05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İki Dillilik, Üniversite Prof. Dr. Cem Alptekin, Boğaziçi Üni. Eğ. Fak. Emekli Dekanı, alptekin.cem@gmail.com TÜRKÇE ve İTÜ Doğrusu İTÜ’ye ve İTÜ Senatosu’na İngilizce eğitime geçme kararını hiç yakıştıramadım. Çünkü İTÜ sıradan bir kurum değil. Cumhuriyet döneminde pek çok ve çok değerli mühendis, bilim insanı, yönetici, devlet adamı, kültür ve sanat insanı, sanayici, işadamı yetiştirdi. Prof. Dr. Cahit Kavcar, Ankara Üni. Eğit. Bil. Fak. S ayın Bursalı, Bilim ve Teknoloji’nin 10 Nisan 2009 tarihli ‘Gündem’ yazınız üzerine, uğraş alanım olan iki dillilik ve ikinci dilde eğitim konusundaki düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Önce iki dilliliğin tekdilliliğe kıyasla bilimsel literatürde saptanmış bazı dilsel ve bilişsel avantajlarına değinmek isterim. Dilsel bağlamda ikidilliler, tek dillilerde var olan dil becerilerinin ötesinde, çeviri yapma ya da söylemiçi düzenek kaydırma/karıştırma yeteneklerine sahiptir. Bilişsel bağlamda ise, iki dillilerin tekdillilere oranla daha kıvrak düşünebildikleri, daha etkin iletişim becerilerine sahip oldukları ve dilötesi (‘metalinguistic’) farkındalıklarının çok daha gelişmiş olduğu bulgulanmıştır. Kısaca saydığım ikidillilikle bağlantılı dil ve bilişe ilişkin yararların yanı sıra belki de en önemli husus, dil(ler) kullanımının beyin çapında aynı nöral sistem üzerinden yürütülmesi nedeniyle bir dilin kullanım seçiminin (etkinleştirme) diğer dilin bastırılmasını (edilgenleştirme) gerektirdiğidir. Söz konusu dil kullanımına dayalı bilişsel dil kontrolünün beynin sinirsel işlevlerini sürekli olarak olumlu yönde etkilediği ve hatta ileri yaşlarda demans türü nörolojik hastalıkların dahi ertelenmesine katkı yaptığı bilinmektedir. Tüm bu verilerin ışığında, üniversitede ikinci dilde eğitim gören bir öğrencinin dersleri izleyebilse dahi o dilde muhakeme etme yeteneğinin olamayacağını ileri süren görüşünüz ise (Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent gibi örnekleri görmezden gelsek bile) ne yazık ki bilimsel dayanaktan yoksundur. Bu bağlamda, İTÜ Senatosu’nun İngilizce eğitime geçiş nedeni olarak, sizin de belirttiğiniz gibi, konu ile hiçbir ilgisi olmayan ‘akreditasyon’ ya da ‘çağdaş üniversite olma’ gerekçelerine sığınması kanımca hazindir. Sonuç olarak bir üniversite senatosunun, özellikle de İTÜ Senatosu’nun, bu tür önemli bir kararı alırken konunun uzmanlarına danışarak ‘informed decision’ denen bilgiye dayalı karar vermesi çok daha sağlıklı olurdu diye düşünmekteyim. *** Editör’ün notu: Sayın Alptekin’e “Şüphesiz iki veya çok dilli olmanın yararını kimse tar tışmıyor; iki dilliliğin muhakeme yeteneğini arttırdığı bilgisi, hangi yaşlarla ilgili, neden AB üniversitelerinde kendi dilleri dışında İngilizce yaygın eğitim yapılmıyor... Üniversitede bir yıllık bir programla öğrenilecek bir ikinci dilin, konuların kavranmasında muhakeme yeteneğını nasıl geliştirildiğini de merak ediyoruz.. Dilin öğrenilmesinde ağırlık verilmesi gereken yerler ilk öğretim ve lisedir, burada dili adam gibi öğrenir, üniversitesinde de adam gibi Türkçe ile konusuna derinlemesine vakıf olur.. Yoksa yanlış mı düşünüyoruz” sorusunu yönelttik.. Alptekin’in yanıtı: Kısaca, sizinle aynı fikirdeyim. İkinci (yabancı) dilin öğrenileceği yer üniversite değil. Ancak lise de değil. Bu iş aslında okulöncesi eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçası olmalı ve ortaokul sonunda bitirilmelidir. Bunun nörolojik ve bilişsel nedenleri de var. Muhakeme yeteneği, çetrefil bir konu. O nedenle kısa mesafede ofsayttan gol atmaya çalıştım ve Boğaziçi, ODTÜ vb. örneğini verdim. Bu üniversitelerden ya da yabancı üniversitelerden mezun olanların doğal olarak İTÜ'den mezun olanlar kadar muhakeme yeteneği var. Bu evrensel bir olgu. İkinci dil, getirdiği bilişsel kıvraklık nedeniyle anadille bağdaşık kavramsal sisteme oluşmakta olan dil kültürbiliş sisteminin yeni kavramsal boyutlarını entegre ederek kişinin muhakeme sistemini daha da zenginleştiriyor ve popüler deyimle 'ufkunu açıyor'. Biriki basit örnek vermek gerekirse, lacivertin anadilde mavi gibi bir renk olduğunu kavramışken, İngilizce öğrenince bunun bir 'mavi tonu' ('navy blue') olabileceğini de algılamaya başlıyorsunuz; anadilde 'sokağın bir tarafından karşı tarafa geçmeği' düşünürken, bunun İngilizcede tek sözcükle ('cross') ifade edilebilen bir olgu olduğunu algılıyorsunuz. Tabii, ikinci dili ne denli erken öğrenirseniz muhakeme yeteneğiniz de o denli zengin olabiliyor. Son olarak, Kıta Avrupası’nın birçok üniversitesinde çeşitli programların alan içeriği ve ikinci dili entegre biçimde öğretmeye başladığını belirtmeliyim (örnek: Maastricht/Hollanda, Oslo/Norveç, Calabria/İtalya, Vic/İspanya, BielskaBiala/Polonya). Fransızların bu konuya pek de sıcak bakmadıklarını biliyorum. Malum onların Academie Française'den her yeri 'işgal eden' evrensel dil İngilizceye karşı aşıları var! T İngilizce yapılmalı! Onur Akın, Mersin CBT 1153 / 14 24 Nisan 2009 İTÜ petrol ve doğalgaz mühendisliği 2007 yılı (yüzde 30 İngilizce) mezunuyum. Maalesef pekçok alanda olduğu gibi mühendislik alanlarında da kaynakların büyük çoğunluğu İngilizce. Okurken öğrencilerin büyük çoğunluğu anlamakta güçlük çekerdi; bunun aslında arkadaşlarımın pek çoğunun tembelliğinden kaynaklandığını gördüm. Bunun yanı sıra Celal Şengör hocanın da belirttiği, bazı hocalar İngilizce anlatma yönünden çok yetersizdi. Genel izlenimim; İngilizce anlatma yönünden yeterli hocaların ki bu oran İTÜ'de bir hayli yüksekti; akademik makale, konferans, bilim camiasında geçerlilik, yayımlanan bildiri vs. yönünden oldukça zengin bir altyapı ve güncel bilgilere sahip olduklarını gördüm. İngilizceniz iyiyse mühendislikte ve bilim alanında kaynaklara ulaşma ve onlardan faydalanabilme olanağı çok fazla. Bu nedenle İngilizcenin % 100 olması taraftarıyım. Ancak öte yandan bu, üniversite yönetiminde de sürekli tartışılan bir konudur. Asıl önem vermemiz gereken konu Türkçedir. Anadilimizde düşünme veya anlama yetkinliği kazanmak önemli tabii ki, bu açıdan öncelik Türkçenin olmalı elbette. ürkçenin bilim dili olarak geli mesine önemli hizmetleri, katk lar olan bir bilim ve kültür yuvas bu kurum. Böylesine önemli ve a rl olan bir bilim yuvas n n tarihsel çizgisinden sapmas ve geleneksel i levlerinden uzakla mas üzücü. Bu nedenle Ayaza a Yerle kesi’nde eski rektörler, ö retim üyeleri ve ö rencilerin Atatürk An t ’na yürüyerek Senato karar n protesto etmeleri hem çok do al, hem de çok önemli ve anlaml . Say n Bursal ’n n ba yaz s nda belirtti i gerekçelerden ç kar lan anlam udur: TÜ ça da dünya üniversiteleri aras nda yer almal . Dünyada da yar acak elemanlar yeti tirmeli. Uluslararas ö renci de i im program çerçevesinde yurtd na en fazla ö renci gönderen üniversite TÜ’dür. Ama e itim dilinin yüzde 30 ngilizce olmas nedeniyle, yabanc ö renciler TÜ’yü yeterince tercih edememektedirler. O halde e itim dili yüzde 100 ngilizce olmal . Önce u soruyu soral m: TÜ’nün e itim ö retim için, hizmet için hedef kitlesi yurtd ndan gelecek ö renciler mi, yoksa kendi ö rencileri mi? Ö renci de i im program çerçevesinde yurtd ndan gelecek ö renci say s n artt rmak için tarihsel çizgiden sapmaya gerek var m ? Gerekçede, TÜ’nün ö renci de i im program çerçevesinde yurtd na en fazla ö renci gönderen üniversite oldu u söyleniyor. Bu ö renciler de yabanc dil bildikleri için gidiyor yurtd na. Onlar nerede ö reniyor ngilizceyi? TÜ’de deil mi? Bu önemli bir çeli ki olmuyor mu? Yabanc dil ö retimi ba ka, yabanc dille ö retim ba ka eylerdir. Yabanc dil ö retimi elbette gerekli. Bir ya da daha fazla yabanc dili gençlerimize çok iyi ö retelim. Bunun yollar n , çaresini arayal m. Ama yabanc dille e itim kendi dilimiz ve kültürümüz için tehlikedir. Yabanc dille e itim, bir dil ö retme yöntemi de ildir. Yeryüzünde böyle bir ö retim yöntemi yok. Yabanc dilin bir amaç de il, araç oldu unu bilmeliyiz. Cumhuriyeti kuran Büyük Önder, “Türk dili yabanc dillerin boyunduru undan kurtar lmal d r” diyordu. Böyle demeyip de “Türkçeyi kullanmay n, yok edin!” mi deseydi? 1933 üniversite reformu sonras nda Hitler Almanya’s ndan gelen yabanc bilim adamlar yla sözle me yap l rken, temel maddelerden biri uydu: Yabanc ö retim üyeleri üç y l içinde Türkçe ö renecek, üç y l n sonunda dersler Türkçe anlat lacak ve ö renciye Türkçe ders notlar veya ders kitab verilecek. Cumhuriyeti kuranlar n ulus bilinci, bams zl k duygusu, dil ve kültür duyarl ne kadar çarp c ve sars c de il mi? Hemen sormak gerekir: Türkçe 1933’te bilim diliydi de imdi mi yetersiz oldu? Bir önemli soru da u: Türkçe tam anlam yla bir kenara at l rsa, hiç kullan lmazsa nas l geli ecek? • Ça da geli mi ülkelerden örne in Fransa, Almanya, Japonya’daki üniversitelerde, “ça da dünya üniversitesi olmak için” ngilizce e itim yapan örnek var m ? • Fransa’da 1994 y l nda Frans zcay ngilizcenin bask s ndan korumak için bir yasa ç kar ld ve bu yasa halen yürürlükte. “Fransa’da e itim dili Frans zcad r” diyor yasa. Bu durumda Fransa’daki üniversiteler için, örne in Sorbon için, e itimi ngilizce yapm yor diye “ça da üniversite de il” diyebilir miyiz? • Ö rencisi Türk, ö retim eleman Türk, ülke Türkiye, e itim dili ngilizce olan bir ders ortam çok gülünç de il mi? Bu durumda hem bilim alan bilgisi yar m oluyor, hem yabanc dil yar m ö reniliyor, hem de ders Türkçe ve ngilizce kar k yürütülüyor. Bu sizce sa l kl bir e itim oluyor mu? Ve böyle bir e itimle nitelikli eleman yetiir mi? • Kendi dili ve kültürü küçümsenen, hor görülen gençlerden Türkçeye ve Türk kültürüne sayg duymalar beklenebilir mi? • Hiçbir dil do u tan bilim dili de ildir. Bilim ve teknolojinin ba döndürücü bir h zla geli ti i ça m zda, her dilin kendi yap s na ve olanaklar na göre i lenmesi, geli mesi, zenginle tirilmesi gerekir. Bu durum ngilizce için de geçerlidir. Türkçenin geli meye çok elveri li ve güçlü bir dil oldu u görü üne kat l r m s n z? • E itim bilimleriyle u ra anlar n görü üne göre, yabanc dille e itim, e itim bilimlerine de ayk r d r. Çünkü bir ki i, bir eyi en iyi biçimde kendi diliyle anlar ve anlatmak istedi i bir eyi de en güzel ekilde kendi diliyle, anadiliyle anlat r. Bu görü size ters mi geliyor? • Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi Senatosu’nda 1995 y l nda bu konu tart ld . Bir fakültenin iki bölümü, ngilizce e itim yapmak istiyordu. Uzun görü melerden sonra bu istek oybirli i ile reddedildi. Bu durumda Ankara Üniversitesi yanl m yapt ? Öyle görülüyor ki, konu ilgili birimlerde ve Senatoda yeterince konu ulup görü ülmeden, çe itli yönleri ve boyutlar yla incelenmeden karar al nm . Bu karar n yeniden görü ülmesi ve yanl tan dönülmesi uygun olur. Birkaç Kaynak: 1) Kavcar, Cahit, “Yabanc Dille E itim Ç kmaz ”, Cumhuriyet, 30 Eylül 1999. 2) Kavcar, Cahit, “Türkçenin Güncel Sorunlar ”, Ça da Türk Dili dergisi, Haziran 2008, Say 244. 3) Köksal, Ayd n, Yabanc Dille Ö retim Türkiye’nin Büyük Yan lg s , Ankara: Ö retmen Dünyas yay n , 2002. 3) Sinano lu, Oktay, “ByeBye” Türkçe, stanbul: Otopsi Yay nevi, 2002.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle