05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Küreselleşme, Kriz ve Türkiye’de Neoliberal Dönüşüm Derleyenler: Nergis Mütevellioğlu – Sinan Sönmez Türk şirketleri yenilenebilir enerji kaynaklarının peşinde.. Türkiye, konvansiyonel enerji kaynaklarının gerek maliyetlerinin artması, gerekse çevre kirliliğine yol açması nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Kesintisiz, güvenilir, temiz ve ucuz yoldan enerji elde etme konusunda gerek kamu gerekse özel sektör şimdi başta güneş olmak üzere rüzgar ve su gibi enerji kaynaklarına yatırım yapmaya hazırlanıyor. Reyhan Oksay CBT 1153/8 24 Nisan 2009 BO AZ AKINTISINDAN ELEKTR K ÜRET M UNIDOICHET (Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi) İstanbul Elektrik’le birlikte Üsküdar’da İstanbul Boğazı akıntısından yararlanarak elektrik üretecek. Minimum 20 kilovat saat elektrik üreterek CBT 1153/9 24 Nisan 2009 Serdar Şahinkaya, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara. Topyekun kapitalist sistemin derin bir krize girdiği, neoliberal paradigmayı oluşturan bütün mitlerin yerle bir olduğu tarihsel önemde bir döneme tanıklık ettiğimiz bir süreçte derlenen bu kitap, küresel kapitalizmi yöneten uluslararası erk merkezleri ile sıkı işbirliği içinde Türkiye'de uygulanan neoliberal politikaların, makro ekonomide, kamu maliyesinde, emek piyasasında, kadının toplumsal konumunda, siyaset alanında ve toplumsal sınıflar arasındaki güç dengelerinde yol açtığı dönüşümleri irdelemektedir. Makro iktisadimali analizleri içeren ilk dört makalede, kapitalist sistemin devresel krizlerinin nedenleri ve krizin aşılmasında devletin üstlendiği işlevler, tarihsel bir perspektifle incelenmektedir. Yazılar, neoliberalizmin hegemonyası altında küresel kapitalizmin 21. yüzyılın başında aldığı biçimi, merkez ile çevre ülkeler arasındaki hiyerarşik ilişkileri ve özel olarak sistemin bir çevre ülkesi konumundaki Türkiye ekonomisinin yapısal açmazlarını ortaya koyarak, küresel krizin sistemik nedenlerine ve Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkilerine ışık tutmaktadır. İzleyen yazılarda Türkiye'de ekonomik ve toplumsal yapının ve devletin geçirdiği neoliberal dönüşümün, emekçi sınıfların, özel olarak da kadın emekçilerin yaşam ve çalışma koşulları üzerinde, toplumsal dokuda yol açtığı tahribatın boyutları ve siyasal alandaki yansımaları analiz edilmektedir. Bu kapsamı ile makro iktisadimali analizleri takip eden altı yazı, Türkiye'nin krizi nasıl bir toplum, devlet ve siyaset yapısı ile karşıladığına ışık tutmakta, toplumsal sınıflar arasındaki güç dengesizliklerinin boyutlarına ve niteliğine açıklık getirmektedir. Kitapta yer alan yazılar ve yazarları: Korkut Boratav: "Bir Çevrimin Yükselişi Aşamasında Türkiye Ekonomisi"; Sinan Sönmez: "Türkiye Ekonomisinde Neoliberal Dönüşüm Politikaları ve Etkileri"; Hale Balseven ve İzzettin Önder: “Türkiye’de Kamu Kesiminde Neoliberal Dönüşüm”; Erinç Yeldan: Finans Çağında Eklemlenme Kalıpları: Neoliberal Küreselleşmenin Çevresel Bir Ekonomisi Olarak Türkiye Örneği”; Nergis Mütevellioğlu ve Sayım Işık: "Türkiye Emek Piyasasın¬da Neoliberal Dönüşüm"; Gülay Toksöz: "Neoliberal Piyasa ve Muhafazakâr Aile Kıskacında Türkiye'de Kadın Emeği"; Raşit Kaya: "Neoliberalizmin Türkiye'ye Siyasal Etkileri Üzerine Değerlendirmeler; Tartışma Öğeleri"; Sonay Bayramoğlu Özuğurlu: "Türkiye'de Devletin Dönüşümü: Parlamenter Popülizmden Piyasa Despotizmine"; Faruk Ataay ve Ceren Kalfa: "Neoliberalizmin Krizi ve AKP'nin Yükselişi"; Metin Özuğurlu: "Türki¬ye'de Muhalefet Krizi: Ulusalcılık, Örgütlü Emek Hareketi ve Sol" Birbirini tamamlayan bu on yazı, Nazım Hikmet’in 939 İstanbul Tevkifanesi’nde başladığı 940 Çankırı Hapisanesi’nde ve 941 Bursa Hapisanesi’nde tamamladığı Kuvâyi Milliye Destanı Yedinci Bap’ının özellikle Bir Âletle Bir İnsanın Hikayesi kısmında yer alan, 1922 şartlarındaki Süleymaniyeli şoför Ahmet’in inancını, azim ve kararlılığını taşıdığı için ‘zarfın dışına çıkıp’ düşünebilmemizi imkânlı kılmaktadır. Ve yazılar ile, Türkiye'yi küresel kapitalizme eklemlendirmek üzere izlenen IMFDünya Bankası patentli neoliberal politikaların yol açtığı yapısal dönüşüm, geniş bir kapsamda analiz edilip sorgulanmakta, dönüşümün ekonomi, toplum, siyaset ve devlet üzerindeki etkilerinin özet bir bilançosu çıkarılmaktadır. Bu bilanço, toplumsal gerçekliğin neoliberal söylemi ve savları doğrulamadığını ortaya koyarken; yürürlükteki neoliberal stratejinin doğurduğu sosyal ve ekonomik sonuçlar ile toplumsal gereksinmeler arasındaki derin çelişkiye açıklık kazandırmaktadır. Ayrıca, neoliberal politikaların emek ile sermaye arasındaki sınıfsal çelişkiyi keskinleştirdiğini göstermekte, toplumun asıl kurucu alanının siyaset olduğu gerçeğinin ve siyasal güç dengelerindeki değişimin, toplumun bugünü ve geleceği açısından taşıdığı belirleyici önerinin altını çizmektedir. Kitap İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı. Ü lkemizde yıllardır göz ardı edilen güneş, rüzgar ve dalga enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, ekonomik krizin de etkisiyle, enerji maliyetlerini düşürmeye çalışan özel ve kamu sektörünün gözdesi haline geldi. Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalar, yatırımlarını bu alanlara kaydırmaya hazırlanırken, Yenilenebilir Enerji Yasası’nın sağladığı teşviklerinden yararlanmanın yollarını arıyor. 10 Mayıs 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Yasası, sanayinin yanı sıra tüketicilerin de evlerinde enerji üretmesi ve tüketiminden fazlasını devlete satabilmesine olanak tanıyor. Bu yasanın amacı: 1) Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, 2) Bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, 3) Kaynak çeşitliliğinin artırılması, 4) Sera gazı emisyonlarının azaltılması, 5) Atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması, 6) Bu amaçların gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün geliştirilmesi. ve Siemens A.Ş. konsorsiyumunun tercih edildiğini bildiren Enerjisa yetkilileri, santralin 2010 yılında hizmete alındığında yılda 90 GWh enerji üreteceğini ve karbon salınımını 50 bin ton azaltarak çevrenin korunmasına katkıda bulunacağını bildiriyor. Bu arada Ağaoğlu Şirketler Grubu 2007 yılında girdiği yenilenebilir enerji alanına 2012 yılına kadar 1.2 milyar Avro’luk yatırım yapmayı hedefliyor. 3 yılda 1000 megavatlık enerji santrali inşa etmeyi planlayan Ağaoğlu, yaptıkları binalarda enerji tasarrufuna ve yenilenebilir enerjiyi kullanmaya özen göstereceklerini bildiriyor. DEN Z DALGASINDAN ELEKTR K ÜRET M Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizde dalga enerjisi bugüne dek göz ardı edilmiş bir enerji kaynağıdır. ODTÜ, İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi’nden Doç.Dr. Ahmet Cevdet Yalç ner, dalga enerjisinin günümüz koşullarında ekonomik olmadığını belirtiyor. Ancak dalga enerjisi teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak dalga enerjisinin de ekonomik hale geleceğini söylüyor. Yalçıner, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) ve Türkiye Elektromekanik Sanayi (TEMSAN) A.Ş. işbirliği ile Sakarya’nın Karasu ilçesinde hayata geçirilen “Dalga Enerjisinden Elektrik Üretimi Projesi” için “astarı yüzünden pahalı” diyor. Bu projeyi bilimsel bir çalışma olarak yararlı bulan Yalçıner, bu alandaki çalışmaları geleceğe yatırım olarak değerlendiriyor. Karasu ilçesindeki mobil sistem 4 duba, 1 şamandıra ve buna bağlı bir jeneratörden oluşuyor. Dalga enerjisinden elektrik üretme konusunda devlet olarak öncülük yaptıklarını belirten Enerji Bakanı Hilmi Güler, özel sektör ve girişimcileri bu alana yatırım yapmaya davet ediyor. Güler, Yenilenebilir Enerji Yasası kapsamında elektriğin 10 yıllık alım garantisi olduğunu belirterek teşvik alımlarına da vurgu yapıyor. 20 Mayıs 2008 tarihinde İzlanda Sanayi Bakanı Ossur Skarphedinsson’un davetlisi olarak İzlanda’ya giden Güler jeotermal enerji üretimi konusunda bir incelemelerde bulunmuştu. İzlanda’daki yenilenebilir enerji kaynaklarında kullanılan teknolojiler hakkında bilgi edinen Güler, teknoloji transferi konusunda iki ülke arasında antlaşma imzalamıştı. . sunda şu bilgileri veriyor: “Talep edilen enerji büyüklüğüne göre, santralin kurulacağı yer seçimi yapılır. Seçilmiş olan yerde dalga rasatları yapılır. Dalga rasadına bağlı olarak, projelendirmede kullanılacak dalga boyutu tespit edilir. Belirlenen dalga boyutu tüm yapıyı şekillendirecektir. Santralin ana yapısı olan çelik konstrüksiyonun boyutlandırılması ve projelendirilmesi, talep edilen enerjinin büyüklüğü ile doğru orantılıdır.” yaklaşık 200 konutun elektrik ihtiyacı karşılanacak. Yalçıner, Boğaz akıntısından elektrik üretimine sıcak bakıyor. Ne var ki deniz trafiğinin yoğunluğuna ve Boğazların karmaşık statüsüne dikkat çeken Yalçıner, bu nedenlere bağlı olarak kısa vadede Boğaz akıntılarından büyük ölçekli yarar sağlanamayacağını düşünüyor. DALGA ENERJ S N N AVANTAJLARI Çokan dalga enerjisinin ülkemize sağlayacağı bazı faydaları şöyle sıralıyor: • Temiz, sınırsız enerji üretir. İlk yatırımından başka hiçbir girdisi yoktur. Primer enerjiye hiçbir bedel ödenmez. • Nüfus yoğunluğu kıyılarda toplanmış olan ülkemizde, enerji, üretilen yerde tüketilecektir. Uzun iletim hattına gerek yoktur. •Dalyan görevi görerek, denizlerdeki balık neslinin çoğalmasına yardım eder, ekolojik dengeye katkıda bulunur. • Deniz üzerinde kurulduğu için, tarım arazilerini yok etmez. • Dış ülkelere bağımlı olmayı gerektirecek hiçbir girdisi yoktur. Tamamen yerli teknoloji ve yerli imalattır. • Her zaman kesintisiz ve kaliteli enerji üretir. (Sabit frekans, sabit voltaj) • Dalgalardan elde edilen ucuz elektrik enerjisi, yoğun nüfuslu büyük şehirlerimizde ısınma amaçlı kullanılacağından, soluduğumuz havanın kalitesi yükselir. Çokan ayrıca dalgalardan elektrik üretim maliyeti konusunda şunları söylüyor: “Ülkemizin enerji ihtiyacı bakımından, 2010 yılında %72 ve 2020 yılında da %80 oranında ithal bağımlılığı olacaktır denilmektedir (2. uluslararası enerji konferansı). Bu da gittikçe artan bir döviz ihtiyacını getirecektir. Bu dışa bağımlılığın, her an yaptırım aracı olarak kullanılabileceği gibi, olağanüstü durumlarda ambargo malzemesi olarak da kullanılacağı unutulmamalıdır. Bu görevi üstlenecek en büyük kaynak Dalga Elektrik Santralleridir. Tesis kuruluş maliyeti ödendikten sonra, işletme maliyeti 0,6˜1,5 cent/kwh olan enerji bedeli iletimden sonra tüketiciye 3,5 ˜ 4,5 cent/kwh civarında bir fiyatla verilebilecektir.Görüleceği gibi Dalga Elektrik Santrali en uygun doğal enerji santralidir.” GÜNE TARLALARINDA ELEKTR K Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Temiz Enerji Evi Projesi güneş enerjisinden yararlanarak elektrik üretimi üzerinde çalışmalar yapıyor. PAÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Harun Kemal Öztürk, müdürlüğünü yürüttüğü proje ile ilgili sorularımızı yanıtladı: Cumhuriyet Bilim Teknoloji: Temiz Enerji Evi çalışmaları kapsamında güneş tarlaları oluşturarak elektrik enerjisi üretmek için geliştirdiğiniz proje şu anda hangi safhada? Harun Kemal Öztürk: Şu anda altyapı çalışmalarını tamamlıyoruz. Öncelikle prototip yapmayı düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Öte yandan büyük bir santral kurulması durumu için fizibilite çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sistemin boyutlandırılmasını yapıyoruz. Malzeme seçimlerini tamamlamak üzereyiz. Bu projenin gerçekleştirilmesi için Bereket Enerji A.Ş. ile birlikte çalışıyoruz. Dolayısı ile mali portresinin de çıkarılması gerekiyor. Bu sitemin nerede kurulacağı ve kW/TL birim fiyatının belirlenmesi önemli bir konu. Bu açıdan yansıtıcı yüzey malzemesinin cam aynalardan mı yoksa alüminyumdan mı seçileceği, vakumlu tüp kullanılıp kullanılmayacağı gibi maliyetleri etkileyecek ve sistem verimini de belirleyen konuların Bereket Enerji yöneticileri ile birlikte karara bağlanması lazım. Parabolik güneş toplayıcı bir sistemin sadece prototipinin üretiminden daha çok, santralde kullanılacak prototipe yönelmiş durumdayız. CBT: Amerika’daki hangi uygulamadan yararland n z? HKÖ: Bu projeye ilişkin olarak dünyadaki birçok santralle ilgili incelemelerde bulunduk. Yapılan çalışmaları inceledik. Bugün dünyada toplam 400 MW’ın üstünde güneş santrali kurulmuş ve çalıştırılıyor. Bunların büyük bir kısmı ABD ve İspanya gibi ülkelerde. 350 MW gücünde santral inşa halinde ve 7000 MW güneş santrali konusunda da proje geliştiriliyor. Bizim en çok ilgilendiğimiz santraller; ACCIONA Nevada Solar One ve California Mojave çölündeki SEGS (ABD) ve Andasol –(İspanya) oldu. CBT: Parabol eklindeki aynalar ve vakumlu tüp ad verilen parçalar n üretiminde nas l bir yol izliyorsunuz? Ba ka bir deyi le bu parçalar d ar dan m tedarik ediyorsunuz yoksa yerli üretim için Türk mühendisli inden mi yararlanmay dü ünüyorsunuz? HKÖ: Parabolik güneş santrali çalışması tam bir mühendislik çalışması. Çözülmesi ve düşünülmesi gereken çok fazla problem var. Çok yüksek sıcaklıklara çıkılması lazım ve ayna ve çelik gibi ısıl genleşmeleri çok farklı malzemelerin birlikte çalışmaları gerekiyor, 5 m genişliğinde ve 200 m uzunluğunda aynalar yapılacak ve bunlar hem güneşi büyük bir hassasiyetle takip etmesi gerekiyor hem de rüzgar yüküne, doluya maruz kalabilirler ve bunlara başlangıçta önlem almak lazım. Parabolik toplayıcılı güneş santrallerinin en büyük ve zor kısmı yüne de aynalar ve vakumlu tüp. Kullanacağımız vakumlu tüp 56 cm çalında ve yaklaşık 5 m uzunluğunda olacak. Yaptığımız araştırmalarda bu çaplarda Türkiye’de üreten firma henüz bulamadık. Bizim amacımız bu santrali ve bütün parçalarını Türkiye’de üretmek veya ürettirebilmek. Böylece büyük ölçüde dışa bağımlılıktan kurtulmuş olacağız. Tamamen yerli mühendisler ve Türk işçiliği ile bunu yapmayı planlıyoruz. CBT: Küresel s nmaya ba l olarak Dünya’n n s cakl n n 5 derece artmas durumunda Türkiye’nin tamam n n güne tarlalar olu turmaya uygun bir alan haline gelece i öngörülüyor. Orta Anadolu’da bu güne tarlalar 2010 yılında kullanılan enerjinin yüzde 12`sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanabilmesi hedefini güden AB kriterlerine uyum amacıyla çıkartılan bu yasa, sadece yerli ve temiz enerjilerin hayata geçirilmesine değil, istihdamın artırılmasına da önem veriyor. Yılın ikinci yarısında yeni bir düzenleme daha yapacaklarını bildiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, fiyatları daha cazip hale getirmek için çalıştıklarını söylüyor. YEN LENEB L R ENERJ YATIRIMLARI Sabancı ve Doğuş gibi şirketlerin, Yenilenebilir Enerji Yasası’na 2009 yılının ikinci yarısında yapılacak olan düzenlemeyi takiben, bu alandaki yatırımlarına hız vermeleri bekleniyor. Sabancı Holding’e bağlı Enerjisa Üretim A.Ş., 2015 yılına kadar en az 5000 MW kurulu güce ve minimum %10 pazar payına ulaşmak üzere üretim portföyünü büyütecek yatırımlara devam ediyor. Enerjisa yetkililerinin dergimize verdikleri bilgiye göre, yaklaşık 1.000 MW kurulu gücünde 9 hidroelektrik santralinin ve 920 MW kurulu gücündeki Bandırma Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali'nin uygulama ve yapım çalışmaları sürüyor. 2015 yılında ulaşılması hedeflenen 5.000 MW kurulu gücün yaklaşık %10’u ağırlıklı rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. İlk adım olarak Nisan ayı başında Çanakkale Rüzgar Enerjisi Santrali’nin anahtar teslim yapımı için Siemens AG DALGA ENERJ S NDE ULUSLARASI PATENT ALAN LK TÜRK Dalga Enerjisi Santralleri konusunda uluslararası patent (Avrupa Patent Ofisi, IPC 7 FO3B13/18 classification) alan ilk Türk olan inşaat mühendisi Metin Çokan, dalga enerjisinin çok büyük bir gelecek vaat ettiğine inanıyor: “Dünyamızın ¾’ünün sularla kaplı olduğunu düşünürsek, üzerinde durduğumuz enerji türünün ne büyüklükte olduğu da ortaya çıkacaktır. İnanıyorum ki 3.Bin yılın enerji kaynağı yalnız ve yalnız denizler olacaktır.” Dalgalardan elektrik üretilirken izlenen yöntem konu n n gelece ini nas l de erlendiriyorsunuz? HKÖ: Umuyorum böyle bir felaketle ne ülkemiz ne de dünya karşı karşıya gelmez. 5 derece sıcaklık artışı çok büyük bir felaket olur. 2 C derece sıcaklık artışı bile dünyadaki bütün dengeleri alt üst eder. Biz ilk olarak bunu DenizliAntalya kuşağında uygun bir alanda gerçekleştirmeyi planlıyoruz. CBT: Üniversite olarak ba ka hangi alternatif enerji üretimi projeleri üzerinde çal yorsunuz? HKÖ: Üniversitede biz güneş enerjisinin yanı sıra, rüzgar enerjisi, hidrojen enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerji ve biyo enerji konularında da çalışmalar yapıyoruz. Güneşhidrojenrüzgâr hibrit sistemi kurduk ve başarı ile çalıştırıyoruz. Bu konuda birçok yurtdışı dergilerde makalelerimiz yayımlandı. Çok yakın bir ilgi gördü. Yenilenebilir enerji sistemlerinin yıldırımdan korunması konusunda da TÜBİTAK destekli bir proje yürütüyoruz. Amacımız yenilenebilir sistemlerin deneysel ölçekten çıkıp, günlük yaşamda kullanımının önünü açmak, toplumu uygulanmış örneklerle karşılaştırmak ve yenilenebilir enerjiler konusunda bir yandan araştırmalar yaparken diğer yandan da halkın görebileceği örnekler yaratmak. 2010 yılında da Uluslar arası V. Ege Enerji Sempozyum ve Sergisine ev sahipliği yapacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle