14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yenilikçi çözümler geliyor SAGE). Selçuk Köprü: Ses Tanıma ve KuralTabanlı Otomatik Çeviri Sistemlerinin Entegre Edilmesi (teknoloji Yazılımevi). Emre Oğuz: Hermetik Soğutucu Akışkan Kompresörlerinde Zamana Bağlı Isı Transferinin Kompresör Performansına Etkisinin İncelenmesi (Arçelik). Sinem Öktem: Gözlemlenebilir Gerçek Zamanlı Elektroforez (Tanısal İnovatif Biyoteknoloji Organizasyonu). Necip Şahan: Yüksek Güçlü, Geniş Bant, Doğrusal RF Güç Yükselteç Tasarımı (Aselsan). Mehmet Bilgehan Tosun: Akıllı Kartlar ve Parmakizi Kullanan Gelişmiş Güvenlik Sistemi Tasarımı (Renko Fotoğraf Tanıtım Güvenlik Sistemleri). Onur Türkyılmaz: Hücresel Ağlarda OrtamBilinçli Konum Belirleme (Vodafone Teknoloji). Kurulu Başkanı Dr. Tolga Yalçınkaya “Bu kaydın anlamı, Ortopro’nun FDA standartlarının gereksinimleri karşılayacak şekilde üretim yaptığının tescilidir. Dünyaca çok tanınan ve kaliteli üretimi belgeleyen Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA web sitesine bir Türk Firması olarak girmeyi başardığımız için çok mutluyuz” dedi. Ortopedik implant ve protezler tasarlayan Ortopro, FDA tarafından onaylı tek yerli üretim diz protezinin üreticisi. Altı kişilik bir İngiliz ortopedist ekip tarafından tasarlanan ve Ortopro’nun İzmir’deki fabrikasında üretilen St Leger Neo diz protezleri tüm dünyada yaygın olarak kullanılıyor. Bugüne dek yaklaşık 20 bin adet kullanılan St Leger Neo, 7 yıllık klinik verilere sahip. İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı ile büyüyen Ortopro, dünyada markalaşan ilk Türk Ortopedik Cerrahi Ürünler İmalatçısı olmayı hedefliyor. Ortopro, bu çerçevede şimdiye kadar İzmir’de bulunan fabrikasında ürettiği ürünleri başta Amerika kıtası ve Avrupa'da olmak üzere 40'a yakın ülkeye önemli miktarda mal satmayı başardı. Türkiye'deki 260 milyon dolarlık pazarın lideri olan Ortopro, ortopedik protez ve implantlarıyla 26.5 milyar dolarlık dünya pazardan pay alabilmek için çalışmalarını ciddi bir şekilde sürdürüyor. GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com Geçen bir yazımdaki görüşlerim nedeniyle kimi meslektaşlarım tam gün felsefesine karşı olduğum sonucunu çıkartmışlar. Önce bu konuda bir düzeltme yapmalıyım. Tam gün felsefesine karşı değilim, tersine destekleyicisiyim. Karşı olduğum, “şu haliyle tam gün yasası”dır. Tam Gün Yasası Tartışmasına Devam... Nedenlerini belki daha anlaşılır bir biçimde ve maddeler halinde özetlemekte fayda var. 1 Hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın kamuoyunda yaratmaya çalıştığı “bu hekimleri tatmin etmek imkânsız” imajını fırsatçı ve fazla tribüne yönelik buluyorum. 2 Bu yasa hazırlanırken hekimlerin, sağlık çalışanlarının ve onların sivil toplum örgütlerinin, Türk Tabipleri Birliği’nin fikrinin yeterince alınmadığını düşünüyorum. 3 Kamuoyunda bir hekimin katkı payı olarak hasta başına alacağı paralar çok abartıldı ve çarpıtıldı. Bir kere temel anlaşmazlık noktasını iyi belirlemek gerekir. Hekimler diyor ki; insani şartlarda ve 8 saat mesai yapalım ve insani şartlarda yaşayacak bir maaş alalım. Buna karşılık hükümet diyor ki; hayır ben sana 8 saatin üzerinde çalışırsan ek para öderim. Ben, bir hekim günde kaç hasta görmeli ki kabul edilebilir bir yaşam standardına ulaşabilsin, 15 yılı bulan eğitim sürecinin sonunda günde kaç saat çalışmalı ki ailesini insanca yaşatabilsin, bu soruların yanıtını bilmek istiyorum. Çünkü istediğin kadar hasta bak, para kazan önermesi hem hasta hem de hekim için akıllıca değildir. Kalitesiz ve sadece baktığı hasta sayısını arttırmaya yönelik çabaların hastaya da bir yararı yoktur. 4 Eğer hekim emeğini kamuda çok ciddi anlamda ucuzlatacaklarsa, ki öyle görünüyor, bu ülkede kanser hastalarını tedavi edecek, organ nakli yapacak, laboratuvarlarda araştırma için vakit harcayacak, eğitimle ilgilenecek hekimleri nasıl bulacaklar, hiç tartışılmadı. Tüm hekimlerin boğaz tokluğuna poliklinik yapmaktan ne bilimsel üretim, ne eğitim hiç bir işle uğraşamayacakları söylenmedi. Korkarım ki, ülkemizde üretilen tıbbın hem hizmet hem de akademik anlamda kalitesi düşecektir. 5 Bugün çok iyi bildiğimiz performans ödemelerinde yaşanan etik sorunların giderek artacağı, bunlara karşı hangi önlemlerin alınacağı hiç konuşulmadı. İçlerinde bölüm şeflerinin de olduğu kıdemli hekimlerin – küçük bir azınlık bile olsa araştırma görevlisi hekimleri çalıştırarak, gereksiz ve abartılı tetkik isteyerek, gereksiz yere yatan hasta ziyaret sayılarını arttırarak, performans puanlarını ve dolayısıyla aldıkları ücretleri yükselttikleri biliniyor. Tam gün yasa tasarısı, bu tür kötüye kullanmalara nasıl bir önlem getirecek, hiç tartışılmadı. 6 Günde 18 saat çalışan ve 100 hasta bakan bir hekimin 100. hastası olarak muayene olan bir kişinin ne kadar büyük ve yaşamsal bir risk alacağı hatırlanmadı. 7 Kimsenin mesleki kariyerde ilerlemek istemeyeceği, hekim için en büyük isteklendirme aracı olan “hasta tarafından tercih edilmek” duygusunun yok olacağı ve sağlık hizmet kalitesinin tamamen ortadan kalkacağı anlatılmadı. 8 Türkiye’de çalışan 110.000 hekimin daha kaliteli bir hekimlik hizmeti vermesi sağlanmaya çalışılacakken, bütün hekimleri tekdüze, standart sağlık hizmetleri veren bir memurlar topluluğuna çevirmeye çalışıldığı anlatılmadı. Bütün bunları yazarken bir yandan da derin bir rahatsızlık duyuyorum. Halen kolay yoldan para kazananların, halen TEKEL işçileri gibi sadece yaşayabilmek uğruna sokakları dolduranların olduğu bir ülkede, insanların hastane kapılarında hekime değil ama tedaviye ulaşamadığından, yatak yokluğundan ölenlerin olduğu bir ülkede hekimlerin özlük sorunlarını yazmaktan rahatsızım. Ancak yazdıklarımız, söylediklerimiz tarihe birer not olarak düşmeli. Düşmeli ki, sonraki kuşaklar ileride bu yasanın yürürlüğe girme aşamasına kadar hiçbir noktada sağlık çalışanlarının görüşlerinin alınmadığını, sağlık emekçilerinin muhalefetine rağmen yasalaştığını, kalitesizleşen sağlık hizmetinden sağlık çalışanlarının sorumlu olmadığını bilebilsinler. O nedenle açıkça ilan etmeliyiz ki; bu yasa aslında açık bir biçimde sağlık çalışanlarının emeğinin ucuzlatılması projesidir. Bedelini ise sadece hekimler değil tüm TC vatandaşları ödeyecektir. FDA akreditasyonu alan ilk Türk ortopedi firması Ortopro; FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi Food and Drug Administration) web sitesinde onaylı ürünlere sahip firmalar listesinde yerini aldı. Ortopro Yönetim Kadıköy’te naylon torba yasağı: “Nonwowen” torbalar kullanılacak Kadıköy Belediyesi 1 Mart 2010’dan itibaren Kadıköy’de naylon poşet kullanma yasağı başlatıyor. Kadıköy Belediye Meclisi, ilçede naylon poşet kullanılmaması ve bütün mağaza ve dükkânların naylon poşet yerine kâğıt, bez torba ya da doğada çözünebilen doğa dostu biobozunur poşet kullanılması kararı çıkarttı. Bunların içinde nonwowen olarak tanınan dokuma ve örme olmayan, özel kullanımlar için imal edilen ve kullanım süresine göre maliyeti çok düşük olan teknik tekstil ürünlerine öncelik verilecek. Bu malzeme sıvı çekici, sıvı itici, esnek, sağlam, yumuşak, gergin, yanmayı geciktirici, filtre edici, antibakteriyel özelliklerine sahip olabilir. Ana hammaddesi elyaf. Çevre kirliliğinin en büyük kaynaklarından biri, plastik poşetler. Kontrolsüz olarak kullanılan naylon torbaların nesli tükenmekte olan canlıların besin zincirlerini yok ederek çevreye büyük zarar verdiğine dikkat çeken Kadıköy Belediyesi, çevre korunması için örnek bir kampanyayı hayata geçiriyor. “Naylon torba kullanma yasağı” belediye ekipleri tarafından ilçedeki tüm mağaza, dükkan, alışveriş merkezleri ve semt pazarlarına yapılan resmi tebligatlarla bildiriliyor. başlangıcında biz de büyük firmalarla anlaşarak çevre dostu bez torbalar dağıtacağız.” Nonwoven (dokusuz yüzeyler) ürünler, dokunmayan ya da örülmeyen elyaf esaslı düz ağlardır. Pek çok farklı şekilde karşımıza çıkan bu ürünler, elektrik kablo yalıtımı ve çocuk bezleri gibi pek çok çeşitli uygulama alanına yönelik olarak sanayide kullanılır. 1000 ton plastik çöp • İstanbul’da her gün 10 bin ton çöp toplanıyor. Bunun 1000 tonu plastik. • Kadıköy’de her gün 600 ton çöp toplanıyor. 60 tonu plastik poşet.. •Türkiye’de bir kişi ortalama bir yılda 312 adet poşet kullanıyor. • Poşetlerin doğada çözülmeleri 400 ile 1000 yıl arasında değişiyor •Kocaeli’nde atık plastiklerden üretilen ve kanserojen madde içeren siyah naylon poşetlerin kullanılması yasak. Kocaeli’nin yanı sıra Akçay, Bartın, Kilis, Karasu, Samsun, Edirne belediyeleri de bu poşetleri yasakladı. Dünya’daki tüm plastik torbaların sadece %1’i geri dönüştürülüyor. ABD: San Francisco, Oakland ve Kaliforniya’da alışveriş merkezleri ve eczanelerde kullanılmıyor. Fransa: Paris’te naylon torba kullanımı geçen sene yasaklandı. 2010 itibarıyla tüm ülkede yasaklanacak. Hindistan: Yeni Delhi ve Bombay başta olmak üzere, dört bölgede naylon torba kullanımı yasak. Tayvan: Naylon torbanın yanı sıra plastik çatalbıçak kullanımı da yasak. İrlanda: Naylon torba kullanmak isteyen, 20 cent vergi ödüyor. Kenya: 2008 itibarıyla tüm ülkede naylon torba yasaklandı. Güney Afrika: İnce torba yasak, geri dönüşümlü olanlar serbest. Uganda: İnce torba kullanımı yasak, kalınlarda vergi var. Ruanda: İki yıldır naylon torba kullanımı yasak. Çin: 1 Haziran 2008 itibariyle ince plastik torba üretilmiyor ve bunların süpermarketlerde kullanılması yasak. YASAĞA UYULMAZSA Kadıköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden bir yetkiliye göre, bu karar bir yasaktan çok, gerekli bir adım olarak değerlendirilmeli. REC Türkiye’nin (Regional Environmental CenterBölgesel Çevre MerkeziTürkiye) bir üyesi olarak, karbon salımını azaltmayı hedefleyen bu kampanya, ev kadınları ve mahalle gönüllülerinin desteğinden güç alıyor. Bu arada ücretsiz çevre dostu poşet dağıtımına da ağırlık veren belediye, bu girişimin zaman içinde tüm belediye sınırları içinde uygulanacağına inanıyor. Bu kampanyaya destek veren Cumhuriyet Gazetesi de gazete ile birlikte nonwowen torba dağıtacağını duyurdu. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk bu kampanya ile ilgili şunları söyledi: “Alışverişe çıkarken vatandaşların yanlarında bez torba, file taşımalarını ya da çözünür poşet kullanmalarını istiyoruz. Kampanya CBT 1197/ 7 26 Şubat 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle