02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Gaziantep Planetaryum ve Bilim Merkezi T ürkiye’de İstanbul Deniz Harp Okulu’nda ve İzmir’de de bir kolejde planetaryum bulunmaktadır. Gaziantep‘te yapımı süren planetaryum ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilmesinden dolayı tamamen halka açık olacak ve Türkiye’de bu anlamda bir ilk olma özelliği taşıyacak. Gerek iç ve dış mimarisi, gerekse kullanım amacı bakımından oldukça dikkat çekicidir. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 5000 m² alana yapılan planetaryum, 3500 m²’ si yeşil alan, 1500 m²’si planetaryum binasının kapladığı alan olarak tasarlandı. Planetaryumun ikinci katında küreye giriş olacak ve kürenin içinde 105 seyirci koltuğu bulunacak. Hafif yatay vaziyetteki koltuklar izleyicilere rahat bir seyir keyfi verecek. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. As m Güzelbey “Türkiye’nin ilk ve tek çocuk şehri unvanına sahip şehri olmamızın verdiği sorumlulukla Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştiriyoruz. Planetaryum ve Bilim Merkezi ile başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere bilgiye ulaşmak isteyen her yaştan Gaziantepli’ye hatta şehrimize gelen tüm misafirlerimize bilgiyi elde etmenin en modern, teknolojik ve güzel yolu olan bu planetaryum hizmetini sunmak heyecan verici. Büyükşehir Belediyesi sadece yol ve altyapı hizmetleri sunmamalı, bilim ve eğitim konularında da halkına hizmet etmeli, topluma örnek olmalı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak bilim dünyasının insanlarımızla buluşmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. 5 bin m²’lik bir alana yapılan Planetaryum ve Bilim Merkezi içerisinde; bilim merPlanetaryum yüksek teknoloji ile tasarlanmış ve öncelikle gökkezi (859m²), bölünebilir konyüzü ve evren konusunda özel çekimli filmlerin gösterildiği özel bir siferans salonu (2x108m²); sernema salonu. Kullanılan projeksiyon bir sinema makinesinden çok daha karmaşık. Optomekanik bir cihaz, genellikle salonun tam orgi salonları, satış ünitesi, kafe tasına konuşlandırılmıştır. Salonun perdesi ise yarım küre biçimli bir (223 m²), kütüphane (222 kubbeekrandır. Görüntüler, karanlık salonun kubbesinin iç yüzeyine m²), okuma salonu (56 m²), yansıtılarak, koltuklarında oturan izleyicilere uzay boşluğunda geplanetaryum gösteri salonu ( zinti yaptıkları hissi verilmektedir. Moden planetaryum projektörleri, 77 m²) gibi kısımlar bulunacak. yetenekli bilgisayarlarla kontrol edilmektedir. Planetaryumlar her Türkiye’nin belediye tarafınyaş grubundan öğrencilerin eğitimöğretim programında yer alan kodan yapılan ilk planetaryum ve nularla örtüşen çoklu senaryolara sahip. Bu özellikleri sayesinde Bilim Merkezi ile birlikte görsellik kazandırılmış eğitimöğretimin bir parçası. hizmet verecek. Başkan Güzelbey“Çocuklara küçük yaşta bilimi sevdirmek oldukça önemli. Çocuklar bir matematik, hava ya da mıknatıs deneyini bu bilim merkezlerinde yapabiliyor. Bunun dünyada birçok örneği var. Bilim merkezlerinin ekonomik olarak kendini devam ettirmesi için başka birtakım merkezlerle birleşmesi gerekiyor. Bu açıdan bilim merkezini planetaryum –gezegenevi ile birleştirdik. Planetaryumun çok ciddi bir talebi olduğu için buradan elde edilecek gelirle bilim merkezini fonlamak mümkün olabilecek” diyor. Gaziantep Planetaryum ve Bilim Merkezi, bir üçgen yapı ve bu yapının hemen dışındaki küreden oluşuyor. İkinci kattan kürenin içine giriliyor. Burada 105 koltuk olacak. Kendinizi geriye doğru yasladığınızda kürenin tavanına bakıyorsunuz ve kürenin tavanı üç boyutlu bir ekrana dönüşüyor. Bunun için özel efekt aletleri, dijital similasyon cihazları var. Burada gösterilerin yanı sıra çocuklar için yıldızların yerini, bunların birbirlerine olan mesafelerini de anlatan eğitici çalışmalar yapılacak. Sadece Almanya’da 72 tane gezegenevi var. Geçenlerde Sayın Ali Kırca’nın davetiyle katıldığım Siyaset Meydanı’ında gözlediğim bigisizlik düzeyi beni çok korkuttu. Bu düzey, herhangi bir uygar ülkenin ilkokul çocuklarından daha cahil üniversite öğrencilerimize sahip olduğumuzu gösteriyor. Bu cehalet sırf doğa bilimleriyle ilgili değil; en yakın tarihimizden tamamen habersiz bir öğrenci topluluğu ile karşı karşıyayız. Afganistan Düzeyindeki Türkiye En basitinden başlayayım: Bir öğrenci dedi ki, Çanakkale Savaşı’nı iman gücüyle kazanmışız. Cevaben, Balkan Savaşı’nı da aynı iman gücüyle kaybedip etmediğimizi sordum. «Balkan Savaşında sizin gibi imansızlar savaşıyordu» demesin mi? Bu zavallı çocuk bilmiyor ki, her iki savaşta da aynı insanlar savaştı, zira Balkan Savaşı 19121913, Çanakkale 1915’tir, yani aralarında sadece iki yıl vardır. Bu en basit tarih bilgisinden mahrum bir zavallı. Bir diğeri diyor ki, Allah lutfetti yağmur yağdırdı da İstanbul suya kavuştu. Peki, Ankara’ya niçin lutuf buyurulmuyor? Ağızlarından dini düşürmeyen politikacılarımız orada yaşıyor. En basit bir mantık, en sığ bir düşünce izi yok söylenenlerde. Ve onlar bunun farkında bile değil. Peki bu çocuklar geri zekâlı mı? Hiç sanmıyorum. Bunlar öğretilenlerle köreltilmiş beyinler. Bunlar imamhatip denen mektep müsveddelerinin ürünleri. Soruyorum: Hiç biyoloji okudunuz mu? Cevap: Hayır. Başı türbanlı, ama kafasının içi belli ki akıl dolu bir kız öğrenci kalkarak İlâhiyat Hocalarına sesleniyor: «Kur’an Kurslarında İmamHatip’te bizler fen bilimlerinden habersiz yetiştik. Buna lütfen engel olun.» Bir başka türbanlı, hattâ elini bir erkeğe sıkmak için vermeyecek kadar dindar bir başka öğrenci, Zehra, diyor ki, «buradan eve götüreceğim tek mesaj, öğrenmeye devam etmeliyiz.» Kendisini canı gönülden tebrik ettim, zira o toplantıdan alınacak en iyi mesajı almıştı Zehra. Toplantıdan sonra bana imansız diyen genç gelip elimi sıktı :«Hakkınızı helâl edin, hocam« dedi. Bizim gençlerimiz hem zeki, hem iyi kalpli çocuklar. Biz bu çocukları, onlara verdiğimiz eğitimle rezil kepaze ediyoruz. Bunu yapan politikacılarımız suçludur. Hem de suçları en ağır cezayı gerektirecek cinstendir. Şu anda katsayıları eşitlemeye kalkan YÖK suçludur. Gözlediğim düzeyde bilgisizlik sergileyen hiç kimse üniversiteye alınmamalıdır. Türkiye’de şimdi ilk yapılacak iş, Milli Eğitim ve Yüksek Öğrenimde reformdur. Bunu AKP’nin adamları yapmaz, yapmak istese bile bilgi düzeyleri çok düşük olduğu için beceremez. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK Başkanlığı, hükumetin ve Cumhurbaşkanlığının kontrolünden alınarak tamamen bağımsız bir yapıya kavuşturulmalı, eğitim bütçesi de hükumete kontrol imkânı tanımayacak bir şekilde tüm devlet bütçesi içerisinde sabit bir orana oturtulmalıdır. Eğitimimizin içine düştüğü durumun Vehbi Dinçerler’le başlayan gericiyobaz yönetimlerce bugünkü duruma getirildiği artık ABD’de yayımlanan bilimsel makalelere konu olmuştur. Yani gizlisi, saklısı, tartışmalı durumu falan kalmamıştır. Eğer ileride bir Afganistan olmak istemiyorsak, buna derhal dur denmesi gerektiğini ben başı türbanlı genç bir kızın ağzından işittim ve gençlerimize hayran oldum. Onları içinde bulundukları duruma iten politikacılarımıza ise biraz daha hınçlandım ve en ağır cezalarla cezalandırılmaları gerektiğine bir kez daha inandım. Bu insanlar gençlerimizin tüm yaşamlarını ziyan ediyor, milletimizin geleceğini karartıyor. Ne kadar oy alırlarsa alsınlar, yaptıkları suçtur. Bir gangster de uygun bir propaganda ile halktan çok oy alabilir. Halkın kolladığı eşkıya hikâyeleri az değildir. Bu, eşkıyayı eşkıyalıktan çıkarmaz. Aynı şekilde, isterse %100 oy alsın, bugün eğitim ve bilimsel araştırma hakkında yaptıkları AKP’nin icraatını meşrulaştırmaz. Yaptıkları gayri meşru, gayri ahlâkî ve nihayet gayri insanîdir. Darwin’in bir seferinde hatırlattığı gibi, vox populi (halkın sesi) sanıldığı gibi vox dei (tanrının sesi) değildir. Gençlerimizi kendi menfaatleri için bile bile ateşe atanların cezasız kalması düşünülemez. Bu yazı yayımlandığında, seçimden zaferle çıkmış bir AKP ile karşı karşıya bulunacaksınız. TÜBİTAK yönetimlerinin, tüm bilim dünyamızı dünyaya rezil ettiği bir iktidar; kendi uzantıları bir Cumhurbaşkanının atadığı YÖK’ün üniversitelerimizi kalitesizleştirmeye çabaladığı bir iktidar; ve sözümona haklarını savundukları türbanlı öğrencilerin dayatılan eğitime isyan ettikleri bir AKP. Bunun ne anlama geldiğinizi çocuklarınıza bakarak iyi düşünün: Karanlık, sefâlet (o zaten geldi) ve nihayet dehşet! İşte Afganistan. Planetaryum Nedir? ‘Özgür düşünen beyinlerin yaratıcılığı’ zmir Ekin Koleji’nin geleneksel hale gelen bilim şenliklerinin dokuzuncusu, okulun İzmirSeyrek’teki yerleşkesinde gerçekleştirildi. ‘9. AraştırmaProje ve Bilim Şenliği’ adıyla gerçekleştirilen etkinliğe, öğrencilerin yanı sıra veliler ve konuklar da katıldı. Öğrenciler şenliğe fen, araştırma dalları başta olmak üzere farklı bölümlerde çok sayıda proje ile katıldı. Bu yılki bilim şenliğinin ana teması ‘buluş ve tasarım’dı. Bu temaya uygun olarak hazırlanan projeler, katılımcılar tarafından ilgiyle karşılandı. Dereceye giren projelerin sıralaması şöyle: Buluş kategorisinde: 1.Bilektronik, 2.Kendini sulayan çiçek, 3. Şemsiyeli sırt çantası projesi; Materyal tasarım dalında: 1. Emniyetli ve tasarruflu devre, 2. Çizgi romanlar, 3. Fantastik öyküler ve masallar; Geri dönüşüm kategorisinde: 1. Kitaplık, 2. Akvaryum, 3. Patlak toplardan eşya yapımı; Eğitsel materyal dalında: 1.Word game kelime oyunu, 2. Boşaltım sistemini öğreniyorum, 3. Şişe orkestrası; Oyuncak kategorisinde: 1.With’s game, 2. Bilgi dart’ı, 3. Kalp. CBT 1150/ 5 3 Nisan 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle