14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR SOYU TÜKENMİŞ ‘GRÖNLANDLI’ CANLANDIRILDI Bilim insanları ilk kez soyu tükenmiş bir insanın hücre çekirdeği kalıtımını “canlandırmayı” başardı. Ellerine Grönland’da bulunan 4000 yıllık saç demeti vardı. Grönland’ın ilk sakinlerinden olan bu kahverengi gözlü, esmer tenli insan soğuğa çok iyi uyum sağlamıştı.Anlaşıldığı üzere ataları Eskimolardan ve Kızılderililerden bağımsız olarak Sibirya’dan göçmüş. Uluslararası bir araştırma ekibi geçen yıl bir mamuta ve soyu tükenmiş bir insana ait saç demetindeki kalıtımı neredeyse tamamen yeniden yapılandırmaya başarmıştı. Ancak bu kalıtım hücre çekirdeği değil yalnızca anneden geçen mitokondriyal kalıtımdı. Fakat Kopenhag Üniversitesi Doğa Bilimleri Müzesi’nde Eske Willerslev yönetiminde çalışan araştırmacılar, bir adım daha ileri giderek 4000 yıl önce yaşayan erkeğin çekirdek genomunu canlandırdı. Bu insan tahminlere göre Saqqaq kültüründen. Yeniden yapılandırma için gerekli DNA, Danimarka Ulusal Müzesi’nde 1980’li yıllardan bu yana saklanan saç kalıntılarına aitti. Saç DNA’sından, saçın bir erkeğe ait olduğunu bulmuşlar. Genlerin varlığı, soyu tükenmiş Grönland’lının görünüşü ve sağlık durumu hakkında değerli bilgiler vermekte. Mesela “Inuk” olarak adlandırılan bu erkeğin kahverengi gözlü, esmer, kelliğe eğilimli olduğunu ve A pozitif kan grubuna sahip olduğu anlaşılmış. Ayrıca kanat biçimli kesici dişlere sahipti ve soğuğa uyum sağlamıştı diyor bilim insanları. Gen sekansı Grönlandlının kökeni hakkında da bilgi veriyor. Kuzeybatı Sibiryalı olan Inuk’un ataları 44006400 yılları arasında günümüz Eskimolardan ve Kızılderililerinden bağımsız olarak Grönland’a göçmüş. Soyu tükenmiş olan Inuk’un günümüz Grönland’lılarla doğrudan akrabalığı yok. Bilim insanları farklı yürüyüş biçimleriyle harcanan enerjiyi saptamak için yürüyen bant üzerinde koşan katılımcıların bir kısmına, yere önce tabanlarıyla, diğer gruba önce parmaklarıyla, üçüncü gruba ise topuklarıyla basmalarını söylemişler. Tabanlar üzerinde koşmaya başlamanın yüzde 53, parmaklarda koşmaya başlamanın ise yüzde 83 daha fazla enerji gerektirdiği ortaya çıkmış. Topuk yürüyüşünün avantajı: Topuk, yürürken bedenin daha az aşağı yukarı hareket etmesini sağlıyor ve kütlesini dikey dinlenme pozisyonunda bırakıyor. Bu şekilde ayak bilek kasları, diz kalça ve sırt kasları daha az çalışıyor. Ayrıca taban yürüyüşü, bedeni her seferinde frenler ve her adımda yeniden hızlanmayı gerektirir. Oysa topuk yürüyüşünde en iyi hareket akışı elde edilir. Ancak topukla en işi şekilde basmak sadece yürürken mümkün. Koşarken önce parmaklar, taban veya topukla basmak, enerji açısından pek fark yaratmıyor. Topuğun yerle temas halinde olduğu düz taban duruşu sadece insan ve insansı maymunlarda görülür. celenmiş. Boşanma olasılığı en düşük olan çift: Çiftlerden ikisi de daha önce evlenmemiş, erkek kadından beş yaş büyük, kadın erkeğe göre daha kültürlü, çiftlerden ikisi İsviçreli. En büyük boşanma olasılığı olan çiftler: Eşler farklı kültür çevrelerinden geliyor, erkek daha önce evlenip boşanmış, eşinden iki ila dört yaş daha büyük ve çiftlerden ikisi de kötü eğitim almış. Günümüzdeki evlilik ve birliktelik durumları “iyinin” çok altında. Boşanma oranları kadınların ve erkeklerin kendilerine daha uygun eşler bulmalarıyla düşebilir, diyor uzmanlar. Harry Atwater ve ekibi bu iki özelliği taşıyan bir malzeme üretti. Yeni malzeme gün ışığının %85’ini alabiliyor ve bildik malzemelerde kullanılan silisyumun sadece yüzde birini içermekte. İNSANOĞLU DOĞUŞTAN UZUN MESAFE YÜRÜYÜCÜSÜ Az enerji harcayarak yürüme konusunda insan tüm hayvanlardan önde. İnsanoğlu gerçi aynı zamanda iyi bir uzun mesafe koşucusu ama örneğin ceylan, geyik, at veya köpek gibi az enerji harcayarak koşamıyor. Çünkü bu hayvanlar koşarken zemine ilk önce taban veya parmaklarla basarken, insan ayağı topuk yürüyüşüne göre biçimlenmiştir. Bu özellik de insanı yürüyüşte dünya şampiyonu yapıyor (David Carrier, Journal of Experimental Biology). UZUN VE MUTLU EVLİLİĞİN FORMÜLÜ Mutlu bir evlilik için aşk yeterli değ i l . İsviçreli bilim insanları bir evliliğin hangi koşullarda daha uzun dayandığını ve evliliği çabucak bitirenin ne olduğunu buldu. Cenevre Ekonomi Yüksek Okulu araştırmacılarına göre mutlu evliliğin reçetesi doğru eş seçimi. Evlilikte erkek beş yaş daha büyük, kadın ise daha kültürlü olmalı, diyor Nguyen Vi Cao. (European Journal of Operational Research) İsviçre’de yaşayan 1074 çiftin ilişkisi beş yıl boyu takip edilmiş. Çiftlerin daha önce evli olup olmadıkları tespit edilmiş. Yaşın, eğitimin, milliyetin ve daha önce yaşanan evliliklerin ayrılıklar üzerindeki etkisi in KEKEMELİĞİN NEDENİ GENETİK Kekemelik de genlerle ilgili. James Battey, bilim ilk kez kekemelikten sorumlu olabilecek genetik değişimler saptadı diyor (New England Journal of Medicine). Bulgu yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde yardımcı olacak. Kekemelik genelde aileden geldiği için uzmanlar genlerle ilgili olduğunu aslında uzun bir süredir tahmin ediyorlardı. Daha önceleri gerçekleştirilen bir araştırmayla X kromozomu üzerinde genetik değişimin bulunduğu saptanmıştı. Ancak Pakistanlılar, Amerikalılar ve İngilizlerle gerçekleştirilen son araştırmayla kekemelerin çoğunda toplam üç gende değişim olduğu görüldü. Genetik uzmanları şu sıralar dünya çapındaki bir araştırmayla, genlerdeki değişimlerin beyin üzerindeki etkisini bulmaya çalışıyorlar. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma YAKINDA GÜNEŞ HÜCRELİ GİYSİLER GİYECEĞİZ Amerikalı bilim insanları Güneş hücreli kazak üretimine izin verebilecek bir gelişmeye imza attı. Kıvrılabilir Güneş hücrelerinin üretimi için bildik güneş modüllerinde kullanılan malzemenin sadece yüzde biri gerekli. Yeni malzeme, mikrometre küçüklüğündeki silisyum tellerinden. Işığın silisyum plaka yerine art arda sıralı tellerde toplanması, gerçi esnek Güneş hücresi üretimine izin vermekte. Böyle bir malzemenin ürün haline gelebilmesi için, farklı dalga boylarında ve farklı açılardaki ışığı emebilmeli ve pahalı olduğu için de çok fazla silisyum içermemeli. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden İLKEL KANSER GENİ CBT 1197/ 4 26 Şubat 2010 ha basit model organizmalarla çalışıyor ve sonuçları daha sonra insana aktarıyor. Avusturyalı araştırmacılar Klaus Bister, Markus Harti ve Bert Hobmayer şimdi myc geni için tam da böyle bir organizma buldular. İnsanda görülen en önemli kanser geAraştırmacılar tatlısu poliplerinde ilk kez kanninin 600 milyon yıllık geçmişine inildi, söz ser geninin varlığını kanıtlayarak, bu orgakonusu gen, tatlısu polipinde saptandı. nizmada da tıpkı insandakine benzer özellikler Kanser geninin ilkel hayvanlarda da intaşıdığını gördüler. İki milimetre büyüklüsandakine benzer biyokimyasal özellikler tağündeki hidralar, yaklaşık olarak 600 milyon şıdığı kanıtlandı. PNAS dergisindeki yazıya yıl önce gelişen ve halen dünya sularında yagöre, organizmaların büyümesinde katkısı şamaya devam eden ilk dört hücreleri canbulunan myc geni, değişime uğradığında lılara dahil. hücrelerin büyümesi kontrolden çıkarak Bulgu, genin daha çok hidraların kök kanser hastalığına yol açabilmekte. İnsanda hücrelerinde bulunması nedeniyle büyük görülen tümörlerin yüzde otuzunda değişiönem taşımakta. Yeni incelemelerle kök me uğramış mcy geni saptanıyor. Kanser hücreler hakkında da ilginç bilgiler edinilegenine bağlı hatalı çalışmanın daha iyi ancek. Kök hücreleri tatlısu poliplerine yenilaşılması için hangi genlerin myc ile ayar Polip dokusunda kanserli kök hücre lenme yeteneği veriyorlar. Bu hücrelerin yarlandığını ve bunlardan hangilerinin kanser dımıyla polipler beş günde tamamen yenileniyor ve bu özelliklehastalıkları için önemli olduğunun öğrenilmesi gerekiyordu. Ancak insan organizması çok karmaşık olduğu için bilim da rinden dolayı teorik olarak sonsuza dek yaşayabiliyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle