23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Türk şirketlerinden teknolojik ARGELA’dan mini baz istasyonu ile 3 G Türk Telekom bünyesindeki Argela, mini baz istasyonu Femtocell’i ev bazında pazarlamayı planlıyor. Bu yılın sonuna kadar Türkiye’de piyasaya sunacakları Femtocell ile genişbant internet üzerinden 3G her eve girebilecek. Böylece 3G hizmetinin gidemediği, ya da çok kaliteli olmadığı alanlarda Femtocell açığı kapatacak. Türk Telekom yetkilileri ADSL olan her yere 3G’nin de girebileceğini belirtiyorlar. Femtocell olarak adlandırılan mini baz istasyonları sayesinde 3G kapsama alanı rahatça genişletiliyor. Adı, katrilyonda bir anlamına gelen “femto“ kelimesinden türetilen cihaz, ADSL bağlantısını kullanarak 2 ila 4 mobil cihaza 3G bağlantı sağlayabiliyor. Evdeki Femtocell’e bağlanan cep telefonu kullanıcısı, bu sayede hızlı veri indirebilecek, daha net görüşmeler yapabilecek ve telefonunun pili de daha fazla dayanacak, Kullanıcı Femtocell’in kapsama alanına girdiği zaman, cep telefonu iletişimini artık evdeki genişbant hatları üzerinden gerçekleştirecek. Böylece evde zayıf olan ya da hiç olmayan 3G sinyali Femtocell sayesinde cep telefonu tarafından algılanacak. Kullanıcı evden çıktığı zaman da tekrar cep telefonu operatörünün baz istasyonuna bağlanacak. Üstelik evden ayrılırken telefon ile konuşuyorsa, bağlantı kopmadan dışarıda da konuşmasına devam edebilecek. Argela Gnl. Md. Yard. Ercan Yılmaz, küçük bir kutu olan Femtocell’in fiyatının 100 dolar civarında olacağını bildirdi. ARGELA Yazılım ve Bilişim Teknolojileri, telekom operatörleri için yenilikçi teknolojiler ve yeni nesil çözümler üreten bir firma. 2004 yılında faaliyetlerine başlayan şirketin %100 hissesi Türk Telekomünikasyon’a ait. Merkez ofisi İstanbul’da. Şirketin ayrıca Ankara, Dubai ve ABD’de birer ofisi bulunuyor. daha piyasaya sürecek. Bunlardan biri mayıs ayından itibaren piyasaya çıkacak olan solar çatı sistemi. Onduline bayilerinden sağlanacak olan bu ürünle 78 bin Avro’luk maliyetle elektrik enerjisi çatıdan elde edilecek. Onduline Avrasya’nın ARGE biriminde geliştirilen güneş enerjisi ile elektrik üreten çatı sistemi, 2 kwa’dan 10 kwa gücüne ulaşabilecek. Onduline ekipleri çatıyı, yalıtımı ve elektrik tesisatını paket olarak uygulayacak. İkinci ürün ise kiremit ve diğer çatı kaplama malzemelerine göre çok daha dayanıklı, ısı yalıtım gücü yüksek ve nakliye, uygulama maliyetlerini düşüren “seramik çatı kaplama malzemeleri” olacak. Bu ürün kiremite göre daha hafif, daha uzun ömürlü ve ticari açıdan da stoklaması, taşıması daha kolay. Çağ ‘bilgi çağı...’ Peki, mühendislik alanındaki mevcut bilgi ve deneyim birikimini bile kaybetme yolundaki bir ülke bu çağda geleceğine nasıl güvenle bakar? Sanayide Büyük Ölçekli Yatırım... Sayın Güngör Uras’ın 3 Aralık 2009 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanan “İzmit’teki Ford fabrikasından bu yana büyük ölçekli yatırım yapılamadı” başlıklı yazısını okuduğumdan beri bu konu bir başka yönüyle hep aklımda... Kimsenin hakkını yememek için belirteyim. Geçenlerde Tosyalı Holding’in Osmaniye’de işletmeye açtığı Yassı ve Yapısal Çelik Üretim Tesisi de, 1 milyar dolarlık yatırım tutarı, 2 milyon tonluk yıllık üretim ve 2000 dolayındaki istihdam kapasitesiyle büyük ölçekli bir tesis... Ama bu, Uras’ın parmak bastığı gerçeği değiştirmiyor. O gerçek şu: Türkiye’de neredeyse on yıldır, büyük ölçekli sınai üretim tesisi kurulmamıştı. Tosyalı’nınki bir ilkti; ama, görünürde bir başkası yok... Evet, sanayide büyük ölçekli yatırımlar, büyük ölçekli üretim tesisleri ekonominin itici gücünü oluşturur. Hele de ülke henüz sanayileşmemişse... Böyle tesisler olmadan sanayi olmaz, sanayileşme olmaz; sanayi üretimi ve sanayide istihdam artmaz. Dolayısıyla, ekonomik büyüme, toplumsal gelişme olmaz. Günümüzde, yalnızca küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleriyle belini doğrultabilmiş bir ülke var mı, ben bilmiyorum. Aslında küçük ve orta ölçeklilerin varlık nedeni de büyük ölçekli işletmelerdir. Örneğin, büyük ölçekli otomotiv ana sanayii olmadan genellikle orta ölçekli işletmelerden oluşan otomotiv yan sanayiinin ortaya çıkması düşünülemez. Sanayide ARGE’yi sürükleyen de büyük ölçekli işletmelerdir. Büyük ölçekli sanayi işletmesi olmayan bir pazar ekonomisinde özel sektörün ne ARGE yeteneği ne de teknoloji gücünden söz edilebilir. Bunlar doğru; ama konunun ilk bakışta hemen göze çarpmayan önemli bir yönü daha var ki, benim ele almak istediğim o. Lafı uzatmadan söyleyeyim: Büyük sanayi yatırımlarından vazgeçen ya da bunu oluruna bırakmış ülkelerde asıl kayıp mühendislik alanındaki aşınmadır. Çünkü, makina, elektronik, metalurji, kimya ve gıda mühendisliği başta olmak üzere pek çok mühendislik dalında istihdamı ağırlıklı olarak büyük işletmeler yaratır. Daha da önemlisi, ‘sınaiaraştırma ve deneyimsel geliştirme’, ‘tasarım geliştirme ve doğrulama’, ‘ürün ya da süreç geliştirme’ ve ‘teknoloji yönetimi’ gibi, üst düzeydeki mühendislik hizmetlerine olan talebi yaratan, büyük oranda bu tür işletmelerdir. Zaten mühendislik mesleğinin insanları da bu tür hizmetleri yerine getirsinler diye yetiştirilir. Denebilir ki, ülkemizde büyük ölçekli sanayi yatırımı yapılsa ne olur? Hem kuruluş aşamasında hem de işletmeye geçtikten sonra, teknoloji bütünüyle dışarıdan geliyorsa; ARGE ve tasarım geliştirme yabancı ortağın ya da lisans alınan yabancı firmanın gelişmiş ülkelerdeki ARGE birimlerinde yapılıyor ve işletmede ne zaman ciddi bir teknolojik sorun çıksa yabancı uzman getiriliyorsa; kısacası, bize kalan sadece imalatsa, bizim mühendisimiz ne yapacak; kendisini nasıl geliştirecek? Doğru, ne yazık ki mevcut pek çok büyük işletmede bu sorun var. Mühendislerimiz mesleki yeterliliklerinin çok altında kalan düzeylerde çalıştırılabiliyor ve bunun sonunda da mesleklerine yabancılaşıyorlar. Ama hiç unutmayalım, ARGE ve tasarım hizmetlerini, kendi elemanlarının bu alanlardaki yeterliliğini kanıtlayarak, Türkiye’de kurulu tesise çekmek için çaba gösteren yerli yöneticiler, yerli yatırımcılar da var. Ülkede yabancı ortaklı olsun, olmasın büyük ölçekli yeni sanayi yatırımı olmaması bu imkân kapısını zorlama şansını bile bütünüyle ortadan kaldıracaktır. Bu gidişin sonu, mühendislik alanındaki mevcut bilgi ve deneyim birikimimizin de kaybı anlamına gelir. Çağ ‘bilgi çağı...’ Peki, mühendislik alanındaki mevcut bilgi ve deneyim birikimini bile kaybetme yolundaki bir ülke bu çağda geleceğine nasıl güvenle bakar? Konuyla ilgili olarak uç veren daha pek çok sorun ve yanıtlanması gereken soru var. Onlar gelecek haftaya kaldı. Ruj lekesi tutmayan bardak Sofralık cam ürünleri üreticisi Gürallar ArtCraft, dünyada bir ilk olarak nanoteknolojiyi cam ürünlerde kullanacak. ABD’li Drexel Üniversitesi ile bir yılı aşkın bir süredir proje üzerinde çalışan şirket, çizilmez ve leke tutmaz Gürallar ArtCraft Yönetim bardaklar üretmeyi he Kurulu Üyesi Esin Güral defliyor. Bu proje özel Argat likle yıkandığı halde çıkmayan ruj lekeleri yüzünden sıkıntı yaşayan restoranlara yarayacak. ARGE faaliyetlerine 2 milyon dolar ayıran şirket, bugüne kadar binaların dış cephe kaplamalarında kullanılan nanoteknolojiyi, bu projeyle zücaciyeye uyguluyor. Cam sektörünün genç bir üyesi olar Gürallar ArtCraft’ın 1213 yıllık bir geçmişi var. Ancak, bu kısa geçmişe karşın Gürallar ArtCraft’ın 2009 yılı ihracatı 60 milyon dolara, ürünlerinin uzandığı ülke sayısı da 76’ya ulaştı. Üretim tesisleri Kütahya’da olan şirket, “sofra camı” üretiyor. Yıllık çay bardağı satışları 400 milyon adet. 2009’u 120 milyon dolar ciroyla tamamlamış.Gürallar’ın kendi bünyesinde kurulu Teknopark’ta ise cam makinelerinin tasarımı ve geliştirilmesi, mevcut üretim makinelerinin verimliliklerinin artırılması üzerinde çalışılıyor. Türkiye’de Bir İlk: Nanoteknolojik Kraft Torba Işıklar Ambalaj, kraft torba üretiminde nanoteknolojik sisteme geçiyor. Yüksek teknoloji ürünü nanoperforasyon sistemiyle kağıt torba dolumu sırasında ortaya çıkan tozlar tamamen elimine edilirken, buna bağlı olarak torba dolumundaki hız ve verimlilik de artacak. Öte yandan aynı performansın sağlanması için şimdiye kadar kullanılmak zorunda olunan özel gözenekli (high porosity) kâğıtlar yerine standart kraft kâğıtlar kullanabilecek. Böylelikle bir tonluk kağıt tüketiminde 90 Avroya varan maliyet avantajı elde edilecek. İngiltere’den temin edilen sistem, Türkiye’de ilk olarak Işıklar Ambalaj’ın Çumra’daki kraft torba fabrikasında kullanılacak. Sanayide uygulanmış tezlere ödül “3. Dr. Akın Çakmakçı Sanayide Uygulanmış Tezlerin Başarı Öyküleri Ödülleri” kapsamında TTGV tarafından değerlendirme yapmak üzere seçilen Jüri (Prof. Dr. Ataç Soysal, Prof. Dr. Adnan Akay, Prof. Dr. Hüseyin Avni Öktem, Murat Şahinoğlu, Turgut Selbastı, Dr. Tanju Çeliker), 10 adet başvuruyu ödüle uygun gördü. Tezler çeşitli şirketlerde uygulama alanı buldu. Özlem Akalın: İstatistiksel Deney Tasarımı Yöntemleri ile Beton Performansı ve Maliyetinin Optimizasyonu (Nuh Beton). Ayşe Aytaç: Naylon 6.6/Poliester Melez Kordların Tasarımı Ve Özelliklerinin İncelenmesi (Kordsa Global). Özgür Duygulu: Magnezyum Levha Alaşımlarının Üretimi Ve Geliştirilmesi (V.İ.G. Makine). Mustafa Tuğrul Kozak: Model Güncelleme Teknikleri ve Bu Tekniklerin Havacılık Yapılarına Uygulamaları (TÜBİTAK – CBT 1197/ 6 26 Şubat 2010 Elektrik artık çatılarda üretilecek Dünyada 9 ülkede üretim tesisi ve 100’ den fazla ülkede faaliyeti bulunan ONDULINE Group’un Türkiye’deki kuruluşu Onduline Avrasya, özellikle çatı kaplama ve kiremit altı su yalıtımı konularında geliştirdiği özel ürünlerle tanınıyor. Şirket, Türkiye’deki ARGE faaliyetlerinin sonucunda, şimdi iki yeni ürünü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle