24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com “Tohum konusu ile ilgili olarak, YâSîn Suresinin 35. ayetinin Türkçe anlamının doğruluğunu size danışmak isterdim.” (Bir okuyucu mektubundan.) Yılın en iyi teknolojik buluşları (2) Üç boyutlu gözlük ile gerçeğe daha yakın görüntüler Avatar, üç boyutlu film sektöründe çıta yükselten teknolojisiyle sinema tarihine damgasını vurdu. Ancak filmi izlemek için kullanılan gözlükler, ne yazık ki bu teknolojiyi yansıtmakta yetersiz kaldı.. Bir kere görüntü parlaklığını %50 oranında azalttığı gibi, bunları varolan gözlüklerinin üzerine takmak zorunda kalan miyoplar görüntüyü iyice bulanık görüyordu. Bu sorunu çözmek için Dream Works Animation ile birlikte çalışan Oakley Inc., optik açıdan düzeltilmiş mercekler geliştirdi. Bu arada Samsung da kendi ürettiği 3 boyutla DVD’ler için konturları keskinleştiren gözlükler üretti. Bu iki gözlük, 3 boyutlu sinema teknolojisini izleyiciye daha gerçekçi bir biçimde aktarıyor. “...’Genetik Teknoloji’ Konusunu İrdelemek” Bir okuyucumuz, mektubunda, “Aklımızın Bir Köşesine Kaydetmek için ...” başlıklı yazıma (29 Ekim) göndermede bulunarak, “...Ortak katmadan (hanîfen); özellikle (hâlisaten) Kur’anı Kerim hükümlerine odaklanarak (münîben) ‘genetik teknoloji’ konusunu irdelemek, size danışarak doğrusunu bulmak... Tohum konusu ile ilgili olarak, YâSîn Suresinin 35. ayetinin Türkçe anlamının doğruluğunu size danışmak, lutfederseniz, eleştirinizi almak isterdim.” dedikten sonra, YâSîn Suresi’nin 35. âyetini yazmış. Daha sonra da bu ayetin Türkçeye çevirisini vermiş. Şöyle: “O’nun (orijinal tohumun; çekirdeğin) meyvelerinden yerler; kendi elleriyle (kendi bilimsel ve fiziksel güçleriyle) O’nu (orijinal tohumu; çekirdeği) yapamazlar (imâl edemezler); Allah’ın iyiliğinin değerini anlamazlar mı (teşekkür etmezler mi)?” Okuyucumuz, Türkçe ve İngilizce meal kitaplarından bu çeviriyi doğrulayan örnekler sıralamış; bazı meal kitaplarında “[O’nun meyvelerinden] ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için...” ya da buna benzer biçimde yapılan çevirilerin “lisânı sâdık” olmadığı inancındayım, demiş. Ayrıca, “insan tohumu” ile ilgili Kıyamet suresi’nin muhtelif ayetleriyle El Nisa (Kadın) suresi’nin ilk ayetini benzer biçimde ele alarak, “(kendi bilimsel ve fiziksel güçleriyle) O’nu (orijinal tohumu; çekirdeği) yapamazlar...” biçimindeki çıkarsamasının (istihracının), “insan tohumu” özelinde de geçerli olduğunu göstermek istemiş. Okuyucumuz emek vermiş, incelemiş; konuyla ilgili bütün ayetlerin, tevazu göstererek, “konuştuğum, anlayabildiğim kendi dilime (lisânıma) çevirisi”dir deyip, bizim anlayabilmemiz için Türkçesini de göndermiş (gerekli görmüş; İngilizcelerini eklemiş)... Başta verdiğim satırlara bakılırsa, okuyucumuz, Türkçeye yapılan çevirilerin doğruluğunu tahkik etmek istiyor. Başvurduğu Türkçe ve İngilizce meal kitaplarının bazılarına ve benzerlerine (“lisânı sâdık” bulmadıkları dahil) ben de sahibim; yaptığı aktarımlar aynen ya da benzer biçimde o kaynaklarda var. Sanıyorum, okuyucumuzun asıl istediği, tohum konusuyla ilgili ayetleri bizlere bildirmek; işin özünde ne diyeceğimizi öğrenmek... Okuyucumuz biliyor olmalı, bu köşenin ilgi alanı bilim ve teknoloji politikalarıdır; bu nedenle de, kaçınılmaz olarak bilim ve teknolojidir. Bu satırların yazarı kendisini, bu alanın sürekli öğrencisi sayar. Bu köşede yayımlananlar, bir bakıma, bir öğrenci olarak çıkardığı ders notlarıdır. Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, “bilim doğayı bütünüyle algılamak çabasıdır” “doğayı modelleyerek algılama çabası...“diyor. [Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Mayıs 1991.] Bu çaba sonucu ortaya konan bilimsel bilginin ayırt edici özelliği deney yoluyla doğrulanabilir olması kadar yanlışlanabilirliğe de açık olmasıdır. Bilim insanları doğruluğu, yanlışlığı kutsal kitaplarda aramaz; bunun için bilime özgü yöntemleri kullanır. Bilimin ana dinamiği meraktır ve bilim insanı merak ettiği her şeyi araştırır. Bulduğu yanıtı doğrulamaya çalışır ama amacına eriştiğinde de bunun mutlak doğru olduğunu ileri sürmez; yanlışlanabilirlik kapısını açık bırakır. Bilim böyle çalışır. Bilim insanlarının, genetik alanındaki çabaları, canlı doğayı bir bütün olarak algılayıp kavrayabilme arayışlarının parçasıdır. Onlardan bazıları da, bu alanda ortaya konan bilimsel bilgilere dayanarak yeni teknolojiler geliştirip bunları insanlığın yararına sunma arayışındadırlar. Gen yapısına ilişkin müdahalelerini, bilim etiğine uymaları kaydıyla, bu arayış içinde değerlendirmek gerekir. Diyeceğim o ki, bilimsel çaba aslında doğa hakkında bildiklerimizin ve bu bilginin ürünü olan günümüz teknolojisinin sınırlarını genişletme çabasıdır. Bu anlamda ufku sonsuzdur. Gönül isterdi ki İslam, ortaçağda, doğa bilimlerinin gelişmesinde oynadığı rolü bugün de oynayabilsin. Bu köşenin ilgi alanına giren İslamla ilgili tek konu bu rolün niçin sürdürülemediğinin yanıtıdır; günümüzdeki İslam toplumlarının dışında gelişen bilim yeni bir bulgu ortaya koyduktan sonra bu konuda meal kitaplarında ne dendiği değil... Sualtı uçurtması ile yeşil enerji Minesto adındaki bir İsveç şirketi, çocukların oynadığı uçurtmalara benzer bir sualtı uçurtması geliştirdi. Deniz suyu havadan 800 kat daha yoğun olduğu için uçurtmaya –deniz tabanına bir ip ile bağlı iliştirilen küçük bir türbin, sualtında havada olduğundan 800 misli daha fazla enerji üretiyor. Deep Green (Derin Yeşil) olaral isimlendirilen teknoloji, sakin sularda 500 kw enerji üretiyor. Gelgitlerin taşındığı denizlerde bu verim %80 oranında artıyor. İlk deneme Kuzey İrlanda kıyılarında 2011 yılında başlayacak . Gördüğünüz her şeyi kaydeden kamera Google’dan sürücüsüz otomobil Google’ın Prius adlı yeni otomatikotomobili radar sensörleri, video kameraları ve lazerli mesafe ölçücüleri yardımıyla saatte 230 km. hızla, hiçbir yere çarpmadan yol alabiliyor. Amerikan Savunma Looxcie, elleri kullanmadan video kamera ile çekim yapmak isteyen bir mucit tarafından geliştirildi. Looxcie, kulağın üzerine takılıyor. Böylece kullanıcının gördüğü her şeyi 5 saat kesintisiz olarak kaydedebiliyor. Ayrıca bir tuşa basmakla son çekilen 30 saniyelik klip Facebook sayfasına, YouTube’a veya daha önce kaydedilmiş bir eposta adresine gönderilebiliyor. Püskürtme elbiseler Bakanlığı’nın ARGE birimleri bugüne dek sürücüsü olmadan tümüyle otomatik kontrollü çok sayıda aracı Arizona Çölü’nde denedi. Ancak Google’ın teknolojisi önceki modellerden çok daha üstün, çünkü kalabalık caddelerde kazaya yol açmadan yol alabiliyor.. Bunu da petabit gücünde bir teknoloji ile başarıyor. Bu teknolojinin amacı güvenlik. Dünyada her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden olan trafik kazalarını önlemeyi hedefleyen bu teknoloji, ayrıca trafikte yaşanan stresi büyük ölçüde azaltabilecek. Trafik canavarları için bu kötü haber; çünkü diğer sürücüleri zor durumda bırakma zevkinden yoksun kalacaklar. Sprey kutularından son yıllarda çok değişik şeyler çıkabiliyor. Şimdi listeye elbiseler de dahil oldu. İngiliz Fabrican şirketi, bir spray kutusundan püskürtülen kumaşın insan vücudu veya manken üzerinde katılaşarak giysi haline getiren bir teknoloji geliştirdi. Püskürtülen eriyik buharlaştığı zaman lifler birbirleriyle kaynaşıyor ve sonuçta ortaya vücudu tamamen saran bir giysi çıkıyor. Bu teknoloji yalnızca konfeksiyon sektöründe değil, ev tekstilinde, sanayi sektöründe, kişisel bakım CBT 1237/ 6 3 Aralık 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle