28 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19. Yüzyılda biyolojinin yükselişi Yaşam bilimleri 19. yüzyılda önemli bir ilerleme gösterdi. Deneysel fizyolojinin gelişimi, bilimsel embriyolojinin, paleontolojinin, evrimciliğin, sitolojinin (hücrebilimin) ve bakteriyolojinin doğuşu bu yüzyılda oldu. Bu yüzyıl aynı zamanda Paris Doğa Tarihi Müzesi ve Pastör Enstitüsü gibi büyük araştırma kurumlarının da kurulduğu dönemdir. Diğer taraftan, deniz araştırmaları istasyonları gibi daha az bilinen kurumlar, yeni bir dünyanın keşfine, deniz faunası ve florasının saptanmasına ve bunlar aracılığıyla da deneysel bir biyolojinin kurulmasına katkıda bulundu. Osman Bahadır G. Cuvier (17691832), fiksist (saptanımcı) düşüncelerine rağmen, biyolojinin gelişimini çevreleyen tartışmalarda büyük bir rol oynadı. Her şeyden önce Lamarck’ın evrimciliğine karşı yöneltmiş olduğu eleştirileri, öncü durumundaki biyologların soyut tartışmalardan araştırmaya yönelmelerine, hipotezleri için en iyi temeli bulmaya ve kanıtlamaya çalışmalarına yol açtı. Cuvier çalışmalarıyla, canlıların oluşumunun ve davranışlarının dinamik bir kavramını hazırladı. Ona borçlu olduğumuz şeylerden biri de, canlı organizmaların kavranmasında temel bir önem taşıyan, lan ve ansızın gerçekleşen sıçramalar (veya makroev korelasyonlar kanunudur. Cuvier’nin hipotezine göre, aklaşık bir dönemleme yaparak diyebiliriz ki, 19. rim) fikrine karşıt bir kavram niteliğindeydi. bir hayvanın çeşitli organlarının birbirleriyle ilişkisi varyüzyıl biyoloji asrı, 1793’te başlamış ve 1906’da Evrimin materyalist bir vizyonunu oluşturan dı. Bu nedenle bir hayvanın bir organının varlığından bitmiştir. 1793 yılı, Paris Doğa Tarihi Müzesi’nin Lamarkizm, canlı varlıkları kendi dönüşümlerinden so hareket edilerek başka hangi organının olabileceği tahkurulma yasasının çıktığı tarihtir. Bu müzenin kadro rumlu tutuyordu, çünkü onların adaptasyon eğilimle min edilebilirdi. Cuvier ayrıca, omurgalılar, yumuşaksunda yer alan birçok kişi, yaşam bilimlerinin gelişiminde ri, soylarına ait kalıtımlarında kayıtlıydı. Charles çalar, halkalılar, ışınlılar gibi sınıflandırma dallarını keştemel bir rol oynamışlardır: JeanBaptiste Lamarck Darwin’in (18091882) Türlerin Kökeni (1859) adlı ku fetti. Canlıların evrimi fikrine karşı olan Cuvier, çok (17441829), Georges Cuvier (17691832) ve Etienne rucu eserinde ortaya koyduğu kavram ise, Lamarck’ın ilginç bir biçimde, türlerin evrimi teorisinin temel kayGeoffroy SaintHilaire (17721844). 1906 yılında ise transformizmine, iki kavrama bağlı olan temel modi nağı olan paleontoloji bilim dalının da kurucusu oldu. doğa bilimci William Bateson (18611926), bir grup Cuvier için, fosiller, tüm floraları ve faunaları yok biyolog ve bitki yetiştiricisi tarafından geliştirilmiş eden geçmişin büyük katastroflarının (yıkımlayeni bir disiplin olarak genetiği başlattı. Genetik rının) gerçek tanıklarıydı. Onun gözlerinde bu fo20. yüzyılda yaşam bilimlerinin temeli olacaktır. sillerin aktüel türlerle hiçbir ilişkisi bulunmuyordu. 1790’lı yıllardan 1820’li yıllara kadar yaşam Bu nedenle Cuvier’ye göre canlıların tarihi, sabilimlerinin geçirdiği en önemli değişim, 18. yüzdece birbiri ardına gelen yıkımların tarihiydi. Buna yıla özgü statik bir bakıştan, 19. yüzyılda bekarşılık transformistler için durum farklıydı ve onnimsenecek olan canlıların dinamiği kavramına lara göre fosiller eskinin organik formlarını temgeçiş oldu. sil ediyorlardı, uzun jeolojik dönemler esnasında 18. yüzyıl biyolojicilerinin en büyük sıkıntılamodifikasyona uğrayarak ve aktüel formları oluşrından biri, bitkilerin ve hayvanların sınıflandıturarak bitiyorlardı. (Böylece aynı objeler terılmasıyla ilgiliydi. Bu çağda yaratılmış olan doğa melden zıt iki teze destek olma hizmetini göretarihi müzeleri, hem türlerin sınıflandırılmasının, biliyordu.) hem de doğal türlerin davranışlarının, fonksiyon 1880 yılında basılmış Almanca bir kitapta görülen tarih öncesi hayvanlar. larının, anatomilerinin çok yakından ciddi bir biTANRI “TEMEL MADDE” çimde incelenebilmesinin ortamını oluşturmuşYARATTI! fikasyonlar düşüncesini getiriyordu: Bu iki kavram, rastlardır. lantı ve doğal seçilim kavramlarıydı. Biyolojinin 19. yüzyıldaki ilerlemesine katkıda buBu çalışmalarla doğa bilimleri gerçek temelleri Darwin’e göre canlılar rastlantısal bir şekilde mik lunan bilim insanlarından biri de, Geoffroy Saintüzerine kurulmaya başlandı. Bu yeni bilimlerin kuru ro varyasyonlar geçiriyordu. Bu varyasyonların kendicuları arasında, botanikçi J.B. Lamarck, 1778’de ya leri de daha sonra doğal seçilim baskısı altında kalıyordu. Hilaire’dir. Organik dünyanın birliğini göstererek çayınlanan ünlü Fransız Florası kitabının yazarıdır. Onun Ortama uygun varyasyonları bulunanlar hayatta kala ğına damgasını vurdu. Teorik planda yaratıcılıkla özellikle kabuklu hayvanların koleksiyonunun düzen caktır, buna karşılık aynı ortamda uygun olmayan var transformizmin uzlaşmasına dayalı bir tezi savunmuş ollenmesinde önemli bir rolü oldu. Bu çalışması onu can yasyonlara sahip olanlar elenecektir. Evrimin ürünü, makla birlikte, transformizmin kanıtları üzerindeki lılarla ilgili yeni bir düşünme tarzına, transformizm dü elenmeden sonra geriye kalan oluyor. Ayrıca Lamarck sorgulayıcı ve eleştirel tutumu, gelişmeleri hızlandıran şüncesine götürdü. Bu düşüncesini, 1809’da, klasik ese gibi Darwin de mikroevrim savunucusu ve sonradan bir etki yaratmıştır. Geoffrey SaintHilaire’e göre, tanrı mümkün tüm ri olan Zooloji Felsefesi’nde ortaya koydu. edinilmiş karakterlerin kalıtımsallığını kabul ediyor. organikleri içeren bir temel madde (soyut, ideal bir moLamarck için canlı varlıklar oldukları gibi yaratılFakat Darwin’in teorisinde “en büyükler ve kaslamış değillerdi. Onlar formlarında değişim geçirebili rı en kuvvetli olanlar en elverişli olanlardır” şeklinde del) yaratmıştı. Tüm canlı oluşumlarındaki nihai sonucu yorlardı. Kendilerini yeni alışkanlıklar edinmeye zor bir düşünce yoktur. İnsanın virüslere üstün gelmek zo işte bu temel madde belirliyordu. Ona göre tüm canlı layan ortamın etkisi altında modifikasyona uğruyorlardı. runda olduğuna dair hiçbir çıkarım bulunmamaktadır, organizmalar aynı plan üzerine inşa edilmişlerdi. “Dönüşüme uğramış yaratılmış canlı” fikrinin savunuOna göre bu adaptasyonlar, kalıtım yoluyla bir sonra bunu ancak gelecek söyleyebilir. cusu olan Geoffrey SaintHilaire, Lamarck’ın ortamın ki nesle geçen yeni organik yapıların ortaya çıkmasıBöylece Darwin ile evrim düşüncesi öngörülemez ol organizmaların yapılışları üzerinde belirleyici bir etkina yol açıyordu. Bu olgu, edinilmiş karakterlerin kalı muştur. Öyle ki, canlı hiçbir durumda kaderinin efende bulunduğu düşüncesini de paylaşıyordu. Ona göre, tımı olarak nitelendirilmektedir. disi olarak düşünülemez. O, doğal seçilimin pasif yüzüdür. ortam değiştiği zaman organlar yeni ortama adapte oluEvrimcilik düşüncesi, Darwin’in düşüncesiyle ta yorlar ve organizmalar formlarında değişiklik yapıyorDARWİN VEYA ÖNCEDEN mamlanmış değildir. Tam tersine, 19. yüzyılın sonun lar, fakat asla temel planlarını değiştirmiyorlardı. KESTİRİLEMEYEN EVRİM da, sonradan edinilmiş karakterlerin kalıtımı ilkesinin 19. yüzyılda türlerin doğal evrimi fikrinin başarıya Evrim fikri, canlıların çıkış zamanının daha gerilere terk edilmesiyle kesin bir dönüm noktasına gelinmiş ol ulaşmasında bir başka önemli etken, bitki ve hayvan yeçekilmesine yol açmıştır. Lamarck canlıların ortaya çı du. Biyolog August Weismann (18341914), 1880 ve tiştiricilerinin yaptıkları suni seçilim çalışmaları oldu. kış tarihi olarak en az 900 milyon yılı öngörüyordu. 1890’lı yıllarda, cinsel üremeye katılan hücrelerin, vü Fakat bu çalışmaların kesin rolü henüz yeterince ortaLamarck, evrimi oluşturan organik modifikasyonların cudu oluşturan hücrelerden bağımsız olduğunu ileri sü ya çıkarılmamıştır. Onların etkinlikleri, canlı türleriayırt edilmesi güç (pek belirsiz) değişikliklerle gerçek ren bir fikir geliştirdi. Buna göre, bir organizmanın do nin, farklı çeşitler vermek için modifikasyon geçirmiş leştiğini ileri sürdü. O mikroevrimin bir formunu sa ğuştan sonra edinmiş olduğu bünyesel modifikasyonlar, olabilecekleri konusunda somut kanıtlar getirmiştir. vunuyordu. Bu kavram, 19001910 yılları arasında Hugo sonraki kuşaklara geçmiyordu. Mutasyonlar teorisiyle Biyolojinin 19.yy’daki yükselişini, evrimle köprü kude Vries (18481935) ve sonra da Thomas H. Morgan de tamamlanmış olan bu kavram, modern genetiğin ku ran diğer araştırma ve kişilerle haftaya tamamlayaca(18661945) ile başlayan mutasyonizmde ifadesini bu ruluşuna katıldı. ğız. Y CBT 1122/ 16 19 Eylül 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle