26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OLGULARIN KÖKENLERİ: 3 HUKUK POLİTİKASI Aşk: İri beyinler aşkın evrilmesine yol açmış olabilir Canlıların büyük bir bölümü için doğurma, duygusal açıdan hiç de karmaşık olmayan bir olgudur. Ne var ki, insanlarda ustalıklı bir suç ortağı vardır: bizlere sonsuz bir mutluluk veren ya da korkunç bir umutsuzluğa sürükleyen romantik aşk. Yine de, son derece kaprisliymiş gibi görünmesine karşın, aşk büyük bir olasılıkla insanoğlunun evrim sürecinin ilk aşamalarında ortaya çıkan uyarlanmış bir özellik. Rutgers Üniversitesi insanbilim uzmanlarından Helen Fisher tarafından geliştirilen bir kurama göre, insan evriminin iki kilometre taşı olan dik yürüme ve büyük beyin, aşkın ortaya çıkışını etkilemiş olabilir. İki ayak üzerinde yürüme annelerin bebeklerini taşımaları gerektiği anlamına geliyordu. Elleri dolu annelerin de onları ve bebeklerini gözetip koruyacak bir eşe gereksinimleri vardı. Ancak, 3.2 2009 NOBEL TIP ÖDÜLÜ 2009 NOBEL FİZİK ÖDÜLÜ Charles Kuen Kao: İngiliz ve ABD vatandaşı. 1933 yılında Şanghay’da doğdu. Doktorasını 1965 yılında Imperial College London’da tamamladı. Chinese University of Hong Kong’da danışman. Hayrettin Ökçesiz [email protected] Hücrenin yaşlanma Ödül, ışığın mekanizmasına ışık tutan efendilerine verildi buluşlar TELOMER İşlevi ve üretimi Telomer Hücre 2009 yılının Nobel Tıp Ödülü biyolojinin temel sorunlarından birini çözen üç bilim insanına verildi. Amerikalı üç bilim insanı ödüle layık görülen çalışmalarıyla kromozomların hücre bölünmesi sırasında nasıl kopyalandığına ve yaşlanmaya karşı nasıl korunduğuna ışık tutuyor. Kromozom 1) Gizemli telomer Telomerler kromozomları hasara karşı korur. Peki ama nasıl? Telomer 2) Telomerin işlevi keşfedildi: Telomer DNA’sı kromozomları korur Telomerli kromozomlar Telomerler, kromozomların sonlarında birer kapak oluştururlar. İçlerinde kendilerine özgü bir DNA dizilimi taşırlar. 2009 Nobel Fizik Ödülü, modern bilgi teknolojilerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan iki buluş arasında paylaştırıldı. Ödülün yarısı, bugün telefon ve veri iletiminin tümünde kullanılan optik fiber teknolojisinin yolunu açan buluşu ile Charles Kuen Kao’ya, diğer yarısı da fotoğrafçılığın tüm alanlarında elektronik göz olarak kullanılan dijital görüntü sensörünü –CCD icat eden Willard Sterling Boyle ve George Elwood Smith’e verildi. İletişim trafiğinin büyük bir kısmı dijital görüntülerden oluşuyor.1969 yılında Willard S.Boyle ve George E.Smith, CCD (ChargeCoupled Device) denilen bir dijital sensörden yararlanarak ilk başarılı görüntüleme teknolojisini geliştirdiler. CCD teknolojisi fotoelektrik etkisi denilen Einstein’ın kuramını geliştirdiği bir kavrama dayanır. Bu etki ile ışık elektrik sinyallerine dönüşür. Bir görüntü sensörünün tasarlanmasında karşılaşılan en önemli güçlük, çok kısa bir süre içinde sinyalleri toplamak ve okumaktır. CCD, dijital kameranın elektronik gözüdür. Işığın filmin üzerine değil de, elektronik olarak yakalanabilmesi fotoğrafçılıkta devrim yarattı. Dijital form bu görüntülerin işlenmesini ve dağıtımını büyük ölçüde kolaylaştırır. CCD teknolojisi ayrıca bugün pek çok tıbbi uygulamada da kullanılmakta. Dijital fotoğrafçılık, bilimsel araştırmaların pek çok alanında benzersiz bir kolaylık sağladı. Daha önce görülmesi imkansız pek çok nesnenin görülebilme olanağı yaratıldı. Evrenin ve denizlerin en derin ve en uzak noktalarının kristal netlikte görüntülenebilmesinin yolunu açtı Geçen yüzyılın son yıllarında bir kurul toplantısında Marmara Hukuk’ta kayıtlı öğrencilerin yüzde yetmişinin İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu söylendiğinde, bu bilgi kurul üyelerinde dikkate değer bir yankı uyandıramamıştı. Daha sonraları hukuk vb. fakültelere İHL mezunlarının yoğunlukla akın etmesinin nedenlerine ilişkin ilginç açıklamaları hem bu hareketi yönlendiren, hem de eleştiren ağızlardan yanlış anlamaya yer olmayacak biçimde duymuştuk. Şeriatın Hukuk Fakültelerine Doğru Anadolu’nun yoksul çocuklarının bu liselerde öğretim görerek daha yükseklere tırmanmasını gıptayla, takdirle karşılamalıydı belki. Bu da bir halk hareketiydi bir yönüyle. Hakkını arayan, gücünü bulan bir hareket… Ancak eğitim ve kullanılma programı, eğitim felsefesi, eğitim psikolojisi, tüm siyaset kuramları birlikte düşünüldüğünde karşıdevrimci, gerici bir hareketti bu. Halkın geriye doğru devindirilmesi de mümkündü. İyi kotarılmış bir siyasi hareketin “arka bahçesi” olan bu okullardan devletin ve toplumun diğer kurumlarında zamanla köşe başlarını tutacak her rütbeden bekçiler yığınlarla mezun edilebilecekti. Girecekleri hukuk vb. fakültelerden alacakları diplomalarıyla her türünden denetim görevi görecekleri kritik eşiklere yerleştirileceklerdi. Bu mücadelede gösterecekleri özveriye karşılık, kapsamlı bir intisapiltimas ilişkisinde ödülsüz bırakılmayacaklardı. Yoldan dönenlerle, bu çarka girmeyenler de İHL hareketinin böyle bir programının bulunmadığının somut kanıtları olarak kullanılacaktı. Hiç fire vermeyen bir başarıydı bu doğrusu. Bugün hukuk diplomalarıyla gelinen yerde artık ihtiyaç, uygulanacak yeni hukukun yaratılması, öğretilmesi, biliminin yapılmasıydı. Bunun çok önemli ve o denli gözden kaçırılan iki hamlesini geçenlerde YÖK, yasaya aykırı bir yönetmelikle yapıverdi. Yasa çıkarmaya bile sabırları yoktu artık. Yasayı yönetmelikle değiştirmeyi yerinde gördüler. Hukuk fakültelerinde bölümler kaldırıldı. Roma Hukuku Anabilim Dalı lağvedildi. Hukuk fakültelerinde üç bölüm vardı. İlki, “İktisat ve Maliye Bölümü”, geçen yıl kapatıldı. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Bölümleri de bu yıl kaldırıldı. İktisat bilgisinin ve düşüncesinin hukuk bilimi ve öğretimi için önemini bilemeyecek hiç kimse yoktur. Bu bilim alanı hukuk bilimlerinin yapıldığı hukuk fakültesinin dışına atılarak, hukuk’un gerçeklikle olan ilişkisinin öğretimine ağır bir darbe vurulmuş oldu. Ancak darbenin en ağırı laik hukuk bilimine ve öğretimine vurulanıdır. “Roma Hukuku” Hukuk Tarihi alanına tali bir konu olarak alınmakla gereken yapılmıştır. Roma Hukuku, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik hukuk düzeni kurulurken kullanılan “sistem mantığı”dır. Bu hukuk bu nedenle sıradan bir “Hukuk Tarihi” konusu değildir. Roma Hukuku’nun ve öğretiminin bu perspektifte taşıdığı önem, hukuk düzenini laik hukuk düzeni olmaktan çıkarmak isteyenlerin pek ayırdında oldukları bir önemdir. Kamu Hukuku’nun mantığı ve metodolojisi bizde “Örfi Hukuk”un izini sürer. Bizdeki “Hukuk Devleti” düşüncesinin ve hukuk devletinin gelişiminin böyle bir “Hukuk”un etki ve gerekçe alanını kullandığını söyleyebilirim. Cumhuriyet’in bu Roma Hukuku’nun yanında ve ondan önce Orta Asya’dan beri gelen “örfi hukuk”un şeriat hukukuna sınırlar çektiğini; sonradan Hukuk Devleti’ne dönüşecek olan bir devlet mantığının kurulmasında ve korunmasında etkin bir hukuk alanı oluşturduğunu şeriatçılar çok iyi bilirler. Örfi hukuk, laik hukuk düzenini anlamamızda bize en yakın hukuk düşüncesi kalıbıdır. Hukuk Fakültesi’ndeki “Kamu Hukuku Bölümü” böylesine bir düşünce ve çağrışım alanını doldurmaktadır. Bu bölümü kaldırmakla bilimi ve öğretimi yapılan hukukun giderek bu ruhtan uzaklaştırılacağı umulmaktadır. Bu bölüm altında yer alan hukuk anabilim dalları birbirleriyle bölüm kurullarında kurabildikleri organik bağdan, işbirliğinden ve işbölümünden koparılmakta, kendi içlerine döndürülmektedirler. Şer’i hukukun özel hukuk, yani “haklar” mantığıyla kavranan ve yorumlanan; pozitif hukukun kaynağı bir ulusdevlet’ten bağımsız ve ulemanın fetvasıyla yürütülecek bir cemaatümmet hukuk ilmi’nin yapılması ve talebelerinin yetiştirilmesi yolunda ilk adım bu hamlelerle atılmış olmaktadır. YÖK’ün bu yeni hukuk fakültesi tasarımına, dekan atama politikasına ve pek çok başka ayrıntıya bir anlam verebilmek güdülen bu amacı iyi kavramakla mümkündür. Hukuk fakülteleri çok, ama çok önemlidir! DNA dizilimi türlere göre farlıklılık gösterir. Burada görülen Tetrahymena türünden alınmış bir DNA’dır Tetrahymena: Suda yaşayan tek hücreli bir organizma Telomer DNA’sı 2 Maya hücresi Ö Yapay mini kromozomlar CBT 1177/8 9 Ekim 2009 ve fizyoloji dersleri veriyor. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1177/9 9 Ekim 2009 milyon yıllık Lucy fosilinin de bir üyesi olduğu eski çağların iki ayaklı insansı türü Australopithecus afarensis’ler yavruların emzirilmeleri ve yürümeye başladıkları ve dişilerin ardından yeniden çiftleşmeye hazır duruma geldikleri süreye dek birkaç yıllık kısa süreli ilişkiler kurmuş olmalılar. Bir milyon yılı aşkın bir süre önce büyük beyinlerin ortaya çıkmasıyla birlikte bu tür tekeşli ilişkilerin süresi de uzadı. Beynin boyutu büyüdükçe insanlar evrimsel bir değiş tokuş yapmak zorunda kaldılar. İki ayak üzerinde yürümek üzere tasarlanmış olan leğen kemiğimiz bebeğin başının doğumdaki boyutunu sınırladığından, insanlarda bebekler öteki primatlara kıyasla gelişim sürecinin daha erken bir evresinde dünyaya gelirler. Buna bağlı olarak, insanlarda çocukluk dönemi de daha uzun sürer. İnsanın ataları yavruların yetişip büyümeleri açısından uzun süreli ilişkilerden yararlanmış olsalar gerek. Fisher, ayrıca, insansı beyindeki büyümenin (ve büyümenin beraberinde getirdiği yeni örgütsel özelliklerin) de atalarımız şiir, müzik, resim ve dans yoluylaolağanüstü bir kur yapma becerisi kazandırmış olabileceğine dikkat çekiyor. Arkeolojik bulgular 35,000 yıl öncesine gelindiğinde insanların bu tür davranışlar sergilediklerini, bir başka deyişle, onların da en az bizler kadar aşka susamış olabileceklerini gözler önüne seriyor. dül komitesi, kromozomların telomer ve telomeraz enzimleriyle nasıl koTetrahymena’dan alınan telomer DNA’sı saf Telomer DNA’lı mini kromozomlar hasara karrunduklarını ortaya koyan keşiflelaştırılır ve mini kromozomlarla eşleştirilir; rinden dolayı ABD’li bilim insanları şı korunurlar ve sağlam kalırlar. maya hücresine enjekte edilir. Elizabeth Blackburn, Carol W. Greider ile Telomer Jack W. Szostak’ın 2009 Nobel Tıp Ödülü’ne 3) Telomer sentezi Telomer DNA’sı baz netlik kazandı: layık görüldüklerini açıkladı. ölçeğinde Telomeraz, telomer Bu keşif hücrenin temel mekanizmalayaratılır. DNA’sını üretiyor rından biri olan yaşlanma sürecini açıklıyor RNA ve yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesikalıbı nin yolunu açıyor. Telomeraz kromozomun Genlerimizi taşıyan uzun, ipliksi DNA Telomeraz DNA ucunda etkili olur. Bu bir iplikçiklerinin sonundaki enzimdir; protein ve RNA molekülleri kromozomların içine sıkışmıştelomerleri korur. diziliminden oluşur. RNA, lardır ve kromozomların uçlarında telomer kaBunun telomer DNA’sının senteTelomeraz olmadığı zaman, hücrenin her bölüpakçıkları bulunur. Elizabeth Blackburn ve sonucunda tüm kromozomu zinde kalıp/şablon vazifesi nüşünde kromozom kısalır. Sonuçta telomer kopyalamak mümkün olur. görür. DNA’sı aşınır ve kromozom hasar görür. Jack Szostak telomerlerdeki özel bir DNA diziliminin kromozomları bozulmalara karşı koruduğunu keşfetti. Carol Greider ve Elizabeth Blackburn, te le çalışır. Buna karşıt olarak bazı kalıtsal hastalıkların nedelomer DNA’sını yapan telomeraz enzimini tespit etti. Bu bu ni hastalıklı telomerazlardır ve sonucunda hastalıklı hücreluşlar telomerlerin kromozomların sonlarını nasıl koruduğunu ler oluşur. İşte bu yıl ödüle layık görülen keşif, hücrenin bu temel mekanizmasını açıklığa kavuşturarak yeni tedavi straaçıklıyor. Telomerler kısaldığı zaman hücre yaşlanır. Bunun tersi tejilerinin yolunu açıyor. ne telomeraz faaliyeti artarsa telomer uzunluğu kendini korur ve hücre yaşlanması gecikir. Kanser vakalarında süreç böy YAŞLANMA, KANSER VE HÜCRELER Bu buluşlar bilim dünyasında büyük ilgi çekti. Pek çok bilim insanı telomer kısalmasının yaşlanmanun nedeni olabileceği sonucunu çıkarttı. Bunun da yalnızca tek bir hücrede değil, organizmanın tümünde kendini belli ettiği düşünüldü. Fakat yaşlanma sürecinin çok karmaşık Elizabeth H. Blackburn: ABD ve olduğu bugün artık Jack W. Szostak: ABD vatandaşı. Avustralya vatandaşı. Doktora dere Carol W. Greider: ABD vatandaşı. biliniyor ve tek bir Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde cesini Cambridge Üniversitesi’nden Berkeley’den doktora derecesini çalıştı. Şu anda Massachusetts General faktöre değil, çeşitli aldı. Yale sonra Berkeley’deki aldı. Johns Hopkins Üniversitesi Hospital’da genetik konusunda ders faktörlerin birbirleKaliforniya Üniversitesi’nde, 1990 yı Tıp Fakültesi’nde moleküler biyoveriyor. Ayrıca Howard Hughes Tıp riyle etkileşiminden lından bu yana San Francisco’daki loji ve genetik dersleri veriyor. Enstitüsü’nde de çalışmalar yapıyor. kaynaklandığı görüKaliforniya Üniversitesi’nde biyoloji 009 Yılı Nobel Fizik Ödüllerine layık görülen üç bilim adamı, bugünün iletişim ağının temellerinin oluşturulmasında oynadıkları önemli rol ile “ışığın sahipleri” olarak nitelendiriliyor. Bunlar günlük yaşam için çok sayıda yararlı ürünler yaratmalarının yanı sıra, bilimsel araştırmalar için de yeni araçlar da geliştirmiş oldular. 1966 yılında Charles K.Kao, fiber optik alanında devrim yaratacak buluşunu gerçekleştirdi. Çok büyük bir titizlikle optik cam fiberlerle ışığın uzun mesafeler boyunca nasıl iletilebileceğini hesapladı. En saf camdan yapılmış fiber ile ışık sinyallerini 100 kilometre uzağa nakletmenin mümkün olabileceğini öngörüyordu. Kao’nun geleceğin fiber optikleri konusundaki heyecanı diğer bilim insanlarını da etkiledi. İlk ultrasaf fiber dört yıl sonra, 1970 yılında, üretilebildi. İLETİŞİMİN TEMELİ FİBER OPTİKLER Bugün optik fiberlerin oluşturduğu dolaşım sistemi günümüzün iletişim toplumunun gereksinimini karşılıyor. Bu azkayıplı cam fiberler ile, internet gibi küresel geniş bant iletişimi gerçekleştirilebiliyor. Işık, bu ince cam iplikciklerin içinden akıp giderken, tüm Şekil 1: Camdan yapılan optik fiberler iletişim toplumutelefon ve veri trafiğini nun dolaşım sitemini oluştururlar. Dünya’nın çevresini de taşıyor. Metin, müzik, 25.000 kez dolanacak kadar fiber mevcuttur. görüntü ve video, saniyenin çok küçük bir keUydu siti içinde dünyanın çevAnalog resini dolanıyor. sinyaller Dünya’yı çevreleyen Anten Sinyal dönüştürücüsü cam fiberlerin tümünü açabilseydik, bir milyar Sinyal yolda güçlendirilir kilometre uzunluğunda bir tek bir iplikçiğimiz Bir saç kılından daha ince binolurdu. Bu da Dünya’nın lerce cam fiber bir kablonun İnterneti içinde demet halinde bulunur. çevresinde 25.000 kebirleştiren Cep telefonu nodüller reden daha fazla dolanabilirdi. Kaldı ki bu ipBilgisayar likçiğin uzunluğu her saTelefon at binlerce kilometre arTelevizyon tıyor. şü netlik kazanıyor. Yine de telomerin bu faktörlerden yalnızca bir tanesi olduğundan hareketle, bu alanda çok yoğun araştırmalar yapılıyor. Normal hücrelerin pek çoğu sık sık bölünmez. Dolayısıyla bunların kromozomları kısalma riski taşımadığı için yüksek telomeraz faaliyetine ihtiyaç duyulmaz. Buna karşılık kanser hücreleri sonsuza dek bölünme yeteneğine sahiptirler. Ama yine de telomerlerini korurlar. Peki bunlar hücresel yaşlanma riskinden kendilerini nasıl kurtarıyorlar? Nedenlerden biri kanser hücrelerinin telomeraz faaliyetlerinin yüksek oluşu ile açıklanıyor. Bunun sonucunda kanser tedavisinde telomeraz faaliyetlerinin durdurulması önerisi bugün üzerinde en fazla tartışılan tedavi yöntemlerinden biri. Bu alanda çe şitli araştırmalar halen devam etmekte. Örneğin yüksek telomeraz faaliyetine sahip hücrelere karşı geliştirilen aşıların değerlendirilmesi bugün klinik deneyler aşamasında. Bazı kalıtsal hastalıkların ise bugün telomeraz bozukluğundan kaynaklandığı biliniyor. Örneğin bir çeşit anemi hastalığında, kemik iliği kök hücrelerindeki yetersiz hücre bölünmesi ciddi kansızlığa neden oluyor. Sonuç olarak Blackburn, Greider ve Szostak’ın buluşları hücreyi ve hastalık mekanizmalarını daha iyi anlamamıza yol açarken, yeni potansiyel tedavilerin geliştirilmesine de zemin hazırlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle