02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aydınlanmanın görkemli anıtı Britanya Müzesi nasıl kuruldu? Britanya Müzesi İnsanlık tarihinin en büyük ve en eski müzelerinden biri olan Britanya Müzesi kuruluşunu, Hans Sloane’ın doğa sevgisine borçludur. İskoç bir anababadan İrlanda’da doğan Sloane yaşamının büyük bölümünü İngiltere’de geçirir. 1753’te, doksan üç yıllık uzun bir hayatı geride bırakarak dünyadan ayrılır. Bugün Britanya Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi’nin yıllık ziyaretçi sayısı 10 milyona yakın. Bunlar arasında dünyanın dört bir yanından gelen 11.000 dolayında akademisyen de var. Başka bir ifadeyle her gün 27 binden fazla ziyaretçi ağırlanıyor. Haluk Ertan, UNSW, Sidney H ans Sloane, Londra’da başlayıp Paris’te tamamladığı tıp eğitimden sonra Jamaika Genel Valisi’nin doktoru olarak 1687’de okyanus ötesine gider. İlk gençlik yıllarında başlayan doğayı inceleme merakı, Karaib Denizi’nin bu adasında daha da artar. Doğabilimciler için o yüzyılda bakir bir yer olan Jamaika’da birçok hayvan türü yanında, 800’e yakın yeni bitki türü tanımlar. “Jamaika’nın Doğa Tarihi” olarak bilinen iki ciltlik anıt eseri hâlâ, adanın canlılarıyla ilgili başvuru kitaplarından biridir. Hatta Jamaika’da karşılaştığı kakao bitkisi onun, sütlü kakaoyu keşfeden kişi olarak tarihe geçmesini sağlayacaktır. On beş ay süren Jamaika macerasından sonra Londra’ya dönen Sloane bir süre sonra aranan bir doktor haline gelir. Hatta hastaları arasında kraliyet ailesi de vardır. Zengin, soylu ve tanınmış biri olmasına karşın Hans Sloane’ın gönlünde yatan şey, büyük bir müze ve kitaplık kurmaktır. Çünkü onun kurutulmuş bitki koleksiyonu en zengin kişisel koleksiyonlardan biridir. Sloane, Londra’nın merkezinde büyük bir ev satın alarak koleksiyonunu bizzat sergilemeye başlar. John Locke, Isaac Newton, Edmond Halley gibi büyük düşünce adamları onun devamlı konukları arasındadır. Hans Sloane’nın müzesi zamanla kente gelen yabancıların da uğrak yerlerinden biri olur. Voltaire, Albrecht von Haller, Benjamin Franklin, Friedrich Handel ve Carl Linnaeus bu seçkin konuklardan bazılarıdır. Sloane tüm bu işlerinin arasında Londra’daki hastaneler için büyük bağışlarda bulunur ve savaş karşıtı çalışmalar yapar. Kitaplığındaki benzer eserlerin birer kopyasını Oxford Üniversitesi’nin tanınmış Bodleian Kitaplığı’na ve Kraliyet Hekimler Koleji’ne bağışlar. 1727 yılında Newton’ın ölümü nedeniyle devraldığı büyük bir bilim kurumu Kraliyet Topluluğu’nun başkanlığını on dört yıl boyunca sürdürür. Bundan sekiz yıl önce yüklendiği Kraliyet Hekimler Koleji’nin başkanlık görevini ise on sekiz yıl boyunca başarıyla yürütecektir. hükümete de onaylatır. Londra’nın Güney Kensinton semtinde inşa edilecek yeni müze binasının mimari tasarımı 1864’de açılan bir yarışma sonucu belirlenir. 1880’de yapımı tamamlanan görkemli bina bir yıl sonra, yeni Doğa Tarihi Müzesi olarak halkın ziyaretine açılır. YILDA 19 MİLYON ZİYARETÇİ Bugün Britanya Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi’nin yıllık ziyaretçi sayısı 10 milyona yakındır. Bunlar arasında dünyanın dört bir yanından gelen 11.000 dolayında akademisyen de vardır. Başka bir ifadeyle her gün 27 binden fazla ziyaretçi ağırlanmaktadır. Sadece Britanya Müzesi’nin kapladığı alan 75 bin metre kare yani dokuz futbol sahası büyüklüğündedir ve çalışan personel sayısı binden fazladır. Her iki müzedeki toplam örnek sayısı 80 milyona yaklaşmıştır. Doğa Tarihi Müzesi’nin farklı bir binasında korunan kuş koleksiyonundaki (kurutulmuş deri, iskelet, yumurta, yuva ve sıvıda saklanan) örnek sayısı 1.150.000’dir. Bunların 400.000’ini yumurtalar oluşturmaktadır. Bilinen tüm kuş türlerinin % 95’i koleksiyonda temsil edilmektedir. Sadece bu bölümdeki kitap sayısı 75.000’dir. Köklerini Britanya Müzesi’nden alan Britanya Kitaplığı’nın 150 milyon parçalık toplam varlığının 14 milyonunu kitaplar oluşturmaktadır. 2010’un Britanya Müzesi’nin 257. kuruluş yıldönümü olduğu göz önüne alındığında geçen zaman içinde ne büyük bir iş başarıldığı daha iyi anlaşılır. Müzenin açılışından 21 yıl sonra yani 1780’de onu ziyaret eden 12 yaşındaki John Coltman’ın 8 yaşındaki kardeşine yazdığı mektupta izlenimlerini şöyle anlatacaktır: “...gezdiğimiz yerler içinde beni en mutlu edeni Britanya Müzesi oldu. Burası, tümü antika eşyalarla dolu birçok büyük odadan oluşan kocaman bir bina. İlk olarak üç bin yıl önce ölmüş Mısırlıları gördük. Daha sonra bir fil kafatası, Otaheite Kraliçesi’nin, senin içine sığabileceğin kadar büyük, şapkasını ve onun, bizim merdivenlerin başındaki paspasa benzer siperliğini gördük. Bir odada Babillilere ait bir duvar parçası ve beş bin yıllık bir bayan baş örtüsü vardı. Bir başka oda her çeşit kuşla doluydu; hayal edebileceğin en güzel renklerde sinek ve Cennet kuşları. Onun yanındaki bölümde, bir zamanlar canlı olan her türden yılan ve ketenkele vardı ve bunların bazıları kanatlıydı. Midyeleri kayaya yapıştıran püsküllerinden yapılmış bir çift eldivene ilaveten yılanlar, çıngıraklı yılanlar, kılıç balıkları vb. birçok şey vardı ve bunların yanında, bir oturuşta üç dört insanı yiyebilecek büyüklükte korkunç bir timsah duruyordu. Daha sonra bir balinaya ait kafatası ve çene kemiği gördük; çene kemiği o kadar büyüktü ki içinde ayakta durabildim. Burada sayamayacağım daha binlerce başka şey vardı ve aslında, onların yarısını dahi görebilecek kadar müzede kalamadık...” Küçük John’un 18. yüzyılda, Britanya Müzesi’den aldığı hazzı bizim çocuklarımız da tattığında, çağdaş uygarlığı yakalamışız demektir. Doğa tarihi müzeleri bu kadar önemli göstergelerdir. Kaynaklar 1 de Beer G., (1962). Reflections of a Darwinian: Essays and Addresses. Thomas Nelson and Sons Ltd. London. 2 Thomson W. W. D., (1938). Some Aspects of the Life and Times of Sir Hans Sloane. The Ulster Medical Journal. 7(1): [1]b217. 3 http://www.nhm.ac.uk; http://www.britishmuseum.org Doğa Tarihi Müzesi KRAL’A HEDİYE! Seksenli yaşlarına ulaşan Hans Sloane artık emekli olması gerektiğine karar verir. Fakat o sıralarda en büyük endişesi, yıllar önce satın aldığı Chelsea’deki büyük malikâneye taşıdığı müzesinin ölümünden sonra nasıl korunacağıdır. Dönemin üniversite ve bilim kuruluşlarının yönetimlerine pek güvenmeyen Sloane, en sonunda tüm koleksiyonunu, halk yararına ve bilimsel amaçla kullanılması kaydıyla, o günün parasıyla 20.000 pound karşılığında Kral II. George’a devretmeye karar verir. Ölümü durumunda iki kızına miras olarak ödenecek para, aslında bu paha biçilmez koleksiyon için sembolik bir miktardır. Çünkü onu oluşturmak için kendisinin bizzat harcadığı para yaklaşık 1.000.000 pound dolayındadır. Sloane’ın devlete sunduğu cömert teklif hemen kabul görür. Ölümünden bir süre sonra Britanya Parlomentosu koleksiyonun alınması, kullanımı ve yeni bir müzenin kurulmasıyla ilgili yasa çıkarır. Kral II. George, Hans Sloane’ın eşsiz mirasına ek olarak yeni müzeye, devasa kraliyet kütüphanesini de armağan etme kararı alır. Sloane’ın kızlarına verilecek para hükümetin düzenlediği bir piyango çekilişiyle toplanır. Böylelikle temeli atılan Britanya Müzesi için Londra’nın merkezindeki tarihi Montagu Evi satın alınır. 15 Ocak 1759’da müze kapılarını halka, daha doğrusu insanlığa açar. 1830’lu yıllarda müzenin yıllık ziyaretçi sayısı ortalama 300.000 kişiye ulaşacaktır. Müzenin kuruluşunun 100. yılına çok az bir zaman kala yani 2 Mayıs 1857’de müze kütüphanesine yeni eklenen, muhteşem güzellikteki okuma salonunu bir hafta içinde ziyaret eden insan sayısı bile 62.000’den fazla olacaktır. Fakat 1850’li yıllara yaklaşılırken, Britanya Müzesi’nin Doğa Tarihi Bölümü’nün kötü yönetiminden dolayı, Sloane koleksiyonuna ait birçok parçanın Londra’daki diğer müzelere satıldığı ve bir kısmının kaybolduğu anlaşılır. Bölümün tekrar yapılandırılması için başına büyük doğabilgini Richard Owen getirilir. Owen geçmişte yapılan birçok yanlışlığı düzelterek, müzede bulunan biyoloji ve jeoloji örneklerinin yeni kurulacak bir doğa tarihi müzesine aktarılmasını önerir ve bu projesini yaşadığı dönemde halk kütüphanesi diye bir kurum yoktur. Müze denilen yerlerde ise, sağdan soldan toplanmış doğal nesneler, pazar yerlerindeki gibi sergilenmektedir. Tavandan sarkıtılan doldurulmuş bir timsah derisi, duvarlara asılmış kemikler ve yerlere serilen deniz kabuğu parçalarının tek amacı ziyaretçileri eğlendirmektir. Böyle bir ortamda Sloane bulduğu her türlü bitkiyi toplamaya başlar. Onları daha kolay ayırt edebilmek için gruplandırmaya çalışır. Çünkü canlıları sınıflandırma bilimi o yıllarda onun yaşlı dostu, büyük botanikçi John Ray’in ellerinde henüz emekleme aşamasındadır. Sloane bir süre sonra böcek, fosil ve mineral örnekleri de toplamaya başlar. Dünyanın dört bir yanından İngiltere’ye gelen nesneleri koleksiyonuna katmaya özen gösterir. Zaman içinde elinde 71.000 parçalık zengin bir doğa örnekleri koleksiyonu oluşur. SIRADA KİTAP VE MAKALE CBT 1228/ 18 1 Ekim 2010 Sloane toplama merakına bir süre sonra kitap ve makaleleri de katar. İleriki yıllarda yaklaşık 46.000 kitap ve 4.000 makaleden oluşan dev bir kitaplığa sahip olacaktır. Madeni para ve madalyon koleksiyonu en az diğerleri kadar görkemlidir ve yaklaşık 23.000 örneği kapsamaktadır. Bu arada eski insanların kullandıkları eşyaları içeren 1.125 parçalık etnografik bir koleksiyon da hazırlar. Topladıkları arasında Kızılderili pipoları, Çin figürleri ve eski Mısırlıların eşyaları gibi ender bulunan parçalar da yer almaktadır. Aynı şekilde,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle