17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Herkese Biraz Daha Bilim Yazar: Claude Allegre, Popüler Bilim Yapı Kredi Yayınları, 2009, Çeviren Birsel Uzma 21. yüzyılın sıradan insanına yönelik bir genel kültür kitabı. Bilimin öz niteliğinden ve kesinliğinden ödün vermeden, bu büyük serüvenin tarihsel, insani ve yaşayan yönünü izlemek isteyenler için… Yayınevinin daha önce çıkardığı "Herkese Biraz Bilim" kitabının devamı niteliğindeki kitap, adından da anlaşılacağı üzere pek çok ilginç konuyu herkesin anlayabileceği bir biçimde aktarmak iddiasında.. Profesör Claude Allègre, öyle sıradan bir bilimci değil, Fransız Bilimler Akademisi, ABD Ulusal Akademisi ve İngiliz Kraliyet Bilimler Akademisi üyesi. Şüphesiz bu nitelikler herkesin anlayabileceği bir dil kullanabilmesi anlamına gelmiyor, ancak Allegre bir iddia ile ortaya atıldı ve bunu da hakkıyla başarıyor. Konuları, diğer kaynaklardan çok farklı olarak, kolay anlaşılır olarak okuyorsunuz. İlk kitabından sonra bu kitabını yazam nedenini şöyle açıklıyor yazar: "Bence orta öğretimimizin en büyük başarısızlığı, bilimi kültürün içine katmayı başarmamak ve iki ayrı kategoride sınıflandırılabilecek mezunlar yaratmaktır: Bilimle uğraşmak isteyenler (ki bunların sayısı gitgide azalmakta) ve bilimden nefret edenler. Yetişkinlerin, bilimsel ilerlemenin gidişatını anlamaya yönelik bilgi ve açıklama talebi hiçbir zaman bu dönemde olduğu kadar güçlü olmadı. Bilim ve tekniğin gitgide daha hâkim konuma geldiği bir dünyada başka naşıl olabilir? Kendini bağımsız bir birey olarak algılayan herkes, dünyanın gelişimi ve gidişatı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan var olamayacağını gayet iyi bilir." "Bilimin özü fiziktir Arkhimedes’ten beri, bilimsel gelişme fiziğin çevresinde ve onunla birlikte gerçekleşmiştir... Birinci bölümde akışkanları ele aldım. Kan dolaşımından yerkürenin manyetik alanının kaynağını oluşturan yerküre çekirdeğinin hareketlerine, bu çalışmalar bugün doğal bilimlerin merkezini oluşturmaktadır. İkinci bolümün konusu, birinci kitapta da ele aldığım dalgaların, özellikle de optik ve atomun yapısı açısından incelemesini konu alıyor. Bu bölümde, müziğe, görüntüleme tekniklerine ve sinyalin fiziksel özellikleriyle işlenmesine kadar genel görünümüyle madde problemini ele aldım... 3. bölüm, birinci kitabımdaki atomun yapısını işlediğim ama Bohr atom modeline kadar getirdiğim bölümlerden birini tamamlıyor. Burada, kuantum mekaniğini matematiğin yardımına başvurmadan açıklamayı görev edindim. Kuantum mekaniği insan beyninin, etkisinden şüphelen ilemeyecek ve bugüne kadar asla yalanlanamayan en güzel yapılarından biridir. 4. Bölümde levha tektoniği hareketlerini açıkladım, 5. bölümde, moleküler biyolojiyi ele aldım. Bu konu, büyük biyolojik devrimin zorunlu kıldığı bir çerçevenin omurgasıdır. 6. bölüm, benim kendi araştırma alanıma, çalışmamın özüne değiniyor. 7. bölüm temel bir konuyu ele alıyor: Kaos. Son olarak, 8. bölüm, hepimizi ilgilendiren ve önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde gelişecek bir bilimsel alan olan beyin üzerine eğildiğinden en geniş kitleleri heyecanlandıracak bölüm olacak." OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) 20. yüzyıl kalıntılarının, o yüzyıldaki imtiyazlı durumlarını korumak için 21. yüzyılın kendine özgü ilerleme modeli ile savaşmaları nafiledir. “İnternet Bilginin Zaferidir” 7 Eylül 2009’da bir grup Alman gazeteci “Internet Bildirgesi” adı altında 17 maddelik bir manifesto yayınladı. Bu 17 maddenin başlıkları şunlar: 1. Internet farklıdır. 2. Internet bir cep boyutu medya imparatorluğudur. 3. Internet toplumdur; toplum internettir. 4. Internet özgürlüğü dokunulmazdır. 5. Internet bilginin zaferidir. 6. İnternet gazeteciliği değiştirmez geliştirir. 7. Net ağ gerektirir. 8. Linkler ödüllendirir, alıntılar süsler. 9. Internet siyasi söylem için yeni bir mekandır. 10. Bugün basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü anlamına gelir. 11. Çok fazla bilgi diye bir şey yoktur! 12. Gelenek bir iş modeli değildir. 13. Telif internet üzerinden bir sivil görev haline gelir. 14. Internette çok para vardır. 15. Internette olan internette kalır. 16. Kalite en önemli nitelik olmaya devam ediyor. 17. Herkes için. Her bir maddenin altında birer paragraflık açıklama mevcut. Tam metni okumak isteyenler (manifesto Türkçe dahil onaltı dilde yayınlanmış) için web linki bu yazının sonunda yer almaktadır. Internet farklıdır derken gazeteciler, medyayı şu konuda uyarıyor: “Medya günümüz teknolojik gerçeklerini görmezden gelmekten ve onunla boğuşmaktan vazgeçip, çalışma yöntemlerini bu gerçeklere uyarlamalıdır”. Her paradigma sıçraması söz konusu olduğunda, mevcut koşullara göre imtiyazlı durumda olanlar, “elden gidiyor” yaygarası koparır. “Din elden gidiyor” ya da “Gazetecilik elden gidiyor” gibi. Ancak bu sloganların başında içlerinden söyledikleri için duyulmayan bir ibare de vardır: “Benim yönettiğim”. Asıl feryad şudur: “Benim yönettiğim din elden gidiyor”! Ya da “Benim yönettiğim gazetecilik elden gidiyor”. Internet pek çok toplumsal konu için olduğu gibi gazetecilik için de bir paradigma sıçraması yaratıyor. Kurallar değişiyor. “Internet bilginin zaferidir” isimli beşinci maddede manifesto şu açıklamayı yapmış: “Yetersiz teknolojisi nedeniyle medya kuruluşları, araştırma merkezleri, kamu kuruluşları ve diğer kuruluşlar bugüne kadar dünyadaki bilgileri derlemiş ve sınıflandırılmıştır. Bugün her vatandaş kendi kişisel haber filtrelerini oluşturabilir, arama motorları ile daha önce hiç bilinmeyen boyutta bir bilgi hazinesine ulaşabilir. Bireyler artık her zamankinden daha iyi şekilde bilgilenebilir.” Artık bu gerçeği kabul etmenin zamanı geldi. Bilgiyi derleme, sınıflandırma vb işlevleri eski dünyanın araştırma merkezlerinin, medya ya da kamu kuruluşlarının imtiyazlı bir hakkı değildi. Onlar sadece bu işlevi yerine getirecek imkanlara sahip oldukları için bu görevi icra ediyorlardı. Bugün bu görev artık birey düzeyinde dünya sathında gerçekleştirilebilecek hale gelmiştir. Bilgi iletişim teknolojileri 21. yüzyıl bireyine bu imkanı sağlamaktadır. O halde 20. yüzyılın kalıntılarının o yüzyıldaki imtiyazlı durumlarını korumak için 21. yüzyılın kendine özgü ilerleme modeli ile savaşmaları nafiledir. Akıntıya karşı kürek çekmektir. Ya yeni dünyada yerinizi alın ya da sessizce emekli olun! Not: Manifestoya ait Türkçe çeviriler, Doç. Dr. Mustafa Akgül’ün orijinal tercümesinden alınmıştır. İlgili linkler: http://blog.akgul.web.tr/?p=30 (Türkçe), http://www.internetmanifesto.org/ (İngilizce), http://www.internetmanifest.de/ (Almanca). İki No’lu ölüm nedenine, Türkiye’den önemli bir darbe… Sayfa 89’dan devam Kılcal damarların duvarında bulunan ve Perisitler adı verilen küçük hücrelerin, bu kasılmadan, düğümlenmeden sorumlu olduğu görüldü. Dalkara, perisitlerin daha önce inmede bu kadar olumsuz fakat önemli bir rol oynadığının bilinmediğine işaret ediyor. Dalkara ve arkadaşları, fare beyinlerinde kılcal damarların bu nedenle yüzde 50 kasılı ve kapalı kaldıklarını gösterdi. Dalkara diyor ki "bu kasılma etkinin nedeni ise, damar duvarında serbest radikal moleküllerin oluşmasıdır. Eğer bu oluşum engellenirse, damar içinde kasılma engellenecek, kılcal damarlar içinde kan akımı sağlanabilecek, ve böylece beyin dokularının hayatta kalma şansı arttırılacak." Turgay Dalkara, sorumuz üzerine "13 yıldır bu konu üzerinde çalışıyoruz, ilk makaleyi 2000 yılında Stroke dergisinde yayınladık. 2004 yılında, daha genişletilmiş bir araştırmanın sonuçlarını yayınladık. 2,5 yıldır 100 kadar laboratuvar deneyi yaparak, bu bulgulara ulaştık…" Dalkara ve arkadaşları, beyin inmesinin ölümcül etkilerini azaltacak yeni ilaç çalışmaları için bilim dünyasının önünde yeni bir ufuk açtılar… Dr.Turgay Dalkara, yankı yaratan bilimsel çalışmalarının aşamalarını şöyle anlatıyor: 1. İskemik inme ve kan pıhtısını giderme çalışmaları sırasında ve birkaç saat sonrasında kılcal damar daralma/büzülmesinin tanımlanması ve sayısallaştırılması 2. Daralmanın kılcal damar duvarlarındaki büzüşen perisitler tarafından meydana getirildiğinin ispatlanması. Perisitlerin normal fonksiyonlarından biri de daralarak veya genişleyerek kılcal damarlardaki kan akışını düzenlemektir. İskemik inmeden sonra daha geniş damarlardaki kan akışının düzelmesine karşın, perisitlerin sürekli olarak daralmış halde kaldığının gözlemlenmesi 3. Perisit daralmasının nedeni, iskemi ve özellikle reperfüzyondan (Doku kanlanmasının ilaçlarla veya mekanik müdahalelerle yeniden sağlanması) sonra kılcal damar duvarında oluşan aşırı miktardaki oksijen ve nitrojen radikalleriydi. İlaçlarla radikallerin aşırı miktarlardaki üretimini baskılayarak perisit daralmasını rahatlattık ve inmeden sonra dokunun yaşam şansını artırdık. 4. Bu daralmaklarda alyuvarların kapana kısıldığının ispatlanması 5. Anestezi altındaki canlı hayvanlarda kılcal damar daralmasının açıklanması 6. Gözdeki retina dokusunda, inmebenzeri koşullarda perisit daralmasının doğrudan görülmesi CBT 1174/ 10 18 Eylül 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle