Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Paleontoloji EVRİMDE İKİ BÜYÜK BULUŞ Son günlerde evrim olgusuna somut kanıt oluşturabilecek iki türler arası geçiş süreci konusuna netlik kazandırırken, yeni önemli bilimsel gelişme yaşandı. Bunlardan biri kol ve ayağa moleküler biyoloji teknikleri bir hücrenin içindeki süreçlerin benzer yüzgeçleri olan bir balık fosilinin bulunmasıdır. Bu keşif milyonlarca yıl boyunca nasıl evrildiğini gösteriyor. 1 Evrimin kayıp halkası bulundu! Bilim adamlarının, Kanada’nın kuzeyinde Ellesmere Adası’nda buldukları bir fosil, evrim sürecinde balıktan kara hayvanlarına geçişteki kayıp halkayı oluşturuyor. Akıllı tasarımı savunanlar için bir darbe niteliği taşıyan bu fosil, canlıların 375 milyon yıl önce sudan çıkıp kara yaşamına nasıl uyum sağladığını göstermesi açısından çok önemli bir kilometre taşı. aleontologlar, Tiktaalik roseae adını verdikleri timsaha benzer hayvan buluntusu ile ilgili bulguları Nature isimli bilim dergisinin son sayısında yayımladılar. Bu fosilin, sürüngenler ile kuşlar arasında köprü oluşturan ünlü Archaeopterix fosili gibi evrimi temsil eden bir ikon olması bekleniyor. Fosil kayıtlarındaki boşlukların daha yüksek bir gücün varlığını gösterdiğini iddia eden akıllı tasarım yanlıları için bu keşif bir darbe niteliği taşıyor. Ünlü evrim biyoloğu Richard Daw kins, "Canlıların karada boy göstermesi evrim tarihindeki en önemli geçişlerden biridir. Bu nedenle Tiktaalik bu öykünün en önemli bağlantısını oluşturuyor" diyor. P SIĞ SUDA YAŞAYAN BALIK İnuit dilinde büyük, sığ su balığı anlamına gelen Tiktaalik, suda yaşayan hayvanların karaya geçişinin kademeli oldu ğunu gösteriyor. Bu da balıkların karaya çıkmadan önce sığ sularda bir dönem geçirdiği anlamına geliyor. 417 milyon ile 354 milyon yıl önce Devonian Dönem’de yaşadığı tahmin edilen hayvanın, tetrapod denilen 4 bacaklı ilk hayvanlara benzer kafatası, boyun ve kaburgalarının olduğu görülüyor. Bunun yanı sıra hayvanın balıklarda olduğu gibi pulları, yüzgeçleri ve ilkel bir çenesi var. Tiktaalik’i bulan bilim adamları, hayvanın keskin dişlere, timsah gibi bir kafaya ve 2.75 metre uzunluğunda bir gövdeye sahip olduğunu bildiriyor. Nature’daki makalenin yazarlarından ve Cambridge Üniversitesi Paleontoloji Bölümü’nden Jennifer Clack, bu buluntunun önemini şöyle açıklıyor: "Bu fosilin önemi birden fazla nedene dayanıyor. En önemlisi bugüne dek çok iyi korunmuş ve tamam olması." Bilim adamları, önceleri milyonlarca yıl önce balıkların sudan çıkıp kara ya Fosilleri bulunan Tiktaalik’in canlandırılmış hali şamına uyum sağlamaya yöneldiklerini öngörüyordu. Balık ile karaya uyumlu tetrapodlar arasında köprü oluşturan bir hayvanın var olduğundan kuşkulanıyorlar, fakat bu hayvanın varlığına ilişkin somut verilere ulaşamıyorlardı. Chicago Üniversitesi’nden biyolog Neil Shubin "Tiktaalik balık ile kara hayvanları arasındaki sınırı, anatomisi ve yaşam şekli ile ortadan kaldırıyor" diyor. Shubin, Tiktaalik’in bulunmasıyla sonuçlanan keşif gezisinin lideriydi. Neredeyse hiç bozulmamış durumda olan fosil, Kuzey Kutbu’na 1000 kilometre mesafedeki Ellesmere Adası’nda bulundu. Bu ada Kanada’ya ait. Bu keşifte Philadelphia’daki Doğa Bilimleri Akademisi, Chicago Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi’nden bilim adamları hazır bulundu. Daha önce bilim adamları bu fosili aramak için buzul çöllerinin elverişsiz koşullarında arayışlarını sürdürmüşlerdi. Bu hayvan, sudan karaya geçiş sınırındaki bir hayvanın ilk eksiksiz kanıtı. "Bu keşif bir düşün gerçeğe dönüşmesinden başka bir şey değil" diye konuşan Amerikan Doğa Bilimleri Akademisi’nden Ted Daeschler, "Ellesmere Adası’ndaki 2 Evrime, moleküler Son yapılan bir çalışma karmaşık biyolojik yapıların moleküler bazda nasıl evrimleştiğini ortaya çıkartıyor. Bu bulgular moleküler gelişimin Darwin’in evrim kuramıyla tamamen uyum içinde olduğunu gösteriyor. Böylece evrim kuramına karşı çıkanların öne sürdüğü ‘sadeleştirilemez karmaşa" kuramının ne kadar büyük bir yanılgı olduğu anlaşılmış oldu. temelde doğrulama! oyları uzun süredir tükenmiş olan hayvan genlerinin yeniden oluşturan bilim adamları, varolan parçaları değiştirerek, ilk kez evrimin aşama aşama yeni bir moleküler yapıyı nasıl yaratmış olabileceğini ortaya çıkarttılar. Science isimli saygın bilim dergisinin son sayısında yayımlanan makaleye göre bu bulgular, küçük değişikliklerin canlı hücrelerin içindeki karmaşık mekanizmayı nasıl yarattığını anlamakta zorluk çeken evrim karşıtlarına bir yanıt niteliği taşıyor. "Karmaşık sistemlerin evrimi, evrim biyolojisinin en çok sorgulanan konularından biridir" diye konuşan Oregon Üniversitesi’nden biyoloji profesörü Joseph W.Thornton, "Bizler, yani evrim biyologları, bu sistemin moleküler düzeyde nasıl evrildiğini öğrenmek istedik. S Bizim hedefimiz, sistemin evrilip evrilmediğini değil –bundan kesinlikle eminiz bu sistemin nasıl evrimleştiğini anlamaktı. Bizim çalışmamız da zaten bunu gösteriyor" diyor. Charles Darwin "Türlerin Kökeni" isimli kitabında bu konuda şöyle diyordu: "Benim kuramım, herhangi bir kompleks organın çok sayıda ve birbiri ardına meydana gelen küçük değişikliklerle oluştuğu varsayımına dayanır." Biyoloji Profesörü Joseph W.Thornton ANAHTAR VE KİLİT ROLÜNDEKİ HORMONLAR Dr. Thornton’un deneyleri iki hormon reseptörü üzerine odaklandı. Bunlardan biri stres tepki sisteminin bir parçası, diğeri, şekli aynı olmakla birlikte, farklı bir biyolojik süreç içinde yer alır. Bunların arasında gelişmiş hayvanlardaki böbrek fonksiyonları da dahildir. Hormonlar ve hormon reseptörleri, kilit ve anahtar çifti gibi çalışan protein molekülleridir. Hormonlar spesifik reseptörlere bağla 995/14 15 Nisan 2006