marmara Denizi genelinde ciddi bir tür erozyonundan bahsedebiliriz. Bu da Marmara Denizi’nin verimliliğinin ciddi anlamda düşüş gösterdiğinin çarpıcı bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinophysis caudata 2009 senesinden itibaren bu sürecin devamı olarak Rhizomonas setigera Marmara Denizi’nde aktif hale geçmeye başladı. Özellikle Marmara Denizi’nin batı kesiminden yapılan numuneleme çalışmalarında Rhizomonas setigera türünün çok yoğun şekilde, yine bir bitkisel plankton olan Ceratium türlerine saldırmış halde bulunması da gelecek için bir hayli düşündürücüdür. Son zamanda yoğun olarak görülmeye başlayan bu olgu, özellikle dinoflegellatlara etki ederek, farklı ancak çok daha yoğun sümüksü bir yapının oluşumuna sebep olmaktadır. İstasyonlarda ve alınan örneklerde yapılan analizlerde; 1 Özellikle Ceratium türlerinin yoğun olarak bulunduğu istasyonlarda söz konusu türlerin büyük bir çoğunlukla R. setigera ile kaplandıkları, söz konusu formun saldırısına maruz kaldıkları saptandı. 2 Örneklemelerde yoğun sümüksü yapı ile karışık yoğun R. setigera zincirlerine rastlandı. Özellikle de Marmara Denizi’nin doğu kesimlerinde bu olguya ek olarak, yine Rhizosolenia calcaravis türünün de söz konusu yapı içinde yoğunlaştığı gözlendi. 3 Söz konusu olgunun ağırlıkla sıcaklık eş değişim hattında (termoklin) üzerindeki su kütlesinde (025m.) etkili olduğu, ancak derin basen bölümlerinde 400 m. ve daha derin bölgelerde de söz konusu olguya yoğun şekilde rastlandığı gözlendi. Artüz, M. L., Okay, I.A., Mater, B., Artüz, O. B., Gürseler, G., Okay, N. 2007. Bilimsel Açıdan Marmara Denizi, Türkiye Barolar Birliği Yayınları. ISBN 9756689898. P. 290 2 Artüz M. L., Artüz O. B., Gülen D., Torcu Koç H., Üzen E., Aydemir A., Sönmez B., Akdemir D., Bakacak A. 2009. Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) 2008 senesi çalışma verileri (Ön Raporlar). T.C. Piri Reis Üni. Yayını, Kitap no: 1, ISBN 9786056074011 , P. 271 1 3 13 Yeni Zelandalı Pete Bethune yağ aldırma işleminden elde edilen yağları dünyanın en hızlı ekogemiyi işletmek amacıyla kullanarak biyoyakıt kavramına yeni bir boyut kazandırmış oldu. 4 Kadınlarda aşırı kilolu olma gebe kalma olasılığını azaltıyor. dınlarda kısırlığın giderek artmasının en önde gelen nedenlerinden birinin obezlik olduğuna inanıyorlar. İ 5 Ulusal Sağlık Örgütleri 25 yaşın altındaki ka6 14 Yağ aldırma ameliyatı insana daha güzel bir Tüm dünyada obezliğin önüne geçilmesine çalışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2006 yılında İstanbul’da düzenlediği “Avrupa Obezite ile Mücadele Konferansı”ndan sonra Türkiye de Avrupa Obezite ile Mücadele Taslak Şartı’nı imzalayarak bu konuda önemli bir adım atmış oldu. Kilolarının topu topu %10’unu veren kişiler cinsel yaşamlarında belirgin bir gelişme kaydettiklerini belirtiyorlar. görüntü sağlasa da, daha sağlıklı kıldığı söylenemez. Bu işlemin uygulanması iç organlardaki yağı etkilemediğinden, kişinin aşırı yağlanmaya bağlı sağlık sorunlarıyla karşılaşma olasılığında herhangi bir değişiklik söz konusu olmaz. 15 Suç anneniz ya da babanızda. Şizofreni, yük sek tansiyon ve alkolizm gibi durumlarla kıyaslandığında, obezliğin çok daha kalıtımsal bir durum olduğu belirtiliyor. 78 16 Araştırmalar günlük beslenmede Biyoloji de sorunun çözümüne katkıda bulunuyor. Leptin, yağ hücreleri tarafından kana pompalanan ve açlık duygusunu yatıştıran bir hormondur. Bedendeki yağ oranı arttıkça kana pompalanan leptin oranı artar ve buna bağlı olarak da kişi daha az açlık duyar. doymuş yağ tüketiminin yetkililerin önerdikleri gibi alınan kalorilerin %10’una düşürülmesinin yaşam süresini uzattığını, ancak bu uzamanın en çok birkaç ay olduğunu ortaya koyuyor. oluşturuyor. 17 Beynin yaklaşık %70’ini yağlar Ne var ki, leptin hormonu dengeli beslenmeye yardımcı olma konusunda asla başarılı olamadı. Çünkü, aşırı kilolu insanların büyük bir çoğunluğu bu hormona tepki gösteremiyor. 9 Şişe burunlu Atlantik yunusları başlarındaki kavun adlı yağlı dokudan ses dalgalarını odaklamak amacıyla yararlanırlar. Yunuslar sesleri algılama konusundaki becerilerini buna borçludurlar. Göbekli olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Balinalar yağla kaplıdırlar. Bu kalın yağ katmanı balinayı soğuktan koruyan can alıcı bir yalıtım aracıdır. Kimi balinalarda bu yağ katmanının kalınlığı 50 santimetreye ulaşır. 1819 10 Erişkin bir kişideki yağ hücrelerinin yakla şık %10’u bir yıl içinde ölüyor. Ne yazık ki, beden yok olan bu hücrelerin yerine hemen yenilerini üretiyor. 11 Bedenimizdeki toplam yağ hücrelerinin sa 20 Develerde ise tam tersi bir sorun yaşanır. Sıcak yısı erişkinlik dönemine ulaştığımızda sabitleniyor. Bu durumda, mideye kelepçe takılması gibi köklü bir kilo verme yöntemi uygulansa bile yağ hücrelerinin iklimlerde yaşayan bu canlılar kendilerini sıcak tutacak bir yalıtım sistemine gerek duymadıklarından bedenlerindeki yağı gerektiğinde enerji kaynağı olarak kullanmak üzere hörgüçlerinde depolarlar. Rita Urgan CBT 1202/8 2 Nisan 2010