24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Büyük İnsan Pazarı ve ÖSYM ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1228 1 Ekim 2010 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir Sağlık sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul ÖSYM, Türkiye’nin en önemli kurumlarından öncelikli olanları arasındadır. Duruma göre en önemli bir kaç kurumdan biridir, bile diyebilirsiniz! Devlet ve kurumlarına insan seçimi ve yerleştirmeleri buradan geçer. Üniversitelere her yıl yerleştirilen 500 binler civarında öğrenciler de bu kurum aracılığıyla seçilir ve yerleştirilir... ÖSYM’nin ana varlık nedeni, hem devlete girerek memur olmayı isteyen hem üniversitelere girmek için sırada bekleyen milyonlarca insanın bulunmasıdır. Bu nedenle bir seçim yapmak zorundadır. ÖSYM sınavlarla insanları seçer. Sözde en iyilerine kapıları açar. Türkiye büyük bir insan pazarıdır. Milyonlarca insan işsizdir ve milyonu aşkın insan da adı üniversite olan bir yere girerek bir diplomayı cebine koyma peşindedir! Üniversiteler arasında yoksul zengin gibi büyük farklılıkların veya derin bilgi/eğitim/öğrenim uçurumlarının olması, diploma açısından önemli değildir. Diploma diplomadır. Diplomalara göre herkes eşdeğerdedir. Ama bu genellikle ve belki de sadece devlet katında böyledir. Çerden çöpten olsun bir üniversite diploman olsun! Ama diploma, akıllı özel sektörde aynı geçerlilikte değildir. Hangi üniversiteden, diye bakar.. Bu büyük insan pazarında en önemli konu, iş bulmaktır, üniversiteye kapağı atmak, ve diplomayı cebe koyanlar için arkasından devlete kapağı atmaktır. *** Türkiye gibi ülkelerde, kilit noktalar nereleri ise, oraları derhal kuşatılır. Kilit noktalar aynı zamanda önemli ticaret ve büyük kazanç merkezleridir de. Sınavlarda, torpille, sahtekarlıkla, satın almayla, seçilecek kimseler arasında bulunmak, işi garantiye bağlamak demektir. Şimdilerde bu ticaret, devleti tamamen kendi türdeşlerinden, uşaklarından, biat edenlerinden oluşturmak için, daha çok cemaatçilerin eline geçmiş gözüküyor. Aynı cemaat, kendi adamlarını üniversitelerde en iyi yerlere de getirmek peşindededir. ÖSYM’nin her yönden kuşatıldığı görülüyor. Önemli olan sorulara sınavdan önce bir şekilde sahip olmaktır. Sorular hangi protokollere göre hazırlanıyorsa, bu protokol zinciri içinde olan her halka/düğüm, insan ve teknoloji, kuşatılır. Oralara sızılır, kilit noktalar satın alınır, sorulara ulaşılır. Soruların değerinin çok büyük olması nedeniyle bütün her şey göze alınır. Burası Türkiye, sızılmayacak, satın alınmayacak bir şey olabileceği düşünülemez! Hele bu iktidar döneminde! *** ÖSYM’den YÖK sorumludur. YÖK oraya İTÜ’den profesör Ali Demir‘i atadı. Ali Demir, baktım, ilk demecinde, teknolojinin bütün imkânlarını kullanacağız, diyor. Tabii ki kullanınız.. İyi niyetle verilmiş bir demeç. Bu demeçten anlaşılmıyor, ama ben daha güvenli teknolojiler kullanacağız, demek istedi diye anlamak istedim. Ama soruları çalıp yandaşlarına dağıtan veya satan “teknoloji” değil. İnsan. İnsan dürüst değilse, namussuzsa, ahlaksızsa... Cemaat çıkarlarına kul köle vs. ise, onu durduramazsınız. Önemli olan oraya koyacağınız insanın kalitesi, dürüstlüğüdür. Eğer bunu bulamazsanız, başaramazsınız. Ne kadar güvenli teknolojiler kullanırsanız kullanınız, namussuz insan da o kadar çok karşı teknolojiler kullanacaktır ve sorulara ulaşmaya çalışacaktır. Bu ne güvensizlik demeyin! Türkiye’de yüzlerce organize çete, özellikle devleti soymak için, ihaleleri kapmak için, soruları çalmak için, adam satın almak için hergün plan program yapıyor. Onların da işi bu! Ali Demir Bey, bakalım ne yapacak... Tabii, bir de arkasındaki YÖK’ün siyasi niteliğine bakarsanız, umutsuz olmanız için her şey var demektir... *** Gelecek Cuma gününe kadar, hoşçakalın.. “Dinsel Yaklaşımın İlk Biçimleri” Durkheim’ın Toplum Bilime Kalıcı Katkısı Prof. Dr. Özer Ozankaya CBT 1228/ 3 1 Ekim 2010 T oplumbilimin önde gelen kurucularından birisi olan ve insanlığın özgürlük ve gönencine anıtsal değerde düşünsel katkıları bulunan Emile Durkheim’ın İntihar ve Toplumsal İşbölümü yapıtlarından sonra Dinsel Yaşamın İlk Biçimleri de Fransızca aslından Prof. Dr. Özer Ozankaya tarafından güzel dilimize çevrilerek CEM Yayınevi’nce yayınlandı. Batılı devletlerin küresel ölçekli sömürgeciliğinin, bilimsel düşünceyi ve özellikle toplum ve insan bilimlerini baskı altına alıp güneş tutulmasına uğrattığı, bunun yerine özellikle geri bıraktırdığı toplumlarda, eğitimsiz ve yoksul tuttuğu kitlelere bilimdışı, usdışı düşünceyi şırınga ettirdiği, böylece kuralsızlık ve ölçüsüzlüğü (anomie) azdırarak tüm insanlığı koyu bir bunalıma sürüklediği dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde, Durkheim’ın “toplumların bugün içinde bulundukları koşullarda yaşayabilmelerinin, bilimin kılavuzluğundaki zekânın toplumsal yaşamın akışında temel yer tutmasına bağlı olduğunu” gösteren yapıtları, eskimeyen önemleri yanında özel bir güncellik de kazanmış bulunuyor. Durkheim’ın bu çalışması da, aşağıda örneklerini verdiğimiz bulgu ve saptamaları ile, insanlığın bu bunalımlı döneminde, bilimin kılavuzluğundaki zekâya toplumsal yaşamın akışında temel yer sağlamaya yardım edcek niteliktedir: Her müsbet bilim gibi toplumbilimin de amacı, güncel, bize yakın, bu nedenle de düşünce ve edimlerimizi etkileyebilen bir gerçekliği açıklamaktır: bu gerçeklik, insandır ve Yazının devamı 8. sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle