Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Yerli Erasmus” (İç Erasmus) gerekli mi? Erasmus ismi, eğitim tarihinde Hollandalı hümanist Desiderius Erasmus’tan (14691536) kaynaklanıyor. Rönesans Hümanizminin önemli temsilcilerinden olan Erasmus dil ayrımı yapmadan üniversitelerde düşüncenin serbestçe yayılmasını savunmaktaydı. Erasmus döneminde değişik Avrupa ülkelerinde öğrenci ve akademisyen olarak bulunduğu ülkelerde hümanizmi anlatmıştı. Avrupa gibi çok dilli ve kültürlü ülkelerde farklı dilerde aynı düşüncenin paylaşılması fikri ve düşüncesi Erasmus’u yeniden yaratto. Rönesans ve aydınlanma felsefesinin yayılmasında bu ve benzeri insan dolaşımı ve hareketlerin rolü önemli olmuştur. Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Çukurova Üniversitesi, iortas@cu.edu.tr Akademisyen değişimi çok önemli bir olgu ve buna öğrenci değişimi de katılabilir. Ülkemizde de zaman zaman öğretim üyesi gereksinimi duyulan fakültelere YÖK emri veya ikili görüşmelerle kısa süreliğine öğretim üyesi sağlanabilmekte. Bu uygulamanın Avrupa çapındaki gelişimi ise Erasmus programı ile gerçekleşmekte. Ülkemizde ciddi boyutta bilim insanı eksikliği yaşanırken bu konuya dikkat çeken Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu ve Yard. Doç. Dr. İrfan Kalaycı CBT dergisinin 956 ve 959 sayılarında “Üniversitelerde akademisyen yetiştirilmesi, istihdamı ve değişimi” konularını işlediler. İki yazar tarafından üniversitelerde eksikliği görülen öğretim üyelerinin bir şekilde başka bir kurumda ders vermesinin yararı işlenmektedir. Tabii Öğretim Üyesinin Özlük hakları, barınma ve beslenme ihtiyaçlarının giderilmesi için uygun bir maaşın sağlanması öncelikle şart olmalıdır. P rogramın temelini, üniversite öğrencilerinin, bir yarıyıl ya da bir öğretim yılını bir başka AB ülkesindeki üniversitelerde okumalarını öngörüyor. Bunun bir çok nedeni var. Erasmus programının amacı, Avrupa'daki yüksek öğretim kurumalarında kaliteyi artırmak, Avrupa üniversiteleri arasında işbirliğini güçlendirmeyi, üniversiteler arasında öğrenci ve öğretim üyesi dolaşımı, üniversiteler arasında işbirliğini sağlamak ve üniversiteler arasında tematik ağlar kurabilmeyi hedefliyor. Temelde bir Avrupa ortak kültürü etrafında gençleri bir araya getirmektir. Çıplak ayaklı Sokrat, gezerek görerek uygulamalı düşündürmeyi ve tartışmayı yaşamı boyunca Atina sokaklarında sürdürdü. Platon “geometri bilmeyen üniversite kapısından içeri giremez” diyerek akademik verilere dayalı çalışmaları; Aristoteles mantık ve uygarlığın gelişimi uğrundaki meşakkatli uğraşıları, günümüz Avrupa’sında yeniden eğitimin gündemine taşınıyor. Bu yolla gençliğin farklı üniversitelerin birikiminden yararlanması, arkadaşlık etmesi ve bu yolla beyinsel zenginliklerinin artırılması istenmekte. Özgür düşünebilen ve farklı alanların dokusunu ve kültürel birikimini teneffüs etmiş gençlik geleceğini daha iyi şekillendirmektedir. ERASMUS PROGRAMI NEDİR? Erasmus Avrupa Birliği Komisyonu'nun, üye ve aday ülkelerle AB'ye üye ya da aday olmayan ülkeler arasında kurumsal düzeyde eğitimle ilgili konularda üniversiteler arasında karşılıklı olarak birbirlerini tanımaya dayalı işbirliklerini teşvik etmeyi hedeflemektedir. Ülkeler arasında karşılıklı tanımayı, mevcut eğitim potansiyellerini daha iyi kullanmayı ve geliştirmeyi amaçlayan bir program. Ayrıca Avrupa’da belirli üniversiteler belirli bir çatı altında belirli kurallar çerçevesinde birleşerek “Erasmus University Charter” oluşturarak bu üniversiteler arasında karşılıklı olarak, Öğrenci Değişimi / Personel Değişimi / Proje Yapma Olanağı da sağlanabilmekte. Öğrenciler ve üniversite öğretim üyeleri bu programdan memnun görünüyor. Ülkemizin neredeyse tüm üniversiteleri 20042005 yılı itibarı ile Erasmus programına katılmış durumda. Ancak son günlerde basına yansıdığı kadarı ile yeterli maddi olanaklar Ulusal ajanstan sağlanamadığı için istenilen ölçüde öğrenci, programlara gidemedi. eğim öğretim ve araştırma kalitesine katkıda bulunabilir. Konferans vermek üzere gittiğim çoğu üniversitemizde üniversitelilik atmosferinin oluşmadığını gördüm. Dışarıdan gelecek hocalarımız örnek davranışı, ders anlatma tekniği, öneri ve girişimleri kadar, diğer üniversitelerden gelebilecek öğrencilerin de etkili olacağını düşünüyorum. Örneğin ülkemizde ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesine giremeyen öğrencinin bir dönem bir dersi bu üniversitelerde alması, öğrencinin başarısı ve psikolojisi için önemli bir gelişme sağlayabilir. Ayrıca ülkemizin doğusunda üniversitelerde kendisini çok iyi yetişirmiş, nitelikli öğretim üyeleri var. Uluslararası düzeydeki bilim insanlarının aralıklarla kendi üniversitesi dışında bir başka üniversitede kısa süreliğine ders vermesi, başka ülkelerin bilim insanlarının da beyin dolaşımı gereği üniversitelerimize gelerek ders anlatmaları çok anlamlı olacaktır. Üniversiteler arasındaki gerek eğitim, gerekse notlandırma sistemlerindeki farklılıklar yine Erasmus’da yapıldığı gibi bir çeşit “ortak dil” olan ECTS benzeri ortak kredilendirme sistemi sağlanabilir. Hata Erasmus için bir çok üniversite için geliştirilen ECTS kredi sistemi iç Erasmusta da kullanılabilir. Temel amacımız, her öğrencinin öğrenim döneminin en az bir yarıyılını başka üniversitede geçirebilmesi veya aynı öğrencinin bir kaç değişik üniversiteye devam ederek mezuniyeti mümkün olmalı. Böylece öğrenci kendisini zenginleştirmiş olur. Bir taraftan öğrenci bazı dersleri başka bir üniversitede öğrenirken, diğer taraftan sosyal ve kültürel alt yapısını da güçlendirir. Benzeri durum öğretim üyesi değişimi ile de sağlanabilir.İç Erasmus, üniversitelerin ihtiyacı olan öğretim üyelerini kendi iç bünyelerinde sağlaması ile oluşan inbreeding durumu kısmen giderilmesi ve kendi alanından başka üniversite görmemiş öğretim üyeleri için büyük bir şans olabilir. ÜNİVERSİTELER HAZIR MI? Bildiğim kadarı ile YOK üniversiteler arasında benzer anlayışa uygun bir yönetmelik de çıkardı ve yönetmelik pek işler değil ancak yürürlükte. Kritik sorun, Ankara’daki bir üniversite öğrencisi Hakkari Üniversitesine gidebilecek mi? Diğer taraftan Bir ODTÜ ile Boğaziçi veya Ege üniversitesi ile Çukurova üniversitesi benzer programlar nedeniyle öğrenci değişimi yapabilir, fakat Doğu ve Güney Anadolu’daki üniversiteler ile bu işbirliği sağlanabilir mi? Üniversiteler arasında öğrenci ve öğretim üyesi hareketliliği nasıl sağlanabilir? Merkezdeki gelişmiş üniversiteler ile gelişmekte olan üniversiteler neler yapabilir veya yapmalı? Bu konuda daha net hedeflerin konulması ve bunun mali desteğinin sağlanması gerekir. YÖK’ün kararına bile gereksinim kalmadan iki üniversite kendi arasında senato ve yönetim kurulu kararları ile işbirliği yaparak öğrenci ve öğretim üyesi değişimi yapabilir. Ancak merkezi bir koordinasyonun olması ve mali alt yapısını kurması bakımından mevcut hali ile YÖK’ün veya ÜAK’lun denetimde olması gerekir. İç Erasmus sağlayacak koordinasyonu YÖK sağlayabilir. İkili Anlaşmalar YÖK bünyesinde oluşturulacak bir birim tarafından sağlanabilir. Programlar, fakülte ve bölümler bazında yapılacak anlaşma ile sağlanabilir. ÖĞRETİM ÜYESİ DEĞİŞİMİ Bir çok insan üniversiteler arasında bilim insanı ve öğrenci değişiminin zorluğunu gündeme getiriyor. Ancak bütün dünyada benzeri bir yaklaşımın var. Parçacık Fiziği yazısı Orhan Bey, son CBT'de CERN LHC'de başlamak üzere olan parçacık fiziği deneylerine yer vermenizi memnuniyetle karşıladık. Yazı genelde güzel bir derleme, yalnız birkaç ufak noktayı düzeltmek istiyorum. ALICE deneyinde 50 Türk bilim insanının çalıştığı söyleniyor ki, bu doğru değil. Bu LHC deneylerinde çalışan toplam sayıya daha yakın. ALICE'te sadece Yıldız Teknik Üniversitesi’nden birkaç arkadaş çalışıyor. Türk katılımı ağırlıklı olarak CMS ve ATLAS deneylerinde. En büyük grup ta CMS deneyine 26 kişiyle katılan Çukurova Üniversitesi grubu (https://cmsdoc.cern.ch/cgidoc/FindInstPeople?LAB=ADANACUKUROVA&KEEP=CMS) Yazıda 'kuark' kelimesi hep 'quark' olarak yazılmış, biz Türkçe imlayı tercih ediyoruz, benzer biçimde 'string' için 'sicim' kullanıyoruz. Dikkatli bir okumayla düzeltilebilecek başka noktalar da var. Belki hiç birisi fazla önemli değil ama CBT'nin yıllanmış bir okuru olarak ufak tefek hatalar bile beni rahatsız ediyor, olmamasını diliyorum. Uygun görürseniz bundan sonra deneysel parçacık fiziği ile ilgili yazıları önceden okuyup düzeltebilirim. Prof. Dr. Gülsen Onengut Türkiye gibi yetersiz öğretim üyesine rağmen hızla üniversiteleşen bir ülkede acaba Erasmus programı benzeri bir program ülkemizdeki üniversitelerde verimliliği artırmada kullanılamaz mı? Ülkemizin nitelikli denilebilecek birkaç üniversitesinin batıdaki büyük şehirlerde konuşlandığı, doğu ve ğüney Anadolu’daki üniversitelerde ise halen üniversiteleşme mücadelesinin verildiği bir durumda, iç Erasmus CBT 1117/ 21 15 Ağustos 2008 İÇ ERASMUS PROGRAMI