Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tazlar Köyü’nde yaratılan mucize Afyon’un Tazlar Köyü’nden, Ahır Dağı’nın tepesindeki yeni yapılan gölete gidiyorduk. Gazetecilerle tıklım tıklım dolu 3 pikabın en önündeydik. Proje Türkiye’nin tanınmış sanayicilerinden Asım Kocabıyık’ın 78 yıl önce 7 yaşında terk ettiği Tazlar Köyü’nü, TEMA Vakfı ile müştereken kalkındırması idi. Prof.M.Turan İtil Vakıf ve devlet üniversiteleri, tıp fakülteleri CBT’nin 1174. sayısında Mustafa Çetiner’in kaleme aldığı “Koç Üniversitesi Tıp fakültesi kuruyor” başlıklı yazı hakkında okuyucularla aşağıdaki hususları paylaşmak istiyorum. Prof. Dr. Sebahattin Bektaş (sbektas@omu.edu.tr) şında verilen 11 teşvik ve bilim ödülünün azıda “Temel tıp bilimleri bütün 4 tanesini Koç Üniversitesinin aldığı bedünyada temel bilimler, biyoloji ve lirtiliyor. Umarım Koç Üniversitesi’nin hatta mühendislik bilimleri ile tıp fakültesi açma girişimi, diğer fakülgiderek kaynaştığı ve ABD’nin önemli teleri için böyle bir olumsuzluğa sebebiüniversitelerinde yepyeni biyomühen yet vermez. dislik bölümleri kurulduğu, Koç Üni. Tıp Üniversitelerimizde tıp fakültelerini Fakültesi modelinde klinik açıdan aktif belirleyici yapan bize özgü bir sistem sobir fakülte yanında eğitim ve araştırma runudur. Mevcut YÖK yasasında bile tıpfonksiyonları öncelikli ve ağırlıklı olarak çılar lehine eşitsiz düzenlemeler var. yer alacağı” belirtiliyor. Gelişmekte olan ülkemizde pek çok Öncelikle, bütün tıp fakültelerinin alanda yaşanan eksikliklerden biri de, tekuruluş amacının da benzer olduğunu be mel ve koruyucu sağlık hizmetlerinin yelirtelim. Bilimin ve teknolojinin ilerle tersizliğidir. Bu nedenle tıp fakülteleri önmesine paralel olarak disiplinlerarası or celik vermesi gereken eğitimaraştırma tak çalışmaların yaygınlaştığı, yeni yeni hizmetlerine yeterince yönelememekte uzmanlık alanları doğduğu çok açıktır. 1. ya da 2. basamak sağlık kurumlarının Bilimsel başarı için bu türden ortak ça vereceği rutin sağlık hizmetlerini de lışmalar genel kabul görüyor. Günümüzde vermek zorunda kalmakta, gerçi yasal olamühendislik ürünleri çok çeşitli branşlara rak böyle bir zorunluluklabüyük destekler sağlıyor. rı olmamasına rağmen sırf Nitekim birer mühendislik döner sermaye gelirlerinin Gelişmekte ürünü olan modern görünazalmaması için bu duruma olan ülkemizde tüleme cihazları ve diğer itiraz etmemektedir. pek çok alanda mühendislik ürünleri çokSağlık hizmetlerinin ültan modern tıbbın elikolu, kemizde yetersiz oluşu ve yaşanan eksikgözükulağı oldu. sağlık harcamalarının devliklerden biri Ülkemizde bünyesinde let tarafından üstlenilmesi de, temel ve tıp fakültesi olan üniversisonucu tıp fakültesi araştelerin diğer fakültelerinin tırma hastaneleri gelir gekoruyucu sağgelişmeyip ikinci planda tiren kurumlar olmaktadır. lık hizmetlerinin kaldığı, maalesef bir Tıp fakülteleri diğer fakülyetersizliğidir. Türkiye gerçeğidir. telerden çok çok önemli Mühendislik alanında geveya mensupları çok çalışlişmiş fakülteleri bulunan tıkları için değil, tamamen sistem gereODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi ği, yasal düzenlemeler gereği dominant Üniversitelerinde tıp fakültesi olmama olabilmektedir. Aynı olanaklar diğer fası da bu iddiamızı doğruluyor. Peki neden kültelere tanınsa onlar da fevkalade geböyle? Çünkü tıp fakültesi bulunan ve lir getirici faaliyetlerde bulunabilirler. ya sonradan açılan bir üniversitede çok Öte yandan üniversitelerin gelir gekısa sürede tıp fakültesi dominant duru tirmek zorunda kalması da düşündürüma geçmekte ve devamında da üniver cüdür. Fakat maalesef devlet üniversitesite yönetimi tıp fakültesine geçmekte leri bile kendi kaynaklarını yaratmak zodir. Tıpçı dostlarımız alınmasın, ama tıp runda bırakılıyor. Vakıf üniversiteleri her camiasındaki “doktorlar ve diğerleri” ne kadar kâğıt üzerinde kâr etme amaçanlayışı üniversite yönetimine de hakim ları olmamakla beraber kendi yağlarıyla olmakta, üniversitenin kadro, bütçe gi kavrulmak diğer bir deyişle de profesyobi kaynaklarından aslan payı tıp fakültesi nel olarak yönetilmek zorundalar. ve hastanesine ayrılmakta, bunun doğal Dolayısıyla gelir getirici faaliyetlere kabir sonucu olarak da üniversitenin diğer yıtsız kalamazlar. birimleri ihmal edilmektedir. Sayıları 40’ı aşan vakıf üniversiteleKanımızca üniversitelerimizi bu rinden (Koç dahil) ancak 78 tanesi olumsuzluktan ancak tıp fakültelerini üni gerçek anlamda ticari bir gaye gözetmiversitelerden ayırarak ayrı Tıp ya da yor. Diğerlerinin bir işletme mantığı ile Sağlık Bilimleri ihtisas üniversiteleri çalıştıklarını düşünüyorum. Yakın gelekurmakla kurtarabiliriz. Yazıda Koç üni cekte buralarda sürücü kurslarında olduğu versitesinin bilimsel performansının yük gibi, parayla diploma verildiğini duyarsek olduğu TÜBİTAK tarafından tıp dı sak şaşmayalım.” S ayın Asım Kocabıyık’ın doğduğu yerin toprağına olan gönül borcunu ve memleketimize olan hizmet borcunu ödemek üzere bu kırsal bölgenin kalkınması için TEMA vakfına verdiği destekle yapılan projenin sonuçları görülecekti. Benim için bu projenin gösterdiği hakikat, daha 20 seneden az bir zaman önce dünyanın kendi kendini besleyen 7 memleketinden biri olan Türkiyemizin bugünkü acıklı halden kurtulup AB’nin ikinci sınıf politikacılarından, IMF’nin para cambazlarından ve ABD’nin iflas etmiş kapitalist patronlarından azar işitmeyecek, Kemal Atatürk’ün hayal ettiği gibi bir dünya devleti olabilmesi için en basit ve başarılı yollardan biri olan köylerimizin kalkınması ve köylümüzün hak ettiği efendiliği tekrar ele alması için köyüne dönmesi yollarını açan yeşil ışıktı. Kocabıyık ve TEMA Vakfı 12 senelik çalışma ve 2,5 milyon TL harcama ile Tazlar Köyü’nde ispat ettiler ki köylünün köyüne dönüşü ve Türk köyünün tekrar üreticiliği bir hayal değil! Türk insanının kendi kendine başarı ile ortaya çıkarabileceği bir hakikat! Göleti ile kontrol altına alınmış ve Tazlar köylüsüne yepyeni tarımsal alanlar kazandırılmış. * 33 adet deneme tarlasıyla yöreye uygun tohum tür ve çeşitleri çiftçilere tanıtılmış. * Asım Kocabıyık Çiftçi Eğitim Merkezi’nde, Tazlar Köyü ve civarındaki köylerden gelen 600’den fazla çiftçiye eğitim verilmiş. * Yörede bir verimlilik sağlanıp köy nüfusu için gelir potansiyeli oluşunca, Tazlar Köyü’nün artacak nüfusunun yaşam standartlarının yükseltilmesi için altyapı inşaatları yapılmış. Y İKİ BÜYÜK BAŞARI Bütün bu çalışmalar iki en önemli başarıya imza atıyor: 1 12 yıllık çalışmaların sonunda Tazlar Köyü’nün 1997’de 360 olan nüfusu 2008 yılı itibarıyla dönemsel ikametlerde 1600’e yükseldi (neredeyse % 500 yükselme). 2 Çiftçilerin tarımsal üretimden kişi başına elde ettikleri gelir 2007 yılında ortalama 10.337 TL iken 2008 yılında 12.478 TL’ye yükseldi. (Toplam gelir 2007'de 599.559 TL iken 2008 yılında % 20 artış göstererek 723.823 TL’ye yükseldi.) Ve bütün bu başarılara hiçbir gürültü, reklam ve pazarlama yapılmadan erişilmiş! Sayın Asım Kocabıyık’ın ilgisi ve yardımları, TEMA Vakfı’nın profesyonelleri, kamu ve sivil toplum ve yöre halkının destekleriyle bitirilen bu projenin önceden planlanmayan en büyük sürpriz başarılarından biri, senelerce önce toprakların kaybı ve köylerinin boşalması ile başlayan büyük ekonomik erozyonun geriye çevrilme ve köylülerin geriye dönmesi şanslarının hâlâ olduğunu göstermesidir. Tıp hakkında neredeyse hiçbir bilgisi olmayan veyahut otelciliği, hele SPA kültürünü hiç tanımayan Türk müteşebbislerinin dünyanın en modern hastanelerini, en muazzam otel ve sağlık merkezlerini şu son 25 senede ortaya çıkarması, Kocabıyık ve TEMA’nın basit köye dönüşüm projesini Türk insanının yaratıcı kabiliyetiyle dünya ekonomisinde söz sahibi bir duruma getirmesi beklenebilir. Böyle bir proje, bütün köylülerin ve memleketlerini terk edenlerin bilhassa yaşlılıkları için büyük ümitler ve imkânlar vaat ediyor; onlara, dışarıdaki başarılarına vatanlarında yenilerini katmak imkânını veriyor ve bütün bunların üstünde Türk olmanın büyük mutluluğunu “giderayak” tekrar tattırıyor. Kim bu şansı teper! GERÇEĞİN AYRINTILARI * Tazlar Köyü halkının topraklarının verimi yüzde 50 arttı. Bunun için, 275 bin metreküp kapasiteli göletten (ismi, Sayın Kocabıyık’ın annesinin hatırasına “Satı Gelin Göleti”) elde edilen 12 km. sulama kanalı ile 1600 dekar alanda sulu tarım yapılmaya başlanmış. * 200 dekar alanda doğru sulama teknikleriyle (damlama, yağmurlama) sulama yapılarak toprağın verimi yüzde 50 seviyelerinde artış göstermiş. * 980 dekar arazide derhal ekonomik yardım yapacak meyve fidanları dikilmiş. * Binlerce hektar tarımsal toprak kazanılmış. * Ulaşım yolu bulunmayan 500 dekar tarlanın ekonomiye kazandırılması için 18 km. yol inşa edilmiş. * Tazlar Köyü’nün kuzey yamacında yer alan Ahır Dağı ve etrafındaki tepelerde 200 dekar ormanlık arazide ağaçların kesilmiş olmasından dolayı meydana gelen büyük erozyon ve heyelan tehdidi, 2000 metreyi aşan drenaj boruları, topraktaki fazla suyu emmesi için ekilen 1500 söğüt ağacı, ayrıca 270 dekar alana dikilen 50 binin üzerinde ağaç ve dağların su kaynaklarını kontrol eden 275.000 metreküp Satı Gelin CBT 1178/14 16 Ekim 2009